NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
1- (2255) حدثنا
عمرو الناقد
وابن أبي عمر.
كلاهما عن ابن
عيينة. قال
ابن أبي عمر:
حدثنا سفيان
عن إبراهيم بن
ميسرة، عن عمر
بن الشريد، عن
أبيه.
قال
: ردفت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يوماً. فقال
"هل معك من شعر
أمية بن أبي
الصلت شيئاً
؟" قلت: نعم.
قال "هيه"
فأنشدته بيتا.
فقال "هيه" ثم
أنشدته بيتا.
فقال "هيه"
حتى أنشدته
مائة بيت.
[ش
(شيئا) هكذا
وقع في معظم
النسخ: شيئا
بالنصب. وفي
بعضها: شيء
بالرفع. وعلى
رواية النصب
يقدر فيه
محذوف، أي هل
معك من شيء
فتنشدني
شيئا؟ (هيه)
قالوا: الهاء
الأولى بدل من
الهمزة. وأصله
إيه. وهي كلمة
للاستزادة من الحديث
المعهود. قال
ابن السكيت:
هي للاستزادة
من حديث أو
عمل معهودين.
قالوا: وهي
مبنية على
الكسر. فإن
وصلتها
نونتها. تقول:
إيه حدثنا. أي
زدنا من هذا
الحديث. فإن
أردت
الاستزادة من غير
معهود نونت
فقلت: إيه. لأن
التنوين
للتنكر. وأما
إيها،
بالنصب،
فمعناه الكف والأمر
بالسكوت.
ومعنى الحديث
أن النبي صلى
الله عليه
وسلم استحسن
شعر أمية
واستزاد من
إنشاده لما
فيه من
الإقرار
بالوحدانية
والبعث. ففيه
جواز إنشاد
الشعر الذي لا
فحش فيه
وسماعه، سواء
شعر الجاهلية
وغيرهم. وإن
المذموم من الشعر
الذي لا فحش
فيه إنما هو
الإكثار منه،
وكونه غالبا
على الإنسان.
فأما يسيره
فلا بأس
بإنشاده
وسماعه وحفظه].
{1}
Bize Amru'n-Nâkıd ile
İbni Ebî Ömer ikisi birden İbni Uyeyne'den rivayet ettiler. İbni Ebî Ömer
dediki: Bize Süfyân, İbrahim b. Meysera'dan, o da Amr b. Şerîd'den, o da
babasından naklen rivâyei etti. Şöyle demiş:
Bir gün ResûluIIah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in terkisine bindim:
«Hatırında Umeyye b.
Ebi's-Salt'ın şiirinden bir şey var mı?» diye sordu.
—Evet! dedim.
— Hîh! buyurdu. Ben de kendisine bir beyt
okudum. Yine:
— Hîh! dedi. Sonra kendisine bir beyit daha
okudum. O yine:
— Hîh! buyurdu. Tâ ki kendisine yüz beyit
okudum.
1-م- (2255) وحدثنيه
زهير بن حرب
وأحمد بن
عبدة. جميعا عن
ابن عيينة، عن
إبراهيم بن
ميسرة، عن
عمرو بن
الشريد. أو
يعقوب بن عاصم
عن الشريد.
قال:
أردفني رسول
الله صلى الله
عليه وسلم خلفه.
فذكر بمثله.
{M-1}
Bana bu hadîsi Züheyr b.
Harb ile Ahmed b. Abde dahî hep birden İbni Uyeyne'den, o da İbrahim b.
Meyserâ'dan, o da Amr b. Şerid'den yahut Yâkub b. Âsım'dan, o da Şerid'den
naklen rivayet etti. Şöyle demiş:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) beni arkasına bindirdi...
Râvi yukarki hadîsin mislini nakletmiştir.
1-م-2- (2255) حدثنا
يحيى بن يحيى.
أخبرنا
المعتمر بن سليمان.
ح وحدثني زهير
بن حرب. حدثنا
عبدالرحمن بن
مهدي. كلاهما
عن عبدالله بن
عبدالرحمن
الطائفي، عن
عمرو بن
الشريد، عن
أبيه. قال:
استنشدني
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. بمثل حديث
إبراهيم بن
ميسرة. وزاد:
قال "إن كاد
ليسلم". وفي
حديث ابن مهدي
قال "فلقد كاد
يسلم في شعره".
{M-1-2}
Bize Yahya b. Yahya da
rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir b. Süleyman haber verdi. H.
Bana Züheyr b. Harb dahî
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahman b. Mehdî rivayet etti. Her iki râvi
Abdullah b. Abdirrahman Et-Tâifî'den, o da Amr b. Şerîd'den, o da babasından
naklen rivayet etmişlerdir. Şöyle demiş:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) benden şiir okumamı istedi...
Râvi İbrahim b.
Meysera'nın hadîsi gibi rivayette bulunmuş, şunu da ziyâde etmiştir :
«Az daha müslüman
oluyordu,» buyurdu. İbni Mehdî'nin hadîsinde :
«Yemin olsun şirinde az
daha müslüman oluyordu.» buyurdu cümlesi vardır.
izah:
Kastalâni diyor ki:
«Ümeyye b. Ebi's-Salt câhiliyyet devri şairlerindendir. İslâm'ın ilk
devirlerine de yetişmiştir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hak dinle
gönderildiğini duymuş, fakat ona îmân etmek kendisine nasîb olmamıştır. Câhiliyyet
devrinde ibâdet ederdi. Şiirinde Allah'ın birliğine dâir çok söz etmiştir.
Mânâların derinliğine dalar, hakikatlere dikkat gösterirdi. Bundan dolayıdır
ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun şiirini beğenmiş, okundukça
daha fazlasını dinlemek istemiştir.»
Hıh kelimesinin aslı
ih'dir. Bundan murad anlattığın şeyi ziyâde et, daha anlat, demektir. Türkçede
de bu mânâda burundan konuşmak şartiyle hî denilir,
Hadîs-i şeriften maksat
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ümeyye b. Ebî Salt'in şiirlerini
beğendiğini anlatmaktır. Çünkü bu şiirlerde Allah'ın birliğini ikrar vardır. Bu
hadîs içerisinde kötü sözler bulunmayan şiiri okumanın ve dinlemenin caiz
olduğuna delildir. Okunan şiirin İslâmiyet veya Câhiliyet devrine ait olması
hükmen müsâvîdir. Şiirin içerisinde kötü ve müstehcen sözler olmasa bile
fazlası mezmumdur. Azını okuyup dinlemekte beis yoktur.
Bu hadîsteki «şey'en»
lâfzı bâzı nüshalarda «şey'ün» şeklinde merfu' olarak rivayet edilmiştir.
Mansub yâni «şey'en» okunduğuna göre cümlede mahzuf olduğu kabul edilir. Ve
«Hatırında bir şey var
mı ki, bana bir şey okuyasın.» şeklinde takdir olunur.