NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
78 - (2875) حدثني
يوسف بن حماد
المعني. حدثنا
عبدالأعلى عن
سعيد، عن
قتادة، عن أنس
بن مالك؛ عن
أبي طلحة. ح
وحدثنيه محمد
بن حاتم.
حدثنا روح بن
عبادة. حدثنا
سعيد بن أبي
عروبة عن
قتادة. قال:
ذكر لنا أنس
بن مالك عن
أبي طلحة قال:
لما
كان يوم بدر،
وظهر عليهم
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم أمر
ببضعة وعشرين
رجلا. (وفي
حديث روح،
بأربعة
وعشرين رجلا)
من صناديد
قريش. فألقوا
في طوى من
أطواء بدر.
وساق الحديث،
بمعنى حديث
ثابت عن أنس.
{78}
Bana Yûsuf b. Hammad
El-Ma'nî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdû'l-A'lâ, Said'den, o da Katâde'den, o
da Enes b. Mâlik'den, o da Ebû Talha'dan naklen rivayet etti. H.
Bana bu hadîsi Muhammed
b. Hatim de rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dediki);
Bize Saîd b. Ebî Arûbe, Katâde'den rivayet etti, (Demişki): Bize Enes b. Mâlik,
Ebû Talha'dan naklen anlattı. (Dediki):
Bedir harbi olduğu gün
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) küffâra gâlib gelince Kureyş'in
ulularından yirmi küsur adam hakkında (Ravh'ın hadîsinde yirmidört adam
hakkında denilmiştir) emir verdi. Bunlar Bedr'in kuyularından bîr kuyuya
atıldılar...
Ve râvî hadîsi Sâbit'in,
Enes'den rivayet ettiği hadîs mânâsında nakletmiştir.
İzah:
Bu hadîsleri Buhârî
«Cenaze» bahsinde tahric etmiştir.
Suâl meleklerinin
ibâresindeki zattan murad; Nebi (Sallalluhu Aleyhi ve Sellem)'dir. Bu ibarede
onu ta'zime delâlet eden söz bulunmaması ölüyü imtihan içindir. Tâ ki soranın sözünden
ta'zim hissesi kapıp da orada ta'zime kalkışmasın. Meleklerin suallerine
mü'minler cevab verecektir. Çünkü Allah iman edenleri sözlerinde sabit
kılacakdır. Bundan sonra mü'min kıyamete kadar in'am ve ihsan görecek, kabri
alabildiğine genişletilecektir. Kaadî İyâd: «Bu genişletmenin zahiren
anlaşıldığı gibi olması muhtemeldir. Ruhu iade edildiği vakit gözünün önünden
etrafındaki kesif perdeler kaldırılır. Kabrin karanlığını ve darlığını
hissetmez. Fakat bunun rahmet ve ni'met için bir darb-ı mesel ve istiare olması
ihtimali de vardır. Nitekim Allah onun kabrini sulasın, denilir. Birinci
ihtimal daha sahihtir.» diyor. Yine Kaadi'nin beyanına göre mü'minin ruhu
hakkında: «Bunu hududun, sonuna kadar götürün...» sözünden murad;
Sidretü'l-nnmtehâ'dır. Kâfirin son hududu ise siccindir.
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellenı)'in çarşafı burnuna götürmesi anlattığı pis kokudan,
dolayıdır.
Bedir muharibleri
hakkında küffârın birer birer isimlerini sayarak tepelenecekleri yeri
göstermesi onun mucizelerindendir.
Ölülerin Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sözünü işitmelerine gelince Ma'ziri bazı
ulemanın bu hadisin zahiriyle amel ederek: «Ölü işitir,..» dediklerini
söylemiş. Sonra bunu kabul etmeyerek işitmenin Bedir'de öldürülenlere hâs
olduğunu iddia etmişse de Kaadî İyâd bu sözü reddetmiş, hadislerde beyan edilen
işitmenin umûmî olduğunu söylemiştir.
Nevevî: «Kabirlere
selâm vermeyi bildiren hadîsler bunu iktizâ etmektedir. Zahir ve muhtar olan
kavil de budur.» diyor.
Kalîb ve Taviy
kelimeleri taşla örülmüş kuyu mânâsına gelirler. Ulemâ cesetlerin kuyuya
atılmasını defn ve hürmet saymamış, bunun pis kokularından kurtulmak için
yapıldığını söylemişlerdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellemy'in :
«Eğer defnetmemeniz
endişesi olmasaydı...» sözünden murad: Eğer kâfiri tahkir için yahut hayret ve
dehşete düşerek takatsiz kaldığınız için defnetmeden bırakmanız endişesi
olmasaydı ilah... demektir.
Mahir: Kabir azabından
korunmak için tavsiye; Müslüman kal, koğuculuk yapma yapan biri isen tevbe et,
bevl (sidik)'den korun, her namaz'dan sonra duanda: ''ALLAH'IM kabir azabından,
kabr'in açık ve kapalı fitnesinden sana sığınırım'' de, her gün Yatsı
namazından (Selatu'l-İşa) sonra Mülk (67 nolu ve Tebareke suresi diyede
bilinen) suresini oku.
Bu sures’nin kabir
azabından koruduğuna dair hadisler Tirmizi’den olmak kaydıyla aşağıdaki
linklerdedir.
TİRMİZİ FEDAİ’LU’L-KUR’AN
BAHSİ