ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

SADAKAYI / ZEKATI SATIN ALMAK

 

[850] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bana Mekkelilerden bir hadis alimi, tahdis edip dedi ki: Tavus'a; -ben yanı başında duruyorken- kabzedilmeden önce sadakanın satılmasına dair soru sorulduğunu işittim. Tavus dedi ki: Bu Beytin Rabbi'ne yemin olsun ki; kabzedilmeden önce de kabzedildikten sonra da satılması helal değildir.

 

Şafii dedi ki: Çünkü Rasulullah (s.a.v.) zekatın zenginlerinden alınıp onların fakirlerine geri verilmesini emir buyurmuştur. Yani pay sahibi olan fakirlere ayni olarak verilir, onun bedeli değil.

 

Şafii dedi ki: Eğer zekat tahsildarı, bir kimseye yarım koyun ya da bunun gibi bir hisse düşmesinden başka bir sebeple bir şey satacak olursa, ona onun mislini getirmesi yahut da onu alma hakkına sahip olanlara paylaştırması düşer. Bundan başkasını yapamaz.

Böyle bir durumda, zekat tahsildarının zekatı satmasını gücüm yettiği takdirde durum ne olursa olsun, alışverişini feshederim. Zekat malı elinden çıkan kimsenin, onu kendilerine payolarak verilmiş zekat almayı hak eden kimselerin elinden, satın almasını hoş görmüyorum. Bununla birlikte eğer o malı, hak sahiplerinin elinden satın alırlarsa, alışverişi feshetmem çünkü ben onların sadece bunu satın almalarını mekruh görmekteyim.

 

[851] Çünkü Rasulullah (s.a.v.), Allah yolunda binilmesi için verdiği bir atın satılmak istendiğini görünce onu satın almamasını emretmiştir.

 

[852] Yine Rasulullah (s.a.v.)'tan rivayet edildiğine göre; "hibesinifbağışını yahut sadakasını geri alan bir kimse kusmuğunu geri yiyen köpeğe benzer." (buyurmuştur.)

 

Rasulullah (s.a.v.)'ın nitelendirdiğim şekilde -elinden çıkmış olan bir şeyi satın almayı haram kıldığı açık seçik belli değildir ki; - ben de böyle bir alışverişi feshedileceğini söyleyeyim.

 

[853] Ensar'dan bir adam, anne babasına bir sadaka vermişti. Sonra her ikisi de ölmüş, Rasulullah (s.a.v.) da ona miras yoluyla onu almasını emir buyurmuştur.

 

İşte bundan dolayı ben de bir kimsenin elinden çıkmış olan (böyle) bir şeyi mülk edinmenin helal olduğu bir yolla mülk edinmesini caiz kabul ettim.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bir kimse zekitta pay sahibi olanlardan haklarını satın alan kimseye; eğer bu kabilden satın aldığı şey, ondan zekat olarak alınan şeylerden olmayıp hiçbir durumda da nafile olarak sadaka verdiklerinden değilse, onu satın almasını mekruh görmüyorum.

 

[854] Bize er-Rebi' haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize güvenilir bir kimse, Amr b. Müslim'den yahut İbn Tavus'tan haber verdiğine göre, Tavus, Muhammed b. Yusuf adına dışardan gelen kafilelerin zekatını tahsil etmek görevini üstlenmişti. O, bu kafilelere gider ve onlara: Allanın size verdiklerinin zekatını verin -Allah'ın rahmeti üzerinize olsun- derdi. Kendisine verdiklerini kabul eder, sonra onlara yoksulları nerede diye sorardı. Zekatı bundan alır ona verirdi. Bu işi karşılığında kendisi için hiçbir şeyalmazdı, bir şey satmazdı ve valiye ondan hiçbir şey geri vermezdi. Kafileden herhangı bir kimse onu bırakıp gidecek olursa da ona gel demezdi.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bu, bana göre, onların görevini kabul edenin yapabileceği bir iştir, fakat daha çok sevdiğim iş, pay sahipleri lehine ihtiyatlı davranarak sorması ve zan altında tuttuğu kimselere yemin ettirmesidir, çünkü bu yükümlüler arasında saklamak pek çoktur. Onu, hak ettiği yerlere koymadığı sürece, hiçbir kimsenin ihtiyatlı davranmak, yemin ettirmek ve böyle bir görevi kabul ettirmek hakkı yoktur. Onu hak olan yerlere koymayan bir kimsenin böyle bir şey yapma hakkı bulunmamaktadır.

 

Sonraki için tıkla:

 

ZEKAT TOPLAYICISI ZEKATI ALDIĞI VAKİT ZEKATINI ALDIĞI KİMSEYE NE SÖYLER?