ŞAFİİ el-UMM

SALAT

 

İMAM'IN DURACAĞI YER

 

Bize Rebi', İmam Şafii'nin şöyle dediğini haber verdi: Bize Malik şöyle haber verdi: İshak b. Abdullah b. Ebi Talha, Enes'in şöyle dediğini nakletti: "Evimizde Resulullah (s.a.v)'in arkasında ben, bize ait bir yetim ve Ummu Süleym arkamızdayken namazımızı kıldık." Tahric: Muvatta, Namazın kısaltılması 1/153 no: 31; Buhari, Ezan 1/276 no: 860; Müslim, Mescidler 1/457 no: 266/658.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöy le dedi: Bize Süfyan b. Uyeyne, Ebu Hazim b. Dinar'ın şöyle dediğini haber verdi: Sehl b. Sa'd'a, Resulullah (s.a.v)'in minberinin neden yapıldığını sordular. Şöyle dedi: "Bu hususu insanlar arasında benden daha iyi bilen kimse kalmamıştır. Ormanın Esil cinsinden büyük bir ağaçtandır. Onu filan filanca kadının kölesi yaptı. Resıılullah (s.a.v) onun üzerine çıktı, kıbleye yöneldi ve tekbir aldıktan sonra rükü etti. Sonra geriye doğru ondan indikten sonra secde etti. Sonra ona çıktı ve okuduktan sonra rükü etti. Sonra geriye doğru ondan indikten sonra secde etti. " Tahric: Buhari, Namaz 1/142 no: 377; Müslim, Mescidler 1/387 no: 44/544.

 

Bize Rebi', İmam Şafii'nin şöyle dediğini haber verdi: Bize Malik şöyle haber verdi. Mahrame b. Süleyman, İbnAbbas'ın kölesi Kureyb'den, o da İbn Abbas'tan şöyle nakletti: Müminlerin annesi ve teyzesi olan Meymune'nin yanında gecelediğini haber vererek şöyle dedi: "Döşeğin enine uzandım, Resulullah (s.a.v) ehliyle beraber uzunlamasına uzandı. Resulullah (s.a.v) gecenin yarısına kadar ya da yarısından daha az bir zamana kadar ya da az geçtikten sonraya kadar uyudu. Resulullah (s.a.v) uyandı ve oturup elleriyle yüzünü sürmeye başladı. Sonra A.l-i İmran süresinin son on ayetini okudu. Sonra kalktı ve asılı olan deri bir kaptan abdest aldı, abdestini de güzel aldı. Sonra kalktı ve namaz kılmaya başladı." İbn Abbas şöyle dedi: "Ben de kalktım ve onun yaptığı gibi yaptım. Sonra onun yanına gelip sokuldum. Resulullah (s.a.v) sağ elini benim başımın üzerine koydu. Sağ kulağımı tutarak onu büktü. İki rekat kıldı. Sonra iki rekat, sonra iki rekat, sonra iki rekat, sonra iki rekat kıldı. Sonra müezzin gelinceye kadar uzandı. Sonra kalktı ve iki hafif rekat kıldıktan sonra çıktı ve sabah namazını kıldı. " Tahric: Muvatta, Gece namazı 1/121 no: 183; Buhari, Abdest 1/80 no: 183; Müslim, Namaz 1/526-527 no: 182/763.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Anlatılan bu hadislerin delaleti altında, nafile namazlar, imamla beraber gerek gece gerek gündüz kılınır. Nafile namazlardaki imamlık ile farz namazlardaki imamlık arasında fark yoktur. Ve imamın duracağı yerin kendisine tabi olanların önünde ve münferit durması gerektiğine de delil vardır. Eğer kendisine tabi olanların sayısı iki ve daha fazla olursa, onun arkasında dururlar. Bir adam iki adama imam olursa, önlerinde münferit / tek başına olarak durur. Ve onlar onun arkasında safta dururlar. Eğer ona uyan şahısların içinde erkekler, çift cinsiyetliler ve kadınlar varsa, imamın arkasında erkekler durur. Ve erkeklerin arkasında çift cinsiyetliler durur. Ve onların arkasında da kadınlar durur. Aynı şekilde eğer bir adam, başka bir adama imam olursa onu sağına alır. Eğer çift cinsiyetli biri imama tabi olursa, imamın arkasında durur. İmam, kendisine çift cinsiyetli ya da kadın uyacak olursa, her birini arkasına durdurur, yanına onlardan kimseyi almaz.

