NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
42 - (2850) حدثنا
زهير بن حرب
والحسن بن علي
الحلواني وعبد
بن حميد (قال
عبد: أخبرني.
وقال الآخران:
حدثنا) يعقوب -
وهو ابن
إبراهيم بن
سعد - حدثنا
أبي عن صالح.
حدثنا نافع؛
أن عبدالله
قال:
إن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال
"يدخل الله
أهل الجنة
الجنة. ويدخل
أهل النار
النار. ثم
يقوم مؤذن
بينهم فيقول:
يا أهل الجنة!
لا موت. ويا
أهل النار! لا
موت. كل خالد
فيما هو فيه".
{42}
Bize Züheyr b. Harb ile
Hasen b. Alî El-Hulvâni ve Abd b. Humeyd rivayet ettiler. (Abd: Ahberanî;
ötekiler: Haddesena tâbirlerini kullandılar. Dedilerki): Biao Ya'kub (bu zat
İbni İbrahim b. Sa'd'dır.) rivayet etti. (Dediki): Bize babam Sâlih'den rivayet
etti. (Demişki): Bize Nâfi' rivayet ettiki: Abdullah şöyle demiş:
Gerçekten Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular.
«Allah cennetlikleri cennete,
cehennemlikleri de cehenneme koyacak, sonra aralarından bir dellâl kalkarak :
— Ey cennetlikler
(artık) ölüm yok ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok. Herkes bulunduğu yerde
ebedîdir, diyecektir.»
43- (2850) حدثني
هارون بن سعيد
الأيلي
وحرملة بن
يحيى. قالا:
حدثنا ابن
وهب. حدثني
عمر بن محمد
بن زيد بن
عبدالله بن
عمر بن
الخطاب؛ أن
أباه حدثه عن عبدالله
بن عمر؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "إذا
صار أهل الجنة
إلى الجنة،
وصار أهل
النار إلى النار،
أتى بالموت
حتى يجعل بين
الجنة والنار.
ثم يذبح. ثم
ينادي مناد:
يا أهل الجنة!
لا موت. ويا
أهل النار! لا
موت. فيزداد
أهل الجنة
فرحا إلى فرحهم.
ويزداد أهل
النار حزنا
إلى حزنهم".
{43}
Bana Harun b. Saîd
El-Eylî ile Harmele b. Yahya rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb
rivayet etti. (Dediki): Bana Ömer b. Muhammed Zeyd b. Abdillah b. Ömer b.
Hattab rivayet etti. Ona da babası, Abdullah b. Ömer'den rivayet etmiş ki, Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar:
«Cennetlikler cennete,
cehennemlikler de cehenneme vardıkları zaman ölüm getirilecek ve cennetle
cehennem arasına konulacak, sonra kesilecektir. Sonra bîr dellâl :
— Ey cennetlikler
(artık) ölüm yok! Ve ey cehennemlikler (artık) ölüm yok! diye nida edecek.
Böylece cennetliklerin sevinci bîr kat daha artacak, cehennemliklerin üzüntüsü
de bir kat daha artacaktır.»
İzah:
Bu hadîsin Ebû Saîd
rivayetini Buhari, Tirmizî ve Nesâî «Kitabu't-Tefsir»'de; İbni Ömer rivayetini
Buhârî «Kitâbu'r-Rikak»'da tahric etmişlerdir.
Ehl-i Sünnet'e göre
ölüm, hayata zıt olan bir arazdır. Mutezile'den bazıları onun araz olduğunu
kabul etmemiş, ölüm hayatın yokluğudur, demişse de bu söz hatadır. Çünkü Teâlâ
Hazretleri: «Ölümü ve hayâtı yarattı...» buyurarak, ölümün mahlûk olduğunu
isbat etmiştir. Her iki mezhebe göre de, ölüm cisim değildir. Onun koç
suretinde getirilip kesilmesi te'vil olunur ve: «Allah Teâlâ onu cisim olarak
yaratır sonra kesilir.» denilir. Yahut bu sözden maksad temsildir. Ölümü kimin
keseceği ihtilaflıdır. Bâzılarına göre onu Yahya b. Zekeriya (Aleyhisselâm),
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in huzurunda kesecektir. Bir takımları
Cebrail (Aleyhisselâm)'ın cennet kapısında keseceğini söylemiştir.
Emlâh: Bazılarına göre
hâlis beyaz demektir. Kisâî: Beyazl; siyah karışık olup, beyazı daha çok
mânâsına geldiğini söylemiştir.