CEMAATLE NAMAZ KILMAK
Bize Rebi' b. S üleyman
şöy le haber verdi: B ize İmam Şafii Muhammed b. İdris Muttalibi şöyle dedi: Allah
(c.c) namaza çağrının ismi olan ezanı zikrederek şöyle buyurdu: "Siz
namaza çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu,
şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır." (Maide, 58) Ve şöyle buyurdu: ''Ey iman edenler! Cuma
günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah'ın zikrine koşun ve
alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. "
(Cuma, 9)
Allah (c.c) -en
doğrusunu Allah bilir- Cuma namazına katılmayı vacip/farz kılmıştır. Resulullah
(s.a.v) de farz namazlar içinde ezanı sünnet kılmıştır. Ezan, farz namazlara
hamledilmiştir.
Cuma namazına katılmanın
ve alış-verişi terk etmenin, Cuma vaktinde değil de Cuma günü dışında bir gün
ve vakitte olma ihtimali olsaydı o zaman da olabilirdi. Ama vaktinde ezan
okunmasının sebebi, kendi vakti içinde kılınması içindir. Ve Resulullah (s.a.v)
seferde olsun, mukim olsun, korkunun hakim olduğu vakitte ve korkunun hakim
olmadığı vakitlerde olsun namazları cemetmiştir. Allah (c.c), Nebisine (s.a.v)
şöyle buyurmuştur: "(Ey Muhammed!) Cephede sen de onların (mü'minlerin)
arasında bulunup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir kısmı
seninle beraber namaza dursun. Silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar
secdeye vardıklarında (bir rekat kıldıklarında) arkanıza (düşman karşısına)
geçsinIer. Sonra o namaz kılmamış olan diğer kısım gelsin, seninle beraber
kılsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. İnkar
edenler arzu ederler ki, silahlarınızdan ve eşyanızdan bir gafıl olsanız da
size ani bir baskın yapsalar. Yağmurdan zahmet çekerseniz, ya da hasta
olursanız, silahlarınızı bırakmanlZda size bir beis yoktur. Bununla birlikte
ihtiyatlı olun (tedbirinizi alın). Şüphesiz Allah, inkarcılara alçaltıcı bir
azap hazırlamıştır." (Nisa, 102)
Ve Sonraki ayet:
"Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken gerek yan yatarak hep
Allah'ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz,
mü'minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır." (Nisa, 103)
Bu, duruma açıklık
getiriyor. [Yani Cuma namazını kılmak ve alış verişi terk etmek, bugüne/Cuma
gününe aittir ve mutlaka uyulması lazımdır.]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Resulullah (s.a.v) namaza gelecek şahsın vakar ve sükunet
içinde namaza gelmesini emretmiştir. Cemaatle namaz kılmaya katılmamayı, ancak
özür sahibi olanlara ruhsat olarak vermiştir. Bunu inşaallah, mahallinde
zikredeceğiz. Kitap ve sünnette izah ettiğim benzerliğinden dolayı farz olan
namazların her birinin cemaatle kılınmasının terki helal değildir. Bu hususa
riayet edilmesi halinde gerek mukim olanlar için gerek seferde olanlar için
cemaatle namaz kılacakları bir ortam sağlanmış olur.
Bize Malik şöyle haber
verdi: Ebu Zinad, el-A'rec'den, Ebu Hureyre (r.a) tarikiyle Resulullah (s.a.v)'in
şöyle buyurduğunu nakletti: "Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki,
içimden şöyle yapmak isterim: Odun toplanmasını emretmeyi, sonra namazın
kılınması için ezan okunmasını, daha sonra da birisinin müminlere namaz
kzldırmasını emredeyim. Ardından namaza gelmeyen o erkeklerin evlerini,
evlerindeyken ateşe vereyim. Nefs'im elinde olan Allah'a yemin olsun ki, namaza
gelmeyenlerden birisi, üzerinde et bulunan bir kemik veya koyunun toynağının
arasındaki azıcık bir et bulacağını bilse, yatsı namazına gelirdi. " Tahric: Taberi, Cemaatle namaz 1/129-130 no: 3; Buhari,
Ezan 1/215-216 no: 644; Müslim, Mescidler1/451 no: 251/561
Bize İmam Şafii (Allah
rahmet etsin) şöyle haber verdi: Bize Malik şöyle haber verdi: Abdurrahman b.