 

Bir adam başka bir adama imam olursa, imama tabi olan kişinin! memumun, imamın soluna yahut arkasına durması mekruhtur. Ama bu sebepten dolayı hiç kimseye iade gerekmez ve namazları geçerlidir. İki kişiye imam olduğunda, biri sağına biri de soluna dursa yahut ikisi beraber soluna dursa yahut ikisi beraber sağına dursa yahut biri yamna biri arkasına dursa yahut ikisi imamın arkasına birbirinin arkasına dursa bunu onlar için mekruh sayarım. Ama bundan dolayı hiçbirinin iade etmesi yahut sehiv secdesi yapması gerekmez. Bunun caiz olduğunu söylememin sebebi; Resulullah (s.a.v)'in İbn Abbas'a imam olduğunda yanına durdurmuş olmasındandır. Eğer imamla beraber bir kişi namaz kılarken imamın yanına durması caizse, o zaman iki kişi yahut bir grubun imamın yanında durmaları namazlarımn fasid olmasına sebep olmaz. Sol yamnda durması da fasidlik sebebi olmaz. çünkü her iki durum da imamın yanı olmaktadır. İmamın arkasında yalnız olanın namazının caiz oluşunu söylememin sebebi; Resulullah (s.a.v) önde imamken, onun arkasında Enes ve onun arkasında da yaşlı kadın varken namaz kılmışlardır.

 

Ebu Muhammed şöyle dedi: "Resulullah (s.a.v)'i, sanki yüksekçe bir yerde durmuş ve namaz kılarken gördüm. O ayakta namaz kılarken onun arkasında onunla beraber namaz kılmak için durdum. Beni eliyle alarak sağ yanına durdurdu. Arkasından bakınca omuzları arasından yay gibi kaşa benzeyen mührü gördüm. Ve mührün her iki tarafında siyah noktalar vardı. Ona doğru kalktım ve mührü öptüm."

 

Bazı kişilerin imama tabi olmalarına rağmen onun önünde durarak namaz kılmaları halinde imamın, yanında durarak namaz kılanların ve arkasında namaz kılanların namazları caiz olur. İmamın önünde durarak namaz kılanın namazı geçerli olmaz. Çünkü sünnete göre imam; ona tabi olanınlmemumun önünde ya da yanında olmalıdır. İmam, kendisine tabi olanın arkasında olmaz. Bu durumda kişi, imamın önünde olduktan sonra onun imama yakın ya da uzak olması arasında fark yoktur. Aynı şekilde eğer K<lbe'nin dışında imamın arkasında saf halinde durarak namaz kılanların safları, kıbleye ya da onun örtüsüne daha yakın olacak şekilde eğilir ve örtüye imamdan daha yakın olursa, kıbleye daha yakın olanın namazı, imamı görüyor olsa da caiz olmaz.

 

İmama tabi olan kişi, kıbleye kendisinin mi, yoksa imamın mı daha yakın olduğu şüphesine düşerse, müstehab olan, namazı iade etmesidir. Ancak "kesin iade etmesi gerekir" diyebilmem için kıbleye imamdan daha yakın olduğunun netleşmesi gerekir.

 

