NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
55 - (2420) حدثنا
محمد بن
المثنى وابن
بشار (واللفظ
لابن المثنى).
قالا: حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة. قال:
سمعت أبا
إسحاق يحدث عن
صلة بن زفر،
عن حذيفة، قال:
جاء
أهل نجران إلى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم.
فقالوا: يا
رسول الله!
ابعث إلينا
رجلا أمينا.
فقال "لأبعثن
إليكم رجلا
أمينا حق
أمين. حق أمين"
قال، فاستشرف
لها الناس.
قال، فبعث أبا
عبيدة بن
الجراح.
[ش
(فاستشرف) أي
تطلعوا إلى
الولاية ورغبوا
فيها، حرصا
على أن يكون
هو الأمين
الموعود في
الحديث. لا
حرصا على
الولاية من
حيث هي].
{55}
Bize Muhammed b. Müsennâ
ile İbni Beşşâr rivayet ettiler. Lâfız İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize
Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki):
Ebû İshâk'i Sile b. Züfer'den, o da Huzeyfe'den naklen rivayet ederken
dinledim, Huzeyfe şöyle demiş:
Necranhlar Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek': Yâ Resûlallah! Bize emin bir zât
gönder! dediler. Bunun üzerine :
«Size hakkıyla emin,
hakkıyta emin bir zât göndereceğim!» buyurdular. Halk bu vilâyete ermek için
hemen ileri atıldılar. Fakat o Ebû Ubeyde b. Cerrâh'ı gönderdi.
55-م - (2420) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم.
أخبرنا أبو
داود الحفري.
حدثنا سفيان
عن أبي إسحاق،
بهذا الإسناد،
نحوه.
{m-55}
Bize İshâk b. İbrahim
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Dâvud El-Haferi haber verdi. (Dediki): Bize
Süfyân, Ebu İshâk'dan bu isnadla bu hadisin benzerini rivayet etti.
İzah:
Bu hadisi Buhâri
«Fadâili Ashab», «Haberi Vâhid» ve «Meğazi» bahislerinde Tirmizi ile Nesâi «Menâkib»'de; İbiiü Mâce «Kitâbu's-Sünne»'de
muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Necran : Yemen'de bir yerdir.
Necranhlar 'dan murad Âkıb Seyyid, Ebû'l-Haris b. Alkame, kardeşi Kurs, Evs,
Zeyd b. Kays, Şeybe, Huveylid, Amr ve Ubeydullah namlarındaki zevattır. İbni
Sa'd'ın beyânına göre bunlar Hicretin dokuzuncu senesinde on dört kişilik bir
hey'et olarak gelmişlerdir. Hepsi eşrafdan imişler. O zaman henüz hıristiyan
bulunuyorlarrmş. Çok geçmeden içlerinden Seyyid ile Âkıb Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)''e gelerek müslüman olmuşlardır. Bu zevat Mescidi Nebevi'ye
zinetler ve güzel elbiseler içinde girmişler, ikindi olmuş kalkarak doğuya
doğru ibadete başlamışlar. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ashabına
bunlara bir şey dememelerini tembih buyurmuş. Onunla Ebû'l-Hâris, Seyyid ve
Âkıb konuşmuşlar ve kendilerine emin bir zatın gönderilmesini istemişler. O da
Ebu Ubeyde b. Cerrah'ı göndermiş.
Ashab-ı kiramın ileriye
atılmaları, her biri va'd edilen eminin kendisi olmasını dilediği içindir.
Yoksa Vali olmakta gözleri olduğu için değildir.