NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
14 - (2751) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
المغيرة (يعني
الحزامي) عن
أبي زناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم قال "لما
خلق الله
الخلق، كتب في
كتابه، فهو
عنده فوق
العرش: إن
رحمتي تغلب
غضبي".
{14}
Bize Kuteybe b. Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Muğîra (yâni; El-Hızâmî) Ebû'z-Zinâd'dan, o da
A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den naklen rivayet ettiki: Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem):
«Allah mahlûkatı
yarattığı vakit; kendi nezdinde arşın üstünde bulunan kitabına muhakkak benim
rahmetim, gadabıma galebe çalar (diye) yazmıştır.» buyurdular.
15 - (2751) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا سفيان بن
عيينة عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم "قال
الله عز وجل:
سبقت رحمتي
غضبي".
{15}
Bana Züheyr b. Harb
rivayet etti. (Dediki): Bize Süfyan b. Uyeyne, Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan,
o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen
rivayet etti:
«Allah (Azze ve Celle):
Benim rahmetim, gadabımı geçmiştir, buyurdu.» demiş.
16 - (2751) حدثنا
علي بن خشرم.
أخبرنا أبو
ضمرة عن
الحارث بن
عبدالرحمن،
عن عطاء بن
ميناء، عن أبي
هريرة، قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
"لما قضى الله
الخلق، كتب في
كتابه على
نفسه، فهو
موضوع عنده:
إن رحمتي تغلب
غضبي".
{16}
Bize Ali b. Haşrem
rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Damra, Hâris b. Abdirrahman'dan, o da Atâ' b. Mînâ'dan,
o da Ata’ b. Mina’dan, o da Ebu Hureyre‘den naklen haber verdi. Şüyle demiş: Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Allah mahlûkatı
yaratdığı vakit: Kitabına —kitap kendi. nezdine konmuş olduğu halde— kendisi
için: Benim rahmetim, gadabıma galabe çalar (diye) yazmıştır.» buyurdular.
İzah:
Kitabına yazmaktan
murâd; kaleme emir buyurarak levh-i mahfuza yazdırmasıdır. Kitabın Allah
Teâlâ'nın nezdinde olması —haşa- mekan bildirmek için değil, mahlûkatmdan
tamamiyle gizli, onların ricinde olduğuna işaret içindir.
Hadîsten murad;
rahmetinin taalluku, gadabının taalaku öncedir, demektir. Çünkü rahmet Teâlâ
Hazretlerinin zâtının gadab ise, kulun bir sabıkasına mütevakkıfdır. Bazıları
rahh. zatî sıfatlardan olmayıp fiilî sıfatlardan olduğunu söylemiş