NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
59 - (2581) حدثنا
قتيبة بن سعيد
وعلي بن حجر.
قالا: حدثنا إسماعيل
(وهو ابن جعفر)
عن العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"أتدرون ما
المفلس؟"
قالوا: المفلس
فينا من لا
درهم له ولا
متاع. فقال "إن
المفلس من
أمتي، يأتي
يوم القيامة
بصلاة وصيام
وزكاة، ويأتي
قد شتم هذا،
وقذف هذا،
وأكل مال هذا،
وسفك دم هذا،
وضرب هذا. فيعطى
هذا من حسناته
وهذا من
حسناته. فإن
فنيت حسناته،
قبل أن يقضى
ما عليه، أخذ
من خطاياهم فطرحت
عليه. ثم طرح
في النار".
[ش
(إن المفلس من
أمتي) معناه
أن هذا حقيقة
المفلس. أما
من ليس له
مال، ومن قل
ماله، فالناس
يسمونه
مفلسا، وليس
هو حقيقة
المفلس. لأن
هذا الأمر يزول
وينقطع بموته.
وربما ينقطع
بيسار يحصل له
بعد ذلك في
حياته. وإنما
حقيقة المفلس
هذا المذكور
في الحديث فهو
الهالك
الهلاك التام
والمعدوم
الإعدام
المقطع. فتؤخذ
حسناته لغرمائه.
فإذا فرغت
حسناته أخذ من
سيئاتهم فوضع
عليه، ثم ألقي
في النار،
فتمت خسارته
وهلاكه وإفلاسه].
{59}
Bize Kuteybe b. Saîd'le
Ali b. Hucr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İsmail (bu zât İbni Ca'fer'dir) Alâ'dan,
o da babasından, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi Sellem):
«Müflis kimdir bilir
misiniz?» buyurmuş. Ashab :
— Bizim aramızda müflis
hiç bir dirhemi ve eşyası olmayan kimsedir, demişler. Bunun üzerine :
«Hakikaten benim
ümmetimden müflis, kıyamet gününde namaz, oruç ve zekâtla gelecek olan
kimsedir. Ama şuna sövmüş, buna zînâ isnadında bulunmuş; şunun malını yemiş;
bunun kanını dökmüş, diğerini de dövmüş olarak gelecek. Ve buna hasenatından
şuna hasenatından verilecektir. Şayet dâvası görülmeden hasenatı biterse,
onların günahlarından alınarak bunun üzerine yüklenecek, sonra cehenneme
atılacaktır.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu hadîste Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) müflisin hakikatini tarif etmiştir. İnsanlar arasında hiç
malı bulunmayan veya malı pek az olan kimseye müflis denilirse de, hakikî
müflis bunlar değildir. Çünkü bu hâl öliümle yahut sonradan zenginlemekle
değişebilir. Hakikî müflis bu hadiste bildirilen kimsedir. Böylesi kamilen
mahv-ü helak olmuş tam yoksuldur!. İşlediği hayır ve hasenatın sevabları
borçlularına verilecek, bunlar bitince borçlularının günahları bunun üzerine
yüklenecek, sonra cehennemi boylayacaktır ki, zarar ve ziyanı helak ve iflâsı
bu suretle tamam olacaktır. Ma'ziri'nin rivayetine göre bid'atçılardan bazısı
bu hadîsin :
«Hiç bir günahkâr
başkasının günahını yüklenmez...» âyet-i kerîmesine muarızdır, diye itirazda
bulunmuşsa da bu itiraz cehaletten ileri gelen bir hatâdır. Çünkü müflis kendi
fiili ve zulmüyle hak ettiğinin cezasını çekecektir. Hiç bir kabahati yokken
cezalandırılacak değildir. Ehl-i sünnetin mezhebi budur.