DEVAM:
1. Selamlaşma Şekli
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ وَهْبِ
بْنِ
كَيْسَانَ،
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرِو
بْنِ
عَطَاءٍ، أَنَّهُ
قَالَ :
كُنْتُ
جَالِساً
عِنْدَ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبَّاسٍ،
فَدَخَلَ
عَلَيْهِ
رَجُلٌ مِنْ
أَهْلِ
الْيَمَنِ
فَقَالَ : السَّلاَمُ
عَلَيْكُمْ
وَرَحْمَةُ
اللَّهِ
وَبَرَكَاتُهُ،
ثُمَّ زَادَ
شَيْئاً مَعَ
ذَلِكَ أَيْضاً.
قَالَ ابْنُ
عَبَّاسٍ
وَهُوَ
يَوْمَئِذٍ
قَدْ ذَهَبَ
بَصَرُهُ :
مَنْ هَذَا ؟
قَالُوا :
هَذَا
الْيَمَانِيُّ
الَّذِي
يَغْشَاكَ.
فَعَرَّفُوهُ
إِيَّاهُ.
قَالَ :
فَقَالَ ابْنُ
عَبَّاسٍ :
إِنَّ
السَّلاَمَ
انْتَهَى إِلَى
الْبَرَكَةِ.
Amr b. Ata'nın
oğlu Muhammed şunları anlattı: Abdullah b. Abbas (r.a.)'ın yanında oturuyordum.
Onun huzuruna Yemen halkından bir adam girdi ve:
«Esselamu aleykum
ve rahmetullahi ve berakatuh» diye selam verdi. Sonra bir şeyler daha ilave
etti. O zamanlar gözleri a'ma olan îbn Abbas:
«— Bu kim?» diye
sordu. Oradakiler de:
«— Bu sana gelen
bir Yemenlidir.» diye onu kendisine tanıttılar. Bunun üzerine Ibn Abbas dedi
ki:
«— Selam
bereketle tamamlanır.»
قَالَ
يَحْيَى :
سُئِلَ
مَالِكٌ :
هَلْ يُسَلَّمُ
عَلَى
الْمَرْأَةِ
؟ فَقَالَ :
أَمَّا الْمُتَجَالَّةُ
فَلاَ
أَكْرَهُ
ذَلِكَ، وَأَمَّا
الشَّابَّةُ
فَلاَ
أُحِبُّ
ذَلِكَ(
Yahya diyor ki:
îmam Malik'e:
«— Kadına selam
verilir mi?» diye sorulduğunda şu cevabı verdi:
Yaşlı kadınlara
verilmesinde bir mahzur görmüyorum, ama genç kadınlara verilmesini hoş
karşılamıyorum.