FİTNE VE KIYAMET ALAMETLERİ BAHSİ
NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
38 - (2900) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
جرير عن
عبدالملك بن
عمير، عن جابر
بن سمرة، عن
نافع بن عتبة.
قال:
كنا
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في غزوة. قال
فأتى النبي
صلى الله عليه
وسلم قوم من
قبل المغرب.
عليهم ثياب
الصوف.
فوافقوه عند
أكمة. فإنهم
لقيام ورسول
الله صلى الله
عليه وسلم
قاعد. قال فقالت
لي نفسي:
ائتهم فقم
بينهم وبينه.
لا يغتالونه.
قال: ثم قلت:
لعله
نجي معهم.
فأتيتهم فقمت
بينهم وبينه.
قال فحفظت منه
أربع كلمات.
أعدهن في يدي.
قال "تغزون جزيرة
العرب، فيفتحها
الله. ثم
فارس،
فيفتحها الله.
ثم تغزون
الروم،
فيفتحها الله.
ثم تغزون
الدجال، فيفتحه
الله".
قال فقال
نافع: يا جابر!
لا نرى الدجال
يخرج حتى تفتح
الروم.
[ش
(لا يغتالونه)
أي يقتلونه
غيلة. وهي
القتل في غفلة
وخفاء وخديعة.
(نجي معهم) أي
يناجيهم. ومعناه
يحدثهم سرا].
{38}
Bize Kuteybe b. Saîd
rivayet etti. (Dediki): Bize Cerir Abdülmelik b. Umeyr'den, o da Câbir b.
Semura'dan, o da Nâfi' b. Utbe' den naklen rivayet etti. Nâfi' şöyle demiş:
Bir gazada Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellemi'le birlikte idik. Nebi (Sallallahu Aleyhi ye
Sellem)'e batı tarafından üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Ve
kendisine bir tepenin yanında tesadüf ettiler. Onlar ayakta Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) oturuyordu. Nefsim bana dediki: Şunlarm yanına
git de onlarla Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in arasına dur. Ona bir
baskın yapmasınlar! Sonra (kendi kendime) belki onlarla bir sır konuşur, dedim
ve yanlarına vararak onlarla Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
arasına durdum. Nâfi' şöyle demiş: Müteakiben ondan dört kelime belledim,
bunları elimde sayarım!
«Arab yarımadasında gaza
edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra iran'a gaza edeceksiniz. Allah
onu sîze fethedecektir. Sonra Romalılarla gaza edeceksiniz. Allah orasını da
size fethedecektir. Sonra Deccal'la gaza edeceksiniz. Allah onu da
fethedecektir.» buyurdular.
Râvî diyor ki: «Bunun
üzerine Nâfi': Yâ Câbir! Biz Romalılar fethedilmedikçe Deccal'm çıkacağını
zannetmiyoruz, dedi.»
İzah:
Arab yarımadasının
sınırlarını evvelce görmüştük. Kısacası îmam Mâlik'den bir rivayete göre Arab
yarımadası Mekke, Medîne, Yemâme ve Yemen'den ibarettir.
Hadîs-i şeriften murad;
bu yarımadanın kalan yerlerini yahut hiç bir kâfir kalmamak şartiyle bütününü
elde edeceksiniz, demektir. Taberî : «Burada hitap yalnız mevcutlara değil, hem
onlara hem diğer sahabeye ve kıyamete kadar Allah yolunda harbedecekleredir.»
diyor. Hadîs-i şerîf Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in
mucizelerindendir.