MEST ÜZERiNE MESH
ETMENiN HÜKMÜ
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Allah (c.c) şöyle buyurdu: "Yüzlerinizi, dirseklere kadar
ellerinizi ve -başlarınıza mesh edipher iki topuğa kadar da ayaklarınızı
yıkayın." (Maide, 5/6)
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Allah (c.c)'ın abdestte ayakları yıkama emrinin, her abdest
alan kişiyi kapsaması söz konusu olduğu gibi bazılarını bu emrin kapsamı
dışında bırakması da ihtimal dahilindedir. Resulullah (s.a.v)'in mest üzerine
mesh etmesi, taharet üzerine mestlerini giyen kişinin ayaklarını yıkama emrinin
kapsamı dışında kaldığını göstermiştir.
Bu durum, Resulullah
(s.a.v)'in bir abdestle iki namaz yahut daha fazla namaz kılmasının, namaz için
kalkanların abdest alma farzı bazılarına farzken abdesti olana farz olmadığına
delilolduğu gibidir. Bu durumda ayakları mesh etmek yahut yıkamak Allah
(c.c)'ın Kitabına ters düşmemektedir. Yahut Resulullah (s.a.v)'in sünnetinden
bir sünnetinAllah (c.c)'ın Kitabına muhalif olması söz konusu değildir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize, Abdullah b. Nafi, Davud b. Kays'tan; o, Zeyd b.
Eslem'den; o da Ata b. Yesar'dan, Usame b. Zeyd'in şöyle dediğini nakletti:
Resulullah (s.a.v) beraberinde Bilal ile geldiler. Def-i hacet için gitti,
sonra da abdest aldı. Yüzünü yıkadı ve sonra çıktılar. Usame dedi ki: Ben
Bilal'e şöyle sordum: "Resulullah (s.a.v) ne yaptı?" Bilal,
"Def-i haceti için gitti, sonra abdest aldı; yüzünü ve ellerini yıkadı,
başını mesh etti ve mesti üzerine mesh etti." dedi. Tahric: Buhari, vudu 1/81 no: 185; Taberi, Taharet 1/18;
Müs!im, Taharet 1/211 no: 18/235
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize, Müslim b. Halid Zenci ve Abdü1mecid b. Abdulaziz Ebu
Abdülhamid el-Mekki, İbn Cüreyc'den; o, İbn Şihab'dan; o, Abbad b. Ziyad'dan:
Urve b. Muğire b. Şu'be, ona haber vererek Muğire b. Şu'be'ye şöyle dediğini
nakletti:
Resulullah (s.a.v) ile
beraber Tebük gazvesindeydim. Muğire şöyle dedi: "Resulullah (s.a.v)
fecirden önce def-i hacetlerin yapıldığı alana doğru yöneldi, ben de onun
dönmesini suibriğiyle bekliyordum. Resulullah (s.a.v) geri döndüğünde ellerine
ibrikten su dökmeye başladım. O da ellerini üçer defa yıkadıktan sonra yüzünü
yıkadı. Sonra cübbesinin kollarını sıvamak istediğinde cübbesinin kolları
daralıp kollarının üzerini sıvayamayınca, ellerini cübbesinin içine sokarak
cübbenin alt tarafından kollarını çıkardı. Kollarını dirseklerle beraber yıkadıktan
sonra mestleri üzerine me sh edip abdestini tamamladı. Sonra alana döndü."
