|
|
Bu
olaylardan bir tanesi Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in ashabını
toplayıp, Kuba'dan ayrılıp Salimoğullarının vadisinde cuma namazı kılmasıdır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Müslümanları bir araya toplayıp
İslam tarihinde kıldırdığı ve hutbe okuduğu ilk cuma budur.
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Kuba'dan Medine'ye doğru ayrıldı. Devesine binip
yularını gevşek bıraktı. Ensar'dan kimin evinin yanından geçtiyse mutlaka ona
şöyle diyorlardı: "Buyur Ya Resulallah, şurası sayıca, silahça ve himayece
güçlü, şuraya buyur" Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Devenin yolunu açınız, serbest bırakınız o Allah tarafından
görevlidir," diyordu. Sonunda deve, bugün Peygamber Mescidi'nin bulunduğu
yere gelerek mescidin kapısının olduğu yerde diz çöküp oturdu. O sıralarda
burası Muaz bin -Afra'nın himayesindeki iki yetim çocuğa aitti. Bu iki çocuk
Neccaroğulları'ndan Amr'ın iki oğlu Sehl ve Süheyl'e ait idi. Deve, orada diz
çökünce Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) deveden inmedi. Sonra deve, ayağa
kalkıp fazla uzak olmayan bir mesafe daha ayrıldı. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) devenin sırtındaydı, yularını serbest bırakmış ve yularla
deveyi yönlendirmiyordu. Deve, geriye dönüp, baktıktan sonra tekrar ilk çöktüğü
yere bir daha geldi ve orada diz çöküp boynunu eğdi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) deveden indi, Ebu Eyytib el-Ensarı de yüklerini alıp götürdü.
Resülullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) daha önce devenin ilk çıktığı yerin
kime ait olduğunu sordu. Muaz bin -Afra: "Benim himayemde bulunan iki
yetimindir, onun değeri konusunda ben onları razı ederim" cevabını verince
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) orada mescit yapılmasını emretti.
Mescidin inşası bitinceye kadar Ebü Eyyub'ün yanında kaldı.
Denildiğine
göre mescidin yeri Neccaroğulları'na ait idi. Orada bir miktar hurmalık, ekin
ve bazı müşriklerin kabirleri vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Burayı bana parayla satınız" deyince onlar: "Hayır, bununla
ancak Allah'ın rızası beklenir" diye cevap verirler. Bu sefer Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) emir vererek, oraya mescit yapılır. Bundan önce
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Efendimiz namaz vakti nerede girerse
namazını orada kılardı. Muhacir ve Ensarla birlikte mescidi inşa etti. Doğrusu
da budur.
Kuba
Mescidi de bu sene içerisinde inşa edildi.
Külsum
bin el-Hidm de bu yıl vefat etti. Ondan sonra Es'ad bin -Zürare vefat etti.
Es'ad bin Zürare, Neccaroğulları'nın nakibi, (temsilcisi) idi. Neccaroğulları toplanıp
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan kendileri için bir nakip seçmesini
isteyince, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara: "Siz, benim
kardeşlerimsiniz. Sizin nakibiniz de benim" diye cevap verdi. Bu onlar
için övünülecek bir durum olmuştu.
Taif'te
Ebu Uhayha, Mekke'de Velid bin -Muğire, Sehmli As bin -Vail yine bu sene içinde
öldüler.
Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Medine'ye vardıktan sekiz ay sonra, bu sene
içerisinde Hz. Aişe ile zifafa girdi. Zilkade ayından yedi ay sonra onunla
zifafa girmiştir, denildiği gibi Şevval ayında zifafa girmiştir, diyenler de
vardır. Peygamber Efendimiz hicretten üç yıl önce ve Hz. Hatice'nin vefatından
sonra Hz. Aişe altı yaşında iken Mekke'de evlenmiş bulunuyordu. Bazılarına göre
Hz. Aişe o zaman yedi yaşında idi.
Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Sevde bint Zeme'a bu sene hicret etti.
Zeyneb'in
dışında kalan diğer kızları da bu sene hicret ettiği gibi, Ebu Bekir'in ailesi
de beraberlerinde oğlu Abdullah ve Talha bin -Ubeydullah olduğu halde bu sene
hicret ettiler. Peygamber Medine'ye vardıktan bir ay sonra ikindi namazı iki
rekat daha arttırıldı. Abdullah bin -Zübeyr bu sene doğdu. Şevval ayında
hicretin ikinci yılında doğdu da denilmiştir. Muhacirlerin Medine'de doğan ilk
çocukları O'dur. Hicretten sonra Ensar'ın ilk doğan çocukları da Nu'man bin
-Beşir'dir. Ubeyd'in oğlu el-Muhtar ile Ziyad bin -Ebih'in de bu sene doğduğu
söylenmiştir.
Hicretin
yedinci ayının başlarında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcası Hamza'ya
otuz muhacir ile birlikte beyaz bir sancak verdi ve bununla Kureyş'in kervanına
görünmelerini emretti. Üç yüz kişi ile birlikte Ebu Cehil ile karşılaştı.
