DEVAM:
17. Orucun Kazasını Veya Kefaretini Gerektiren Haller
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ حُمَيْدِ
بْنِ قَيْسٍ
الْمَكِّيِّ،
أَنَّهُ
أَخْبَرَهُ
قَالَ :
كُنْتُ مَعَ
مُجَاهِدٍ
وَهُوَ يَطُوفُ
بِالْبَيْتِ،
فَجَاءَهُ
إِنْسَانٌ فَسَأَلَهُ
عَنْ صِيَامِ
أَيَّامِ
الْكَفَّارَة
ِ,
أَمُتَتَابِعَاتٍ
أَمْ
يَقْطَعُهَا
؟ قَالَ
حُمَيْدٌ :
فَقُلْتُ
لَهُ نَعَمْ
يَقْطَعُهَا
إِنْ شَاءَ.
قَالَ
مُجَاهِدٌ :
لاَ يَقْطَعُهَا،
فَإِنَّهَا
فِي
قِرَاءَةِ أُبَيِّ
بْنِ كَعْبٍ
ثَلاَثَةِ
أَيَّامٍ مُتَتَابِعَاتٍ.
İumeyd b. Kays
el-Mekkî'den:
Mücahid,
Beytullah'ı tavaf ederken ben de yanında idim. Biri kendisine gelerek:
«— Kefaret oruçları
peş peşe mi, yoksa aralıklı olarak mı tutulacak?» diye sordu. Bunun üzerine ben
hemen:
«— Evet, isterse
aralıklarla tutabilir.» diye cevap verdim. Mücahid ise:
«— Hayır,
kesintisiz olarak tutar. Çünkü Ubey b. Ka'b kıraatında, peşpeşe üç gün, denilmektedir.»
diye itiraz etti.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَأَحَبُّ
إِلَيَّ أَنْ
يَكُونَ مَا
سَمَّى
اللَّهُ فِي
الْقُرْآنِ
يُصَامُ
مُتَتَابِعاً.
İmanı Malik'ten:
Bana kalırsa Allah'ın Kur'anda tayin ettiğinin «peşpeşe tutulur» olmasıdır.
وَسُئِلَ
مَالِكٌ عَنِ
الْمَرْأَةِ
تُصْبِحُ
صَائِمَةً
فِي
رَمَضَانَ،
فَتَدْفَعُ دَفْعَةً
مِنْ دَمٍ
عَبِيطٍ، فِي
غَيْرِ أَوَانِ
حَيْضِهَا،
ثُمَّ
تَنْتَظِرُ
حَتَّى
تُمْسِيَ
أَنْ تَرَى
مِثْلَ
ذَلِكَ،
فَلاَ تَرَى
شَيْئاً، ثُمَّ
تُصْبِحُ
يَوْماً
آخَرَ،
فَتَدْفَعُ
دَفْعَةً
أُخْرَى،
وَهِيَ دُونَ
الأُولَى،
ثُمَّ
يَنْقَطِعُ
ذَلِكَ
عَنْهَا
قَبْلَ
حَيْضَتِهَا
بِأَيَّامٍ،
فَسُئِلَ
مَالِكٌ
كَيْفَ تَصْنَعُ
فِي
صِيَامِهَا
وَصَلاَتِهَا
؟ قَالَ مَالِكٌ
: ذَلِكَ
الدَّمُ مِنَ
الْحَيْضَةِ،
فَإِذَا
رَأَتْهُ
فَلْتُفْطِرْ
وَلْتَقْضِ
مَا
أَفْطَرَتْ،
فَإِذَا
ذَهَبَ
عَنْهَا
الدَّمُ
فَلْتَغْتَسِلْ
وَتَصُومُ(
İmam Malik'e
şöyle bir soru soruldu: «Kadının biri Ramazanda sabahleyin oruçlu olarak
kalktı. Ay hali olmadığı halde birden bire saf bir kan boşandı. Tekrar gelir
diye akşama kadar bekledi, fakat gelmedi. Ertesi gün tekrar yine bir kan daha
geldi, fakat bu seferki ilk gününkinden azdı. Daha sonra bu kan aybaşı günlerinden
önce kesildi. Bu durumdaki kadın namazını, orucunu ne yapar? îmam Malik şu
cevabı verdi: «Bu hayız kanıdır. Görünce hemen orucunu bozsun, sonradan kaza
eder. Kan kesilince gusletsin ve orucunu tutsun.»
وَسُئِلَ
عَمَّنْ
أَسْلَمَ فِي
آخِرِ يَوْمٍ
مِنْ
رَمَضَانَ،
هَلْ
عَلَيْهِ
قَضَاءُ
رَمَضَانَ
كُلِّهِ،
أَوْ يَجِبُ
عَلَيْهِ
قَضَاءُ
الْيَوْمِ
الَّذِي
أَسْلَمَ
فِيهِ ؟ فَقَالَ
: لَيْسَ
عَلَيْهِ
قَضَاءُ مَا
مَضَى، وَإِنَّمَا
يَسْتَأْنِفُ
الصِّيَامَ
فِيمَا
يُسْتَقْبَلُ،
وَأَحَبُّ
إِلَيَّ أَنْ
يَقْضِيَ
الْيَوْمَ
الَّذِي
أَسْلَمَ
فِيهِ.
Ramazanın son
günlerinde müslüman olan bir kimsenin sadece müslüman olduğu günlerdeki orucu
mu, yoksa o Ramazamn tamamını mı tutacağı soruldu.
İmam Malik:
«Geçenleri kaza etmez, müslüman olduğu günden itibaren başlar. Bana kalırsa da
en güzeli müslüman olduğu günü kaza etmesidir.»