Muğire dedi ki: Kendisiyle beraber alana döndüğümüzde insanlar toplanıp
Abdurrahman b. Avf'ın arkasında namaza durmuşlardı. Resulullah (s.a.v) onun
arkasında insanlarla beraber namazın son rekatını kıldı. Abdurrahman b. Avf
selam verip namazdan çıkınca ResuluHah (s.a.v) kalkıp namazını tamamladı. Bu
durum karşısında Müslümanlar korkup çok tesbihte bulundular. ResuluHah (s.a.v)
namazını bitirdikten sonra onların yanına gelerek namazı vaktinde
kıldıklarından dolayı onlara gıpta ederek "İyi yaptınız" yahut
"Doğru yaptınız" buyurdu. Tahric:
Marife, Taharet 1/335- 336, Mest üzerine mesh etme babı; Sünen el-Kübra,
Taharet 1/91 Mest üzerine mesh etme babı
İbn Şihab şöyle dedi:
Bana, İsmail b. Muhammed b. Ebi Vakkas, Hamza b. Muğire b. Şu'be'den, Abbad'ın
naklettiği bu hadisin benzerini nakletti. Muğire şöyle dedi:
"Abdurrahman'ı geciktirmek istediğimde Nebi (s.a.v.) bana, 'Onu bırak''
buyurdu." Tahric: Marife, 1/336-
337; Müslim, SaıM 1/317-318 no: 105/274; Buhari, vudu 1/79 no: 182
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bila1'in hadisinde ResuluHah (s.a.v) mesti üzerine, mukimken
mesh ettiğine dair delil vardır. çünkü (Cemel) kuyusu Medine'dedir.
Dedi ki: Kişi seferde ve
ikamette mestler üzerine mesh yapabilir.
KİMLER MESH YAPAR
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize, Süfyan b. Uyeyne, Husayn, Zekeriya ve Yunus'tan;
onlar, eş-Şabi'den; o,Urve b. Muğire b. Şu'be'den o da babasından şöyle
nakletti: "Ey AHah'ın Resulü! Mest üzerine mesh ediyor musun?" "Evet. Ben onları (mestleri) ayaklarım
taharet üzereyken geçiriyorum (giyiyorum). "buyurdu. Tahric: Buhari, vudu 1/86-87 no: 206; Müslim, Taharet
1/230 no: 79/274
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer kişinin, ayaklarına mesti geçireceği zaman namaz kılmak
için taharet açısından herhangi bir engeli yoksa bu kişi tam taliaret üzere
olduğundan mest üzerine mesh yapabilir. Kişi abdest almayı tamamladıktan sonra
mestleri giyer. Bu uygulamadan sonra, eğer abdesti bozan bir hal söz konusu
olursa, artık mest üzerine mesh edebilir.
Namaz kendisine
helalolacak şekilde taharet üzere olmadan önce bir yahut iki ayağına mest
giyerse o zaman mestler üzerine mesh edemez. Bunun gibi tahareti bozacak abdest
bozmadan sonra da giyilen me st üzerine mesh edemez.
Eğer kişi, abdest için
yüzünü ve ellerini yıkar, sonra başını mesh eder, sonra iki ayağından birini
yıkadıktan sonra mesti yıkadığı ayağa giyer, daha sonra da öbürünü yıkayıp
mesti giyecek sırada abdesti bozulursa tam bir taharet üzere mesti
giymediğinden mest üzerine mesh edemez. çünkü ayağının birini, taharet tam
hasıl olmadan mestin içine geçirdiğinden dolayı bu hüküm verilmiş olur.
Önce ayaklarını yıkayıp
mest giydikten sonra abdest alan kişi, mesti çıkarıp tekrar abdest alarak mesti
ondan sonra giyerse, ancak o zaman namaz kılabilir.
Kişi abdest alıp
abdestini tamamladıktan sonra ayağının birine mesti giyip diğerini mestin baldu
kısmına sokup daha ayak kısmı tam yerine oturmadan abdestini bozacak olursa, bu
kişi mest üzerine mesh yapamaz. çünkü bu kişinin ayağı mestin ayak kısmına
henüz oturmadığından mest giymiş sayılmaz. Bu durumda kişi, mesti çıkarır ve
yeniden abdest alır.
Mest, abdestte yıkanması
gereken yerin tamamıyla beraber topukları da her taraftan kapatmışsa, mest
üzerine me sh etme hakkı olan kişi gibi bu kişi de me sh edebilir. Ama topuklar
yahut ayağın önü veya arkası mestin kısalığından dolayı görünüyorsa yahut
mestin yırtığından ve benzeri durumlardan dolayı ayak görünüyorsa, bu tarz mest
giyenin me sh etme hakkı yoktur.
Abdest yerlerinden olan
ayakların herhangi bir yeri, mestteki bir delikten dolayı ayağın alt kısmı
yahut_üzeri yahut kenarı yahut yukarı topuğa doğru görünüyorsa, bu tarz mest
giy en kişi mesh yapamaz. çünkü mesh, ayakları mest ile kapanan kişi için
ruhsattır. Eğer giyilen mestten
rahatlıkla ayak
görünüyorsa, söz konusu ayaklar kapanmamış hükmündedir. Ayaklardan açıkça
görünen ve yıkanması farz olan kısmın yıkanmaması caiz olmaz. Ayağın bir
kısmının yıkanmasının gereklilik haline gelmesiyle, ayağın tamamının yıkanması
bir gereklilik haline gelir.
Eğer giyilen mestin
içindeki çorap mestin yırtığından görünüyorsa, bu mestin üzerine mesh yapılmaz.
çünkü mest, çorap gibi değildir. Eğer çorap, mest olmadan giyilecek olsa ayağın
bir kısmı gözükür/yani mest tüm ayağı kapatmamış olur.
Dedi ki: Mestin
üzerinden yahut alt kısmından ayak gözükmeyecek kadar sökülecek olursa mesh
için bir zararı olmaz. Çünkü sökülen yerle beraber tamamı mesttir. Lakin çorap,
mest sayılmaz. Meste yapıştırılan her neyse mest hükmündedir. Eğer kişi abdest
alıp yırtık bir mest giydikten sonra yırtık mestin üzerine sağlam bir mest
giyerse me sh yapabilir. Ama ilk giydiği mestin sağlam olması halinde başkasına
ihtiyaç duymadan onun üzerine mesh yapabilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer mestte çakıl ve benzerlerinden dolayı delinme ve
benzeri bir açılma meydana gelmişse, üzerine mesh edilen mest gerek tabanlı
olsun gerekse sade olsun malum olan mesttir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Açılan o mestin yerine başka bir mest giyerse onun yerini
tutmuş olur ve üzerine mesh eder.
Mestler, koyun
derisinden ziyade sığır derisinden yahut deve derisinden yahut ahşaptan
olabilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer me st kıldan yahut kumaştan yahut yılan derisinden
yapılmışsa, tabanIarı deriden yahut ahşaptan yahut üzerine yüründüğünde
yıpranan türdense mest hükmünde değerlendirilmez. Tabanı dışında kalan ve
abdest yerlerini örten yerlerin de ince ve şeffaf olmayıp kalın olması gerekir.
Eğer mest bu şartları taşıyan cinstense üzerine mesh yapılır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mest, tabanlı olup abdestte ayağın yıkanması gereken yerleri
de ayağı göstermeyecek şekilde kalın olursa abdest yerlerinin dışında kalan
yerlerde şeffaf olması halinde mahzuru yoktur. çünkü ab de st yerlerinin
dışında kalan kısım şeffaf olmayıp da hiçbir şeyolmasa bile zararı olmaz.
Bununla beraber abdest yerlerinin az bir kısmında şeffaf bir şeyolması halinde
gene mesh yapabilir. Mestin yerini tutacak türden çorap giymişse çorapIarın
üzerine mesh yapabilir. Sonra onların üzerine mest giyer yahut ayağında mest
varken onları mestin üzerine giyer yahut mesti koruyan ayakkabı giyerse,
ayağıyla teması olun mest üzerine mesh yapması gerekir. Sonradan mestin üzerine
giydiği nesnelerin üzerine meshi iade etmesine gerek yoktur.
Kişi abdest alıp
tahareti tamamladıktan sonra mesti yahut mestin yerini tutacak nesneyi
giydikten sonra mesti koruyan ayakkabıyı giyer, sonra abdestini bozarsa
abdestini yeniden almak istediğinde mesti korumak için giydiği ayakkabının
üzerine mesh edemez. Abdest için ayakkabılarını çıkarıp ayaklarıyla teması olan
mestlerin üzerine me sh ettikten sonra eğer isterse tekrar mestin üzerine
ayakkabılarını giyer. Ayaklarında mest olmadan da mesti korumak maksadıyla
giyilen ayakkabının üzerine mesh eden kişinin meshi geçerli olmayacağı gibi
namazı da geçerli sayılmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mestin yerini tutmayacak çorap giyse ve onun üzerine mest
giyse mestin üzerine mesh eder. çünkü abdestte ayakların yerini mestten başka
bir şey tutmaz. Ayaklarını bezlerle sardıktan sonra mest giyse gene mestin
üzerine mesh eder. Bazen mest, ayaklarda yaralanmaya ve benzeri şeylere sebep
olabilir. Bu durum meydana gelmesin diye mestin içine onun yerini tutmayacak
tarzdan çorap giyilmesinde sakınca yoktur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mest necis ise yahut bir kısmında necaset varsa onunla namaz
caiz olmaz. Domuz ve köpek dışında kalan ölmüş hayvanların derisinden olan ve
tabaklanma yoluyla üzerinde kıl kalmayan mest1erle namaz kılmak caizdir.
Tabaklanmasına rağmen üzerlerinde kılolan ölü hayvanların derilerinden yapılmış
olan mestlerle namaz kılmak caiz değildir. çünkü kıllar, tabaklanmasına rağmen
temizlenmezler. Tabaklanmamış ölü hayvanların derilerinden olan mestlerle namaz
kılmak caiz değildir. Tabaklanmamasına rağmen temiz ve eti yenen hayvanların
derilerinden olan mestlerle namaz kılmak caizdir. (Usulüne uygun kesilmesi
şartıyla)
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Abdesti olan kişinin mest üzerine me sh yapması caizdir.
Gusül gerektiren bir durum meydana geldiğinde, me st çıkarılıp vücudun
tamamının suyla yıkanması gerekir. Keza def-i hacet sonrası taş kullanımı
istinca için yeterli olsa da gusül gerekirse istinca yerlerinin de yıkanması
gerekir. Çünkü söz konusu yerler de vücudun zahir yerlerindendir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mestin içindeki ayaklarda kanama olursa yahut onlara necaset
temas ederse, mesti çıkarıp ayakları yıkamak gerekir. Çünkü mesh, abdest için
bir taharet olup necaseti temizleyen taharet değildir.
MEST ÜZERiNE MESH ETME
MÜDDETİ
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize Abdulvahhab b.
Abdülmecid,
Muhacirlerden Ebu Mahled'den; o, Abdurrahman b. Ebi Bekre'den; o da babasından;
Resulullah (s.a.v)'in seferde olan kişi için üç gün geceleriyle beraber,
ikamette olan kişi için de bir gün gecesiyle beraber mest üzerine mesh etmeye
ruhsat verdiğini haber verdi. Tahric: Marife,
Taharet 1/341; ibn Mace, Taharet 1/184; ibn Hibban rivayetiyle, no: 1313-1318
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Taharetini/abdest almayı tamamladıktan sonra mestlerini
giyen kişinin mesh etme hakkı vardır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize İbn Uyeyne, Asım b. Behdele'den, o, Zirr b. Hubeyş'in,
'Safvan b. Assal'ın yanına geldiğimde bana seni buraya getiren nedir?'' dedi.
Ve şöyle aktardı.
