Kabe, Mescid-i Haram ve Haremin Diğer Bölgesi |
3696- Ebu Zer der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
Yeryüzünde yapılan ilk mescid hangi mesciddir?" diye sorduğumda:
"Mescid-i Haram'dır" buyurdu. "Sonra hangi mesciddir?" diye
sorduğumda: "Mescid-i Aksa'dır" buyurdu. "İki mescid arasında ne
kadar bir zaman vardır" diye sorduğumda da: "Kırk yıl vardır"
cevabını verip: "Namaz vakti geldiği zaman nerede olursan ol namazını kıl.
Namaz kıldığın yer mesciddir" buyurdu.
İsnadı sahihtir.
Müslim bunu Sahih'te Ebu
Kureyb kanalıyla, bir başkası da Ebu Muaviye kanalıyla rivayet etti. - Buhari
bunu başka bir yolla A'meş kanalıyla rivayet etti. - Müslim 1/370 (1). - Buhari
(4/117) ve Müslim 1/370 (2).
3697- Abdullah b. Amr
der ki: ''Ka'be yeryüzünden bin yıl önce yaratıldı. Sonra yeryüzü o yerden
yayıldı.
Tahric: İsnadı kavi
değildir. İbn Cerir, Tefsir (4/8) ve Beyhaki, Delail (2/44).
3698- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Yeryüzünde yaratılan ilk yer, Kabe'nin yeridir. Daha sonra yeryüzü o
yerden yayıldı. Yüce Allah'ın yeryüzünde dikmiş olduğu ilk dağ ise, Ebu. Kubeys
Dağı'dır. Daha sonra diğer dağlar buradan uzayıp gitmiştir.''
Tahric: İsnadı zayıftu.
Ukayli, ed-Duafa (2/341).
3699- Vehb b. Münebbih
anlatıyor: Hz. Adem yeryüzüne indirildiği zaman, dünyanın genişliğini gördü ve onda
kendisinden başka kimseyi göremeyince yalnızlık çekip: "Ey Rabbim! Burada,
benden başka Seni tesbih edecek ve yüceltecek kimse yok mu?" diye sordu.
Yüce Allah ona şöyle cevap verdi: "Yeryüzünde, senin zürriyetinden, Beni
hamd ile tesbih edecek ve yüceltecek kimseleri yaratacağım. Onda Beni zikretmek
için inşa edecekleri evler yapacağım. Bu evlerde kullarım Beni tesbih
edecekler. Sana Kendim için seçtiğim bir evi göstereceğim. O evi ismimle bütün
dünyadaki evlerden üstün tutacağım ve o eve benim evim adını vereceğim. Onu
azametimle tanzim edecek, hürmetimle kuşatacağım. Bu evde beni zikretmeyi,
bütün evlerdeki zikirlerden daha üstün tutacağım. Bu evi, Kendim için seçtiğim
mübarek bir yerde koyacağım. Bu evin yerini, yerleri ve gökleri yarattığım
zaman seçtim. Gökleri ve yerleri yaratmadan önce burası benim istediğim, şimdi
ise diğer evlerden kendime seçtiğimdir. Ben o evde ikamet etmeyeceğim, zaten
Ben evlerde ikamet etmekten münezzehim ve hiçbir ev beni taşıyamaz. O evi sen
ve senden sonrakiler için harem ve emniyet yeri yapacağım. Onun hürmetiyle,
onun üstünü ve altını harem kılacağım. Kim Benim hürmetime onu kutsal sayarsa
Beni tazim etmiş olur. Kim onda haram olan şeyleri helal sayarsa Bana
saygısızlık yapmış olur. Kim ailesini oraya teslim ederse, Benim güvencem
altında olur. Onları korkutan, bana verdiği ahdi bozmuş olur. Beyt'ime saygı
gösteren, gözümde büyür. Onu önemsemeyen ise gözümde küçülür. Her kralın bir
korusu vardır. Mekke'nin ortası da Kendim için korumaya aldığım yerdir. Ben
oraya Bekke adını verdim. Onun ahalisi benim ve evimin komşularıdır. Onu imar
edenler ve ziyaret edenler Benim misafirimdir ve Benim korumam altındadır. Bu
beyti insanlar için yapılan ilk ev kıldım ve onu sema ve yer ahalisine inşa
ettirdim. İnsanlar ona saçları başları toz içinde topluluklar halinde, her
bineğin üzerinde uzaktan yakından gelirler. Yüksek sesle tekbir getirip
telbiyelerle yeri göğü inletirler. Sadece benim rızam için gelip umre yapan
beni ziyaret etmiş, misafirim olmuş ve yanımda konaklamış olur. Benim de
cömertliğimle bu kişiye ikramda bulunmam haktır. Cömert olanın, misafirlerine
ikramda bulunması ve her ihtiyaç sahibinin ihtiyacını giderınesi haktır. Ey
Adem! Sen sağken onu imar edersin. Senden sonra gelen nesiller, peygamberler
ümmet ümmet, nesil nesil onu imar edecekler. Sonunda, çocuklarından bir
peygamber olan ve adına Muhammed denilen son peygamberi, onu imar edenler,
orada ikamet edenler, himaye edenler ve ziyaretçilerinin sorumluluğunu
yüklenenlerden kılacağım. Bu kişi hayatta olduğu müddetçe orada Benim eminim
olacaktır. Vefat ettiği zaman, kendisine çok sevap ve yüksek makamlar verdiğimi
görecek. O evin adını, zikrini, şerefini ve mehdini çocuklarından bir peygamber
olan ve son peygamberden önce gelen ve onun atası olan Hz. İbrahim'e nisbet edeceğim.
