NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
(2823) وحدثني
زهير بن حرب.
حدثنا شبابة.
حدثني ورقاء
عن أبي
الزناد، عن
الأعرج، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثله.
Bana Züheyr b. Harb da
rivayet etti. (Dediki): Bize Şebâbe rivayet etti. (Dediki): Bana Verkâa'
Ebû'z-Zinad'dan, o da A'rac'dan, o da Ebû Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu hadîsin mislini rivayet etti.
--Kİ O HADİS 2822
İDİ--
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbu'r-Rikâk»'da tahric etmiştir.
Ulemânın beyânına göre
hadîs-i şerif Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in fasîh, bedi' ve
cevâmiu'l-kelim sözlerindendir. Cevâmiu'l-kelim çok mânâ ifade eden az sözler
manasınadır. Böyle sözler yalnız Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
mahsustur. Burada bu kabilden bir temsil yapmıştır.
Hadîsin mânâsı şudur :
Cennete ancak bu hoşa gitmeyen şeyleri yapmakla, cehenneme de şehvetler
sebebiyle varılır. Bunlar cennetle cehennemi sarmış, perde arkasında
bırakmıştır. Hoşa gitmeyen şeylere göğüs gererek cennetin perdesini yırtan,
oraya girecek şehvetlerine kapılıp günah işleyenler de cehennemin perdesini
yırtarak cehenneme girecektir. Buradaki hoşa gitmeyen şeylerden maksat, icrası
nefse ağır gelen şeylerdir. İbâdetlere devam, onların güçlüklerine katlanmak,
öfkeyi yenerek affetmek, sadaka vermek, kötülük yapana iyilikte bulunmak,
nefsin arzularına sabırla karşı gelmek gibi şeyler bunda dahildir.
Şehvetlerden murad ise:
«Zina, içki, ğıybet gibi haram olan şeyleri yapmaktır. Yiyip içmek gibi mubah
olan şehvetler bunda dahil değildir. Maamafih onlarda da ifrat dereceye varmak
mekruhdur.