NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
73 - (2591) حدثنا
قتيبة بن سعيد
وأبو بكر بن
أبي شيبة وعمرو
الناقد وزهير
بن حرب وابن
نمير. كلهم عن
ابن عيينة (واللفظ
لزهير) قال:
حدثنا سفيان
(وهو ابن عيينة)
عن ابن
المنكدر. سمع
عروة بن
الزبير يقول:
حدثتني
عائشة؛
أن
رجلا استأذن
على النبي صلى
الله عليه
وسلم. فقال
"ائذنوا له.
فلبئس ابن
العشيرة، أو
بئس رجل
العشيرة"
فلما دخل عليه
ألان له
القول. قالت
عائشة: فقلت:
يا رسول الله!
قلت له الذي
قلت. ثم ألنت
له القول؟ قال
"يا عائشة! إن
شر الناس
منزلة عند
الله يوم القيامة،
من ودعه،
أو تركه الناس
اتقاء فحشه".
[ش
(إن رجلا
استأذن... الخ)
قال القاضي:
هذا الرجل هو
عيينة بن حصن.
ولم يكن أسلم
حينئذ، وإن
كان قد أظهر
الإسلام.
فأراد النبي
صلى الله عليه
وسلم أن يبين
حاله ليعرفه الناس
ولا يغتر به
من لم يعرف
حاله. قال
وكان منه في
حياة النبي
صلى الله عليه
وسلم، وبعده،
ما دل على
ضعف إيمانه.
وارتد مع
المرتدين.
وجيء به أسيرا
إلى أبي بكر
رضي الله عنه.
ووصف النبي صلى
الله عليه
وسلم بأنه بئس
أخو العشيرة،
من أعلام
النبوة. لأنه
ظهر كما وصف. وإنما
ألان له القول
تألفا له
ولأمثاله على
الإسلام.
والمراد
بالعشيرة
قبيلته، أي
بئس هذا الرجل
منها].
{73}
Bize Kuteybc b. Saîd ile
Ebû Bckr b. Ebî Şeybe, Amru'n-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbni Numeyr hep birden
İbni Uyeyne'den rivâyet ettiler. Lâfız Züheyr'indir. (Dediki): Bize Süfyân (bu
zât İbni Uyeyne'dir) İbni Münkedir'den rivayet etti. O da Urve b. Zübeyri şöyle
derken işitmiş. Bana Âişe rivayet etti ki,
Bir adam Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına girmek için izin istemiş. O da:
«Ona izin verin. Bu
aşiretin oğlu ne fenadır. Yahut bu aşiretin adamı ne fenadır!» buyurmuş. Adam
yanına girince Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onunla yumuşak
konuşmuş.
Âişe demiş ki, ben:
— Yâ Resûlallah! Onun
hakkında söylediğini söyledin. Sonra kendisiyle yumuşak konuştun? dedim.
«Yâ Âişe! Şüphesiz ki, kıyamet
gününde Allah nezdinde insanların en kötü mertebelisi, insanların fuhşundan
korkarak kendisine veda ettiği yahut kendisini terk ettiği kimsedir.»
buyurdular.
73-م - (2591) حدثني
محمد بن رافع
وعبد بن حميد.
كلاهما عن
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن ابن
المنكدر في هذا
الإسناد. مثل
معناه. غير
أنه قال "بئس
أخو القوم
وابن العشيرة ".
{m-73}
Bana Muhammed b. Râfi'
ile Abd b. Humeyd ikisi birden Abdürrezzâk'dan rivayet ettiler. (Demişki): Bize
Ma'mer İbni Münkedir'den bu isnadda bu hadîsin mânâsının mislini haber verdi.
Yalnız o:
«Bu kavmin kardeşi ve
aşiretin oğlu ne fenadır.» dedi.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
Kitâbü'l--Edeb'in bir iki yerinde; Ebû Dâvud Kitâbu'I-Edeb'de; Tirmizî
Kitâbu'l-Birr'de muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.
İbni Battal'ın beyânına
göre gelen adamın ismi Uyeyne b. Hısn El-Fezârî 'dir. Kendisine ahmak
denilirmiş. O gün henüz müslüman değilmiş. Fakat müslüman görünürmüş. Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) herkesin bilmesi ve hâline aldanmaması için onu
ashabına tanıtmak istemiştir. Bu adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
sağlığında olsun, vefatından sonra olsun imanının zayıflığına delâlet eden
işler yapmış. Mürtedlerle beraber o da dinden dönmüş ve esir edilerek Hz. Ebû
Bekr'e getirilmiştir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in onu :
«Bu aşiretin kardeşi ne
fenadır...» diye vasfetmesi nübüvvetine delâlet eden mucizelerindendir. Çünkü
sonraları hâli onun vasfettiği gibi zuhur etmiştir. Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in ona yumuşak davranması ve huzuruna geldiği vakit
konuşmakta olduğu Abdullah İbni Ümmi Mektum'u bırakarak onunla yumuşak
konuşması kavminin müslüman olmasını ümit ettiği içindir. Bunun üzerine Allah Tebareke
ve Teala Abese suresinin ilk âyetlerini indirmişti, Hadîsteki aşiretten murad
kabiledir.
Hadîs-i şerif
kötülüklerinden korkulan bir kimseye karşı yumuşak davranmanın ve fıskını ilân
eden fasıkın zemmi caiz olduğuna delildir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
bu adamı methetmemiş, yalnız dünyaya ait bazı hususatta kalbini İslâm'a
yatıştırmak için kendisiyle yumuşak konuşmuştur.