|
|
Allah
(C.C.) Hz. Süleyman'a mülkünü geri verdikten sonra o, emrine verilen yaratıklar
tarafından itaat edilerek hükümdarlığını devam ettirdi. Cinler de ona dilediği
gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar (geniş) leğenler, sabit kazanlar
yaparlardı .. (Sebe' suresi, ayet 13). Ayrıca onlar, Süleyman (A.S.)'a başka
şeyler de yaparlardı. Hz. Süleyman dilediği şeytanı cezalandırır, dilediğini de
serbest bırakırdı. Nihayet Hz. Süleyman'ın ecelinin yaklaştığı sıralarda o,
namaz kıldığı her gün, önünde bir ağacın bittiğini görür, ona: "Adın
nedir?" diye sorar, o da: "Adım şudur." diye cevap verirdi.
Sonra ona: "Ne işe yararsın?" diye sorardı. Eğer ağaç dikilmek için
ise dikilir, bir deva (ilaç) için ise yazılıp bir yere kaydedilirdi. Yine bir
gün namaz kılarken önünde bir ağacın bittiğini gördü ve ona: "Adın
nedir?" diye sordu. O da: "Adım Hamlibe (keçiboynuzu)" diye
cevap verdi. Ona: "Ne işe yararsın?" diye sorduğunda, o: "Şu
evi, yani Beytü'l-Makdis'i yıkmağa yararım." diye cevap verdi. Bunun
üzerine Hz. Süleyman: "Ben hayatta iken Allah bu evi yıkacak değildir.
Demek benim ölümüm ve Bey tü' I-Makdis' in yıkılması senin elinden
olacak." dedi ve ağacı kökünden söküp çıkardı. Bundan sonra: "Ey
Allah'ım! Cinler benim ölümümü bilmesinler, ta ki insanlar da cinlerin gaybı
bilmediklerini öğrenmiş olsunlar." diyerek dua etti.
Hz.
Süleyman, kimi zaman bir yıl, iki yıl, kimi zaman bir ay, iki ay, bazen daha
az, bazen daha çok olmak üzere ibadet etmek için Beytü'l-Makdis'e çekilirdi.
Yiyeceğini, içeceğini de yanına alırdı. Vefat ettiği sefer de yanına yiyecek ve
içeceğini almıştı. Hz. Süleyman değneğine yaslanmış bir şekilde namaz kılarken
eceli geldi ve vefat etti. Fakat şeytanlar da, cinler de onun vefatından
haberdar olmadılar. Ondan korkularından işlerine kesintisiz olarak devam
ettiler. Bir kurt değneğini kemirdi, değneği kırılınca da o yere düştü. Böylece
onlar Hz. Süleyman'ın öldüğünü öğrendiler. Bu arada halk da cinlerin gaybı
bilmediklerini öğrenmiş oldu. Eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, alçaltıcı bir
azap içinde kalmazlardı. (Sebe' suresi, ayet 14), ayrıca, yorucu işlerin
zorluklarına katlanmazlardı.
Hz.
Süleyman yere düşünce, İsrailoğulları onun ne zaman öldüğünü öğrenmek istediler
ve ağaç kurdunu alıp değneğin üzerine bir gece bir gündüz bıraktılar. Ağaç
kurdu değnekten bir miktar kemirdi. Kurdun kemirdiği miktarı göz önüne alarak
hesap ettiler. Böyle bir değneğin bir yıl içerisinde kemirilebileceği
neticesine vardılar. Daha sonra şeytanlar bu kurda: "Eğer sen yemek
yeseydin, sana en güzel yemekleri getirirdik. Eğer su ve içki içseydin, sana en
güzel içecekleri getirirdik. Fakat sana su ve çamur taşıyacağız." dediler.
Bunun üzerine kurdun bulunduğu yere çamur ve su taşımağa başladılar. Kuru ağaç
parçasının ortasındaki çamuru görmüyor musun? İşte bu, onların bu kurda
taşıdıkları çamurdur.
Rivayet
edildiğine göre, cinler ve şeytanlar kendilerinden tecrübeli birine -bir
rivayette İblis'e-, yaptıkları işlerin zorluğundan ve yoruculuğundan şikayette
bulundular. Bunu üzerine o: "Siz dolu gidip, boş dönmüyor musunuz?"
dedi. Onlar: "Evet" dediler. Tecrübeli olan, onlara: "Sizin için
her gidişinizin dönüşünde bir dinlenme imkanı vardır." dedi. Rüzgar
konuşulan bu sözleri hemen Hz. Süleyman'ın kulağına götürdü. Bunun üzerine Hz.
Süleyman, onların başında bulunan görevlilere, şeytan ve cinlerin inşaat ve
çalışma yerlerine inşaat için gerekli olan alet ve malzemeleri getirip
bıraktıklarında, oradaki görevlilerin, işlerin daha çabuklaşması, şeytan ve
cinlerin daha ağır bir duruma düşmeleri için çalışma yerlerine getirip
bıraktıkları şeyleri tekrar sırtlarına yükleyip geri göndermelerini emretti. Bu
durum karşısında onlar, sırtlarında yüklerle gelip daha önce hallerini şikayet
ettikleri kimseye bu durumlarını anlattılar. Bunun üzerine o: "Kurtuluşu
bekleyin, zira işler varabilecekleri son noktaya kadar geldi mi, değişmeye
mahkUm olurlar." dedi. Bundan sonra Hz. Süleyman çok yaşamadı ve bir
müddet sonra vefat etti. O, vefat ettiğinde elli üç yaşında bulunuyordu.
Hükümdarlığı ise kırk yıl sürdü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
KEYKUBAD'DAN
SONRAKİ FARS HUKUMDARLARI