|
|
HİCRİ 17.YIL
Hicretin
17. yılı olan bu yılda Halid bin Velid ileri kuvvetlerin ve seriyyelerin
komutanlığını yapmak görevinden alınmıştır.
Bunun
sebebine gelince: Halid ile İyad bin Ganm ilerleyerek büyük miktarda malı
ganimet olarak aldılar. Kendileri Hz. Ömer'in Medine'ye dönüşünde Cabiye'den
yola koyulmuşlardı. O sırada Hıms'ta Ebu Ubeyde, Kınnesrin'de ise O'nun hükmü
altında olmak üzere Halid bulunuyordu. Yine Ebu Ubeyde'nin komutası altında
bulunmak üzere Dımaşk'ta Yezid, Ürdün'de Muaviye, Filistin'de Alkame bin
Mucezziz, sahilde ise Abdullah bin Kays bulunuyordu.
Halid'in
eline geçirdiği ganimetler haber alınınca bazı kimseler bu maldan kendilerine
de bazı şeyler vermesini istediler. Bunlar arasında Eş'as bin Kays de vardı ve
Halid O'na on bin dirhem vermişti.
Diğer
taraftan Halid hamama girmiş ve içinde şarap bulunan bir madde ile yıkanmıştı.
Hz. Ömer kendisine: "Ben senin şarap ile vücudunu ovaladığın haberini
aldım. Şunu bil ki Allah şarabın içini de, dışını da ona el sürmeyi de haram
kılmıştır. Sakın onu vücudunuza dokundurmayınız" diye yazınca cevap olarak
Halid kendisine şöyle yazmıştı. "Bu şarabı şaraplıktan çıkardığımız için
artık şarabın dışında bir yıkama maddesi haline dönüşmüştür" Bunun üzerine
Hz. Ömer kendisine: "Muğire'nin soyundan gelenler katı kalplilik belasına
uğramışlardır. Allah sizlerin ruhunuzu bu haldeyken almasın" diye cevap
yazmıştı.
Halid
ganimetler konusunda kendisinden talepte bulunanlar arasında malları dağıtınca,
Ömer bin el-Hattab bunu da işitti. Zaten O'nun yaptığı hiç bir şey Hz. Ömer'den
gizli kalmazdı. Bunun üzerine Hz. Ömer postayı çağırarak onunla birlikte Ebu
Ubeyde'ye bir mektup gönderdi. Bu mektupta Halid'i önüne getirip ayakta
tutmasını, kendi sarığıyla onu bağlamasını ve başlığını başından almasını
emretti. "Sizlere Eş'as'ı kendisinin malından mı, yoksa ganimet olarak
aldığı mallardan mı mükafatlandırdığını söyleyinceye kadar O'nu bu halde tut.
Şayet O, ele geçirmiş olduğu bir ganimetten dağıttığını ileri sürerse
kendisinin hainlik etmiş olduğunu söylemiş olacaktır, yok eğer kendi malından
bu yaptığını söylerse bu akılsızca bir tasarrufta bulunmak olacağından her iki
durumda da görevden al ve O'nun görevini sen üstlen." Bunun üzerine Ebü
Ubeyde Halide mektup yazdı, Halid de O'nun yanına geldi. Ebü Ubeyde insanları
topladı ve kendisi minderin üzerine oturdu. Posta ayağa kalkıp Halid'e Eş'as'a
hangi maldan verdiğini sorunca Halid kendisine cevap vermedi. Ebü Ubeyde ise
hiçbir şey söylemeyerek susuyordu. Bunun üzerine Bilal ayağa kalkarak:
"Mü'minlerin emiri senin hakkında şu şu emirleri vermiş bulunuyor"
diyerek sarığını almış, Halid de itaat etmek durumunda olduğundan O'na karşı
gelmemişti. Başlığını da başından aldıktan sonra bu sefer O'nu sarığıyla
bağladı ve: "Sen Eş'as'a nereden mal verdin? Bizzat kendi malından mı, yoksa
ele geçirdiğin bir ganimetten mi?" diye sordu. Halid: "Hayır O'na
kendi malımdan verdim." diye cevap verince bağlarını çözerek başlığını
yerine koydu ve bizzat kendi eliyle sarığını sardıktan sonra şunları söyledi:
"Bizler başımızdaki emirleri dinler, itaat eder, komutanlarımızı da takdir
eder, onlara hizmette bulunuruz."
Halid
görevden azledilip edilmediğini bilmemenin şaşkınlığı içinde kalmıştı. Diğer
taraftan Ebu Ubeyde de kendisini değerli ve üstün gördüğü için de durumu
bildirmiyordu. Halid'in Medine'ye Hz. Ömer'in yanına gitmesi gecikince artık
Halid bu konuda tereddütten kurtuldu, çünkü Halid'e yanına gelmesini
emretmişti. Bunun üzerine Halid Kınnesrin'e dönmüş, orada bulunanlara bir hutbe
okumuş, onlarla vedalaşmış, oradan Hıms'a gitmiş, orada da bir konuşma
yaptıktan sonra Medine'ye gitmek üzere yola koyulmuştu. Halid Hz. Ömer'in
huzuruna çıkınca kendisine şikayette bulunarak: "Ben seni Müslümanlara
şikayet ettim. Allah'a yemin ederim ki sen bana iyi davranmadın" demişti.
Bunun üzerine Hz. Ömer kendisine: "Peki sen bu serveti nereden
buldun?" diye sorunca Halid: "Ben bu serveti elde ettiğim
ganimetIerin bana düşen paylarından yaptım. Eğer servetimin arasında altmış
binden fazlasını bulursan o senin olsun." diye cevap vermişti. Bunun üzerine
Hz. Ömer onun malına değer biçtirmiş, altmış binden yirmi bin fazla olduğunu
görmüş, bunu alıp Beytulmale koymuştu. Daha sonra kendisine şunları söylemişti:
"Ya Halid! Allah'a yemin ederim ki sen benim yanımda çok değerlisin ve
yemin ederim, seni çok seviyorum." Arkasından Hz. Ömer İslam ülkesinin her
yanına şunları yazmıştı: "Ben Halid'i kendisine kızdığım yahut hainlik
ettiği için görevden almadım. Ancak herkes O'nu alabildiğine gözünde büyütmüş
ve her şeyi O'ndan zannetmek gibi bir duruma gelmişti. Her şeyin O'nunla olup
bittiğini varsaymalarından korkmaya başlamıştım. Ben onların her şeyi yapanın
Allah olduğunu bilmelerini ve fitneye maruz kalmamalarını arzuladım." Daha
sonra da O'ndan aldıklarının yerine başka şeyler verdi.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
MESCİD-i
HARAM'IN BİNA EDİLMESİ ve GENİŞLETİLMESİ