SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZİKİR DUA TEVBE VE İSTİĞFAR BAHSİ

<< 2715 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

64 - (2715) حدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا يزيد بن هارون عن حماد بن سلمة، عن ثابت، عن أنس؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان إذا أوى إلى فراشه قال "الحمد لله الذي أطعمنا وسقانا، وكفانا وآوانا. فكم ممن لا كافي له ولا مؤوي".

 

[ش (فكم ممن لا كافي له ولا مؤوي) أي لا راحم ولا عاطف عليه. وقيل معناه: لا وطن له ولا سكن يأوي إليه].

 

{64} Kitapta da bu rakam Mükerrerdir, hadis değil

Bize Ebû Bekr b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dedikî): Bize Yezîd b. Harun, Hammad b. Seleme'den, o da Sâbit'ten, o da Enes'den naklen rivayet etti ki:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) döşeğine uzandığı vakit:

 

«Bizi doyurup sulayan, kifayet eden ve sığındıran Allah'a hamdolsun. Nice yeteri ve sığındırıcısı olmayanlar vardır.» dermiş.

 

 

İzah:

Ebû Hureyre rivayetini Buhârî «Kitâbu'd-Deavât»'da tahric etmiştir.

 

Berâ' rivâyetindeki «Senin isminle yaşar, senin isminle ölürüm» cümlesinden murad: Senin ismini zikrederek yaşar, ismini zikrederek ölürüm, demektir. Bâzıları buradaki isimden müsemma kastedildiğini söylemişlerdir. Bu takdirde hadîsin mânâsı seninle yaşar, seninle ölürüm. Yâni: Beni yaşatan sensin, öldürecek de sensin demek olur. Yine bu hadîsdeki: «Bizi öldürdükten sonra dirilten» cümlesi, uyuttuktan sonra uyandıran manasınadır. Uykuya ölüm ıtlak edilmiştir. Zira uyku yarı ölümdür derler.

 

Nuşûr: Kıyamet gününde diriltmek manasınadır.

 

Ebû Hureyre rivâyetindeki «Alnından tuttuğun» tâbirinden murad : Senin kudret ve sultanın altında bulunan mahrukatın demektir.

 

Hadîs-i şerifteki borç kelimesinin bütün kul ve Allah borçlarına şâmil olması ihtimâli vardır.

 

Zahir ve bâtın kelimeleri Allah'ın isimlerindendir. Bâzıları buradaki zahiri zuhurdan kudret-i kâmile sahibi mânâsına geldiğini bir takımları da zahir kat'î delillerle sabit olan. bâtm ise mahlûkatına görünmeyen mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Bakıllânî'ye göre, Âhirin mânâsı ilim. kudret vesâir sıfatlanyle baki olan manasınadır. Yâni; Allah Teâlâ ezelde nasıl bu sıfatlarla mevsuf ise, mahlûkatı yok olup bittikten sonra da aynı sıfatlarla muttasıftır.

 

Döşeğine yatan kimsenin evvelâ onu silkip temizlemesi müstehabdır. Bunun sebebi, içinde yılan, akreb gibi zararlı hayvanların bulunması ihtimâlidir. Döşeği gömleğinin kenarıyle tutması, bu gibi hayvanlar sokmasın diyedir.

 

Mü'vî: Sığındıran, acıyıp şefkat eden, demektir. Bâzıları onun vatanı ve meskeni olmayan mânâsına geldiğini söylemişlerdir. Bu takdirde cümlenin mânâsı nice bakacak kimsesi ve yeri yurdu olmayan kimseler vardır, demek olur.