CEM İLE İLGİLİ BAZI
HÜKÜMLER
Bize, Rebi' b. Süleyman
şöyle haber verdi: İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kim namaza başladıktan
Sonra, daha önce geçirmiş olduğu bir namazı hatırlarsa, içinde bulunduğu namazı
kılmaya devam eder. Ve başlamış olduğu namaz fasit olmaz. Bu kişinin imam yahut
cemaat olması arasında fark yoktur. Başlamış olduğu namazı bitirince daha
önceden geçmiş olan namazı hatırlaması halinde ona başlar. Geçmiş olan namazı
hatırlamasına rağmen başka bir namaza başlaması halinde başladığı namaz
geçerlidir. Sonra geçmiş olan farz namazını kılar. Kişi, bu hususta
muhayyerdir: Eğer vakti girmiş olan namazın vaktinin geçme ihtimali yoksa
geçmiş olan namazı, kılmak üzere olduğu namaza başlamadan önce hatırlaması
halinde, isterse önce geçmiş olan namazı kılabilir. Ama vaktinin geçme ihtimali
varsa, önce vakit namazını kılar, Sonra geçmiş olan namazı kılar/kaza eder.
Bize, İmam Şafii (Allah
rahmet etsin) şöyle haber verdi: Bize, Süfyan b. Uyeyne, o da Abdü1kerim
el-Cezeri'den ... [Senedin geri
kalan kısmı ve metinle alakalı kesintinin sebebi bilinmemektedir. (Muhakkik) ]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Geçmiş olan namazların bir günlük namaz yahut bir senelik
namaz olması arasında fark yoktur. Biz bu hususu başka bir yerde açıklamıştık.
"Resulullah (s.a.v.) uykudayken sabah namazı geçmişti. Daha Sonra
bulunduğu yerden ayrıldığında, namazı kılma imkanı varken geçmiş olan namaz
kendisine hatırlatılmış olmasına rağmen hemen kılmaması, kendisinin, 'Kim
unutmuş olduğu namazı hatırlarsa, onu kılsın. '' buyruğuna uygun
olmaz." Tahiric: Marife, Namaz 2/84-85; Buhari, Namaz vakitleri
1/201 no: 597; Müslim, Mescid ve namaz vakitleri 1/477 no: 314/684
denilirse şöyle denir:
Bu buyruk şu manadadır: Onu hatırladığı vakit, o namazın vaktidir. O namazın
başka bir vakti yoktur. çünkü Resulullah (s.a.v) namazı kendi vakti dışına
kadar geciktirmez. O zaman bu buyruğun; geçmiş olan namazı hatırlaması halinde
kılmaktan başka bir manası yoktur. çünkü unutmanın hilafı olan hatırlamak
olduğu sürece, namazı unutarak geciktirmek namazın farz oluşunu hükümsüz
kılmaz. İşte bu sebeple kişi unutmuş olduğu namazı hatırladığı saatte kılar.
Hatırladığı saat, ister içinde namazın kılınması nehyedilmiş yahut
nehyedilmemişkerahet vakti olup olmaması fark etmez- bir saat olsun farketmez.
Rebi' şöyle dedi: İmam
Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Nebi (s.a.v) şöyle buyurması: "Hatırlayınca
onu kılsın. " Onu hatırladığı vakit, unutmuş olduğu namazın vaktidir.
Yahut onu hatırladığı vakit, o namazı kılsın, manasınadır. çünkü unutulan
namazın, vakti geçmesiyle farz oluşu sakıt olmaz. Resulullah (s.a.v)'e sabah
namazı hatırlatılınca vadideydi, onu vadiyi geçtikten sonra kılmıştır. Nebi
(s.a.v)'in buyruğundan şunu anlamış olduk: "Hatırlayınca onu kılsın.
" Vakti geçmiş olsa da farz oluşu sakıt olmaz.
Nebi (s.a.v)'innamaz
kılmadan vadiden çıkmasının sebebi, söz konusu vadi de şeytan olduğu içindi.
