NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
78 - (2102) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا أبو
خيثمة عن أبي الزبير،
عن جابر. قال:
أتي
بأبي قحافة،
أو جاء، عام
الفتح أو يوم
الفتح، ورأسه
ولحيته مثل
الثغام أو
الثغامة. فأمر،
أو فأمر به
إلى نسائه،
قال (غيروا
هذا بشيء).
[ش
(الثغام أو
الثغامة) قال
أبو عبيد: هو
نبت أبيض الزهر
والثمر. شبه
بياض الشيب
به. واحدتها
ثغامة. وقال
ابن الأعرابي:
شجرة تبيض
كأنها الثلج].
{78}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Hayseme, Ebû'z-Zübeyrden, o da Câbir'den
naklen haber verdi. Câbir şöyle demiş:
Fetih yılında —yahut
fetih gününde— Ebû Kuhâfe'yi getirdüer —yahut geldi—, başı ve sakalı seğam
—yahut seğame çiçeği — gibiydi. Kadınlarına emir buyurdu —yahut emredildi —
«Bunu bir şeyle
değiştirin!» buyurdular.
79 - (2102) وحدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا
عبدالله بن
وهب عن ابن
جريج، عن أبي
الزبير، عن
جابر بن
عبدالله. قال:
أتي
بأبي قحافة
يوم فتح مكة.
ورأسه ولحيته
كالثغامة
بياضا. فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم (غيروا
هذا بشيء،
واجتنبوا
السواد).
{79}
Bana Ebû't-Tâhir de
rivayet etti. (Dediki); Bize Abdullah b. Vehb, İbni Cüreyc'den, o da
Ebû'z-Zübeyr'deıı, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi. (Şöyle demiş)
:
Mekke'nin fethedildiği
gün Ebt Kuhâfe'yi getirdiler, başı ve sakalı seğame çiçeği gibi beyazdı.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bunu bir şeyle
değiştirin ama siyaha boyamaktan kaçının!» buyurdular.
İzah:
Ebû Kuhafe. Hz. Ebû
Bekr Osmani'dır. Mekke'nin fethedildiği gün müslüman olmuştur.
Seğam veya Seğame:
Beyaz çiçekli ve beyaz yemişli bir nebattır. Ağaran saçların beyazlığı buna
benzetilmiştir. İbni Arabi :
«Seğame tuz gibi bembeyaz
olan bir ağaçtır.» demiştir.
Kaadi îyâd diyor ki:
Sahabe ve tabiinin selefi saç boyamak ve boyanın cinsi hususunda ihtilâf
etmişlerdir. Bazıları boyamayı terketmenin efdal olduğunu söylemiş ve Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ağaran saçları değiştirmeyi yasak ettiğine
dair hadîs rivayet etmişlerdir. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ağaran
saçlarını değiştirmemiştir. Bu kavil Ömer, Ali, Übeyy (Radiyollahu anhum) ile
diğer bazı ashabdan rivayet olunmuştur.
Bir takımları saç
boyamanın efdal olduğunu söylemişlerdir. Sahabe ile Tabiinden ve onlardan sonra
gelenlerden bir cemâat saçlarını boyamışlardır. Delilleri Müslim'in ve
başkalarının rivayet ettikleri hadislerdir. Sonra bunlar ihtilâf etmişler ve
ekserisi saçlarını sarıya boyamışlardır. İbni Ömer, Ebû Hureyre ve daha
başkaları bunlardandır. Bu kavil Hz. Ali'den de rivayet olunur, içlerinden bir
cemâat saçlarını kına ve kütüm denilen boya ile, bâzıları zâferanla, bir cemaat
da kara boya ile boyamışlardır. Bu Hz. Osman'la Hz. Ali'nin oğulları Hasan ve
Hüseyin'den, Ukbe b. Âmir'den İbni Sîrin'den ve diğer bazı zevattan rivayet
olunmuştur.)
Bu babda Taberânî de
şunları söylemiştir: «Doğrusu şudur ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den
gerek ağaran saçların boyanması, gerekse bundan nehiy buyurulması babında
rivayet edilen hadîslerin hepsi sahihtir. Bunların arasında tenakuz da yoktur.
Boyama emri Ebû Kuhâfe gibi saçları fazla ağaranlaradır. Nehiy ise henüz saçı
ağarmaya başlayanlaradır. Selefin boyayı boyamama hususundaki ihtilâfı kendilerinin
değişik hallerine göredir. Bununla beraber bu husustaki emir ve nehiy bilicma
vucûb için değildir. Bundan dolayıdır ki: Selef bu hususta birbirlerini tenkîd
etmemişlerdir. Boyama veya boyamama hususunda nasih ve mensuh bulunduğunu
söylemek caiz değildir.»
Kaadî Iyâd'la diğer
bazı ulema bu rnes'eleyi iki şekilde hulâsa etmişlerdir :
1- Bir yerde saç
boyamak âdetse. saçları boyamamak, o âdete karşı çıkmak ve böylece şöhret
bulmaktır ki, mekruhtur. Aksi de böyledir. Yâni bir yerde ağaran saçları boyamamak
âdetse, orada saç boyamak mekruh olur.
2- Bu işi ağaran saçın
hâline göre değişir. Bir kimsenin ağaran saçiarı tertemiz olup, boyalı saçtan
daha güzel durursa, bu kimsenin saçlarını boyamaması evlâdır. Böyle değil de
çirkin ve iğrenç bir manzara arzediyorsa boyamak evlâdır.