SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ

<< 2897 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

34 - (2897) حدثني زهير بن حرب. حدثنا معلى بن منصور. حدثنا سليمان بن بلال. حدثنا سهيل عن أبيه، عن أبي هريرة؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "لا تقوم الساعة حتى ينزل الروم بالأعماق، أم بدابق. فيخرج إليهم جيش من المدينة. من خيار أهل الأرض يومئذ. فإذا تصادفوا قالت الروم: خلوا بيننا وبين الذين سبوا منا نقاتلهم. فيقول المسلمون: لا. والله! لا نخلي بينكم وبين إخواننا. فيقاتلونهم. فينهزم ثلث لا يتوب الله عليهم أبدا. ويقتل ثلثهم، أفضل الشهداء عند الله. ويفتتح الثلث. لا يفتنون أبدا. فيفتتحون قسطنطينية. فبينما هم يقتسمون الغنائم، قد علقوا سيوفهم بالزيتون، إذ صاح فيهم الشيطان: إن المسيح قد خلفكم في أهليكم. فيخرجون. وذلك باطل. فإذا جاءوا الشام خرج. فبينما هم يعدون للقتال، يسوون الصفوف، إذ أقيمت الصلاة. فينزل عيسى ابن مريم صلى الله عليه وسلم. فأمهم. فإذا رآه عدو الله، ذاب كما يذوب الملح في الماء. فلو تركه لانذاب حتى يهلك. ولكن يقتله الله بيده. فيريهم دمه في حربته".

 

{34}

Bana Züheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize Mualla b. Mansur rivayet etti. (Dediki): Bize Süleyman b, Bilal rivayet etti. (Dediki): Bize Süheyl babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen rivayet etti ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuşlar:

 

«Romalılar A'mak'a yahut Dabık'a inmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Onların karşısına Medine'den o gün yeryüzü halkının en iyilerinden bir ordu çıkacaktır. Askerler saf bağladıkları vakit Romalılar bizimle, bizden esir alınanların arasını serbest bırakın : Onlarla harbedelim, diyecekler. Müslümanlar da: Hayır! Vallahi sizinle din kardeşlerimizin arasını serbest bırakamayız. Cevabını vereceklerdir. Müteakiben onlarla harbedecekler ve üçte biri münhezim olup, Allah ebediyen kendilerine tevbe İlham etmeyecektir. Üçte biri de öldürülecek, Allah indinde şehitlerin en faziletlisi olacaklardır. Üçte biri ise fethedecek, ebediyen fitneye duçar olmayacaklardır. Müteakiben İstanbul fethedilecektir. Gaziler kılıçlarını zeytin ağaçlarına asmış, ganimetleri taksim ederken anîden içlerinde şeytan :  Gerçekten Mesih aileleriniz hakkında sizin yerinizi aldı, diye nara atacak. Onlar da çıkacaklardır, bu Batıldır. Şam'a geldikleri vakit ise çıkacaktır. Gaziler harbe hazırlanır, saflarını düzeltirlerken namaz ikame olunacak ve Meryem'in oğlu İsa (Aieyhisselam) İnerek onların yanına gitmek isteyecektir. Allah'ın düşmanı onu gördüğü vakit tuzun suda eridiği gibi eriyecektir. Onu bıraksa kendiliğinden helak olacak, lakin Allah onu yed-i kudretiyle tepeleyerek kanını onlara süngüsünde gösterecektir.

 

 

[ش (بالأعماق أو بدابق) موضعان بالشام، بقرب حلب. (سبوا) روي سبوا على وجهين: فتح السين والباء وضمهما. قال القاضي في المشارق: الضم رواية الأكثرين. قال: وهو الصواب. قلت: كلاهما صواب لأنهم سبوا أولا ثم سبوا الكفار. (لا يتوب الله عليهم أبدا) أي لا يلهمهم التوبة].

 

AÇIKLAMA:

 

A'mak ile Dabık yahut Dabak Şam'da Halep yakınlarında iki yerdir. Hadîsdeki «Sübu» kelimesi «Sebev» şeklinde de rivayet olunmuştur. Bu takdirde cümlenin manası bizimle, bizden esir aldıklarınızın arasını serbest bırakın, demek olur.

 

Kaadî lyad: «Doğrusu bu kelimenin sübu şeklinde okunmasıdır. Ekser ravîler de onu bu şekilde rivayet etmişlerdir.» demişse de Nevevî: «Her iki rivayet de doğrudur. Çünkü onlar evvela esir alınmış, sonra kafirleri esir etmişlerdir. Zamanımızda bu mevcuttur. Hatta Şam ve Mısır'daki İslam askerlerinin ekserisi esir edilmiş. Sonra bugün Allah'a hamdolsun küffarı esir almaktadırlar...» diyor.

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in A'maka mı yoksa Dabıka mı buyurduğunda şekkeden ravîdir. Hadîsin siyakından da anlaşılacağı vocihle üçte biri münhezim olacak askerler müslümanlardır. Bunlar bozulup kaçtıkları için Allah kendilerine tevbe ilham etmeyecek, firarda ısrar edeceklerdir.

 

«Gerçekten Mesih aileleriniz hakkında sizîn yerînîzî aîdı...» cümlesinden murad; memleketinizde bıraktığınız aileleriniz Deccal'ın eline geçti demektir ki, bunun yalan ve batıl olduğu hadîs-İ şerifte tasrih edilmiştir.

 

Hz. îsa hakkında kullanılan «emme» fiili imam oldu manasına değil, müslümanlara uymak, Nebilerinin sünnetini ele almak için yanlarına gitmek istedi, manasınadır.

 

Bazıları bu fiildeki mansub zamirin Deccalla tabilerine ait olduğunu söylemişlerdir. Bu takdirde cümlenin manası: Hz. îsa inerek Deccal'la tabilerini yok etmek için kastedecektir, demek olur.

 

İstanbul fethedilmiş, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu mucizesi de yerini bulmuştur.