Evi onun eliyle inşa edeceğim, sikayeyi ona verecek ve evin etrafındaki harem
bölgenin sınırlarını ona göstereceğim. Ona haccın menasikini öğretecek ve tek
başına onu, Bana boyun eğen, emrimi yerine getiren ve Benim yoluma davet eden
bir ümmet yapacağım. Onu doğru yola yönelteceğim. Onu imtihan ettiğimde
sabredecek, beladan kurtardığımda ise şükredecektir. Emrettiğimde yapacak, Bana
adakta bulunduğunda adağını yerine getirecek, söz verdiğinde sözünde
duracaktır. Ben de onun, kendisinden sonra gelecek çocukları için yaptığı
duasını kabul edecek ve kendisini onlara şefaatçi kılacağım. Onun çocuklarını,
bidatler çıkarıp dirıin hükümlerini değiştirene kadar bu evin ehli, oradakilere
su vermekten sorumlu, ziyaretçilere hizmet eden ve evin bekçiliğini yapan kişiler
yapacağım. Onlar bidatler çıkarıp dinin hükümlerini değiştirince, benim de
onların yerine başkalarını getirmeye hakkıyla gücüm yeter. İbrahim'i o evin
imamı ve o şeriatın sahibi yapacağım. O yerlere gelen insanlar ve cinler
kendisine uyacak ve onun tavaf ettiği yeri tavaf edecekler, onun hac yaptığı
şekilde hac yapacaklar. İbrahim'in yaptığı gibi hac yapanların haccı kabul
edilecek ve sevaba kavuşacak, onun yaptığı gibi yapmayanlar ise hac yapmamış
olacak, sevaptan mahrum kalacak ve adağını yerine getirmemiş olacaktır. O gün o
yerlerde benim nerede olduğumu soranlar bilsinler ki Ben oradaki saçı başı toz
içinde olan, hac vazifesinin gereklerini yerine getiren, onların
açıkladıklarını da gizlediklerini de bilen Rablerine yönelen toplukla
beraberim."
İsnadı çok
zayıftır.
3700- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hz. Adem zamanında Kabe'nin yeri bir karıştı. Adem'den önce melekler onu
ziyaret ederlerdi. Sonra Hz. Adem Kabe'yi ziyaret edince melekler kendisini
karşıladılar ve: ''Ey Ademi Nereden geliyorsun?'' diye sordular. Hz. Adem:
''Hac yaptım'' cevabını verince melekler: ''Melekler, senden önce Kabe'yi
ziyaret edip hac yaptılar'' dediler ...
Tahric: İsnadı zayıftır.
Beyhaki, Sünen (176,177).
3701- Ata der ki:
"Hz. Adem, Hindistan'a indirildiğinde: ''Ey Rabbim! Neden, Cennette olduğu
gibi meleklerin sesini duyamıyorum?'' diye sorunca, Yüce Allah: ''Günahın
sebebiyle ey Adem! Git ve Benim için bir ev yaparak meleklerin tavaf ettiğini
gördüğün gibi sen de tavaf et'' buyurdu. Hz. Adem, Mekke'ye gidip Kabe'yi inşa
etti. Adem'in bastığı her yer köy, nehir ve binalarla doldu. Adımlarının arası
ise geçit oldu. Hz. Adem, Hindistan'dan hac yapmak için kırk yıl Mekke'ye gidip
geldi."
İsnadı zayıftır.
3702- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Hz. Adem, Hindistan'dan hac yapmak için kırk yıl Mekke'ye
yaya olarak gidip gelmiştir.
İsnadı zayıftır.
3703- Vehb b. Münebbih
anlatıyor: Allah, Hz. Adem'in tövbesini kabul ettiği ve Mekke'ye gitmesini emrettiği
zaman, Allah Hz. Adem için yeryüzünü (altında) dürdü. Hz. Adem Mekke'ye varınca
Melekler kendisini Ebtah'ta karşıladılar ve onu selamlayıp: ''Ey Adem! Biz de
seni bekliyorduk. Allah haccını kabul etsin. Biz senden iki bin yıl önce bu
evde hac yaptık.'' dediler. Allah, Cibril'e emretti ve Cibril, Adem'e haccın
menasikini ve haccın yapıldığı yerleri gösterdi. Sonra onu alıp Arafat'ta,
Müzdelife'de, Mina'da ve cemrelerin atıldığı yerde durdurdu. Allah, Adem'e
namazı, zekatı, orucu ve cünüplükten dolayı gusletmeyi emretti. Hz. Adem
zamanında Kabe, Cennetten getirilen ve ışık saçan kırmızı bir yakuttan idi.
Onun doğuda ve batıda olmak üzere saf Cennet altınından iki kapısı ve ışık
saçan üç kandili vardı. Kapısı Cennetten olan beyaz yakutlarla süslenmişti. O
zaman Rükün de Cennetten gelmiş beyaz yakuttandı. Bu durum Hz. Nuh zamanına
kadar böyle devam etti."
Başka bir rivayetinde
Vehb şöyle demiştir: "Bu yakut Adem'in evi idi.
Hz. Adem vefat edene kadar
da yerinde kaldı. Sonra Allah onu ref etti. Adem'in çocukları onun yerine
çamurdan ve taşlardan bir ev inşa ettiler. Bu da tufan olana kadar böyle kaldı.
Tufan olduğunda Kabe çekilip Arş'ın altına konuldu ve yeryüzü bin yıl harabe
bir şekilde kaldı. İbrahim zamanında Allah ona Kabe'yi inşa etmesini emretti.
Şanı yüce Allah başı bulunan, insan yüzü gibi yüzü olan ve konuşan bir bulut
gönderdi. Buluttaki bu baş: "Ey İbrahim! Gölgem kadar bir yere Kabe'yi
yap. Yaptığın gölgemden ne büyük, ne de küçük olsun" dedi. Hz. İbrahim
bulutun gölgesi kadar bir yere oğlu İsmail ile beraber Kabe'yi inşa etti ve
tavanını yapmadı. İnsanlar Kabe'nin içine süslerini ve eşyalarını atarlardı.
Kabe'nin içi dolmak üzereyken beş kişi içindekileri çalmak istediler ve dört
kişi birer köşede durup beşincisi girmek için davrandı, ama baş aşağı düşüp
öldü. O zaman Allah, başı ve kuyruğu siyah olan beyaz bir yılan gönderdi. Bu
yılan beş yüz yıl Kabe'yi korudu ve Kabe'ye (kötü niyetle) yaklaşanı öldürdü.
Bu durum, Kureyş'in Kabe'yi tekrar inşa etmesine kadar böyle devam etti."
Yine Ata'dan naklederek
şöyle demiştir: Ömer b. el-Hattab, Ka'b'a: "Bana Kabe hakkında bilgi
ver" deyince, Kab şu karşılığı verdi: "Allah, bu evi, Hz. Adem ile
içi boş bir yakut olarak indirdi ve: ''Ey Adem! Bu, Benim evimdir. Meleklerin,
Arş'ımın etrafında tavaf yapıp namaz kıldıklarını gördüğün gibi sen de bunun
etrafında tavaf yapıp namaz kıl'' buyurdu. Hz. Adem ile beraber melekler de
inip temellerini taşla yükselttiler ve Kabe bu temeller üzerine konuldu. Allah,
Nüh kavmine tufanı gönderdiği zaman onu semaya çekti ve yerde sadece temelleri
kaldı."
İsnadı zayıftır.
3704- Halid b. Ar'are
anlatıyor: Rahbe'ye geldim ve orada otuz veya kırk kişi kadar olduğunu gördüm.
