|
|
HİCRETİN
4.YILI
Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Benu'-Nadir Gazvesi'nden sonra Rabiülevvel ile
Rabiülahir (11 Ağustos - 8 Ekim 625) aylarında Medine'de kaldıktan sonra,
Muharipoğulları ile Gatfan'dan Sa'lebeoğulları'nın üzerine gitmek gayesiyle
Necid tarafına gazaya çıktı. İşte ''er-Rika' Gazvesi'' diye bilinen gazve
budur. Bu isimle adlandırılmasının sebebi, beyazlığı, siyahlığı ve kırmızılığı
bulunan birdağın yanında bu vaka'nın cereyan etmiş olmasıdır. Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) bu gazaya çıkarken Medine'de Osman bin Affan'ı yerine vekil
bırakmıştı. Müslümanlar müşriklerle karşılaşmış fakat, herhangi bir savaş
olmamıştır. Her iki taraf karşılıklı olarak, birbirlerinin saldırısından
çekinmiştir. Korku namazı ile ilgili ayetler bunun üzerine nazil olmuştur.
Raviler korku namazı konusunda, ihtilaf halindedirler. Fıkıh kitaplarında bu
konu enine, boyuna ele alınmıştır.
Muhariboğulları'ndan
birisi Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gelerek Peygamberden
bakmak üzere kılıcını vermesini istedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
kılıcını verdi. Adam bu kılıcı alıp, salladıktan sonra "Ya Muhammed,
benden korkmuyor musun?" diye sorunca, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayır" dedi. Adam bir daha: "Kılıç elimde olduğu halde, benden
korkmuyor musun?" diye tekrarlayınca, Nebi: "Hayır, Allah beni
korur" deyince, adam kılıcı Nebie iade eder.
Müslümanlar,
onlardan bir kadını esir alır. Bu kadının kocası hazır bulunmuyordu. Ailesine
geri döndüğünde durumdan haberdar edilir. Bunun üzerine adam, Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in arkadaşlarının kanını akıtmadıkça işin peşini
bırakmayacağına dair yemin ederek, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
izini takip etmek üzere yola çıktı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bir yere konaklayınca, "Bu gece bizleri kim koruyacak?" diye sordu.
Muhacirlerden bir kişi, Ensar'dan da bir kişi bu iş için seçildi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in konakladığı yerin yol ağzında durdular.
Gecenin ilk bölümünde Muhacirlerden olan kişi, uyumak üzere yatmış, Ensar'dan
olan kişi de gözcülük etmek üzere uyumamış ve namaz kılmaya başlamıştı.
Müslümanların esir aldıkları kadının kocası gelmiş ve namaz kılan Ensari'yi
görmüş onun gözcülük etmekte olduğunu anlamıştı. Ona bir ok attı ve bu ok
Ensar'dan olan kişiye isabet etti. Ensari bu oku çekip çıkardı ve ayakta
namazına devam etti, arkasından bir ok daha attı. Bu da isabet etti, Ensari bu
oku da çıkardı ve namazına devam etti. Üçüncü okunu da attı, bu ok da isabet
etti. Ensari bunu çekip çıkardıktan sonra rükü ve sücudunu yaparak, arkadaşını
uyandırdı ve ona durumu bildirdikten sonra yere düştü. Adam, ikisini de görünce
fark edildiğini anladı. Muhacirlerden olan koruyucu, Ensar'dan olan koruyucunun
durumunu görünce, "Allah Allah ... Niye ilk oku atar atmaz beni uyandırmadın?"
diye sorunca, Ensar'dan olan kişi: "Bir sure okumaktaydım, yarıda kesmek
istemedim, ok atışlarını peşpeşe devam ettirince o zaman haber vermek durumunda
kaldım. Allah'a yemin ederim eğer Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in korumamı
emrettiği bir bölgeyi korumasız bırakmaktan korkmamış olsaydım, ben namazımı
yarıda kesmeden adam benim işimi bitirmiş olacaktı. "
Bu
gazvenin hicretin beşinci yılının Muharrem (2 Haziran - 1 Temmuz 826) ayında
olduğu da söylenmiştir.
BİR SONRAKİ SAYFA
İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA