ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

KARIŞIK TÜRLERDEN OLUŞAN HAYVAN SÜRÜSÜNÜN ZEKATI

 

Bize Rebi' şöyle anlattı: Şafii dedi ki: Hadiste şöyle buyrulmuştur: "Zekiit alınırken, zekat düşsün diye dağınık olanlar bir araya getirilmez, bir arada olanlar da dağıtılmaz. İki ayrı türün karışımı olanlarda ise iki taraf eşit olarak gözetilir. "

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Mallarını birbirine katan iki kişinin, sürülerini taksim etmedikleri sürece ortak olduklarından şüphe etmem. İkisine eşit müracaat edilmesi, içinde koyunların da bulunduğu develeri birbirine katmalarına bağlıdır. Mesela develer birinin yanında olur ve zekatları alınır. Sonra bu zekat eşit düzeyde ortağına da raci olur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Mallarını birbirine katan iki kişinin sürüleri, sürülerini birbirlerine katmak şeklinde de gerçekleşmiş olabilir. Eğer her biri kendisine ait sürüyü biliyorsa, aynı ağııda kalsalar, aynı merada birlikte otlasalar ve aynı menbadan beraber su içseler, dolayısıyla tohumluk erkekleri kanşık olsa da kanşık sürü sayılmazlar. Böyle olunca her halükarda her biri ayrı zekatmı verir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer ağıllan, sulama yerleri ve tohumluk erkekleri ayn olsa, bu takdirde kanşık sürü sayılmazlar ve iki sürünün zekatını vermekle yükümlüdürler.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: iki sürünün kanştırıldığı günden itibaren bir yıl geçmedikçe buna "haliteyn / kanşık" denmez. Üzerinden bir yıl geçince bir sürünün zekatı şeklinde zekat alınır. Eğer karıştıkları günden itibaren üzerinden bir yıl geçmemişse iki ayrı sürünün zekatı alınır. Eğer iki sürü birbirine kanştırılır da zekat memuru gelmeden ve bir yıl da dolmadan aynlırlarsa iki ayn sürünün zekatını vermeleri gerekir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: İki ortak oldukları zaman da aynı durum geçerlidir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Üç kişi mallarını karıştırmışlarsa ve malın toplam sayısı da yüz yirmi koyun ise onlardan bir koyun alınacağı, sadece bir zekat verecekleri ve sayısına bakılmayacağı, her birinin hissesinden ayrı olarak zekat alınmayacağı hususunda muhalif bir göıüş bHmiyorum.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bunu söyledikleri zaman, yani üç ortaklı karışık maldan iki miskin koyunu eksilttiklerinde ve bunlar mallarını ayırdıkları zaman zekat olarak üç koyun vermek gerekiyorsa, şöyle demeleri caiz olmaz: Eğer kırk koyun üç kişi veya daha fazla kişinin arasında ortak mal ise, bir sadaka vermeleri gerekir. Çünkü bu görüşü savunanlar, ortaklı karışık malın zekatını bir kişinin zekatı gibi hesaplamışlardı.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ben de bu görüşteyim.

Ortaklı karışık malın zekatı bir kere verilir. Bu, bütün sürüler için geçerlidir: Deve, sığır ve koyun. Aynı durum, tarımdaki karışık ortaklıklar için de geçerlidir. Bahçe de öyle. Düşünsene, bir bahçen olsa ve yüz kişi arasında paylaşmak üzere sadaka olarak versen, onun sadakası sadece on vesk [bir vesk; 130-650 kg.] olur. Bunda sadaka olmaz mı? Hatta her birinin payı ancak beş vesk hurma kadar olsa da.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Burada bir sadaka var. Her ortaklıkta, bütün olarak beş veske ulaştığı zaman her durumda bir sadaka var.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Benim karışık mallarla ilgili söylediğim, hadisin anlamının kendisidir. Ayrıca Ata b. Ebu Rebah gibi ilim ehlinin de bu yönde görüşleri var.

Bize Rebi' anlattı: Bana Şafii (Allah rahmet etsin) dedi ki: Bize Müslim b. Halid, İbn Cureyh'in şöyle dediğini rivayet etti: Ata'ya, ortak kırk koyunları olan bir topluluğun nasıl zekat vereceklerini sordum: "Bir koyun vermeleri gerekir." dedi.

