SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ

<< 2887 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

13 - (2887) حدثني أبو كامل الجحدري، فضيل بن حسين. حدثنا حماد بن زيد. حدثنا عثمان الشحام قال: انطلقت أنا وفرقد السبخي إلى مسلم بن أبي بكرة، وهو في أرضه. فدخلنا عليه فقلنا: هل سمعت أباك يحدث في الفتن حديثا؟ قال: نعم. سمعت أبا بكرة يحدث قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إنها ستكون فتن. ألا ثم تكون فتنة القاعد فيها خير من الماشي فيها. والماشي فيها خير من الساعي إليها. ألا، فإذا نزلت أو وقعت، فمن كان له إبل فليلحق بإبله. ومن كانت له غنم فليلحق بغنمه. ومن كانت له أرض فليلحق بأرضه" قال فقال رجل: يا رسول الله! أرأيت من لم يكن له إبل ولا غنم ولا أرض؟ قال "يعمد إلى سيفه فيدق على حده بحجر. ثم لينج إن استطاع النجاء. اللهم! هل بلغت؟ اللهم! هل بلغت؟ اللهم! هل بلغت؟" قال فقال رجل: يا رسول الله! أرأيت إن أكرهت حتى ينطلق بي إلى أحد الصفين، أو إحدى الفئتين، فضربني رجل بسيفه، أو يجئ سهم فيقتلني؟ قال "يبوء بإثمه وإثمك. ويكون من أصحاب النار".

 

{13}

Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad b. Yezîd rivayet etti. (Dediki): Bize Osman, Eş-Şahhâm rivayet etti, (Dediki): Ben ve Ferkad Es-Sebahî, Müslim b. Ebî Bekra'ye gittik. Kendisi evinde idi. Yanına girdik ve :

  Babanı fitneler hakkında bir hadîs rivayet ederken işittin mi? diye sorduk. Şu cevâbı verdi:                                           

  Evet! Ebû Bekre'yi hadîs rivayet ederken dinledim. (Dediki): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdular:

 

«Mesele şu ki, bir takım fitneler olacaktır. Dikkaî edin! Sonra bir fitne çıkacak. O fitnede oturan yürüyenden daha hayırlı, yürüyen fitneye koşandan daha hayırlıdır. Dikkat edin ki, fitne indiği veya olduğu vakit kimin develeri varsa hemen develerinin başına gitsin. Kimin koyunu varsa koyunlarının başına gitsin. Ve kimin yeri varsa yerinin başına gitsin!» Bunun üzerine bir adam:

 

  Yâ Resûlallah! Devesi, koyunu ve yeri olmayan hakkında ne buyurursun? dedi.

 

«Kılıcını alır, onun keskin tarafına taşla vurur. Sonra kurtulmaya gücü yeterse kurtulsunl Allahım! Tebliğ ettim mi? Allahım! Tebliğ ettim mi? Allahım! Tebliğ eîîim mi?» dedi. Yine bir adam:

 

  Yâ Resûlallah! Mecbur edilir de iki saftan birine yahut iki fırkadan birine götürülürsem ve beni bir adam kılıcı ile vurur, yahut bir ok gelerek beni öldürürse ne buyurursun? dedi.

 

«Hem kendi günahını hem senin günahını yüklenir ve cehennemliklerden olur.»  buyurdular.

 

 

13-م - (2887) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة وأبو كريب. قالا: حدثنا وكيع. ح وحدثني محمد بن المثنى. حدثنا ابن أبي عدي. كلاهما عن عثمان الشحام، بهذا الإسناد. حديث ابن أبي عدي نحو حديث حماد إلى آخره. وانتهى حديث وكيع عند قوله "إن استطاع النجاء" ولم يذكر ما بعده.

 

{m-13}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe ile Ebû Kureyb de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Veki' rivayet etti. H.

Bana Muhammet! b. Müsennâ dahi rivayet etti. (Dediki): Bana İbni Ebî Adiy rivayet etti. Her iki râvî Osman Eş-Şahham'dan bu isnadla rivayet etmişlerdir. İbni Ebî Adiyy'in hadîsi sonuna kadar Hammad'ın hadîsi gibidir. Veki'în hadîsi ise:

 

«Kurtulmaya gücü yeterse...» cümlesinde biter. Sonunu anmamıştır.

 

 

İzah:

Bu rivayetleri  Buhâri «Kitâbu'l-Menâkıb»'de tahric etmiştir.

 

Fitnelerin yağmura benzetilmesi çokluğu ve umûmî oluşu itibarı iledir. Yâni; fitneler çıktığı zaman yalnız bir taifeye mahsus kalmayacak, bütün insanlara sirayet edecektir. Hadîs-i şerif müslümanlar arasında zuhur edecek Cemel, Sıffin Hz. Osman'la Hz. Hüseyn'in şahadetleri ve saire gibi vak'alara işaret etmektedir. Nitekim bir mucize olan bu ihbar haber verildiği gibi zuhur etmiştir.

 

«O fitnelerde oturan, ayakta olandan daha hayırlıdır, ilâh...» cümleleri ile bunların tehlikesinden kaçmaya teşvik buyurulmuştur.

 

Kılıcı taşla körletmek emri bazılarına göre hakikattir. Bir takımları bunun harbi bırakmak mânâsında mecaz olduğunu söylemişlerdir. Ulema fitne zamanında harbetmenin caiz olup olmadığında ihtilâf etmişlerdir. Bâzıları müslümanlar arasında çıkan fitnelere karışarak harbetmenin caiz olmadığını söylemişlerdir. Onlara göre fitneciler bir kimsenin evine girerek öldürmek isteseler, kendini müdafaa etmesi caiz değildir. Ashab-ı kiramdan Ebû Bekra ile diğer bazılarının mezhebi budur, Hz. İbni Ömer'le Imran b. Husayn  ve diğer bazılarına göre fitneye karışmak caiz değildir. Ancak icâbında nefsini müdafaa meşrudur. Bu iki mezheb İslâm'da çıkan fitnelere karışmamak lâzım geldiğinde, müttefikdirler. Ashab-ı kiramın ekserisi ile tabiîne ve bilûmum ulemâya göre fitne zuhurunda haklı tarafa yardım etmek ve onlarla beraber olup, asîlere karşı harbetmek vâcibdir. Nevevî :  «Sahih olan da budur...» diyor.