ZEKAT VERMENİN GEREKLi
OLDUGU VAKİT
Bize Rebi' haber verdi:
Bize Şafii (Allah rahmet etsin) anlattı: İbrahim b. Sa'd, İbn Şihab'dan şöyle
rivayet etti: "Her sene zekat toplamak Resulullah (s.a.v)'in
sünnetidir."
Böyle
bir hadise rastlamadım. Anlamı meşhur, hatta mütevatir de olsa hadis mürseldir
(Muhakkik). Beyhaki, el-Marife'de Ebu Abbas el-Esam aracılığıyla Rebi'den
rivayet etmiştir. 3/251.
Muhammed b. İdris
eş-Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: "Bunda ihtilaf yoktur. Topraktan
yetişen şeyler hariç bütün koyun ve benzeri hayvanlarla ilgili olarak bunu
biliyorum."
Bize Rebi' anlattı: Bize
Şafii (Allah rahmet etsin) dedi ki: Malik, Nafi'den; o da İbn Ömer'den şöyle
rivayet etti: "Üzerinden bir sene geçmedikçe bir malın zekatını vermek
farz olmaz. " Tahric: Muvatta,
1/246; Tirmizi, 3/16/17; Darekutni, 2/90.
Bize Malik, İbn
Ukbe'den; o da Kasım b. Muhammed'den şöyle rivayet etti: "Ebu Bekir,
üzerinden bir sene geçmedikçe herhangi bir malın zekatını almazdı. " Tahric: Muvatta, 1/245; Musannef, Abdurrezzak, 4/75-76.
Bize Rebi' anlattı: Bize
Şafii (Allah rahmet etsin) haber verdi ki: Malik, Ömer b. Hüseyin'den; o, Aişe
binti Kudame'den; o da babasından şöyle rivayet etti: "Ganimetten bana
düşen payı almak üzere Osman b. Affan'ın yanına gittiğimde bana sorardı:
'Zekatı verilmesi gereken malın var mı?' 'Evet' dersem, bana düşen ganimetten
zekatı keserdi, 'hayır' dersem, payımı verirdi." Tahric: Muvatta, 1/246; Musannef, Abdurrezzak, 4/77.
Bize Rebi' anlattı: Bize
Şafii (Allah rahmet etsin) haber verdi ki: Malik, İbn Şihab'dan şöyle rivayet
etti: "Bir kişinin ganimet payından zekat alan ilk kişi Muaviye'dir."
Tahric: Muvatta, 1/246.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: "Ganimet faydadır / ticaret malı gibidir ve üzerinden
tam bir yıl geçmeden zekat düşmez."
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: "Ganimet (Ata / A'tiye) savaşta müşriklerden alınan
ganimettir ve Müslümanlara verilir. Bir Müslüman da bu malı teslim aldığı gün
ona sahip olur."
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir adamın sahip olduğu bütün zekat gerektiren malların,
sahip olduğu günden itibaren tam bir yılonun mülkiyetinde olması gerekir. Ama
toprakta yetişen şeyler hariç. Bu tür ürünler topraktan çıkarıldıkları,
devşirildikleri ve ıslah edildikleri andan itibaren zekatının verilmesini
gerektirir. Aynı durum yerin altından çıkarılan madenler ve topraktan çıkarılan
gömüler için de geçerlidir.
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Valinin zekat toplama memurunu senenin dolmasından önce
göndermesi gerekir. Zekat verilecek kişilere sene dolar dolmaz ulaşılmalı ve
payları kendilerine verilmelidir.
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Zekatın Muharrem ayında alınmasını daha uygun görürüm.
Nitekim görevlilerin zekatı bizim oralarda bu ayda topladıklarını gördüm,
Muharrem ayının yaza veya kışa denk gelmesi fark etmiyordu. Her halükarda zekat
toplamak için bir ayın belirlenmesi gerekir. Çünkü zekat toplama vaktini yaz
ayları olarak anlarsak bu takdirde Allah'ın vakit tayini için belirlediği
hilalleri devre dışı bırakmış oluruz.
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Zekat senenin dolmasıyla vacip olur, zekat toplama memurunun
gelmesiyle değiL. Zekatı gerektiren malın üzerinden bir sene geçince zekat
toplama memuru zekatı alır.