 

İmam Şafii' (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer biri dese ki: "Hadiste 'Zekat vermemek için, bir arada olan mal dağıtılmaz, parça parça olan mal da bir araya getirilmez. ' denmiştir." Ona cevap olarak denir ki: Bu hadis, bizim görüşümüze delalet eder. Bu yüzden yüz yirmi koyun üçe bölünerek birbirinden ayrılmaz, birleştikleri zaman bir koyun zekat verilecek diye de böyle yapılamaz. Çünkü yüz yirmi koyun üçe bölündüğü zaman zekat olarak üç koyun verilmesi gerekir. Yine bir adamın yüz koyunu, birinin de yüz bir koyunu varsa, bu ayrı sürüler birleştirilmez. Eğer ayrı bırakılırlarsa iki koyun zekat verilecektir. Ama birleştirirlerse toplamda üç koyun zekat verilmesi gerekecek. Yine iki adamın bir sürü halinde toplamda kırk koyunları varsa, bunu aralarında bölerlerse zekat vermeleri gerekmez. Ama birleştirseler bir koyun zekat verilecektir. Dolayısıyla burada iki yönlü korku söz konusudur: Zekat memuru zekatın azalmasından korkar. Diğer korku da mal sahibinin korkusudur: O da fazla zekat vermekten korkar. Bu iki durumdan hiç biri diğerinden daha fazla korku ismini hak etmiyor. O halde doğru olanı, her şeyi olduğu gibi bırakmamızdır. Eğer toplu halde iseler toplu mallara göre zekat alırız, eğer bölünmüşlerse bölünmüş mallara göre zekatı tespit ederiz.

 

İmam Şafii' (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: "İki karışık mala gelince, bunlar eşit şekilde toplama döndürüıürler." ifadesine gelince, yani iki adamın karışık olmak üzere toplamda yüz koyunu varsa ve her ikisinin koyunları da biliniyorsa, o takdirde birinin koyunlarından zekat alınır. Malından zekat alınan kişiye diğeri, zekatın değerinin yarısını verir. Şayet ikisinin koyunlarının sayısı eşitse, malından zekat alınan kişiye diğeri zekatın değerinin yarısını verir. Zekat olarak alınan koyun, malın üçte birine sahip kişinin koyunlarından alınmışsa ve ortağının da payı üçte iki kadarsa, bu takdirde üçte iki hisseye sahip kişi malından zekat alınan üçte birlik hisseye sahip kişiye zekat alınan koyunun değerinin üçte ikisini öder. Çünkü kendisinin vermesi gereken üçte ikilik payortağından alınmıştır. Borcu, ortağının hissesinden ödenmiştir.

 

