SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

LİBAS BAHSİ

<< 2112 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

102 - (2112) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا خالد بن مخلد عن سليمان بن بلال، عن سهيل، عن أبيه، عن أبي هريرة. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (لا تدخل الملائكة بيتا فيه تماثيل أو تصاوير).

 

{102}

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid b. Mâhled, Süleyman b, Bilâl'den, o da Süheyl'den, o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş): Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«içinde timsâller veya suretler bulunan eve melekler girmez.» buyurdular.

 

 

İzah:

Ebû Talha hadîsini Buhari «Bed'ül-Halk» ve «Libâs» bahislerinde, Ebû Dâvud «Libâs»'da; Nesâî «Kitâbu'z-Zine»'de, Hz. Âişe rivayetlerini Buhârî «Libâs», «Buyu'» ve «Nikâh» bahislerinde, îbni Ömer hadîsini Buhârî «Libâs» bahsinde; İbni Mes'ûd hadîsini Buhârî «Libâs» bahsinde, Nesâî «Kitâbu'z-Zine»'de, İbni Abbâs hadîsini Buhârî «Kitâbu'l-Buyu'da, Nesâî «Kitâbu'z-Zine»'de, Ebû Hureyre hadîsini Buhârî «Kitâbu'I-libâs»'da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.

 

Görülüyor ki, bu rivayetler içinde köpek ve suret bulunan eve meleklerin girmeyeceğini, resim yapmanın memnu olduğunu, canlı resmi yapanların en şiddetli azaba giriftar olacaklarını bildirmektedirler. Köpek hakkında ulemanın sözlerini, meleklerin köpek beslenen haneye niçin girmediklerini ve bu girmeyen meleklerin nev'ini gördük.

 

Resim meselesine gelince, bu babda Nevevî şunları söylemektedir: «Bizim ulemâmızla diğer bir takım ulemâ, hayvan resmi yapmanın şiddetle haram olduğunu söylemişlerdir. Hayvan resmi yapmak büyük gunahlardandır. Çünkü bu hadislerde zikredıien şiddetli cezalar bunun üzerine tertib edilmiştir. Hayvan resmini küçümsenip tahkir edilen bir şey üzerine yapmakla küçümsenmeyen bir şey üzerine yapmak arasında fark yoktur, bunların ikisi de haramdır. Çunkü canlı resmi yapmakta Allan'ın yaratmasına benzeyiş vardır. yapılan resmin elbisede, yaygıda, altın veya gümüş paralarda, kaplarda, duvarda veya başka bir şey üzerinde olması hükmen hep birdir. Faıtat ağaç ve deve semeri gibi içinde canlı sûreti olmayan şeylerin resmini yapmaK haram değildir. Kesim yapmanın hükmü budur. Canlı suretinin yapıldığı şey duvara asılır yahut resim, giyilen elbise ve serpuş gibi küçümsenip hor görülmeyen şeylere yapılırsa haramdır. Yaygı, döşek ve yastık gibi çiğnenip hor görülen şeyler üzerine yapılması  haram değildir.

 

Bu hususta gölgesi olan eşya ile gölgesi olmayanların da bir farkı yoktur. Bu mes'elede bizim mezhebimizin hulâsası budur. Sahabe ve Tabiin ile onlardan sonra gelen ulemânın cumhuru da buna kaildirler. Sevrî ile Mâlik, Ebû Hanîfe ve diğer ulemânın mezhebleri dahî budur. Selefden bazıları sadece gölgesi olan şeyleri yapmanın haram olduğunu, gölgesi olmayan resimleri yapmakta beis bulunmadığını söylemişlerdir. Fakat bu mezheb bâtıldır. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kabul etmediği perdedeki suretin mezmum ve çirkin bir şey olduğunda hiç kimsenin şüphesi yoktur. Halbuki o suretin gölgesi yoktu. Bu babda vârîd olan mutlak hadîslerde bütün suretlere şâmildir.»

 

Zührî dahî nehyin umumî olduğunu söylemiş. Resim ister elbisede bir nakış olsun, ister duvara asılmış veya elbiseye yahut yaygıya yapılmış olsun, hakîr sayılsın, sayılmasın hükmün aynı olduğunu söylemiştir.

 

Ulemâdan bazıları, resim elbisede bir nakış olursa tahkir edilsin, edilmesin duvara asılsın, asılmasın caiz olduğunu söylemişler; gölgesi olan heykel gibi şeylerle, duvara yapılan resimleri mekruh görmüşler, bundan yalnız elbisedeki nakşı istisna etmişlerdir. Kasım b. Muhammed'in mezhebi budur. Bunlar gölgesi olan şeylerin memnu' olduğuna ve değiştirilmesi icab ettiğine ittifak etmişlerdir. Kaadî Iyâd bu hususta küçük kız çocuklarının oynadıkları kukla gibi şeylere ruhsat verildiğini söylemiştir. Lâkin İmam-ı Mâlik bir kimsenin kızına böyle oyuncak almasını kerih görmüştür. Hattâ bazı ulemâ kız çocukları hakkında verilen ruhsatın bu hadîslerle neshedildiğini söylemişlerdir.

 

Hz. Aişe'nin rivayet ettiği kuş resimli örtü meselesi resim haram kılınmazdan Önceye hamledilmiştir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in girip çıkarken onu gördüğü halde ses çıkarmaması bundandır. Haram kılınınca onu derhal yırtıp atmıştır.

 

Ressamların en şiddetli azaba duçar olacaklarını bildiren rivayet resim ve heykeli tapılmak maksadıyle yapanlara hamledilmiştir. Bittabi başkası tapsın diye heykel yapan kimse kâfirdir. En şiddetli azaba duçar olacaktır. Bazılarına göre şiddetli azab hadisteki mânâyı kasdedenlere yani yaptığı resim ve heykelle kendini Allah'a benzetenleredir. Böyle bir itikad sahibi dahî kâfirdir. Küfrünün çirkinliğine göre azabı artar. Fakat yaptığı resim ve heykelden tapma ve benzeme gibi bir şey kasdetmeyen ressam fasık ve büyük günah işlemiş sayılırsa da kâfir olmaz. Ressamlara heykeltraşlara :

 

«Yarattığınız şeylere can verin!» diye vâki olacak emir usûlü fıkıh ulemâsının erar-i ta'cizi dedikleri nevîdendir. Yâni bu emir onları âciz bırakmak için verilecektir. Kur'ân-ı Kerîm 'de ALLAH Teâlâ'nın küffâra Kur'ân-ı Kerîm'in on sûresine nazire getirmelerini emir buyurması bu kabildendir.

 

Hâsılı bu hadîsler canlı resmi yapmanın şiddetle haram kılındığına delildirler.

 

Ağaç taş gibi ruh taşımayan şeylerin resmini yapmak, alıp satmak ise haram değildir. Bu babda ulema müttefikdirler. Yalnız Mücâhid'in meyva veren ağacın resmini mekruh gördüğü rivayet edilir.