NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
82 - (2596) حدثنا
أبو كامل
الجحدري،
فضيل بن حسين.
حدثنا يزيد
(يعني ابن
زريع). حدثنا
التيمي عن أبي
عثمان، عن أبي
برزة
الأسلمي، قال:
بينما
جارية على
ناقة، عليها
بعض متاع
القوم، إذ
بصرت بالنبي
صلى الله عليه
وسلم. وتضايق بهم
الجبل. فقالت:
حل. اللهم!
العنها. قال
فقال النبي
صلى الله عليه
وسلم "لا
تصاحبنا ناقة
عليها لعنة".
[ش
(حل) كلمة زجر
للإبل
واستحثاث.
يقال. حل حل،
بإسكان اللام
فيهما. قال
القاضي: ويقال
أيضا: حل حل
بكسر اللام
فيهما،
بالتنوين
وبغير تنوين].
{82}
Bize Ebû Kâmil
El-Cahderî Fudayl b. Hüseyn rivayet etti. (Dediki): Bize Yezid (yâni İbni
Zürey') rivayet etti. (Dediki): Bize Teymî, Ebû Osman'dan, o da Ebû
Berzete'I-Eslemî'den naklen rivayet etti.
Bir defa bir cariye, üzerinde
cemâatin bazı eşyası bulunan dişi bir deveye binmişti. Aniden Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'i gördü. Dağın da dar yerine gelmişlerdi. Kadın :
— Hal (deh) ! Allahım,
buna lanet et! dedi.
Bunun üzerine Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Üzerinde lanet bulunan
bîr deve bizimle beraber olmasın!» buyurdular.
83 - (2596) حدثنا
محمد بن
عبدالأعلى.
حدثنا
المعتمر. ح وحدثني
عبيدالله بن
سعيد. حدثنا
يحيى (يعني
ابن سعيد).
جميعا عن
سليمان
التيمي، بهذا
الإسناد. وزاد
في حديث المعتمر
"لا. أيم الله!
لا تصاحبنا
راحلة عليها
لعنة من الله"
أو كما قال.
{83}
Bize Muhammed b.
Abdi'l-A'lâ rivayet etti. (Dediki): Bize Mu'temir rivayet etti, H.
Bana Ubeydullah b. Saîd
de rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya (yâni İbni Saîd) rivayet etti. Bu râviler
toptan Süleyman Et-Teymî'den bu isnadla rivayette bulunmuşlardır. Mu'temir'in
hadîsinde şu ziyâde vardır :
«Hayır! Allah'a yemin
olsun üzerinde Allah'dan la'net bulunan bir deve bizimle beraber olmasın. Yahut
buyurduğu gibidir.»
İzah:
«El-Mebârik» nâm eserde
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in bu deveyi kabul etmemesi, kadının
bedduası kabul edildiğini bildiği içindir, denilmiştir. Fakat Nevevî'nin
tevcihi daha güzeldir. Ona göre Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözü
kadını men etmek için söylemiştir. Daha önce kadına, hayvanlara vesâireye lanet
etmemesini tenbih buyurmuş; bu suretle dili alışarak insanlara da lanet
etmesini önlemeye çalışmıştı.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in nehyine imtisal etmediği anlaşılınca, o da kendisine bir
ceza olmak üzere devesini başı boş bıraktırdı. Bundan maksat yolda o deve ile
beraber olmamaktır. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde
olmamak şartiyle o deveye binmek veya satmak yahut kesmek caizdir.
Hal, deveyi yürütmek için
söylenilen sözdür. Bu kelime tekrarlanarak «Hal! Hal!» yahut «Hali! Hali!» veya
«Halin! Halin!» şekillerinde kullanılır.
«Üzerinde Allah'dan
lanet bulunan bir deve bizimîe beraber olmasın!»
cümlesi nefi' şeklinde
de okunabilir. Bu takdirde mânâsı:
«Üzerinde Allah'dan
lanet bulunan bir deve bizimle beraber olamaz.» demek olur. Ki nehiy hususunda
bu şekil daha beliğ ve daha te'kidlidir.