Ben de onlarla birlikte oturdum. Bu sırada Ali b. Ebi Talib çıkıp geldi. Ali,
oradakilerin arasında sadece beni tanımadı. Ali: "Aranızda soru sorup ta
kendine ve arkadaşlarına fayda sağlayacak biri yok mu?" deyince, bir adam
kalkıp: "Tozutup savuranlar nedir?"[Zariyat 1] deyince, Ali:
"Rüzgardır" cevabını verdi. Adam: "Ağırlık taşıyanlar [Zariyat
2] nedir?" deyince, Ali: "Bulutlardır" cevabını verdi. Adam:
"Kolaylıkla akıp gidenler [Zariyat 3] nedir?" deyince, Ali:
"Gemilerdir" cevabını verdi. Adam: "İş bölüştürenler [Zariyat 4]
kimdir?" deyince, Ali: "Meleklerdir" cevabını verdi. Adam:
"Akıp yuvasına girenler [Tekvir 16] nedir?" deyince, Ali:
"Yıldızlardır" cevabını verdi. Adam: "Yükseltilmiş tavan [Tur 5]
nedir?" deyince, Ali: "Semadır" cevabını verdi. Adam:
"Beytu'lMamur [Tur 4] nedir?" diye sorunca, Ali: "Semada Durah
olarak anılan bir evdir. Kabe'nin de üst hizasındadır. Bu evin semadaki
kutsallığı Kabe'nin yeryüzündeki kutsallığı gibidir. Bu eve her gün yetmiş bin
melek gelip namaz kılar ve orada namaz kılan bir melek bir daha asla oraya gelmez"
karşılığını verdi. Soru soran adam oturunca, Ali: "Aranızda soru sorup ta
kendine ve arkadaşlarına fayda sağlayacak biri yok mu?" dedi. Bunun
üzerine bir adam kalkıp: "Şiddetle eserek (zararlıları) savurup
atanlar[Mürselat 2] nedir?" deyince, Ali: "Bu rüzgardır"
cevabını verdi.
Adam: "Bana Beyt'i
anlatır mısın? O, yeryüzünde dikilen ilk ev midir?" deyince, Ali şu
karşılığı verdi: "Hayır, ancak kendisine bereket bırakılan ilk evdir.
Orada apaçık nişaneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren
emniyette olur.[Al-i İmran 97] İstersen sana onun nasıl inşa edildiğini
anlatayım. Yüce Allah, Hz. İbrahim'e: "Bana yeryüzünde bir ev inşa
et" diye vahyetti. İbrahim bu işi ağır görünce Allah kendisine Sekine'yi
gönderdi. Seki ne yumuşak bir hava idi. Sekine, Mekke'ye gitti. İbrahim'e,
Sekine'nin sarmış olduğu yere beyti inşa etmesini emretti. İbrahim oğluyla
birlikte Beyt'i inşa etmekteydi. Hacer-i Esved'in yerine gelinince, İbrahim
oğluna: "Bana bir taş getir" dedi. Oğlu her gün bir kor örmekteydi.
İbrahim bir daha: "Sana emrettiğim gibi bir taş getir" deyince, oğlu
taş almaya gitti. Geri döndüğünde Hacer-i Esved'in yerine yerleştirildiğini
gördü ve: "Ey baba! Bu taşı sana kim getirdi?" diye sordu. Bunun
üzerine İbrahim: "Bunu Beyt'i inşa etmekle mükellef olmayan bir kişi
getirdi" dedi. Taşı kendisine Cibril semadan getirmişti. Böylece Beyt'i
inşa ettiler. Uzun yıllar geçtikten sonra Kabe yıkılınca onu Amalikler tekrar
inşa etti. Uzun yıllar geçtikten sonra tekrar yıkılınca bu sefer onu Curhum kabilesi
tekrar inşa etti. Uzun yıllar geçtikten sonra tekrar yıkılınca onu Kureyş
tekrar inşa etti. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o zamanlar daha
delikanlılık çağında idi. Hacer-i Esved'i yerine koymak istediklerinde
kabileler aralarında ihtilafa düştü ve: "Bu yoldan gelen ilk kişi aramızda
hakemlik yapsın" dediler. Oradan da gelen ilk Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) oldu. Bunun üzerine aralarında bir örtü koymalarını ve
Hacer-i Esved'i örtünün üzerine koyup bütün kabile reisIerinin onu yerine kaldırmalarına
hükmetti."
Tahric: İsnadının bir
zararı yoktur. İbn Cerir, Tefsir (26(186, 187) ve Hakim, Müstedrek (2/466,
467).
Başka bir yolla bize
bildirilene göre Simak şöyle demiştir: "Sekine'nin bir başı vardı. Sonra
Sekine, Beyt'in yerini yılanın kıvrılması gibi çevirdi." Hadisin sonunda
da: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Hacer-i Esved'i alıp yerine
yerleştirdi" ibaresi geçmiştir.
3705- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Semadaki Beytu'I-Ma'mur, günde yetmiş bin melek ziyaret eder ve kıyamete
kadar da bir daha oraya gelmezler" buyurmuştur.
Tahric: İçinde kadı
Abdurrahman'ın bulunmasından dolayı isnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (3/153),
Nesai, S. el-Kübra (l/129), İbn Cerir, Tefsir (27/17) ve Hakim, Müstedrek
(2/468).
3706- Abdullah b. Amr b.
el-As der ki: "Beytu'l-Mamur semada Kabe'nin hizasında bir evdir. Şayet
düşecek olsa Kabe'nin üzerine düşer. Bu evde her gün yetmiş bin melek namaz
kılar. Harem bölgesi de üst taraftan Arş'a kadar yine haremdir. Semada bir
meleğin secde etmediği veya kıyamda durmadığı bir hayvan postu kadarlık bile
boş yer yoktur.''
Tahric: Hakim'in hocası
dışındaki ravileri güvenilirdir.
3707- İbn Ebi Necih
bildiriyor: Mücahid: ''İnsanlar için bir toplantı yeri"[Bakara 125]
buyruğunu açıklarken: "Devamlı olarak dönülüp kendisine gidilen ve
kendisine gitmekle doyulmayan yer demektir" dedi. ''Ve emin bir mahal
yapmıştık''[Bakara 125] buyruğu hakkında ise: "Oraya giren kişi (de güven
içinde olur ve) hiçbir şeyden korkmaz" dedi.
Tahric: Hakim'in hocası
dışındaki ravileri güvenilirdir. İbn Cerir, Tefsir (1/533, 534) ve Beyhaki,
Sünen (5/176).
3708- İbn Abbas der ki:
Rahman'ın dostu İbrahim eğer: "İnsanların gönüllerini onlara
meylettir" deseydi, Yahudiler de Hıristiyanlar da haccederdi. Ancak:
''İnsanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir''[İbrahim 37] diyerek
duasına sadece müminleri katmıştır.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Cerir, Tefsir (13/234).
3709- İbn Abbas
bildiriyor: "Semada kendisine Durah denilen bir ev vardır. O da
Beytü'l-Atik'in üst hizasındadır. Bu evin semadaki kutsallığı Kabe'nin
yeryüzündeki kutsaHığı gibidir. Bu evde her gün yetmiş bin melek gelip namaz
kılar ve orada namaz kılan bir melek o geceden sonra bir daha asla oraya
gelmez."
İsnadının bir zararı
yoktur.
3710- İbn Abbas der ki:
Hz. İbrahim, Kabe'yi inşa edip bitirdiği zaman Yüce Allah kendisine vahyederek
haccın ilanını yapmasını emretti. Bunun üzerine İbrahim: "Rabbiniz kendine
bir evedindi ve sizin de onu haccetmenizi emretti" diye seslendi. Bu çağrı
yı işiten taş, ağaç, tepe, toprak ne varsa: "Lebbeyk Allahumme
Lebbeyk!" diyerek buna çağrıya icabet ettiler.
Tahric: İsnadında Ata
es-Saib bulunmaktadır, ahir ömründe ezberi bozulmuştur. İbn Cerir, Tefsir
(17/144) ve Beyhaki, Sünen (5/176), Delail (2/54).
3711- Mansur bildiriyor:
Mücahid: "İnsanları hacca çağır''[Hac 27] buyruğunu açıklarken şöyle dedi:
Hz. İbrahim, Kabe'yi inşa edip bitirdiği zaman kendisine: "İnsanları hacca
çağır" denildi. Hz. İbrahim: "Nasıl bir çağrı yapayım?" diye
sorunca, Yüce Allah: "Ey insanlar! Rabbinizin çağrısına icabet edin, diye
seslen" buyurdu. İbrahim bu çağrıyı yapınca orası her müminin gölünde
saygınlık kazandı.
