NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
177 - (1925) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا هشيم
عن داود بن أبي
هند، عن أبي
عثمان، عن سعد
بن أبي وقاص.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (لا يزال
أهل الغرب
ظاهرين على
الحق حتى تقوم
الساعة).
[ش
(أهل الغرب)
قال علي بن
المديني:
المراد بأهل الغرب،
العرب،
والمراد
بالغرب،
الدلو الكبير
لاختصاصهم
بها غالبا.
وقال آخرون:
المراد به
الغرب من
الأرض. وقال
معاذ: هم
بالشام: وجاء
في حديث آخر:
هم ببيت
المقدس. وقيل:
هم أهل الشام
وما وراء ذلك.
قال القاضي:
وقيل المراد
بأهل الغرب، أهل
الشدة والجلد.
وغرب كل شيء
حده].
{177}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Bize Hüseyn, Davud b. Ebî Hind'den, o da Ebû Osman'dan,
o da Sa'd b. Ebî Vakkâs'dan naklen haber verdi. Sa'd şöyle demiş: Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Garb ehli kıyamet
kopuncaya kadar Hakk üzere yardımcı olmakta devam edeceklerdir» buyurdular.
izah:
Bu rivayetlerin
bazılarını Buhari Menakıb bahsinde tahri etmişir.
Hadisi Şerifin izahı
Kitabu-l-İman'ın sonlarında geçmişti. Buradaki kokudan murad kıyamete yakın
Yemen taraflarından çıkarak kadın erkek her mu'minin ruhunu kabzedecek olan
rüzgârdır. Bahsedilen taife veys cemaata gelince: Buhârî bunlardan murad ulemâ
olduğunu söylemiş; imam Ahmed b. Hanbel ise: -«Bunlar ehli Hadîs değilseler
kimler olacağını bende bilemiyorum» demiştir. Kadı iyâd imam Ahmed in bu
sözüyle Ehl-i Sünnet vel-Cemaati, hadîs ulemasının mezhebinde olanları
kasdettiğini söylemektedir. Nevevî diyor ki: «ihtimalki bu taife muhtelif
mu'minler arasına dağılmıştır. Bazıları cengâver yiğitler, bir takımları fukaha
ve hadîs uleması kimisi zâhıd kimisi Emri bil ma'rufu yapan zevattır. Hepsinin
bir yerde toplu bulunmaları lâzım gelmez. Bilâkis muhtelif yerlerde
bulunurlar.» Hadisin son rivayetinde zikri geçen «Garb ehlî»'nden murad Ali b.
Medînî'ye göre araplardır. Garb: Büyük kova manasına gelir. Bunu ekseriyetle
arablar kullandıkları için onlara «Garb Ehli» denilmiştir. Diğer ulemaya göre
Garbdan murad batıdır. Muaz bunların Şamlılar olduğunu söylemiştir. Kudüslüler
olduğunu bildiren hadisde vardır. Bazıları «Garb Ehlinden murad: Hiddet ve
şiddet sahibi insanlardır.
Hasılı yer yüzü
kıyamete kadar cihaddan hâli kalmayacaktır. Bir yerde harb ve cidal bitse başka
yerde yenisi patlayacak kıyamet yaklaşıncaya kadar bu böyle gidecek ve Hak yolunda
mücahede eden halis müslümanlar bulunacaktır.
Hadîsin bir rivayeti
Allah'ın çok hayır vermek istediği kulunu fakih yaptığı bildirilmektedir.Yani o
kimseye Şeriat sahibinin emirleriyle nehiylerinin sırrını ilâhi bir nûr ile
anlatır. Bu rivâyet ilmin ve ulemanın faziletine, din âlimi olmanın imanı
kurtarmaya bir alâmet sayıldığına delildir. Hadisi Şerifin bütün rivayetleri
bir mucizeyi ispat etmektedir. Bu mucize Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
haber verdiği cemaatlerin bugüne kadar her devirde zuhur edip hak din uğuruna
mücadele etmeleridir Hadisi Şerif ayrıca icmaın hüccet olduğuna da delildir.
Nevevî: ««Bu hadîs kendileriyle istidlal edilen en sahih hadislerdendir.»
diyor.