NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
10 - (1962) وحدثني
يحيى بن أيوب
وعمرو الناقد
وزهير بن حرب.
جميعا عن ابن
علية (واللفظ
لعمرو) قال:
حدثنا
إسماعيل بن
إبراهيم عن
أيوب، عن
محمد، عن أنس.
قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، يوم
النحر (من كان
ذبح قبل
الصلاة،
فليعد) فقام
رجل فقال: يا
رسول الله!
هذا يوم يشتهى
فيه اللحم.
وذكر هنة من
جيرانه. كأن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم صدقه.
قال: وعندي
جذعة هي أحب
إلي من شاتي
لحم.
أفأذبحها؟
قال فرخص له.
فقال: لا أدري
أبلغت رخصته
من سواه أم
لا؟ قال:
وانكفأ رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إلى
كبشين
فذبحهما. فقام
الناس إلى
غنيمة.
فتوزعوها. أو
قال فتجزعوها.
[ش
(هنة) أي حاجة.
(انكفأ)
أي مال وانعطف.
(غنيمة)
تصغير غنم].
{10}
Bana Yahya b. Eyyûb ile
Amru'n-Nâkıd ve Züheyr b. Harb toptan İbııi Uleyye'den rivayet ettiler. Lâfız
Amr'ındır. (Dediki): Bize İsmail b. İbrahim, Eyyûb'dan, o da Muhammcd'den, o da
Enes'den naklen rivayet etti. Enes şöyle demiş.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) kurban günü :
«Her kim namazdan önce
kurban kesti ise hemen iade etsin.» buyurdu. Bunun üzerine bir adam kalkarak :
— Yâ Resûlallah! Bu öyle bir gündür ki, onda et
arzu edilir, dedi. Ve komşularının bir hacetini andı. Galiba Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onu tasdik etti. Adam:
— Bende bir oğlak var ki, bence iki et
koyunundan daha muteberdir. Onu keseyim mî? dedi. O da kendisine ruhsat verdi.
Enes demiş ki: Bunun
ruhsatı başkasına ulaştımı ulaşmadı mı bilmiyorum. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) de iki koç'a davranarak onları kesti. Halk hemen koyuncağıiza
koşarak onu paylaştılar. (Yahut: Onu parçaladılar, demiştir.)
11 - (1962) حدثنا
محمد بن عبيد
الغبري. حدثنا
حماد بن زيد.
حدثنا أيوب
وهشام عن
محمد، عن أنس
بن مالك؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم صلى ثم
خطب. فأمر من
كان ذبح قبل
الصلاة أن
يعيد ذبحا ثم
ذكر بمثل حديث
ابن علية.
[ش
(ذبحا) أي
حيوانا يذبح].
{11}
Bize Muhammed b. Ubeyd
El-Guberi rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Zeyd rivayet etti. (Dediki):
Bize Eyyub ile Hişam, Muhammed'den, o da Enes b- Mâlik'den naklen rivayet etti
ki,
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) namazı kılmış. Sonra hutbe okumuş ve namazdan önce kim kurban
kesti ise, tekrar bir hayvan kesmesini emir buyurmuş...
Bundan sonra râvi İbni
Uleyye hadîsi gibi rivayette bulunmuştur.
12 - (1962) وحدثني
زياد بن يحيى
الحساني.
حدثنا حاتم
(يعني ابن
وردان). حدثنا
أيوب عن محمد
بن سيرين، عن أنس
بن مالك. قال:
خطبنا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يوم أضحى.
قال فوجد ريح
لحم. فنهاهم
أن يذبحوا.
قال: (من كان
ضحى، فليعد)
ثم ذكر بمثل
حديثهما.
{12}
Bana Ziyâd b. Yahya
EI-Hassânî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hatim (yâni İbni Ver'dân) rivayet
etti. (Dediki): Bize Eyyûb, Muhammed b. Sîrîn'den, o da Enes b. Mâlik'den
naklen rivayet etti, Enes şöyle demiş.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) kurban günü bize hutbe okudu. Arkacığından et kokusu duydu.
Ve ashabı hayvan kesmekten men etti.
«Her kim kurban kesti
ise hemen icde etsin.» buyurdular. Sonra râvi yukarkilerin hadîsi gibi
rivayette bulunmuştur.
İzah:
Berâ' hadisini Bubârî
«Edâhi»de; Enes hadîsini «îydeyn» ile «Edâhi’de; aynı hadîsi Nesâî «Salât» ve
«Edâhi» bahislerinde; İbni Mâce «Edâhi»'de, Ukbe hadîsini Buhârî «Dehâya»,
«Şerika» ve «Vekâlet» bahislerinde; Nesâî ve İbni Mâce *Kitâbudahâyâ»'da
muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Ebû Bürde'ye: «O et koyunudur!» buyurması; kurban
yerine geçmez, sevabı da yoktur. Yiyeceğin etten ibarettir, manasınadır.
Cezea: Bir yılını
bitirmiş de ikiye basmış oğlaktır. Esmâiyye göre Cezea, bir senelik oğlak ve
sekiz-dokuz aylık kuzu mânâlarına gelir. Bazıları bir senelik kuzu mânâsına
geldiğini söylemişlerdir. Burada herhalde bir senelikten biraz küçük oğlak
manasınadır. Zira senesini doldurmuş koyun ve keçiden herkes için kurban olur.
«Bu öyle bir gündür ki,
onda et mekruhtur...» cümlesi hakkında söz edilmiştir. Bâzıları «mekruh»
kelimesini «makrûn» şeklinde rivayet etmiştir. Makrûn, et arzu edilir
manasınadır. Nitekim hadîsin bir rivayetinde: «Bu öyle bir gündür ki, onda et
arzu edilir» denilmiştir.
Mekruhtur rivayeti
hakkında Kaâdî İyâd şunları söylemiştir :
Yâni, o günde kurban
kesmeyi terk ederek çoluğunu çocuğunu etsiz bırakmak ve onlara et hasreti
çektirmek mekruhtur. Bana üstad Ebû Abdullah b. Süleyman şunu söyledi : «Bu
cümlenin mânâsı kurban edilmesi caiz olmayan hayvanı kesmektir. Sünnete muhalif
olduğu için bu hayvanın eti mekruh olur.»
Hafız Ebû Mûsa'ya göre
mezkûr cümleden murad: «Bugün et aramak mekruhtur, güçtür» manasınadır —ki;
Nevevî bu mânâyı beğenmektedir.