SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2439 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

80 - (2439) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. قال: وجدت في كتابي عن أبي أسامة: حدثنا هشام. ح وحدثنا أبو كريب، محمد بن العلاء. حدثنا أبو أسامة عن هشام، عن أبيه، عن عائشة. قالت:

 قال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم "إني لأعلم إذا كنت عني راضية، وإذا كنت علي غضبى" قالت فقلت: ومن أين تعرف ذلك؟ قال "أما إذا كنت عني راضية، فإنك تقولين: لا. ورب محمد! وإذا كنت غضبى، قلت: لا. ورب إبراهيم!" قالت قلت: أجل. والله! يا رسول الله! ما أهجر إلا اسمك.

 

{80}

Bize Ebû Bekr b. Ebi Şeybe rivayet etti. (Dediki): Ebû Seleme'den hadis rivayet ettiğim kitabımda şunu buldum: Bize Hişâm rivayet etti. H.

Bize Ebû Kureyb Muhammed b. Ala' da rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme Hişâm'dan, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş):

 

Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Ben senin benden razı olduğun ve bana dargın bulunduğun zamanı pekâla bilirim.» dedi. Ben:

 

  Bunu nerden biliyorsun? dedim.

 

«Benden razı isen, hayır Muhammed'in Rabbi hakkı için; dargınsan, hayır İbrahim'in Rabbi hakkı için diyorsun.» buyurdu. Ben:

 

  Evet! Vallahi yâ Resûlallah! Ben yalnız senin ismini bırakıyorum, dedim.               

 

 

80-م - (2439) وحدثناه ابن نمير. حدثنا عبدة عن هشام بن عروة، بهذا الإسناد، إلى قوله: لا. ورب إبراهيم. ولم يذكر ما بعده.

 

{m-80}

Bize bu hadisi İbni Numeyr de rivayet etti. (Dediki): Bize Abde, Hişam b. Urve'den bu isnadla «Hayır İbrahim'in Rabbi hakkı için» cümlesine kadar rivayet etti; ondan sonrasını anmadı.

 

 

İzah:

Bu hadisi Buhâri «Kitâbu'n-Nikâh»'da takric etmiştir.

 

Kaadi İyad'ın beyânına göre Hz. Âişe'nin Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e kızması ekseri ahvalde kadınlara affedilen kıskançlıktandır. Çünki onlar bundan hâli kalmazlar. Hattâ İmam Mâlik ve diğer Medine uleması: «Kıskançlık dolayısiyle kadın kocasına kötülük isnadında bulunursa ondan had (yâni şer'i ceza) sakıt olur.» demişlerdir. İmam Mâlik bu husûsda Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet edilen:

 

«Kıskanç kadın vadinin yukarısını aşağısından seçemez.» hadisiyle istidlâl etmiş; bu olmasa bu meselede Âişe'ye olabildiğine günah olurdu. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e kızmak ve onu terk etmek büyük günahdır, demiştir.

 

Hz. Âişe'nin: «Ben yalnız senin ismini bırakıyorum» sözünden muradı; kalbim ve sana karşı olan sevgim yerindedir, demektir. Kadınların kıskançlığı fazla sevgiden ileri gelir.

 

Bu hadis karineye istinaden hüküm verilebileceğine delildir. Çünkü Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Âişe'nin dargınlığına mücerret kendi ismini anmamasıyla hüküm vermiş; onun anlayış ve zekâsının kuvvetine Nebiler arasından İbrahim (Aleyhisselâm)'ı tahsis etmesiyle istidlalde bulunmuştur. Çünkü Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in en yakını odur. Hz. Âişe Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ismini terk etmek mecburiyetinde kalınca tamamen onunla alâkayı kesmiş olmamak için yerine en yakınının ismini zikretmiştir.

 

Tibi diyor ki: «(Ben yalnız senin ismini bırakıyorum) cümlesindeki hasr son derece lâtifdir. Çünkü Âişe (Radiyallahu anha) akıl ve ihtiyarı giderecek derecede kızmış olmasının, ruhuna karışmış olan kemâli muhabbetini değiştirmeyeceğini haber vermiştir. Terk yerine hecr kelimesini kullanması ihtiyari olarak yapmadığı bu işden elem duyduğunu göstermek içindir.»