|
|
Bir
rivayette bildirildiğine göre, Allah (C.C.) Hz. İbrahim'in ruhunu kabzetmek
istediği zaman, onun yanına yaşlı bir insan suretinde ölüm meleği Hz. Azrail'i
gönderdi. Bir gün Hz. İbrahim misafırlerine yemek ikram ederken, sıcak bir
havada yaşlı birinin yaya olarak geldiğini gördü. Bunun üzerine Hz. İbrahim,
yanına gelmesi için ona bir merkep gönderdi. O da merkebe binip Hz. İbrahim'in
yanına geldi. Bu ihtiyar insan Hz. İbrahim tarafından kendisine takdim edilen
yemeği yerken ağzına götürmek istediği lokmayı önce gözüne ve kulağına sokuyor,
ancak bundan sonra ağzına götürebiliyordu. Aynı zamanda yediği yemek hemen
def-i hacet mahallinden dışarı çıkıyordu. Hatta İbrahim (A.s.) Rabb'inden,
kendisi ölüm isteyinceye kadar onun ruhunu kabzetmemesini istemişti. Bir ara
Hz. İbrahim ihtiyara: "Ey ihtiyar! Neden böyle yapıyorsun?" diye
sordu. İhtiyar ona: "Ey İbrahim! Bunları bana ihtiyarlık yaptırıyor"
diye cevap verdi. Hz. İbrahim ona: "Kaç yaşındasınız?" diye sordu. O,
yaşını söylediğinde Hz. İbrahim'den iki yaş daha büyük olduğu anlaşıldı. Bunun
üzerine Hz. İbrahim: "Benim de bu ihtiyar gibi olmam için iki yıl
kalmış" dedi ve ellerini kaldırıp: "Ey Rabb'im!. Hemen ruhumu
kabzet" diye yalvardı. Hz. İbrahim'in bu sözleri üzerine ihtiyar ayağa
kalkıp onun ruhunu kabzetti. Böylece Hz. İbrahim (A.S.) iki yüz yaşında iken
vefat etti.
Bir
rivayette Hz. İbrahim'in yüz yetmiş beş yaşında iken vefat ettiği söylenir.
Bana göre bu rivayet hakkında biraz düşünmek gerekir. Çünkü Hz. İbrahim'in,
kendisinden iki veya daha fazla yaş büyük olan birisini görmesi mümkündür. Zira
iki yüz yıl yaşayan birinin, kendisinden bu kadar küçük bir farkla büyük olan
birisini gayet kolaylıkla görmesi imkan dahilindedir. Fakat rİvayet bu şekilde
yani yüz yetmiş beş yıl tarzında nakledilmiştir.
Diğer
taraftan İbrahim (A.S.) Hz. Nuh'un uzun ömürlü olduğunu, hatta uzun müddet
yaşamasına rağmen bu adamda (ihtiyar insan suretindeki ölüm meleğinde) gördüğü
davranışların onda olmadığını da biliyordu.
Ebü
Zerr (R.A.)'in rivayet ettiği bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.): Allah (C.C.)
Hz. İbrahim'e on sahife indirmiştir.'' buyurdular. Bunun üzerine Ebü Zerr:
"Ey Allah'ın Resulü! Bu sahifelerde neler vardı?" diye sorduğunda Hz.
Peygamber (s.a.v.): ''Bütün sahifelerdekiler, emsal (örnek) sözlerden ibarettir.''
buyurdular. Mesela, bu emsalden bir tanesi şudur: "Ey halkın başına geçen
mağrur hükümdar! Ben seni dünya servetini birbiri üzerine yığınak için değil,
mazlumun hakkını zalimden alarak onun bana dua etmesine ihtiyaç bırakmaman için
gönderdim. Zira ben, kafir dahi olsa mazlumun duasını geri çevirmem."
Ayrıca
bu sahifelerdeki emsalden birisi de şudur: "Akıl sahibi olup da nefsine
mağlup olmamış kişi için günün içerisinde belirli saatleri olmalıdır. Bu
saatlerin birinde Rabb'ine münacat edip yalvarmalı, diğerinde Allah'ın
yarattığı varlıklar hakkında tefekküre dalmalı, bir diğerinde nefsini muhasebe
etmeli, bir başka saatte ise helalinden yiyecek ve içeceklerin temini ile
meşgul olmalıdır. Akıllı olan kimse ancak üç şey için yer değiştirip intikal de
bulunur. Bunlar: Ahireti için hazırlanmak, hayati ihtiyaçlarım düzene koymak ve
haram olmayan nesnelerden faydalanıp lezzet almaktır. Akıllı kişi zamanını iyi
değerlendirmeli, kendi durumuna yönelmeli ve dilini muhafaza etmelidir. Sözünü
mesuliyet
bakımından) amelden sayanın konuşması az olur ve ancak kendisi için lüzumlu ve
faydalı olan şeyleri konuşur."
Anlatıldığına
göre, yeryüzünde ilk sünnet olan, ilk defa misafir kabul eden ve ilk şalvar
giyen Hz. İbrahim'dir.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
İBRAHİM
(A.S.)'İN OĞLU HZ. İSMAİL'İN VE İSHAK’IN ÇOCUKLARI