Mekke'de birisi imam olup arkasında da insanlar daire şeklinde saf tutarak her biri K<lbe'yi istikbal ederek namaza dururlar. Bu durumda şuna dikkat etmeleri gerekir -en doğrusunu Allah bilir-: İmamın arkasındaki normal dizilişte yaptıkları gibi, her taraftan Beyt' e imamdan daha yakın olmamak için gayret sarf etmek gerekir ki, imam, cemaatten Beyt' e daha yakın olsun. çünkü bu çeşit saf tutuşta imamın hizasından ayrılan şahıs çok net belli olmaz. Ve Beyt'e imamdan daha yakın olunduğu, tek safhizasıyla ve aynı cihete yönelenIerin dizilmeleri gibi belli olmayacağı için izah ettiğim üzere buna düşmemek için gayret etmeleri gerekir. Bu durumda olanlara da imamın hizasını geçtiklerini kesin bilmeden namazlarını iade etmeleri gerekmez. İmamı geçtiklerini kesin bilirlerse, iade etmeleri gerekir. K<lbe 'ye başka cihetten yönelerek namazlarını kılanlar, aynı şekilde Beyt'e imamdan daha uzak olmak için gayret sarf ederler. Buna dikkat etmedikleri için içlerinden bazılarının Beyt' e imamdan daha yakın olduğu anlaşılırsa, söz konusu şahıs ya da şahıslar kendilerinin imamla aynı hizada olduklarını kabul ettikleri sürece iade etmeleri gerekınez. Bir araya gelen bir topluluk, içlerinden biri Beyt'e bir cihetten istikbal ederken diğerlerinden her biri başka cihetten istikbal edebilirler. Eğer imama tabi olan kişi, imamın namazını kavrarsalona uyarsa / uyabilirse namazı caiz olur. [Kabe'yi görerek kılınan namaz için bu böyledir.]

 

Dedi ki: İnsanlar halen Kabe'nin etrafında daire şeklinde, imam Kabe'ye bakar haldeyken namaz kılmaktalar. Kimsenin cihetinin imamın cihetinin dışında olmaması için dikkat ettiklerini bilmiyorum. Ben de Kabe'de namaz kılanların cihetinin imamın cihetiyle aynı olması ya da Beyt'e yakınlık açısından bir özel gayretin gerektiğini talep etmemekteyim. Beyt'in etrafındaki bu meselenin zaptı, ancak çok net ve bariz hal ile mümkündür.

 

İmam, insanlara namaz kıldıracağı zaman Kabe'nin sırtında ya da yüzü dışında iki yanından birinde dmmak suretiyle namaz kıldırsa, kendi cihetinde namaz kılanların onun arkasında olmadan namazları caiz olmaz. Böyle yapmayanlar iade ederler ve onun ciheti dışında olanların namazları caiz olur. Namaz kıldıklarında Kabe'ye imamdan daha yakın olurlarsa, tercih edilen, onun arkasında olmaları için dikkat etmeleridir.

 

Bir kişi, erkeklere ve kadınlara imam olsa, imamın arkasında kadınlar ve onların arkalarında da erkekler olsa yahut kadınlar imamla aynı hizada durup ona uysa ve erkekler de onların yanına dursalar bu durumu kadınlar, erkekler ve imam için mekruh sayarım. Ama hiçbirinin namazı fasid olmaz. Bunu şundan dolayı söyledim: İbn Uyeyne, Zühri'den şöyle haber verdi: Urve, Hz. Aişe'nin şöyle dediğini nakletti: "Resulullah (s.a.v) gece namazını kıldığında ben, kendisiyle Kabe arasında cenazenin yatırıldığı gibi yatmış olurdum." Tahric: Buhari, Namaz 1/144 no: 383; Müslim, Namaz 1/366 no: 267/512 (0) Mekke-i Mükerreme'de bir yer adı

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bize İbn Uyeyne şöyle haber verdi: Malik b. Miğvel, Avn b. Cuheyfe'den, o da babasından şöyle nakletti: "Resulullah (s.a.v) 'i Abtah'ta{*) gördüm. Bilal bir keçi ile çıkageldi ve onu sabitleştirdi / bağladı. Ona doğru namaz kıldı. Ve önünden köpek, kadın ve eşek geçiyordu." Tahric: Buhari, Ezan 1/212 no: 633; Müslim, Namaz 1/361 no: 249/503

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kadının, namaz kılan kişinin önünde durması, namazını bozmaz. Fakat ev la olan, sağında ya da solunda olmasıdır.

 

Cinsel uzvu kesik olan adamın namazdaki durumu erkeklerin durduğu yerdir. İmam olur, şahadeti kabul edilir, varis olur, terekesi miras olur, savaşta kendisine pay verilir ve ganimet malından alır.

 

Çift cinsiyetli olan kişi, imamla beraber yalnız namaz kılacaksa, imamın arkasına durur. Cemaatle beraber namaz kılacaksa, erkeklerin saflarının arkasında kadınların saflarının önünde yalnız durur.

 

Sonraki için tıkla:

 

CEMAATLE (CUMA DA DAHİL) NAMAZIN KILINMASININ CAİZ OLDUĞU YERLER