|
|
Haşim'in
adı Amr'dır. Künyesi Ebu Nadlah'dır. Ona Haşim denmesinin nedeni, Mekke'de
kavmine ilk olarak ekmek doğrayıp tirit yapan ve halka yediren ilk kimse
olmasındandır.
İbn
el-Kelbi der ki: "Haşim, Abdu Menaf'in en büyük oğlu idi. Muttalib ise en
küçükleriydi. Annesi Atike binti Mürre es-Sülemiyye'dir. Nevfel -ki annesi
Vakide'dir- ve Abd Şems de diğer kardeşleri olup hepsi de kavimlerinin ileri
gelenleri oldular. Bunlara ''Muhabbirler'' adı veriliyordu. Kureyş Kabilesi
için bir takım ahidleri ilk olarak bunlar almışlar ve bunun üzerine Mekke'nin
dışına çıkmaya başlamışlardır. Haşim, Kureyşliler için Bizanslılardan ve Şam'da
bulunan Gassaniler'den bir ahid almıştı. Abd Şems ise Habeşistan'da Necaşi'den
onlara eman almış; Nevfel ise İran Kisraları'ndan, Muttalib de Yemen'de
Himyerliler'den eman almıştı. İşte bu nedenle Kureyş bu bölgelere gitmek imkanı
bulmuş oldu. Böylelikle Allah, bu kardeşlerle Kureyş'in durumunu
düzeltmişti."
Denildiğine
göre; Abdu Şems ile Haşim ikizdiler. Onlardan biri ötekinden kısa bir süre önce
doğmuş ve parmağı, diğer kardeşinin alnına yapışık idi. Bu parmak oradan alınmış
ve bunun sonucunda kan akmıştı. Bunu görenler tarafından: "Aralarında kan
olacak." denildi.
Haşim,
babası Abdu Menaf'ın vefatından sonra babasının elinde bulunan Sikaye ve Rifade
görevlerini uhdesine aldı. Abdu Şems'in oğlu Ümeyye, onun başkanlığını ve
başkalarına yemek yedirmesini kıskanmış, bunun üzerine Haşim'in yaptığını
yapmaya kalkışmıştı. Fakat onun yaptıkları gibi yapamamış, aciz düşmüştü.
Kureyş'ten bazı kişiler, onun bu durumuna takılmış, o da bundan dolayı kızmış
idi. Haşim'e dil uzatarak, onu münafereye (ayrı kalmak, nefret etmek)
çağırmıştı. Haşim ise, yaşı ve mevkii dolayısıyla bu işten hoşlanmamıştı.
Kureyş ise peşini bırakmadı. Sonunda elli dişi deve ve Mekke' den on yıl uzak
kalmak şartı üzerine Münafereyi kabul etıniş idi. Ümeyye, bunu kabul etmiş ve
aralarında hakemlik yapmak üzere Huza'alı Kahin'i seçmişlerdi. Bu kahin, Amr
bin Hamik'in dedesi idi ve evi de Usfan'da bulunuyordu. Ümeyye ile birlikte
Hemheme bin Abduluzza el-Fihri de vardı. Bunun kızı Ümeyye'nin de hanımı idi.
Kahin: "Parlayan aya, ışık saçan yıldıza, yağmur yüklü buluta, gökte uçan
kuşlara, bir alamete bakıp yolunu bulan ve gidip gelen her yolcuya yemin ederim
ki, üstün şeylerde Haşim, Ümeyye'den ileridedir. Başta da o gelir, sonda da.
Ebü Hemheme de bunu bilen bir kişidir." diyerek, Haşim lehine karar verdi
ve onu galip ilan etti. Haşim, develeri aldı ve onları keserek halka ikram
etti. Ümeyye de, Mekke'den Şam'a gitti ve on yıl süreyle Mekke'ye gelmedi. Bu,
Haşim ile Ümeyye arasında başgösteren ilk düşmanlık oluyordu.
Haşim
ve Muttalib, güzellikleri dolayısıyla ''ayın iki on dördü'' diye anılıyorlardı.
Haşim,
yirmi yaşında iken Gazze'de öldü. Yirmi beş yaşında iken öldü de denilmiştir.
Abdu Menaf'ın çocukları arasında ilk ölen odur. Daha sonra Abdu Şems Mekke'de
öldü ve Ecyad denilen yerde gömüldü. Arkasından Selman denilen yerde, Irak
yolunda Nevfel öldü. Daha sonra Muttalib, Yemen'de bulunan ve Redman denilen
yerde öldü. Rifade ve Sikaye Haşim'in oğlu Abdülmuttalib'in yaşının küçüklüğü
sebebiyle, Haşim'den sonra kardeşi Muttalib'e geçmişti.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA