NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
91 - (2337) حدثنا
محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة قال:
سمعت أبا إسحاق.
قال: سمعت
البراء يقول: كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم رجلا مربوعا.
بعيد ما بين
المنكبين.
عظيم الجمة
إلى شحمة
أذنيه. عليه
حلة حمراء ما
رأيت شيئا قط
أحسن منه صلى
الله عليه
وسلم
{91}
Bize Muhammed b. Müsennâ
ile Muhammed b. Beşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed b, Ca'fer rivayet
etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Ebû ishâk'ı dinledim.
(Dediki): Bera'ı şunu söylerken işittim:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) orta boylu, omuzlarının arası geniş, saç demedi kulaklarının
yumuşağına inecek kadar büyük bir zat idi. Üzerinde kırmızı bir hülle vardı.
Ben Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den daha güzel hiç bir şey
görmedim.
92 - (2337) حدثنا
عمرو الناقد
وأبو كريب.
قالا: حدثنا
وكيع عن
سفيان، عن أبي
إسحاق، عن
البراء قال: ما
رأيت من ذي
لمة أحسن في حلة
حمراء من رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. شعره
يضرب منكبيه.
بعيد ما بين
المنكبين. ليس
بالطويل ولا
بالقصير.قال
أبو كريب: له
شعر.
{92}
Bize Amru'n-Nâkid ile
Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki', Süfyân'dan, o da Ebû
İshâk'dan, o da Bera'dan naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):
Ben hiç bir uzun
saçlının kırmızı hülle içinde Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den daha
güzel olduğunu görmedim. Saçları omuzlarına çalıyordu. Omuzlarının arası
genişti. Ne uzundu, ne kısa.
Ebû Kureyb : «Saçı vardı»
dedi.
93 - (2337) حدثنا
أبو كريب،
محمد بن
العلاء. حدثنا
إسحاق بن
منصور عن
إبراهيم بن
يوسف، عن
أبيه، عن أبي
إسحاق. قال:
سمعت البراء
يقول: كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أحسن
الناس وجها.
وأحسنه خلقا.
ليس بالطويل
الذاهب ولا بالقصير.
{93}
Bize Ebû Kureyb Muhammed
b. Ala' rivayet etti. (Dediki): Bize İshâk b. Mansur, İbrahim b. Yûsuf'dan, o
da babasından, o da Ebû îshâk'dan naklen rivayet etti. (Demişki): Ben Berâ'ı
şunu söylerken işittim.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) yüzce insanların en güzeli, ahlâkça en iyisi idi. Fazla uzun değil,
kısa da değildi.
İzah:
Bu rivayetleri Buhârî «Kitâbu'l-Menâkıb»'de tahric etmiştir.
Merbu: Fazla uzun veya
kısa olmayan yâni orta boylu kimse demektir.
Vefra : Kulak
yumuşağına kadar inen; Ciimme : Omuzlara kadar inen; Limme ise; omuzların
üzerine döşenen saç demektir. Bu kelimelerin Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) hakkında kullanılması saçının zaman zaman hepsine uymasındandır. Saçını
kısaltmadığı zaman omuzlarına iner, kısalttığında kulaklarının yan hizasında
kalırdı.
Kaadî İyad diyor ki: Bu
hadîsteki «halkan» kelimesini cisminin sıfatlarına delâlet ettiği için (hâ) nın
fethi ve (lâin) m sükûnuyla tesbit ettik. Enes'in hadîsinde ise (hâ) nın zammı
ile rivayet olunmuştur. Çünkü orada Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
ahlâkından ve güzel muaşeretinden bahsedilmiştir.