Ben (Zirr b. Hubeyş) de;
'İlim öğrenme arzusu!' dedim. Dedi ki: Muhakkak ki melekler, ilim talep eden
kişinin ilim talebinden dolayı rahmet kanatlarını ona gererler. Sonra ona:
Def-i hacetten sonra mest üzerine mesh etme meselesiyle alakalı olarak içimde
tereddütler yaşadım. Sen de ResuluHah (s.a.v)'in ashabından bir kişiydin, onun
için sana bu konuyla alakalı olarak sormaya geldim. Sen bu meseleyle ilgili
olarak ResuluHah (s.a.v)'den bir şeyler duydun mu?' dedim.
'Evet, duydum.
Seferiyken cünüplük halinin dışında, def-i hacetten yahutuykudansonramestlerimizi
üç güngeceleriy le beraber çıkarmamamızı ResuluHah (s.a.v) bize emrederdi.'
dedi." Tahric: Tirmizi,
Taharet 1/159 no: 96; Nesai, Taharet 1/71 no: 126; ibn Mace, Taharet 1/161 no:
62
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişi namaz için taharet
üzereyken giydiği
mestleriyle namazını kılar. Abdesti bozucu bir durum hasıl olduğunda abdestinin
bozulduğu vakti bilir. Eğer bu kişi, mukim ise abdestinin bozulduğu vakitte
başlamak üzere, bir gün ve gecesi süresince mest üzerine mesh eder. Ve bu
süreyi aşmaz. Kişi seferiyse abdesti bozulduğu vakitten itibaren, üç gün ve
geceleri süresince me st üzerine mesh eder. O da bu süreyi aşmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişinin, abdest alıp mestlerini giydikten sonra güneşin
zevalinden önce abdesti bozulursa; abdest alır ve mestlerin üzerini mesh ederse
bu mesh ile; öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah -abdesti bozulmadığı sürece-
namazlarını kılar. Eğer abdesti bozulduysa mesti giydiğinden abdesti bozduğu
zamana kadar mest üzerine mesh etmeye devam edebilir. Söz konusu süre de bir
gün ve gecesine denk gelen süredir.
Kişi mestini giydikten
sonra me sh etme vakti dolarsa abdesti bozan herhangi bir şey kendisinden sadır
olmasa bile mesh müddeti dolmuş ~ayılır. Artık abdest için mest1erini çıkarıp
abdestini yeniden alırsa abdest1i olur. Bundan sonra mestlerini giyer ve mesh
etme müddeti boyunca mesh edebilir. Tekrar mesh süresi, abdest bozucu bir iş
işlemese de vaktin dolmasıyla tamamlanmış sayılır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer kişi zevalden sonra abdestini bozarsa (abdest alarak
mest üzerine mesh ederse) ve öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazını
kılar; öğle namazını da mest giydikten sonra ilk abdestini bozduğu vakitten
önce başlayıp bitirirse namazı geçerli sayılır. Ama öğle namazını, hades
ettiği/ilk abdest bozduğu vakit gelinceye kadar ertelerse bu namazını mest
üzerine mesh ederek kılamaz.
Yahut hades ettiği/ilk
abdest bozduğu vakit gelmeden başladığı namazını bitirmeden hades ettiği/ilk
abdest bozduğu vaktin girmesiyle beraber mesh bozulmuş olacağı için kılmakta
olduğu namaz bozulur. Bu kişi, mestlerini çıkardıktan sonra abdestini alır ve
yeniden aldığı abdestle namazını kılar. Bu durum; taharet üzere giydiği
mestleri, abdestini bozup me sh müddeti tamamlanmakla beraber tekrarlanır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Yukarıda anlatılanın aynısı seferiyken de geçerli olup üç
gün ve gecelerinde de uygular. Üçüncü gün ilk abdest bozduğu vakte kadar me sh etmeye
devam edebilir. İzah ettiğimiz şekil üzere mukim olan kişi, mesti bir giymeyle
beş yahut altı vakit namaz kılar. Sefer! olan kişi de mesti bir giymeyle on beş
yahut on altı vakit namaz kılabilir.