Mecdiy bin -Amr el-Cüheni onların arasına girdi ve çarpışma olmasına engel
oldu. Sancağı Ebu Mersed taşıyordu. Peygamber Efendimizin (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) ilk teslim ettiği sancak budur. Yine aynı yıl Nebi, Ubeyde bin
-el-Haris bin -Muttalib'e sancak teslim etti. Bu sancak beyazdı ve onu Mistah
bin -Üsase taşıyordu. Müşriklerle karşılaştılar. Aralarında kılıçla vuruşmak
söz konusu olmaksızın yalnızca karşılıklı ok atışı oldu. Sa'ad bin -Ebi Vakkas,
Allah yolunda ilk ok atan kişi oldu. Mikdad bin -Amr ile Utbe bin -Gazvan da
iki Müslüman kişi idiler ve Mekke'de bulunuyorlardı. Müslümanlara varmak
amacıyla müşriklerle birlikte yola çıkmışlardı. Karşılarına Müslümanlar çıkınca
onların saflarına geçtiler.
Bazı
ilim adamları ilk sancak Ebu Ubeyde'nin sancağı olmuştur, demişlerdir. Bunlar
aradaki sürenin kısalığı dolayısıyla olayları birbirine karıştırmışlardır.
Müşriklerin başında Ebu Süfyan bin -Harb vardı. Mikrez bin -Hafs bin -el-Ahyef
denildiği gibi İkrime bin -Ebti Cehil vardı diyenler de vardır.
Yine
aynı yıl Nebi, Sa'ad bin -Ebi Vakkas'a bir sancak vererek el-Ebva diye bilinen
yere gönderdi. Sancağı el-Mikdad bin -el-Esved taşıyordu. Zilkade ayında yola
çıkıldı. Bütün beraberindekiler, muhacirlerdendi ve savaş olmadan geri dönüldü.
Vakıdi
bütün bu seriyyeleri hicretin birinci yılında gösterir. İbn İshak ise ikinci
yılında gösterir. İbn İshak, Resulullah Medine'ye vardığımn on ikinci ayının
başında gazaya çıktı, Medine'de yerine Sa'ad bin -Ubade'yi vekil bıraktı.
Kureyş ve Kinane'den Damraoğullarıyla karşılaşmak ümidiyle Veddan'a kadar
gitti. el-Ebva gazvesi işte budur. Bunların arasında yani Kureyşle
Damraoğulları arasında altı millik bir mesafe vardı. Damraoğulları O'nunla bir
antlaşma yaptı. O zaman Damraoğulları'nın reisi Mahşi bin -Amr idi. Antlaşmadan
sonra Peygamber Medine'ye döndü ve herhangi birşeyle karşılaşmadı. İbn İshak bu
gazveden sonra Ubeyde bin -el-Haris Gazvesi'nden, ondan sonra da Hamza bin
-AbdÜımuttalib'in Gazvesi'nden söz eder.
Bevat
Gazvesi de bu yılolmuştur. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iki yüz
sahabe ile birlikte Rebiülahir ayında savaşa çıktı. İbn İshak bu savaşın da 2.
hicri yılda olduğunu belirtir. Bu savaşta Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) Kureyşle karşılaşmayı amaçlamış ve Radva tarafından Bevat denilen yere
kadar varmıştır. Kureyş'in kervanın başında Umeyye bin -Halef el-Cumahi
bulunuyordu ve yüz asker ile birlikte iki bin beş yüz develik bir kervan vardı.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hiç karşılaşma olmadan geri döndü.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sancağını Sa'ad bin -Ebi Vakkas
taşıyordu. ResululIah Medine'de Sa'ad bin Mu'az'ı yerine vekil bırakmıştı.
Yine
bu yılda Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Yenbu' dolaylarında el-Uşeyre
Gazvesi'ne Cumadel'e-ula ayında çıktı. Şam taraflarına giden, Kureyş kervanını
vurmayı amaçlamıştı. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) el-Uşeyre denilen yere
varınca, Damraoğulları'ndan Müdlicoğulları ile onların anlaşmalıları olan
kabilelerle antlaşmalar yaptı ve silahlı çatışma olmadan geri döndü. Bu seferde
de Medine'de Ebti Seleme bin -Abdulesed'i yerine vekil bırakmıştı. Sancağını Hz.
Hamza taşıyordu. Bu gazvede Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hz. Ali'ye
-bazılarına göre- ''Ebu Türab'' künyesini vermiştir.
Kürz
bin -Cabir el-Fihri, Medine'nin çevresine bu yıl içerisinde hücum etmiştir.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sefvan diye bilinen
Bedir'e yakın bir vadiye kadar yürüdü. Fakat Kürz'e yetişemedi. Bu sırada
sancağı Hz. Ali taşıyordu. Nebi Medine'de Zeyd bin -Harise'yi yerine vekil
bırakmıştı. Yine bu yıl Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'ad bin -Ebi
Vakkas'ı sekiz kişilik bir Seriyye ile göndermiş ve hiçbir çarpışma olmadan
geri dönmüştü. Ebu Kays bin -el-Eslet yine ayın yılda Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'a gelmiş Nebi de O'na İslam'ı sunmuştu. Ebu Kays: "Senin
kendisine çağırdığın şey ne kadar güzeldir, durumumu bir gözden geçirip sonra
sana döneceğim." demişti. Fakat yolda münafıklardan Abdullah bin -Übeyy'e
rastlar. Abdullah: "Sen Hazrec'e karşı savaşmak istemedin değil mi?"
Ebu Kays: "Bir yıla kadar Müslüman olmayacağım" der. Fakat Zilkade
ayında ölür.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
HİCRETİN İKİNCİ
YILI (5 Temmuz 623 - 25 Mayıs 624)