NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
62 - (2584) حدثنا
أحمد بن
عبدالله بن
يونس. حدثنا
زهير. حدثنا
أبو الزبير عن
جابر قال:
اقتتل
غلامان. غلام
من المهاجرين
وغلام من الأنصار.
فنادى
المهاجر أو
المهاجرون:
يال المهاجرين!
ونادى
الأنصاري: يال
الأنصار! فخرج
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال "ما
هذا دعوى أهل
الجاهلية؟"
قالوا لا. يا
رسول الله!
إلا أن غلامين
اقتتلا فكسع
أحدهما الآخر.
قال "فلا بأس.
ولينصر الرجل
أخاه ظالما أو
مظلوما. إن كان
ظالما
فلينهه، فإنه
له نصر. وإن كان
مظلوما
فلينصره".
{62}
Bize Ahmed b. AbdiIIah
b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Züheyr rivayet etti. (Dediki): Bize
Ebu'z-Zübeyr, Câbir'den rivayet etti. Câbir şöyle demiş:
Biri muhacirlerden,
diğeri ensârdan iki çocuk kavga ettiler. Bunun üzerine muhacir yahut
muhacirler:
— Yetişin ey muhacirler!
Ensârî de:
— Yetişin ey ensâr! diye haykırdılar. Derken
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
çıkarak :
«Ne bu cahiliyet halkı
dâvası?» diye sordu. Ashâb ;
— Bir şey yok yâ Resûlallah! Yalnız iki çocuk
kavga ettiler de biri diğerinin kıçına vurdu, dediler. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem):
«O halde zararı yok.
Kişi zâlim de olsa, mazlum da olsa din kardeşine yardım etsin. Zâlimse onu men
etsin. Zira bu onun için bir yardımdır. Mazlum ise ona yardımda bulunsun!»
buyurdular.
63 - (2584) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وزهير بن حرب
وأحمد بن عبدة
الضبي وابن
أبي عمر -
واللفظ لابن
أبي شيبة - (قال
ابن عبدة:
أخبرنا. وقال
الآخرون:
حدثنا) سفيان
بن عيينة قال:
سمع عمرو جابر
بن عبدالله يقول:
كنا
مع النبي صلى
الله عليه
وسلم في غزاة.
فكسع رجل من
المهاجرين
رجلا من
الأنصار. فقال
الأنصاري: يا
للأنصار! وقال
المهاجري: يا
للمهاجرين!
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم. "ما
بال دعوى
الجاهلية؟"
قالوا: يا
رسول الله!
كسع رجل من
المهاجرين
رجلا من الأنصار.
فقال "دعوها.
فإنها منتنة"
فسمعها عبدالله
بن أبي فقال:
قد فعلوها.
والله! لئن
رجعنا إلى
المدينة
ليخرجن الأعز
منها الأذل.
قال عمر: دعني
أضرب عنق هذا
المنافق. فقال
"دعه. لا يتحدث
الناس أن
محمدا يقتل
أصحابه".
{63}
Bize Ebû Bekr b. Ebi
Şeybe ile Züheyr b. Harb, Ahmede'd-Dab
î ve İbni Ebî Ömer rivayet ettiler. Lâfız İbni Ebî Şeybe'nindir. İbni
Abde: Ahberanâ tâbirini kullandı. Ötekiler : Bize Süfyân b. Uyeyne rivayet etti
dediler. Süfyân demişki: Amr Câbir b. Abdiltah, şunu söylerken işitmiş:
Bir gazada Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'le birlikte bulunuyorduk. Muhacirlerden bir adam
ensârdan birinin kıçına vurdu. Derken ensârî :
— Yetişin ey ensâr! Muhacir de :
— Yetişin ey muhacirler! dediler.
Bunun üzerine Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bu câhiliyyet dâvası ne
oluyor?» buyurdu. Ashâb :
— Yâ Resûlallah! Muhacirlerden bir adam,
ensârdan birinin kıçına vurdu, dediler. O da :
«Bu dâvayı bırakın!
Çünkü o kokmuş bîr şeydir.» buyurdular. Derken Abdullah b. Ubey bu daveti
işitti. Ve :
— Vallahi onlar bunu yaptılar! Medine'ye
dönersek şerefli olan şerefsizi oradan mutlaka çıkaracaktır, dedi. Ömer:
— Bana müsaade et de şu münafığın boynunu
vurayım! dedi. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bırak onu! İnsanlar
Muhammed ashabını öldürüyor diye konuşmasınlar.» buyurdular.