İmam Şafii' (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer ikisinin koyunlarının zekatı toplamda üç koyun tutuyorsa ve bu üç koyun sürünün üçte birine sahip ortağın payından alınmışsa, diğeri, alınan üç koyunun toplam değerinin üçte ikisini, malından zekat alınan kişiye verir. Ona iki koyunun değerini iade etmez. Çünkü üç koyun beraber alınmıştır. Bunların üçte iki (2/3) değerini ise ortağı adına vermiştir. Bunların üçte ikisi (2/3) karışıktır, taksim edilmiş değildir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Mallarını karıştıranların ikisi de Müslüman olmadıkça taraflardan biri zekat veremez. Mesela bir Hıristiyan ile Müslümanın malları karışık ise bu takdirde Müslüman tek başına zekatını verir. Nitekim zekat vermekle yükümlü iseler ikisi birden verebildiği gibi biri de zekatı verebilir. Ama içlerinden biri zekat vermekle yükümlü değilse, zekat vermekle mükellef olmayan zekat vermez.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Malları karışık olan iki kişi zekat vermekle yükümlü iseler, yukarıda söylediklerimiz onlar için geçerlidir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer ikisinin koyunlarının sayısı eşitse ve ikisinin toplamda iki koyun zekat vermesi gerekiyorsa, o takdirde her birinin koyunlarından birer tane zekat olarak alınır. Ama alınan iki koyunun değerlerinin birbirine yakın olması gerekir. O zaman da hiçbiri diğerine herhangi bir geri ödemede bulunmaz. Çünkü her birinden alınan zekat miktarı, malı ayrı olsaydı da bu şekilde alınacaktı. Eğer birinin sürüdeki koyunları sürünün üçte biri, birinin de üçte ikisi ise, o zaman birinin koyunlarından bir koyun, öbürünün koyunlarından da bir koyun alınır. O zaman malın üçte birine sahip kişi malından alınan koyunun değerinin üçte birini arkadaşına öder. Çünkü zekatın üçte ikisi arkadaşının koyunlarından alınmıştır. Üçte ikisi de kendi malından alınmıştır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer ortaklardan birinin koyunlarından bir koyun zekat olarak alınırsa ve ikisinin koyunları da sayı olarak eşit iseler, o zaman koyunun değeri hususunda uzlaşmaya çağrılırlar. Burada söz sahibi, koyunun fiyatının yarısının alındığı kişidir. Koyunun sahibi ise karşılık olarak delil getirmekle yükümlüdür. Eğer koyunun sahibi koyunun değerinin on (dirhem) olduğunu ispat ederse, diğeri beş (dirhem) ona verir. Eğer koyunun fiyatını ispatlamazsa o takdirde ortağı mesela fiyatın beş (dirhem) olduğunu söyler ve yemin eder, ardından da ona iki buçuk dirhem geri verir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer zekat toplayıcısı, iki ortağa haksızlık ederse, mesela ortaklardan birinin sürüsünden kendi malının zekatı olarak başka bir koyun alırsa, örneğin gebe, soylu, sağılan birini yahut bir tekeyi veya iki koyunu alırsa, üstelik iki ortağın toplamda sadece bir koyunu zekat vermeleri gerekiyorsa ve malından zekat alınan ortak diğer ortağa kendi adına verdiği kısmı iade etmek isterse, sadece şer'an yükümlü oldukları zekatın kendi payına düşen kısmım iade etmekle yükümlü olur. Eğer iki yaşında veya küçük yaşta ise de ondan fazlasım vermesi gerekmez. Aym şekilde eğer ikisinin toplamda bir koyunu zekat olarak vermeleri gerekmiyorsa, buna rağmen ortaklardan birinin koyunlarından bir koyun zekat olarak alınmışsa, ortağının ona herhangi bir ödemede bulunması gerekmez. Çünkü haksız yere alınmıştır o koyun. Sadece varsa hakkı olan şey iade edilir. Yine iki ortağın vermeleri gereken zekatın miktan bir koyun ise ve zekat olarak koyunun değeri şeklinde dirhem veya dinar alınmışsa, öbür ortak sadece vermekle yükümlü olduğu koyunun değerinin yansım iade etmekle yükümlüdür.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Malları kanşık iki ortağın vermekle yükümlü oldukları zekatın miktan bir koyun ise ve ortaklardan biri gönüllü olarak vermekle yükümlü oldukları yaştaki koyundan daha büyük bir koyun verirse, öbür ortak sadece yükümlü oldukları yaştaki koyunun değerinin yansım iade etmekle yükümlüdür. Gönüllü olarak veya haksızlıkla fazlasım verirse, fazlasını veya haksız olarak alınanı vermesi gerekmez.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bu örneklerin tümü malları kanşık iki ortağın her birinin koyunlarının bizzat bilinmesi durumu için geçerlidir. Ama koyunların tümünde eşit oranda ortak iseler ve her birinin koyunları ayn olarak bilinmiyorsa ve böyle bir durumda bu ortaklardan haksız olarak fazla veya az zekat alınırsa, hiçbiri haksız olarak alınanı öbürüne iade etmez. Çünkü haksızlık ikisine birden yapılmıştır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer iki adamın malları karışık ise ve sene dolmadan mallarını ayırırlarsa, zekatı ayrılmış olmaları esas alarak verirler. Ama sene dolduktan sonra mallarını ayırırlarsa, zekatı malları karışık olduğu hal üzere verirler. Zekat memuru onları mallarını ayırmış olarak bulursa, malı ayırdıkları vaktin belirlenmesinde onların sözleri esas alınır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir adamın zekat nisabına ulaşmış koyunları varsa ve bu koyunlar birkaç ay onun mülkiyetinde kalırsa, sonra bu koyunların yarısını, taksim etmeksizin bir başka adama satarsa veya herhangi bir malı temlik eder gibi onun mülkiyetine geçirirse, sonra bu koyunların üzerinden bir sene geçerse, sene dolunca ilk sahibin payının zekatı alınır, ikinci sahibin payının zekatı ise ancak satın aldığı veya malik olduğu tarihten itibaren senesi dolunca alınır. Ama ikisinin paylarının senesi aynı tarihte dolarsa ancak o zaman birlikte zekat verebilirler. Eğer bu koyunların sayısı kırk ise ilk sahibin payının zekatı olarak yarım koyunun bedeli alınır, sonra senesi dolunca da ikinci sahibin payının zekatı bir koyunun bedelinin yarısı olarak alınır.

 

Adamın mülkiyetinde zekat nisabına ulaşmış miktarda koyun varsa, bunları bir adamın zekat nisabına ulaşmış miktardaki koyunlarıyla karıştırırsa (Rulta), bu da aralarında alışveriş şeklinde gerçekleşirse, her biri, arkadaşından malı aldığı tarihin üzerinden bir yıl geçmesini bekler ve aynı sene içinde elinden çıkmamış kısmının zekatını verir. Ama alışveriş şeklinde değil, sadece karıştırma şeklinde ise, o takdirde her birinin sürüsünün zekatı senesi dolunca verilir. Karıştırılan malın zekatı, karışımın yapıldığı yılda verilmez. Ertesi yıl olunca ve hala karışık halde ise iki ortak, mallarının zekatını verir. Çünkü mallarını karıştırdıkları tarihin üzerinden bir sene geçmiştir. Eğer sürülerini karıştıran iki kişiden birinin senesi muharrem ayında, öbürünün safer ayında doluyorsa, muharrem ayında dolan kişiden muharrem ayında bir koyunun bedelinin yarısı, safer ayında da diğer yarısı alınır. Zekat alan kişi yarım koyuna ortak olmuş olur. İki payın sahibi de. onu verirler, böylece ikisine de ortak olurlar.

 

Sonraki için tıkla:

 

BİR ADAM ÖLDÜGÜNDE MALININ ZEKATINI VERMEMİŞSE