SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

LİBAS BAHSİ

<< 2121 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

114 - (2121) حدثني سويد بن سعيد. حدثني حفص بن ميسرة عن زيد بن أسلم، عن عطاء ابن يسار، عن أبي سعيد الخدري،

 عن النبي صلى الله عليه وسلم قال (إياكم والجلوس في الطرقات) قالوا: يا رسول الله! مالنا بد من مجالسنا. نتحدث فيها. قال رسول الله صلى الله عليه وسلم (فإذا أبيتم إلا المجلس، فأعطوا الطريق حقه) قالوا: وما حقه؟ قال (غض البصر، وكف الأذى، ورد السلام، والأمر بالمعروف، والنهي عن المنكر).

 

{114}

Bana Süveyd b. Saîd rivayet etti. (Dediki): Bana Hafs b. Meysera, Zeyd b. Eslem'den, o da Ata* b. Yesâr'dan, o da Ebû Saîd-i Hudrî'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etti:

 

«Yollarda oturmaktan sakının!» Ashâb:

 

  Yâ Resûlallah! Bizim oralarda oturmamız kaçınılmaz bir şeydir. Biz oralarda konuşuyoruz, demişler. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Oturmaktan başka bîr çâreniz yoksa, o halde yolun hakkını verin!» buyurmuş. Ashâb :

 

  Onun hakkı nedir? diye sormuşlar.

 

«Gözü yummak, ezayı men etmek, selâmı almak, iyiliği emir, kötülüğü nehyetmektir.»

 

 

(2121) - وحدثناه يحيى بن يحيى. أخبرنا عبدالعزيز بن محمد المدني. وحدثناه محمد بن رافع. حدثنا ابن أبي فديك. أخبرنا هشام (يعني ابن سعد). كلاهما عن زيد بن أسلم، بهذا الإسناد، مثله.

 

{…}

Bize bu hadîsi Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dediki): Bize AbdûlAziz b. Muhammed El-Medenî haber verdi, H.

Bize bu hadîsi Muhammed b. Râfi' dahî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Ebî Füdeyk rivayet etti. (Dediki): Bize Hişam (yâni İbni Sa'd) haber verdi.

 

Her iki râvi Zeyd b. Eslem'den bu isnadla bu hadîsin mislini rivayet etmişlerdir.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî «Mezâlim» ve «İsti'zan» bahislerinde; Ebû Dâvud «Kitâbu'l-Edeb»'de tahrîc etmişlerdir.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Goz.v yummak» tabiriyle bir kimseye sözle ve fiille hayırsız bir taarruzda bulunmamayı kasdetmiştir. Emr-i bil-ma'ruf bütün tâat ve iyiliklere şâmil bir kelimedir. Nitekim kötülükten nehiyde şer'an mekruh ve haram sayılan bütün kötü fiillere şâmildir. Ebû Dâvûd'un rivayetinde aksıran kimse Allah'a hamdederse ona «Yerhamükellah» demek, yol sorana yolu göstermek, Taberânî'nin Hz. Ömer'den rivayet ettiği bir hadîste imdat isteyene yardımda bulunmak gibi şeylerde vardır.

 

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yol üstüne oturmaktan nehiy buyurması sayılan şartlar ifa edilemiyeceğinden endişe ettiği içindir. Kurtubî diyor ki: «Ulemânın anladığına göre buradaki yasak oturmanın haram olduğunu bildirmek için değil, sedd-i zerîa yâni haram yollarını tıkama ve doğruyu göstermek içindir.»

 

Rivayete göre Abdullah b. Zübeyr: «Meclisler şeytanın halkalarıdır. Yapılacak bir hak görürlerse onu yapmazlar; batıl görürlerse onu def etmezler.» demiştir. Âmir de şunu söylemiştir: «Halk eskiden mescidlerinde otururlardı. Osman (Radiyallahu anh) öldürülünce yollara çıkıp haber soruşturmaya başladılar.»

 

Hadîs-i şerîf birçok faydaları bir araya toplamıştır. Hükümleri açıktır. Ezcümle yol üstlerine oturmaktan kaçınmalı, kimseye eziyet vermemelidir. Ğıybet, suizan, yoldan geçenleri tahkir ve yol vermemek gibi şeyler eziyette dâhil olduğu gibi, yol üstünde oturanlar korkulacak kimseler ise ve bundan dolayı halk oradan geçemezse, bu da eziyetten sayılır.