Şöyle dense: İçinde
şeytan olan bir vadide namaz kılmak neden caiz olmasın, zira Nebi (s.a.v)
narriaz kıldığı yerde şeytanı boğmuştur. Ve birden fazla namazda içinde şeytan
olan vadide namaz kılmış ve şeytanı da boğmuştur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Seferde olan bir kişi, eğer öğle ile ikindi namazlarını
ikindi vakti içinde cemederek kılmaya başladığı öğle namazını ifsat ettikten
sonra ikindi namazını kılsa, ikindi namazı geçerli olur. İkindi namazının
geçerli olması, kendi vakti içinde kılınmış olduğundan dolayıdır. Çünkü ikindi
namazını öğle ile cemetmeyip ikindiyi tek başına kendi vakti içinde kılmış
olması halinde yine geçerli olurdu. Sonra onun ardından öğle namazını kılar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Önce ikindi namazını, sonra öğle namazını kılmaya başlamış
olsa, bu durumda ikindi namazı geçerli olur. Çünkü onu tek başına kendi vakti
içinde kılmış olur. Daha Sonra öğle namazını kılar. Bu anlattığım tablo geçerli
olmasına rağmen bu şekilde kılınmasını mekruh görürüm.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Seferdeyken havanın devamlı kapalı oluşu, aynen mukim
oluştaki gibi olup vakit için içtihat eder. Bu şekilde hareket edip öğle ile
ikindi namazlarını cemettikten Sonra hava açar ve öğle namazına zevalden önce
başladığını anlarsa, öğle ve ikindi namazlarını iade etmesi gerekir. çünkü her
bir namazı caiz olmayacak vakitte ve şekilde kılmıştır. Öğle namazını kendi
vaktinden önce, ikindi namazını da geçerli olmayacağı bir vakitte kılmıştır. Bu
durumda ikindi namazı, ancak öğle namazının geçerli olduğu vakitte cemederek
kılınırsa geçerli sayılır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Yahut vakit için içtihat edip (öğle vakti sanarak)
namazlarını kıldıktan Sonra namazları ikindi vakti içinde kıldığını anlarsa,
namazları geçerli olur. çünkü söz konusu vakit, istemesi halinde zaten
kılabileceği bir vakittir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Namazları kıldıktan Sonra hava açılırsa ve namazları güneş
batımından Sonra kıldığını anlarsa da namazları geçerlidir. çünkü en azından
söz konusu vakİtte kılmış olduğu namazlar, üzerinde kaza olan namazların yerine
sayılırlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu anlatılanlar cem açısında akşam ile yatsı namazları için
de aynen geçerlidir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Seferde olan kişi, eğer sefer gününde öğle ile ikindi
namazlarını cemetme hususunda niyetli olmadığı halde öğle namazını
hatırlamasına rağmen ikindi vakti girene kadar geciktirirse, cem niyeti
olmadığı halde öğle namazını geciktirmekle günah işlemiş olur. çünkü öğle
namazını ikindi vaktine kadar, ancak cem niyeti varsa geciktirme imkanı vardır.
Cem niyetiyle onu geciktirmiş olsaydı, bunda bir beis olmazdı, ama cemetmeye
niyet etmediği halde geciktirmesi, günah işlemesine ve namazının kazaya
kalmasına sebep olmuştur. İkindi namazını vakti içinde kıldığından geçerli
sayılır. Bu durumda öğle namazını geciktiren kişi için, geciktirdiği açısından
günah işlemiş olmasından korkarım.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kişi, öğle ile ikindi namazlarını cemetmeyi niyet etmeden
öğle namazını kılabilir. Söz konusu kişi, öğle namazını tamamlar yahut namaz
vakti girdiğinde cemetme niyeti hakkı vardır. çünkü kişinin bu niyeti başta
yapma hakkı varsa, cemedilmesi caiz olan herhangi bir zaman dilimi içinde bu
niyeti ihdas etme hakkı da vardır.
Kılmakta olduğu öğle
namazını bitirip selam verdikten ve bitirmesiyle beraber niyet etmez, bundan
sonra cemetmeyi isterse cem edemez. Çünkü namazı bitirdikten sonra, cem ile
namazları kılmak olmaz.
Ancak o, namazların her
birini ayrı ayrı kılması lazım.
Bir namazı vakti
girmeden önce kılma hakkı yoktur. Ancak bu hak cem için olup başka namazlar
için geçerli değildir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer öğle namazını ikindi vakti girinceye kadar cem niyeti
olmadan geciktirdikten sonra başlayıp kılsa ikindi namazını kılma hakkı vardır.
çünkü ikindi namazı münferit bir namaz olarak kılınmış olsa da başka vakitte
değil de kendi vakti içinde kılındığından dolayı geçerli olur. Ama öğle
namazını cem niyeti olmadan kasıtlı bir şekilde ikindi vakti girinceye kadar
geciktirmesi halinde geciktirmeden dolayı günah işlemiş olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Öğle namazı ile ikindi namazını öğle vaktinde başka bir
namazIa aralarını açmadan peş peşe ve kıldığı yerden ayrılmadan kılması
gerekir. Ama namaz kıldığı yerden ayrılsa yahut aralarını başka bir namazIa
bölse cemetme hakkını yitirir. çünkü bu durumda ona kesinlikle cemediyor
denmez. Mutlaka cemedeceği namazları ardı ardına kılması ve aralarında başka
bir amel ile meşgul olmaması gerekir.
İmam ile cemaat arasında
çok sayılacak türden bir konuşma geçmiş olmasına rağmen cemetme hakkı
kaybolmaz. Ama söz konusu konuşma uzun sürerse, cemetme hakkını yitirir.
Cemedecek kişinin Sonraki/ikinci namazın vaktinde cemetme hakkı varsa ilk
namazının vaktinde cem hakkı da vardır. Cemedecek kişi hangi namaz vaktinde
isterse cemedebilir. İkinci namazın vaktinde iki namazı cemeden kişi, ikinci
namazı kendi vakti içinde kılmış olmaktadır.
Bazı hadislerde şöyle
rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) ile beraber namazlarını cemederek
kılanlar, akşam namazlarını kıldıktan Sonra develerini ahırlarına koymuş, Sonra
da yatsı namazlarını kılmışlardır. Yatsı namazını kıldıklarında kendi vakti
içinde kıldılar. Tahric: Taberi, Hac
1/400-401 no: 197; Buhari, vudu 1/66-67 no: 139; Müslim, Hac 2/934 no:
276/1280
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Akşam ile yatsı namazlarını cemederek kılmanın hükmü, aynen
öğle ile ikindi namazlarını cem ile kılma gibi olup aralarında hiçbir fark
yoktur.
İmam Şafii (r.a) şöyle
dedi: Öğle ile ikindi namazlarını cemetme niyetinde olan bir kişi, öğle
namazını kıldıktan Sonra bayılır ve öğle vakti bitmeden önce ayıkırsa, bu
durumda ikindi namazının vakti girmeden önce ikindi namazını kılamaz. çünkü söz
konusu kişi, cemetmemiş olur. Aynı şekilde eğer kişi uyur yahut sehven namazı
geciktirir yahut başka bir şeyle meşgulolur yahut iki namaz arasını uzun bir
fasıla ile açarsa cem hakkını yitirir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu durumda cemeden kişi şuna bakar: Namaz içinde sehiv
yapanın, namazı bitirmeden önce ayrılması halinde sehiv neticesinde namazı
üzerine bina edebilir mi? Eğer söz konusu namazda bina yapabileceği kadar bir
zaman dilimi varsa ve orada sehiv yapmışsa cemedebilir. Ama sehiv neticesinde
namazdan ayrılma süresi uzun bir süre olursa, bu sebepten dolayı namazı üzerine
bina hakkı olmadığı için yeniden namazını kılar. Eğer cemedecek kişinin durumu
bu kişinin durumuna kıyasla aynı ise, o zaman cemetme hakkı kalmaz. Eğer bu
kişi, mescidden ayrılmışsa namazı kılmak için geri geldiğinde dışarıda uzun
süre kalmış olmaması gerekir. Mescidde değil de namazgilhta ise, aynı şekilde
namazgilhından ayrılmamalı veya ayrılmışsa, namaza dönüşü uzun bir süre
olmamalıdır.
Sonraki için tıkla: