SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

CENNET BAHSİ

<< 2841 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

28 - (2841) حدثنا محمد بن رافع. حدثنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن همام بن منبه. قال: هذا ما حدثنا به أبو هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم. فذكر أحاديث منها:

 وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم "خلق الله عز وجل آدم على صورته. طوله ستون ذراعا. فلما خلقه قال: اذهب فسلم على أولئك النفر. وهم نفر من الملائكة جلوس. فاستمع ما يجيبونك. فإنها تحيتك وتحية ذريتك. قال فذهب فقال: السلام عليكم. فقالوا: السلام عليك ورحمة الله. قال فزادوه: ورحمة الله. قال فكل من يدخل الجنة على صورة آدم. وطوله ستون ذراعا. فلم يزل الخلق ينقص بعده حتى الآن".

 

[ش (على صورته) الضمير في صورته عائد إلى آدم. والمراد أنه خلق في أول نشأته على صورته التي كان عليها في الأرض. وتوفي عليها. وهي طوله ستون ذراعا. ولم ينتقل أطوارا كذريته. وكانت صورته في الجنة هي صورته في الأرض لم تتغير].

 

{28}

Bize Muhammed b. Râfi' rivayet etti.  (Dediki): Bize Abdürrdzzak rivayet etti.  (Dediki): Bize Ma'mer, Hemmam b. Münebbih'den naklen haber verdi. Hemmam : Bize Ebû Hureyre'nin, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler nakletmiştir. Onlardan biri de şudur: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Allah (Azze ve Celle) Âdem'i kendi suretinde yarattı. Onun uzunluğu altmış arşındır. Âdem'i yaratınca (ona): Git de şu cemaata selâm ver, buyurdu. Bunlar meleklerden bir cemaat olup, oturuyorlardı. Sana ne cevap vereceklerini dinle, çünkü bu senin ve zürriyetin için selâm olacaktır, dedi. Âdem de giderek: Selâm size, dedi. Melekler: Selâm sana, Allah'ın rahmeti de sana, dediler. Ve ona Allah'ın rahmeti sözünü ziyade ettiler, imdi cennete her giren kimse Âdem'in suretinde ve uzunluğu altmış arşın olacaktır. Ama Âdem'den sonra halk tâ şimdiye kadar eksilmekte devam etmiştir.» buyurdular.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buharı  Kitâbu'l-Enbiya ile Kitâbu'I-istîzan'da tahric etmiştir.

 

Hadîsin şerhini evvelce görmüştük. Bu rivayet hadîsdeki zamirin Hz. Âdem'e ait olduğu hususunda zahirdir. Hadîsden murad: Allah Teâlâ, Âdem (Aleyhisse!âm)'i yaşayıp vefat ettiği sureti üzerine yaratmıştır. O zürriyeti gibi şekil değiştirmemiştir. Yeryüzündeki sureti ne ise cennetteki sureti de odur, demektir.

 

Hadîsdeki arşından murad; bizim arşımmızdır. Hz. Âdem'in uzunluğu altmış arşın olduğu gibi, genişliğinin de yedi arşın olduğu rivayet olunmuştur.

 

Kurtubî diyor ki : «Allah Teâlâ cennetlikleri asılları olan Âdem (Aleyhisselâm)'ın hilkatine iade edecek, cennette onun sıfatında ve onun uzunluğunda olacaklardır.» Yâni; cennete giren bahtiyarlar boy pos güzelliği itibariyle Hz. Âdem kılığında olacaklar dünyadaki sakatlık ve kusurlarından eser kalmayacaktır.

 

Hadîs-i şerîf oturan bir kimsenin yanına varanın «Esselâmu-aleykum» diye selâm vermesinin efdal olduğuna delildir. Maamafih «Selamünaleyküm» demek de kâfidir. Selâmı alırken, verenin sözüne ziyâde etmek müstehabdır.

 

Bu hadîs selâm alırken de Esselâmu aleyküm demenin caiz olduğuna işaret etmektedir. Ve aleykümüsselam demek efdal ise de şart değildir.

 

Anlaşılıyor ki: Âdem (Aleyhisselâm)'ın zürriyeti asırlar boyunca kısala kısala bugünkü hâle gelmişlerdir.