SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CİHAD ve SİYER BAHSİ

<< 1738 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

15 - (1738) حدثنا محمد بن المثنى وعبيدالله بن سعيد. قالا: حدثنا عبدالرحمن. حدثنا شعبة عن خليد، عن أبي منضرة، عن أبي سعيد،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم. قال: (لكل غادر لواء عند أسته يوم القيامة).

 

[ش (عند أسته) أي خلف ظهره. لأن لواء العزة ينصب تلقاء الوجه. فناسب أن يكون علم المذلة فيما هو كالمقابل له. قال في الفتح: قال ابن المنير: كأنه عومل بنقيض قصده. لأن عادة اللواء أن يكون على الرأس. فنصب عند السفل زيادة في فضيحته. لأن الأعين غالبا تمتد إلى الألوية فيكون ذلك سببا لامتدادها إلى التي بدت له ذلك اليوم، فيزداد بها فضيحة].

 

{15}

Bize Muhammed b. El-Müsennâ ile Ubeydullah b. Saîd rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abdurrahmân rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Huleyd'den, o da Ebû Nadra'dan, o da Ebû Saîd'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti.

 

«Kıyamet gününde her vefasız için arkasında bir sancak olacaktır.» buyurmuşlar.

 

 

16 - (1738) حدثنا زهير بن حرب. حدثنا عبدالصمد بن عبدالوارث. حدثنا المستمر بن الريان. حدثنا أبو نضرة عن أبي سعيد. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (لكل غادر لواء يوم القيامة يرفع له بقدر غدره. ألا ولا  غادر أعظم غدرا من أمير عامة).

 

[ش (من أمير عامة) أي من غدر صاحب الولاية العامة، لأن غدره يتعدى ضرره إلى خلق كثير].

 

{16}

Bize Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Abdüssamed b. Abdilvâris rivayet etti. (Dediki): Bize Müstemir b. Keyyân rivayet etti. (Dediki); Bize Ebû Nadra, Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Kıyamet gününde her vefasız için bir sancak olacak; kendisi için vefasızlığı mikdarı  dikilecektir. Dikkat edin ki, gadir i'tibari ile âmmeyi idare edenden daha büyük vefasız yoktur.» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadîslerden Abdullah b. Ömer rivayetini Buhâri «Kitabu'l-Edeb» ile «Kitâbu'l-Fiten»de; Abdullah b. Mes'ûd rivayetini -ki Abdullah diye geçti- «Kitâbu'l-Cizye»de tahrîc etmiştir.

 

Gadir: Bir şeyi yapacağına söz verip de yapmayan vefasız demektir. Her vefasız için bir sancak dikilmekten murâd: Onu halk huzurunda teşhîr edecek bir alâmet dikilmesi dir. Eskiden bir kimse verdiği sözü yerine getirmezse Araplar pazar yerlerine sancaklar dikerek onun vefasızlığını teşhir ederlermiş.

 

«Bu filânın vefasızlığıdır.» cümlesinin manâsı: Bu onu rezîl eden vefasızlığının alâmetidir, demektir.