64 - (2584) حدثنا
إسحاق بن
إبراهيم
وإسحاق بن
منصور ومحمد
بن رافع (قال
ابن رافع:
حدثنا. وقال
الآخرون: أخبرنا)
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن أيوب. عن عمرو
بن دينار، عن
جابر بن
عبدالله قال: كسع
رجل من
المهاجرين
رجلا من
الأنصار. فأتى
النبي صلى
الله عليه
وسلم فسأله
القود. فقال
النبي صلى
الله عليه
وسلم "دعوها.
فإنها منتنة".
قال ابن
منصور في
روايته: عمرو
قال: سمعت
جابرا.
{64}
Bize İshâk b. İbrahim
ile İshâk b. Mansûr ve Muhammed b. Râfi' rivayet ettiler. İbnü Râfi':
Haddesenâ; Ötekiler: Ahberanâ tâbirlerini kullandılar. (Dedilerki): Bize
Abdürrezzâk haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Eyyûb'dan, o da Amr b.
Dinar'dan, o da Câbir b. Abdillah'dan naklen haber verdi. Câtir şöyle demiş:
Muhacirlerden bir adam,
ensârdan birinin kıçına vurdu. O da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
gelerek ondan kısas istedi. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bırakın bu dâvayı!
Çünkü o kokmuş bir şeydir.» buyurdular.
İbni Mansur kendi
rivayetinde: «Amr işitmiş demişki: Ben Câbir'den dinledim.» demiştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî «Edeb»
ve «Tefsir» bahislerinde; Tirmizi Tefsir de; Nesâî «Siyer» ile «El-yevm
ve'l-leyle» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
Kes': Bir kimsenin
kıçına elle veya ayakla vurmaktır. Zikri geçen kavga Beni Mustalik gazasında
olmuştur. Kavga eden muhacir Cehcah b. Kays, ensârî de Sinan b. Vebra'dır,
Cehcah, Hz, Ömer'in maiyetinde olup, onun atını yedermiş. Bu zat'a İbni Saîd
El-Gıfârî de denilir.
Katâde'nin rivayet
ettiği mürsel bir hadîsde şöyle denilmektedir: «Onlardan büyük bir münafık şunu
söyledi: Bunların misâli öbür adamın köpeğini semizlet de seni yesin, dediği
gibidir.»
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in bu kavgaya câhiliyet dâvası demesi, ondan hoşlanmadığı
içindir. Çünkü tarafların kabilelerini yardıma çağırmaları hakikaten câhiliyet
devrinden kalma bir âdet idi, Câhiliyet devrinde Arablar birbirlerinden
haklarını almak için akraba ve kabilelerini yardıma çağırırlardı. İslâmiyet bu
âdeti iptal etmiş, dâvaların hallini şer'î hükümlere bağlamıştır. Bir insan
başkasının hakkına tecavüz ederse, haklıyı haksızı hâkim ayırır.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in bu kıssanın sonunda: «Zararı yok...» buyurması : Bu
kıssadan benim korktuğum şiddet hâsıl olmadı manasınadır. Çünkü fitne ve fesadı
mûcib olacak câhiliyet gaşalığı zuhur edeceğinden endîşe duymuştu.
Hadîs-i şerîf Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sâhib olduğu sabır ve tahammülü göstermekte ve
daha büyük mefsedetlere sebep olacak bazı yolsuzluklara sabır gerektiğine
işaret etmektedir. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dâima müslümanların
kalblerini yatıştırmaya çalışır. Müslümanlığın kuvvet bulması, imanın kalblere
yer etmesi için bedevilerle münafıkların gösterdikleri kabalıklara sabreder, bu
maksatla onlara bol bol ihsanlarda bulunurdu. Münafıkları da bundan dolayı
öldürmemişti. Kaadî İyad bu hükmün neshedilip edilmediği hususunda ulemânın
ihtilâf ettiklerini söylemiştir. Bâzıları: «Münafıkların affedilmesi
nifaklarını meydana çıkarmadıklarmdandır. Nifakları zuhur ederse
öldürülürler.»: demişlerdir.