|
|
Büştasb'dan
sonra oğlunun oğlu (torunu) Erdeşir Behmen bin İsfendiyar hükümdar oldu.
Savaşlarında muzaffer olan bir hükümdar idi ve babasından daha çok hükümdarlık
yapmıştı. Rivayete göre Sevad bölgesinde, bugün Yukarı Zab'da ''Hümeyniya''
adıyla bilinen ''Eyavan-i Erdeşir'' adını verdiği bir şehir kurdurmuştu. Ayrıca
Dicle bölgesinde, bugün ''Ubulle'' adıyla bilinen ''Behmen Erdeşir'' adında
başka bir şehir daha inşa ettirmişti. Yine babasının intikamını almak için
Sicistan üzerine yürümüş, Rüstem'i, babası Dastan'ı ve Rüstem'in oğlu
Feramürz'ü öldürmüştü.
Behmen,
Büyük Dara'nın ve hür (veya son) Fars hükümdarlarının atası olan Erdeşir bin Babek'in
babası Sasan'ın ve onun çocuklarının atasıdır. Dara'nın annesi ise Behmen'in
kızı Humana'dır. Buna göre Humana, Dara'nın hem kız kardeşi ve hem de
annesidir.
Behmen,
İç-Rum'a (Roma'ya ?) bir milyon savaşçı askerle gazaya çıkmıştı. Kendisine
yeryüzünün muhtelif bölgelerinin hükümdarları vergi gönderirlerdi. Fars
hükümdarlarının en büyüğü ve tedbir bakımından en üstünü idi.
O
dönemde Fars ahalisinden herhangi bir kişi öz kızı, annesi ve benzeri yakın
akrabalarıyla evlenebiliyordu. (Mütercim).
Behmen'in
annesi, Bünyamin bin Ya'kub'un soyundandı. Oğlu Sasan'ın annesi ise Süleyman
bin Davud'un nesilndendi. Behmen'in hükümdarlığı yüz yirmi yıl, bir rivayette
seksen yıl sürdü. Behmen, alçak gönüllü, Farslar arasında beğenilen ve
kendisinden hoşnud olunan bir kişiydi. Onun mektupları ve yazılı emirleri,
"İşlerinizin idarecisi, Allah'ın hizmetçisi ve kulu Erdeşir'den .. "
diye başlardı.
Behmen'den
sonra yerine kızı Humana hükümdar (melike) oldu. Halk onu babasına olan
sevgilerinden, kendisinin akıllılığını ve binicilikteki bahadır ve ustalığını
takdir ettiklerinden başlarına hükümdar yapmışlardı. Humana'nın lakabı ise
''Şehrazad'' idi.
Anlatıldığına
göre onun hükümdarlığa getirilmesi, şöyle olmuştu: Humana, babası Behmen'den
Büyük Dara'ya hamile kalınca, ondan hükümdarlık tacını karnındaki çocuğuna
vasiyet etmesini ve onu hükümdarlığa tercih etmesini istemişti. Behmen de onun
bu isteğini yerine getirip Dara annesinin karnından iken ona tacım vasiyet
etmiş ve onu tacının mirasçısı yapmıştı. Behmen'in diğer oğlu Sasan ise
hükümdarlığa hazırlanıyordu. Babasının bu davranışını görünce, Istahr'a gidip
zühd hayatı yaşamağa başladı ve dağ başlarına çekilip koyunlar edindi.
Koyunlarım ise bizzat kendisi otlatıyordu. Onun bu hareketi halk tarafından pek
hoş karşılanmadı, hatta ayıplandı.