Eğer bu namazları cem
etmeden kılacak olursa: Seferde ikindi namazını öğle vaktinde cem edip ikindi
vaktinde hades eden/abdestini bozan kişi, hades ettiği/abdestini bozduğu vaktin
gelmesiyle mesh müddeti dolacağı için on beş vakit namazı me sh ile kılmış
olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mukim olan kişi, zeval vaktinde mestlerini giyer, mesh eder
ve öğle namazını kıldıktan sonra sefere çıkarsa bir gün ile gecesini tamamlar
ve bu süreyi aşmadan mesh müddeti dolmuş olur. çünkü asli taharet süresi
dolduğu için bir gün ile gecesini aşma hakkı yoktur.
Mukimken mesh edip
sefere çıktıktan Sonra namaz kılan kişinin durumu da aynıdır. Bu kişinin de
mukim kişinin mesh müddeti olan bir gün ile gecesi olan süre kadar me sh yapma
hakkı vardır. Bu kişi sanki mukimmiş gibi namaz kılmış kabul edilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer kişinin mukimken abdesti bozulur, ama sefere çıktıktan
Sonra me sh etmeye başlarsa (abdestini aldıktan Sonra); bu kişinin, seferinin
mesh müddeti olan üç gün ile gecelerini mesh etme hakkı vardır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mukimken mesh etmeye başlayan kişi, abdest bozmadan sefere
çıkar, Sonra da mesh etmeye başlarsa, bu kişi, sadece mukim gibi bir gün ile
gecesini mesh edebilir.
Çünkü mukimken taharet
üzere mesh etmiş olması bir mana ifade etmemektedir. Birinci mesh etme gibi
Sonraki mesh etmelerin, temizleme hakları yoksa bu mesh etme fiilinin bir
geçerliliği yoktur. [Yani; mestlerin üzerini mesh etmeye başlamasıyla mesh etme
zamanı başlar.]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişi seferdeyken mesh edip bu mesh ile bir veya birden fazla
namaz kıldıktan Sonra bir şehre dört gün ikamet etmek için gelir. Dört gün
ikamet etmeye niyet ettiği bu yerde mesh ettikten Sonra seferde me sh etmeye
başladığı meshe devam etmeyip mukim kişinin müddeti olan bir gün ile gecesini
mesh eder. Bu süreyi aşma hakkı da yoktur.
Çünkü seferde bu müddeti
tamamlama hakkı varken seferi olma halinden çıkıp mukim olma durumuna
girmesiyle me sh müddeti de onunla beraber değişmiştir. [Şafii mezhebinde
seferilik üç gündür.]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişi seferdeyken bir gün yahut bir günden daha fazla bir
zaman kaldıktan Sonra mukim olsa yahut bir şehre geldikten sonra mestlerini
çıkarsa, abdest almaktan başka bir uygulama hakkı kalmamıştır. Yahut seferiyken
bir gün ile gecesini mesh etme ile tamamladıktan sonraki vakitte, namaza
başladıktan sonra henüz namazını tamamlamadan mukim olmak için niyet ederse
namazı fasid olur. Bu kişi önce abdest alır, sonra namazını kılar.
Sefere çıkan ve mukimken
mi, seferdeyken mi me sh ettiğini tayin edemeyen kişi, nerede meshettiğini
netleştiremiyorsalşüphesi devam ediyorsa bir gün ile gecesini mesh eder. Bu
kişi, bir gün ile gecesini mesh ederek namazlarını kıldıktan sonra, seferdeyken
mesh ettiğini netleştirirse üç gün ile gecelerini me sh edip namazlarını
kılabilir. [Şüpheli durumda mukim hükmüne tabi olur.]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Seferde mi, yoksa mukimken mi mesh ettiğini tayin edemeyen
kişi, seferiyken bir gün ile gecesinden daha fazla bir zaman mesh ederek
namazını kıldıktan sonra, mukimken mesh ettiğini netleştirirse; bir gün ile
gecesini aşan süre içinde kılmış olduğu tüm namazları iade eder.