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Koyunların sayısı zekatın verilmesini gerektirecek kadar
olursa ve senenin başlamasından önce yavrularsalar, bu yavrular da zekat için
hesap edilirler. Yine senenin geçmesinden çok kısa bir süre önce doğursalar, bu
yavrular da koyunlarla birlikte hesap edilirler. Zekat memuru bunları mal
sahibinin aleyhine hesap eder. Sonra sene dolsa ve herhangi bir eksilme olmasa
zekatı alınır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Senenin ardından doğan yavruları zekat toplama memurunun mal
sahibinin aleyhine sayacağı hususu benim açımdan tam açık değildir. Zekat
toplama memurunun gelmesinden önce veya sonra ya da gelişine denk düşen bir
zamanda doğanlar da öyle. Eğer zekat toplama memuru senenin dolmasından sonra
gelirse ve sürünün sahibi gönüllü olarak yeni doğan yavruları kendi aleyhine
sayarsa, bu, bana göre iyi olur. Ama bir kimsenin buna zorlanmasını uygun
görmem. Bir sürü sahibinin elindeki sürüsünün üzerinde bir tam sene geçerse,
sürüsü de zekat vermeyi gerektiren sayıda ise ve zekat toplama memuru
gecikirse, yani zekatı zamanında almazsa, mal sahibinin malının zekatını
ayırması gerekir. Eğer zekat malını ayırma imkanı olduğu halde bunu yapmazsa,
o, zekat toplama memuruna zekatı teslim edinceye kadar zekat malının
sorumlusudur, kefilidir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Aynı şekilde mal sahibi bu esnada herhangi bir koyunu
boğazlar veya birine bağışlar yahut satarsa onu da kendi aleyhine saymakla
yükümlüdür. Senenin dolduğu günde elinde bulunan malın zekatı eksiksiz olarak
ödeninceye kadar bu yükümlülük devam eder.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Yine bir koyunu malının üzerinden bir sene geçtikten sonra,
zekat memurunun gelmesinden önce veya sonra yahut zekat malını almasından önce
satarsa, onu da zekatı verilecek malın yekunu içinde saymakla mükelleftir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Aynı şekilde zekat memuru malı saydıktan sonra hayvanlar
telef olursa, eğer senenin tamamlanmasından sonra zekat memurunun zekatı
almasına imkan verecek bir zaman da olmuşsa, o da malı almamış sa o esnada,
bunun yanında sürünün sahibinin zekatı ayırıp bir yere koyma imkanı varsa,
senenin tamamlanmasıyla ilgili olarak söylediğim durumların tümü
gerçekleşmişse, zekat memurunun zekatı alma imkanı olmuşsa, yine sürü sahibinin
zekatı ayırıp bir yere koyma imkanı olmuşsa, sürü sahibi de zekat memuru da
bunu yapmamışsa ve sonra sürü telef olmuşsa, o sırada sürü mal sahibinin
zimmetinde olduğu için zekatını vermekle yükümlü olur. Tıpkı malının bedelinin
(dinar ve dirhem olarak) üzerinden bir sene geçer de bunun zekatını verebilecek
imkanı olduğu halde vermezse ve bunlar da zayi olursa, adamın zekatı vermesinin
gerekmesi gibi ...
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Benim nezdimde bu işaret ettiğimiz görüşten başkası caiz
değildir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v)'in sünnetine göre zekat, senenin
dolmasıyla gerekli olur, zekat toplama memurunun bu hususta zekatı almaktan
başka türlü davranması caiz değildir. Dolayısıyla söylediğim gibi mal sahibi
sene dolunca zekatı ayınp bir yere koymalı ve zekat memuru gelince de ona
teslim etmelidir.
Bize Rebi' haber verdi:
Bize Şafii (Allah rahmet etsin) anlattı: İbrahim b. Sa'd, İbn Şihab'dan şöyle
rivayet etti: Ebu Bekir ve Ömer, zekatı iki senede bir almazlardı. Bilakis
kuraklık olsun, bolluk olsun, hayvanlar semiz olsun, zayıf olsun her sene zekat
toplama memurlarını gönderirlerdi. Çünkü her sene zekat toplamak Resulullah
(s.a.v)'in sünnetidir. el-Marife, 3/253.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu güne kadar tanıdığım ilim ehli arasında şu hususta
herhangi bir ihtilafa rastlamadım: Resulullah (s.a.v)'in sünnetine göre
toprakta yetişen ürünler dışındaki koyun sürüsü ve diğer malların zekatının
üzerinden bir sene geçmesiyle birlikte verilmesi gerekir. Bir kimse dese ki:
"Zekatın gerekli olması için üzerinden bir sene geçmesi, bir de zekat
memurunun gelmesi gerekir." Bu kimse sünnete muhalefet etmiş ve bir malın
üzerinden sene geçtiği halde zekatının gerekmeyeceği gibi bir durumu öngörmüş
olur. Çünkü böyle bir durumda zekat toplama memuru bir veya iki sene gelmezse,
o gelinceye kadar mal sahibinin zekatı vermesi gerekmez. Geldiğinde bir kere
alır, birkaç kere değiL. Bu ise dediğim gibi sünnete aykındır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir adamın kırk koyunu varsa ve üzerinden seneler geçtiği
halde zekatını vermezse ve sürüsünde de herhangi bir artış olmazsa, bir koyun
zekat vermesi gerekir. Bir koyun artmışsa iki koyun zekat vermesi gerekir. Eğer
üç koyun artmışsa ve üzerinden de dört sene geçmişse o zaman dört koyunu zekat
olarak vermesi gerekir. Çünkü her koyun zekat verilmesi gereken miktara
eklenmiş fazlalıktır. Sonra kırk koyun kalınca bir koyun zekat vermek lazım
gelir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bana en uygun geleni, kırk koyun için her sene bir koyunu
zekat olarak vermesidir. Çünkü kırktan bir eksilme olmamıştır. Üzerinde seneler
geçmiş ve her sene kırk olarak kalmıştır.