Behmen,
oğlu Dara henüz annesinin karnında iken öldü, bunun üzerine halk Dara'nın
annesi Humana'yı hükümdar yaptılar. Humana hükümdarlığa geçirildikten birkaç ay
sonra Dara'yı dünyaya getirdi, ancak Humana doğumunu gizli tutup halktan
saklayarak çocuğunu nefis ve kıymetli mücevherlerle birlikte bir tabuta
(sandukaya) koyduktan sonra Istahr'daki Kerr nehrine, bir rivayete göre Belh
nehrine bıraktı. Nihayet tabut, Istahr halkından bir değ irmencinin eline geçti
ve değirmenci içerisinde bulduğu mücevherlerden dolayı çok sevindi.
Değirmencinin karısı çocuğu büyütüp terbiye etti. Daha sonra çocuk delikanlı
olunca durum anlaşıldı; annesi Humana da yapmış olduğu bu kötü hareketi ikrar
edip kabul etti. Dara büyüyüp olgunluk çağına gelince imtihana tabi tutuldu ve
hükümdarların oğullarının bulunabileceği en iyi bir seviyede olduğu görüldü.
Bunun üzerine Humana tacı ona teslim etti, kendisi ise Fars ülkesine gidip
orada Istahr şehrini kurdu. Ayrıca Rumlar (Bizanslılar) ile savaşlar yaptı ve
zaferler kazandı; düşmanların memleket sınırlarına girmesine engelolup onları
meşgul etti. Diğer taraftan tebaasından aldığı vergileri hafifletti. Böylece
Humana otuz yıl hükümdarlık yapmış oldu.
Bir
rivayete göre, Dara'nın annesi Hu~ana oğluna büyüyünceye kadar baktı, sonra
kendisini azlederek hükümdarlığı oğluna teslim etti. Dara da kahramanlık ve
kararlılıkla ülkesini idare edip korudu.
Şimdi
tekrar İsrailoğulları'na, devletlerinin kuruluşundan yıkılmasına kadar geçen
zaman ile onların dönemlerindeki Fars hükümdarları'nın zamanlarının
karşılaştırılmasına geçiyoruz.
Daha
önce Buht Nassar'ın esir alarak Babil'e götürdüğü İsrailoğulları'nın tekrar
Beytü'l-Makdis'e dönüş sebebini zikretmiştik. Onların Beytü'l-Makdis'e
dönüşleri Keyruş bin Ahaşviruş'un döneminde olmuştu. Keyruş'un Babil'deki
hükümdarlığı Behmen'den önce başlamış, onun ölümünden sonra kızı Humana'nın
döneminde dört yıl daha devam etmişti. Beytü'l-Makdis, Buht Nassar tarafından
tahrip edildikten sonra yüz yıl harabe olarak kalmıştı. Bu sürenin bir kısmı
Behmen döneminde, diğer bir kısmı ise kızı Humana'nın döneminde geçmişti. Bu
hususta daha başka rivayetler de vardır. Bu konu ile ilgili farklı görüşler
yukarıda zikredildi.
Keyruş
ile Büştasb'ın aynı kişi olduğu ileri sürülmüş ise de, bu görüş, Keyruş'un hiç
bir zaman müstakil hükümdar olmadığı söylenerek reddedilmiştir.
Beytü'l-Makdis
imar edilip İsrailoğulları buraya döndüklerinde, aralarında Üzeyr de
bulunuyordu. İsrailoğulları Beytü'l-Makdis'e döndükten sonra başlarındaki
hükümdar Fars hükümdarları tarafından tayin edilmeye başlandı. Bu hükümdar
bazen Farslardan, bazen de İsrailoğulları'ndan birisi olurdu. Bu durum, Dara
bin Dara'yı öldüren İskender'in o bölgeyi ele geçirmesi sebebiyle bölgeye hakim
olan Yunan ve Rum (Bizans) hükümdarlarının dönemine kadar devam etti. Rivayet
edildiğine göre, bu süre seksen sekiz yıl sürmüştü.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
BÜYÜK DARA İLE
OĞLU KÜÇÜK DARA, O'NUN ÖLÜMÜ ve ZÜ'L-KARNEYN İLE İLGİLİ BİLGİLER