Tahric: Ravileri güvenilirdir.
İbn Cerir, Tefsir (17/145).
3712- Mücahid der ki:
Hz. İbrahim'e insanlar içinde haccı ilan etmesi emredilince Makam'a çıkıp:
"Ey Allah'ın kulları! Allah'a icabet edin!" diye seslendi. Bunun
üzerine insanlar: "Buyurun Rabbimiz emrindeyiz" dediler. Hacca giden
her kişi İbrahim'in davetine icabet edenlerdendir.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 5/97 (9100), İbn Ebi Şeybe, Musannef
(11/521) ve İbn Cerir, Tefsir (17/145).
Bunu başka bir yolla
Sünen ve başka kitaplarda İbn Abbas kanalıyla zikrettik. - Hakim, Müstedrek
(2/388, 389), İbn Ebi Şeybe, Musannef (11/519) ve İbn Cerir, Tefsir (17/144).
3713- Ka'bu'l-Ahbar der
ki: Kabe, Rabbine şikayette bulunup ağlayarak: "Ey Rabbim! Ziyaretçilerim
azaldı. İnsanlar benden uzak kaldı" deyince, Yüce Allah: "Sana yeni
bir kitap indireceğim. Sana öyle ziyaretçiler kılacağım ki, seni güvercinin
yumurtalarım özlemesi gibi özleyeceklerdir" buyurdu.
İsnadı zayıftır.
Bize bildirilene göre
Urve b. ez-Zübeyr şöyle demiştir: "Hiçbir peygamber yoktur ki Beyt'i
haccetmiş olmasın. Ancak Hud ve Salih peygamber bunların dışındadır. İbrahim
onu haccettikten sonra her şeyonu haccetti.'' Urve böyle demiştir. -
Beyhili,Sünen (5/177).
3714- İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir defa haccedip Usfan
vadisine geldiğinde: "Hz. Hud, Salih ve Musa bu vadiden yularları hurma
Iifinden olan kirmızı genç dişi develer üzerinde geçtiler. Üzerlerinde aba ve
alacalı kumaştan giysiler vardi. Beytü'l-Atik'i hac ediyorlardı" buyurdu.
İsnadı zayıftır.
3715- İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ezrak vadisine
geldiğinde: "Bu vadi hangi vadidir?" diye sordu. Kendisine:
"Ezrak vadisidir" denilince: "Musa b. imran'ın buradan Yüce
Allah'a yüksek sesle telbiye ederek geçişini görür gibiyim" buyurdu. Sonra
bir tepeye geldiğinde: "Bu tepe hangi tepedir?" diye sordu.
Kendisine: "Bu filan tepedir" denilince: "Yunus b. Matta'nın
buradan sırtında yü nden bir cübbe ile yuları hurma lifinden olan kırmızı
kıvırcık tüylü deve üzerinde, telbiye ederek geçtiğini görür gibiyim"
buyurdu.
Müslim bunu Davud b. Ebi
Hind kanalıyla rivayet etti.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. - Müslim 1/152 (268).
3716- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Canım elinde olana yemin
olsun ki ibn Meryem hac veya umre veya ikisini birden yapmak için mutlaka
Fecc-i Ravhd'da telbiye getirecektir" buyurdu.
Müslim bunu başka bir
yolla Zühri kanalıyla rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim 1/915 (216).
3717- Abdullah b. Damra
es-Seluli der ki: "Makam, Rükn, Zemzem kuyusu ve Hicr arasında yetmiş yedi
peygamberin mezarı vardır. Hac için gelip öldüler ve burada
defnedildiler."
Ebu Abdillah der ki:
Yahya b. Süleym'den bu hadisten başka bir hadis işitmedim.
Ravileri güvenilirdir.
3718- İbn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Mekke'nin fetih gününde şöyle
buyurdu: "şüphesiz ki. Allah gökleri ve yeri yarattığı gün bu beldeyi
haram bölge kılmıştır ve kiyamete kadar haram bölge olarak kalacaktır. Oranın
yeşil otu kopanlamaz. ağacı kesilmez. av hayvanı ürkütülmez ve yitik olan şey
ilan ediciden başkası tarafından alınıp kaldırılamaz." Abbas: "İzhır
otu bunun dışında kalsın. O, demircilerce ve evlerde kullanılır" deyince,
Allah Resulü: "izhır otu bunun dışındadır" buyurdu.
İsnadı sahihtir.