Çünkü bir gün ile
gecesini aşan zaman içinde kılmış olduğu namazları taharet üzere kılmamıştır.
Ama mesh taharetinin devam ettiğine kanaat getirirse abdesti iade etmeden mesh
müddeti olan üç gün ile gecelerini mesh ederek tamamlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mukim olan, eğer ilk mesh ettiği vakitle ilgili olarak
şüpheye düşer ve bir gün ile gecesini tamamlayıp tamamlamadığını tayin
edemezse, mestini çıkarır ve abdest alır. Eğer kişi mesh ile üç vakit namaz
kıldığını bilip dördüncüsü hususunda şüpheye düşerse (tam bir netlik üzere
değilse), bu durumda dördüncüsünü de mesh ile kıldığını saymasından başka
çaresi yoktur.
Bunu bu şekilde
yapmasının sebebi, mesh edip etmediği şüphesine düştüğü bir mesh ile namaz
kılmaması içindir. Ve dördüncü namazı kıldığına dair kesin bir netliğe
ulaşmadan terk etme hakkı da yoktur.
MEST'İN MESHİNİ BOZAN
HUSUSLAR
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişi ayağına giydiği mesti ayağından çıkarmadığı süre
zarfında ve mesh müddeti içindeyse mesh etme hakkı devam eder. Eğer ayağına
giydiği mesti mesh ettikten sonra bir yahut iki ayağından çıkaracak olursa,
meshi bozulduğu için yeniden abdest alması gerekir. Abdestten sonra mestlerini
giyer, sonra da ayağında mest varken abdestini bozacak olursa me sh edebilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mest ayağındayken mestin içinden ayağı yahut ayağının bir
kısmı dışarı çıkarsa veya ayağındaki abdest yerlerinden bir kısmı gözükürse
mesh bozulur. Ayağını mestin ayak kısmından kaydırır, ama topuk kısmından
çıkarmaz ve ayağın abdestte yıkanması gereken hiçbir yeri de mestten dışarı
çıkmazsa abdest alması gerekmezse de ben böyle durumda abdest almayı müstehab
sayarım.
Dedi ki: Mest
ayağındayken yırtılır ve ayağın abdest yerlerinden bir kısmı gözükürse mesh
bozulur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mest ayağındayken yırtılır ve mestin içine giyilen çorabın
inceliğinden dolayı ayağın abdest yerleri gözükürse, ayak çıplak gözükmüş gibi
sayıldığından me sh bozulur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer mestte yırtık varsa ve bu yırtıklar abdest yerlerinden
yukarı yerde bulunuyorlarsa bir beis yoktur. çünkü mestte bulunan bu
yırtıkların yeri hiç olmayıp mest giyildikten sonra mesh yapılsa da bir zararı
olmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer yırtık, ayağın abdest kısmının üzerindeyse ve ondan
ayak gözükecek kadar genişliği bulunuyorsa, bu mestin üzerine mesh yapılamaz.
Ama yırtık geniş olmayıp ondan ayak gözükmüyorsa, yırtık açılıp kapanan tarzdan
bir yırtık olsa da üzerine mesh yapılmasında sakınca yoktur.
İmam Şafi! (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer yırtık yeri açılırsa me sh bozulur. Çünkü yırtık yeri,
yırtık açıldığında ondan ayak gözükmezse de yürüyüp hareket edince açılır ve
ayak gözükür.
İmam Şafiı (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer yırtık, abdest yerlerinden yukarı yerde bulunsa ve
bunlarda açılma meydana gelse de bir zararı olmaz. Çünkü söz konusu yer hiç
olmadan da mest giyilip üzerine me sh yapılabilir.
Sonraki için tıkla:
GUSLÜ GEREKTİREN
VE GEREKTİRMEYEN HALLER