İmam Şafiı (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Adamın kırk koyunu varsa ve üzerinden de bir sene geçtiği
halde zekatını vermezse, sonra üzerinden bir sene daha geçerse, bu sırada bir
tanesi doğurursa, sonra bu yavru ölürse, ardından üzerinden bir üçüncü sene
daha geçerse, sayı hala kırksa, o zaman iki koyunu zekat olarak vermesi
gerekir. Bir tanesi kırk sayısından dolayı, bir tanesi de kırkın üzerine bir
eklendiği için verilir. Sonra fazlalık koyun ölse de zekatı gerektirecek süre
dolmuş ve bunu sürüsüne eklemiş, ama zekatı verme imkanı olduğu halde
vermemiştir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer adamın kırk koyunu varsa ve bu koyunlar senenin başında
kaybolurlarsa, bu koyunları senenin sonunda, senenin dolmasından hemen önce
veya sonra bulursa, bunların zekatını vermesi gerekir. Yine sayıları elli olan
koyunları yıllarca kaybolursa her sene bir koyunu onların zekatı olarak
vermelidir, çünkü koyunlar hala onun mülkiyetindedirler. Aynı şekilde koyunları
gaspedilse, sonra onları geri alsa her sene için bir koyunu zekat olarak
vermesi gerekir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu durum, zekatları kendi cinslerinden verilen sığır ve
develer için de geçerlidir. Zekatları koyun olarak verilmesi gereken develer
içinse iki görüş vardır:
Birincisi: Yukarıda
söylediğimiz gibidir. Çünkü bunların zekatı olarak verilen koyunla deve satın
alınabilir. Dolayısıyla malın sahibi deve vermezse bu koyunlarla deve alınır.
Bu, iki görüşten doğruya en yakın olanıdır.
İkincisi: Üzerinden üç
sene geçen beş devenin zekatı olarak toplam üç koyun -her sene için bir koyun
olmak üzere- zekat olarak verilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Adamın yirmi beş devesi varsa ve bu develer üç sene yanında
kalırlarsa ilk sene için bintmuhad; (iki yaşını doldurmuş üçüne ayak basmış)
bir deve, ikinci sene için dört koyun, üçüncü sene için de dört koyun zekat
olarak verir. Eğer develerinin sayısı doksan bir ise ve üzerinden de üç sene
geçmişse bu takdirde ilk sene için iki deve (hıkkateyn / hıkka: üç yaşını doldurmuş
deve), ikinci sene için iki bintlebun (iki yaşını bitirmiş dişi deve), üçüncü
sene için de iki ibnlebun (iki yaşını doldurmuş erkek deve) zekat olarak vermek
durumundadır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer adamın iki yüz bir koyunu varsa ve bu koyunlara sahip
olmasının üzerinden üç sene geçerse, ilk sene için üç, diğer iki senenin her
bir senesi için de birer koyunu zekat olarak vermelidir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer adam bir sene zekat vermezse, sonra sürüsü kar edip
koyunları artarsa ve önceki zekatla birlikte artışın olduğu senenin zekatını da
vermezse, ilk sürünün zekatım iki yıl olarak, kar olan sürünün zekatını da bir
yıl için verir. Çünkü artan sürünün zekatı sadece bir yıl için ona farzdır.
Sonraki için tıkla:
BAŞKA BiR TÜRLE
KARIŞIK (MELEZ) OLAN KOYUN