NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
3- (2278) حدثني
الحكم بن موسى،
أبو صالح.
حدثنا هقل
(يعني ابن
زياد) عن الأوزاعي.
حدثني أبو
عمار. حدثني
عبدالله بن
فروخ.حدثني
أبو هريرة قال:
قال
رسول الله
"أنا سيد ولد
آدم يوم
القيامة. وأول
من ينشق عنه
القبر. وأول
شافع وأول
مشفع".
[ش
(أنا سيد ولد
آدم) قال
الهروي: السيد
هو الذي يفوق قومه
في الخير.
وقال غيره: هو
الذي يفزع
إليه في
النوائب
والشدائد
فيقوم بأمرهم
ويتحمل عنهم
مكارههم
ويدافع عنهم].
{3}
Bana Hakem b. Mûsâ Ebû
Salih rivayet etti. (Dediki): Bize Hikl (yâni İbni Ziyad) Evzâî'dcn rivayet etti.
(Demişki): Bana Ebû Ammâr rivayet etti. (Dediki): Bana Abdullah b. Ferruh
rivayet etti. (Dediki): Bana Ebû Hureyre rivayet etti. (Dediki): Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Ben kıyâmet gününde
Âdem oğullarının seyyidi, kendisinden ötürü ilk kabiri yarılan ve ilk şefaat
isteyen ve kendisine ilk şefaat hakkı verilen olacağım.» buyurdular.
İzah:
Heravî'nin beyânına
göre Seyyid; hayır hususunda kavminden üstün olan kimsedir. Başkaları onu: Baş
sıkısında kendisine koşulan ve herkesin işini gören, kötülükleri insanlardan
def eden kimsedir diye tarif etmişlerdir.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) insanların hem dünyada hem âhirette ulusu ve efendisi olduğu halde
burada kıyamet gününde diye takyid etmesinin sebebi kıyamette büyüklüğü herkes
tarafından kabul edileceği, ona karşı gelen tek bir kimse kalmayacağı içindir.
Halbuki dünyada böyle değildir. Dünyada ululuk hususunda küffârın kıralları ve
müşriklerin reisleri kendisi ile münazaada bulunmuşlardır. Bu takyid Teâlâ
Hazretlerinin
«Bugün mülk kimindir,
Kahhar olan bir Allah'ında» âyeti celîlesine yakındır. Halbuki bundan önce de
mülk Allah'a mahsustu, lâkin dünyada mülkü iddia edenler, yahut mecazen mülk
kendilerine izafe edilenler vardı. Âhirette bütün bunlar bitmiştir.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) iftihar için, Ben Âdemoğullarının efendisiyim, dememiştir. Çünkü
meşhur bir hadîste :
«Ben ÂdemoğuIIarının
efendisiyim; iftihar değil» buyurmuştur. Ulemâ burada bu sözü iki sebepten
dolayı söylediğini beyân etmişlerdir :
«Rabbinin nimetini
anlat da anlat» [Duha son ayet] emrine imtisal için yâni tahdîsi nimet
kabîlindendir.
Bu söz ümmetine tebliği
vâcib olan beyandan ma'duddur. Tâ ki bilerek itikad etsinler ve icâbında
hareket ederek Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e mertebesine göre ta'zimde
bulunsunlar.
Bu hadîs Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bütün mahlûklar üzerine tafdil edildiğine
delildir. Çünkü ehl-i sünnetin mezhebine göre insanlar meleklerden efdal, Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ise hem insanlardan, hem de meleklerden efdaldir.
Gerçi bir hadîste :
«Nebiler arasında
üstünlük çıkarmayın!» buyurulmuştur. Fakat bu hadîse beş suretle cevap
verilmiştir :
1- Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bu sözü kendisinin bütün Âdemoğullarından üstün ve onların efendisi
olduğunu bilmezden önce söylemiş; Öğrenince kendisinin herkesten üstün olduğunu
haber vermiştir.
2-Bu sözü terbiye,
nezâket ve tevâzû yoluyla söylemiştir.
3- Yasak olan üstün
çıkarma birinin diğerinden noksanlığına vardırandır.
4- Yasak edilen fark
gözetme fitne ve düşmanlığa vardırandır.
5- Yasak edilen fark
gözetme Nebilik hususudur. Nebi olma hususunda aralarında fark yoktur. Fark
yalnız hasais ve diğer faziletler husûsundadır. Ve fark itikadı lazımdır. Çünkü
ALLAH Teâlâ :
«Bu Nebiler yok mu? Biz
onların bazısını bazıs! üzerine faziletli kıldık.» [Bakara 253] buyurmuştur.