3719- Ebu Hureyre der
ki: Allah, Mekke'nin fethini Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem), nasip
edince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp Allah'a hamdü senalar
etti ve şöyle buyurdu: "şüphesiz ki Allah, Fil ordusunu Mekke'ye girmekten
men etmiş ve Resulü ile müminleri oraya girmeye muzaffer klımıştır. Mekke,
benden ne önce, ne de sonra hiç kimseye helal kılınmadı. Bana da ancak sadece
bir günde ve bir saat helal kılındı. Oranın av hayvanı ürkütülmez, dikenli
ağacı kesilmez ve yitik olan şey ilan ediciden başkası tarafından alınıp
kaldırılamaz." Abbas: "Ey Allah'ın Resulü! İzhır otu bunun dışında
kalsın. Zira biz onu mezarlarımızda ve evlerimizde kullanmaktayız" dedi.
Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "izhır otu bunun
dışındadır" buyurdu. Yemen ahalisinden olan Ebu Şah kalkıp: "Ey
Allah'ın Resulü! Bana bunu yazın" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bunu Ebu Şah'a yazın" buyurdu.!
Ravileri güvenilirdir.
Ravi der ki: Evzai'ye:
"Adam: ''Ey Allah'ın Resulü! Bana bunu yazın'' demekle ne kasdetti?"
dediğimde, Evzai: "Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitmiş
olduğu bu hutbenin kendisi için yazılmasını kasdetmektedir" karşılığını verdi.
Müslim bunu Sahih'te Ebu
Kudame kanalıyla rivayet etti. - Müslim 1/988 (447) ve Buhari (3/94).
Allah'ın, fillerin
Mekke'ye geçmesini engellemesi ve sahiplerini helak etmesi Mekke'nin
yüceliğinin ve üstünlüğünün en büyük göstergesidir.
3720- İbn Abbas der ki:
Tubba', Kabe'yi yıkmak için yola çıktı. Kurau'I-Gamim denilen yere geldiği
zaman Allah öyle bir rüzgar gönderdi ki kalkmak isteyen zorla kalkıyor ve
ayakta olanlar yere düşüyordu. O rüzgar devam etti ve yorgun düştüler. Bunun
üzerine Tubba', iki rahibini çağırdı ve: "Bu başımıza gelen nedir?"
diye sordu. Rahipler: "Bize güvenir misin?" deyince, Tubba':
"Sizler emin kişilersiniz" dedi. Bunun üzerine rahipler: "Sen,
Allah'ın koruduğu bir yeri yıkmak istiyorsun" dediler. Tubba': "Bunu
üzerimizden ne götürür?" diye sorunca: "Üzerinde sadece iki giysi
bırak ve: ''Lebbeyk, lebbeyk'' diyerek Kabe'yi tavaf et. Ehline de bir zarar
verme" dediler. Tubba': "Eğer öyle yaparsam bu rüzgar üzerimden gider
mi?" deyince: "Evet" dediler. Tubba' üzerinde iki giysi
bırakarak tabiye getirdi. Sonrasında rüzgar karanlık gecenin aydınlanması gibi
yok olup gitti.
İçinde biyografisini bir
yerde görmediğim Abdullah b. Ali el-Gazli bulunmaktadır. Diğer ravileri
güvenilirdir.
3721- Abdullah b.
ez-Zübeyr'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Allah'ın, Kabe'yi "Atik" diye adlandırmasının
sebebi onu zorbaların elinden azad etmesidir (onlardan korumasıdır). Hiçbir
zorba asla ona galip gelememiştir. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 5/324 (3170).
3722- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Altı kişi vardır ki, ben, Allah ve her peygamber onları Ianetlemiştir.
Bunlar Allah'ın kaderini yalanlayan, Allah'ın Kitab'ına ilavede bulunan,
Allah'ın saygm klıdığı kişiyi alçak gösteren ve Allah'ın alçak kıldığını saygın
gösteren zorba, Allah'ın haram kıldığını helal sayan, Ehl-i beytimden olup da
Allah'ın haram kıldığını helal sayan ve sünnetimi terk edendir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/457 (2154).
3723- Habib'in
bildirdiğine göre Hz. Ömer şöyle demiştir: "Ey Mekke halkı! Şu hareminizde
Allah'tan korkun. Sizden önce bu Harem'de kimin oturduğunu biliyor musunuz?
