NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
157 - (1909) حدثني
أبو الطاهر
وحرملة بن
يحيى (واللفظ
لحرملة) (قال
أبو الطاهر:
أخبرنا. وقال
حرملة: حدثنا
عبدالله بن
وهب). حدثني
أبو شريح؛ أن
سهل بن أبي
أمامة بن سهل
بن حنيف حدثه
عن أبيه؛ عن
جده؛ أن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال (من
سأل الشهادة
بصدق، بلغه
الله منازل
الشهداء، وإن
مات على
فراشه) ولم
يذكر أبو
الطاهر في
حديثه (بصدق).
{157}
Bana Ebû't-Tahir ile
Harmele b. Yahya rivayet ettiler. Lafz Harmele'nindir. Ebû't-Tahir (bize haber
verdi) tabirini kullandı. Harmele: Bize Abdullah b. Vehb rivayet etti dedi.
(Demişki): Bana Ebû Şüreyh rivayet etti, ona da babasından o da dedesinden naklen
Sehl b. Ebî Ümâme b. Sehl b. Huneyf rivayet etmişki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Her kim sıdk ile
Allah'dan şehidlik dilerse: Allah onu şehidlerin menzilesine ulaştırır. Velev
ki döşeğinde ölmüş olsun.» buyurmuşlar. Ebû't-Tahir kendi hadisinde «sıdk»
kelimesini anmamıştır.
izah:
Bu hadisin ikinci
rivayeti birinciyi tefsir etmiştir. Her iki rivayetin manası: Bir kimse hulusi
kalb ile şehit olmayı isterse döşeğinde bile ölse kendisine şehit sevabı
verilir demektir. Burada şöyle bir sual hatıra gelebilir: Acaba şehit olmaya
niyet etmek harbe başlarken mî şarttır, yoksa harbe çıkarken yapılan umumi
niyyet kafimidir?
Cevab: Umûmi niyyet
kâfidir. Çünkü sahih hadisde sabit olmuştur ki bir kimse gaza etmek niyetiyle
bir at beslese kendisine o hayvanı beslediği müddetçe gaza sevabı verilir.
Halbuki o zat hayvanı her doyurup suladıkça ayrı ayrı gazaya niyet etmiş
değildir. Bir de harbin başladığı an telaş ve dehşet zamanıdır. Şehit olmaya
niyet o anda şarttır demek güçlük doğurur. Hadisi şerif şehit olmayı istemenin
ve hayra niyetin müstehab olduğuna delildir.