Hermele, Resulullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Bizimle
münafiklar arasındaki fark, yatsı ve sabah namazlarını cemaatle kılmaktıı~
Onlar bu namazları cemaatle kılamazlar. " Yahut bu sözlerin benzerleri
nakledilmiştir. Tahric: Taberi, Cuma
namazı 1/130 no: 5
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Resulullah (s.a.v)'in, evlerini üzerlerine yakma arzusunda
olduğunu beyan buyurduğu kişilerin, yatsı namazına gelmeme sebeplerinin nifak
olması ihtimali vardır. En doğrusunu Allah bilir.
Cemaatle namaz kılmaya kudreti
olanın özürsüz cemaati terk etmesine ruhsat yoktur. Cemaate katılmaktan geri
kalan kişi, iade etmesi gerekmeden namazını münferiden kılar. Söz konusu namazı
imamdan önce yahut imamdan sonra kılması arasında fark yoktur. Ancak kılınan
namaz eğer Cuma vaktinde öğle namazı olup imamdan önce kılınmışsa, iade
edilmesi gerekir. çünkü Cuma namazını cemaatle kılmak açık bir farzdır. En
doğrusunu Allah bilir.
Kişinin, namazını evinde
cemaatle veya küçük yahut büyük bir camide kılması, namazını beraber kıldığı
cemaatin sayısının az veya çok olması arasında fark olmadan cemaate katılma
sorumluluğu üzerinden düşer. Ama namazını büyük ve cemaati kalabalık olan bir
camide kılması müstehaptır. Kişinin, cemaate katıldığı mescidin cemaati
namazlarını kılmışsa ve onun dışında da başka kişiler gelmişse, onlarla
birlikte -cemaatle- namazını kılması müstehaptır. Ama kimse gelmezse, namazını
münferiden kılması da doğru olur. Eğer mescidin maaşlı imamı varsa ve bir veya
birden fazla kişi cemaatle namazı kaçırmışsa, namazlarını münferiden kılarlar.
Söz konusu camide namazlarını imamdan sonra (imamdan ayrı) cemaatle kılmalarını
uygun görmem. Ama cemaatle namazlarını kılarlarsa, cemaatle kıldıkları
namazları geçerli olmasına rağmen kendilerine bunu kerih sayarım. çünkü bu fiili
bizden önce selef yapmamıştır, hatta bazıları bunu kınamıştır. [Bu hükümler
İslami bir idare olduğu zamanlar içindir.]
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu fiili mekruh görmelerinin sebebi cemaatin bölünmesinden
dolayıdır. Ve bu yolla kişi, namazını imamın arkasında kılmaktan geri kalır.
Ayrıca kendisi ve onun gibi olanlar namaz vaktinde mescide gelmeyip namaz
bittikten sonra gelerek namazlarını kılmak suretiyle ihtilafa ve cemaatin
birliğine zarar vermiş olurlar. İşte bu yüzden bu fiilleri mekruhtur.
İmamı ve müezzini olan
mescidlerde böyle yapılmasını mekruh sayarım. Ama yol üzerinde olan, kenar
mahallede olup müezzini olmayan, belirli bir imamı olmadığı için oradan
geçenlerin namazlarını kıldığı ve gölgelenmek kastıyla uğranan mescidlerde bunu
mekruh saymam. çünkü -yukarıda izah ettiğim gibi- burada tefrika söz konusu
değildir. Ve bir imam terk edilerek başka bir kişi imam yapılmamaktadır, imam
seçilerek ihtilafa vesile olunmamıştır.
Eğer imamı olan bir
mescidde cemaat imamla beraber namazını kıldıktan sonra başkaları gelerek o
namazı cemaatle kılarlarsa, namazları geçerli olmasına rağmen -izah ettiğim
sebeplerden dolayı- bu fiilleri mekruh sayılır.
Sonraki için tıkla:
CEMAAT VE
CEMAATLE BERABER NAMAZIN FAZİLETİ