Daha önce burada falan topluluk vardı, burada yapılması yasak olanları helal
saydıkları için helak oldular. Falan topluluk burada oturdu. Onlar da burada
yapılması yasak olanları helal saydıkları için helak oldular." Ömer daha
birçok topluluğun adını saydıktan sonra: "Vanahi! Başka yerde on günah işlemem,
benim için Mekke'de bir günah işlememden daha sevimlidir" dedi.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ancak munkatı' bir hadistir. çünkü Talk b. Habib, Ömer zamanına
yetişmemiştir.
3724- İbn Abbas'ın bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml, Mekke'ye hitaben şöyle
buyurmuştur: "Sen ne güzel bir beldesin. Seni ne kadar seviyorum. Eğer
kavmim beni senden çıkarmış olmasaydı senden başka bir yerde ikamet etmezdim.
''
Tahric: Ravileri güvenilirdir.
Tirmizi 5/723 (3926).
3725- İbn Abbas der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Kabe'ye bakınca ona hitaben:
"Merhaba sana, sen ne kadar yüce bir Ev 'sin ve ne kadar saygınsın. Ancak
mümin kişi. Allah katında senden daha saygındır" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Mace 2/1297 (3932).
3726- Said bildiriyor:
Katade: ''Yerli ve yolcu bütün insanlar için eşit kılınan"[Hac 25]
buyruğunu açıklarken: "Yerliden kasıt Mekke ahalisidir. Yolcudan kasıt ise
uzaklardan gelenlerdir" dedi. ''Orada zulüm ile ilhada yeltenenleri can
yakıcı bir azaba uğratırız"[Hac 25] buyruğu hakkında ise: "Her kim
şirk koşmak için haram bölgeye sığınırsa Allah ona azab eder" dedi. - İbn
Cerir, Tefsir (17/140).
''Şüphesiz, alemlere
bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mabet),
Mekke'deki (Kabe)dir''[Al-i İmran 96] ayeti hakkında ise: "(Mekke'nin)
Bekke
diye adlandırılmasının
sebebi, Yüce Allah'ın oradaki bütün insanları bir araya toplamasındandır. Orada
kadınlar erkeklerin önünde bulunan saflarda namaz kılabiliyor. Ancak bu başka
bir şehirde mümkün değildir" dedi.
İsnadının bir zararı
yoktur.
3727- Mücahid der ki:
"(Mekke'nin) Bekke diye adlandırılmasının sebebi, insanların birbirlerini
sıkıştırarak izdiham yaşamalarındandır."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Cerir, Tefsir (4/9).
3728- Zühri der ki: Bana
ulaşana göre Makam-ı İbrahim'de üç sahife buldular. Her sahifede bir yazı
vardı. Birinci sahifede: "Ben, Bekke'nin (Mekke'nin) sahibi Allah'ım. Onu,
Güneş ile Ay'ı yarattığım gün yaratıp masum yedi melekle kuşatarak ahalisine
eti ve sütü bereketli kıldım" yazılıdır. İkinci sahifede: "Ben,
Bekke'nin sahibi Allah'ım. Ben rahmi yarattım ve ona ismimden bir parça
kopardım. Kim onu birleştirirse ben de onu birleştiririm. Kim de onu koparırsa
ben de onu kop arı rı m" yazılıdır. Üçüncü sahifede: "Ben hayrı ve
şerri yaratan Allah'ım. Hayır işleyen kişiye ne mutlu. Şer işleyen kişinin de
vay haline" yazılıydı.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 5/149,150 (9219).
3729- Ebu Abdirrahman
es-Sülemi bildiriyor: "Ebu Amr Muhammed b. İbrahim ez-Zeccad kırk yıl
boyunca küçük olsun büyük olsun Harem'de hacetini gidermedi. O her gün bir umre
yapar ve Harem'in dışına çıkarak hacetini giderip geri dönerdi. İkinci gün aynı
saate kadar bir daha ihtiyaç gidermezdi."
3730- Ebu Amr ez-Zeccad
der ki: "Harem'e ilk geldiğim zamanlarda günde yetmiş defa tavaf (dört yüz
doksan şavt) eder ve iki defa da umre yapardım. "
Bize bildirilene göre
Abdullah b. Ömer'in biri Harem'de, biri de haram bölgenin dışında olmak üzere
iki çadırı vardı. Ailesi ile münakaşa edeceği zaman haram bölgenin dışındaki
çadırda münakaşa ederdi.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
İhram ve Telbiyede
Sesi Yükseltmek