Gücü Nisbetinde iyiliği Emredip Kötülükten Alıkoymanın Gerekliliği
ve Bunu Terk Edince Gerçekleşecek Fesatlada ilgili Hadisler |
7169- Numan b. Beşir'in
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Allah'ın
çizdiği sınırları çiğneyip riyakarlık ve yağcılıkla Müslüman geçinenlerin durumu,
denizdeki bir geminin alt ve üst katını kura çekerek paylaşan insanların
durumuna benzer. Bunlardan kimisine geminin alt kısmı kimine de üst kısmı
düşer. Aşağıdakiler su almak için yukarı inip çıkarken yukarıdakileri rahatsız
ederler. Yukarıdakiler: ''Bizi rahatsız ediyorsunuz. Üzerimize su
sıçratıyorsunuz'' deyince, aşağıdakiler bir kazma alıp gemiyi delmeye
başlarlar. Yukarıdakiler: ''Ne yapıyorsunuz'' derler. Eğer onların yaptıklarına
izin verirlerse hepsi batarlar. Eğer engel olurlarsa hepsi kurtulur. "
Buhari bu hadisi
Sahih'te A'meş'ten rivayet etti.
7170- Nu'man b. Beşir'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Sefihlerinizin yaptığı kötülüklere engel olunuz" buyurdu .
7171-
İbnu'l-Hasasiyye'nin hanımı -ki Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem),
İbnu'lHasasa'nın Zahm olan adını Beşir olarak değiştirmiştir- bildiriyor: Beşir
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cuma günü oruç tutmayı ve o gün
kimseyle konuşmamayı sorunca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu:
"Cuma günleri,
sadece daha önce tuttuğun gün ve aylarda oruç tut. Kimseyle konuşmamaya
gelince, konuşup iyiliği emretmen veya kötülükten alıkoyman, susmandan daha
hayırlıdır."
7172- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kişinin hakkı söylemesi gereken yerde mutlaka konuşması gerekir. Bu onun
ne ecelini öne alır, ne de kendisine ait rızıktan mahrum eder."
7173- Ali b. Asım aynı senetle
hadisi nakletmiştir; ancak hadisin başında şu ibare vardır: "Birini
öldüren adamın yanında durma. Çünkü bu lanet bu sırada onun yanında olup engel
olmayana iner. Mazluma vuranın da yanında durma. Çünkü lanet orada hazır olana
iner."
Yine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kişinin hakkı söylemesi
gereken yerde mutlaka konuşması gerekir. Bu, onun ne ecelini öne alır, ne de
kendisine ait rızıktan mahrum eder. "
7174- Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre bir adam birinci Cemre'nin yanında Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Hangi cihad daha üstündür?" diye sorunca, Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona cevap vermedi. Orta Cemre'nin
yanında aynı soruyu sordu, ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yine
cevap vermedi. Akabe (Cemresi)'nin yanında ise ayağını bineğinin üzengısıne
koyup: "Ey Allah'ın Resulü! Hangi cihad daha üstündür?" diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cihadın en üstünü, zalim
sultanın yanında hakkı söylemektir" buyurdu.
Hadis mürsel ceyyiddir.
7175- Tarık b. Şihab'ın
bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hangi cihad daha
üstündür?" diye sorulunca: "Zalim idarecinin yanında söylenen hak
sözdür" cevabını verdi.
7176- Ebu Zer der ki:
Dostum (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana yedi şeyi vasiyet etti:
Benden daha yukarıda
değil, daha aşağıda olana bakmamı emretti. Miskinleri sevip onlara yakın olmamı
emretti. Kimseden bir şey istemememi emretti. Acı da olsa doğruyu söylememi
emretti. Akrabam bana sırtını dönse bile onunla alakamı kesmememi emretti.
Allah yolunda, kınayanın kınamasından çekinmememi emretti. İnsanlardan bir şey
istemememi emretti. "La havle vela kuvvete illa billah" sözünü çokça
söylememi emretti ve bunun Cennet hazinelerinden olduğunu söyledi
7177- Hz. Ali der ki
"İlk terk edeceğiniz cihad elle yapılan cihaddır.
Sonra dille yapılan
cihadı, daha sonra da kalple yapılan cihadı terk edersiniz. İyiliği iyilik
olarak, kötülüğü de kötülük olarak bilmeyen her kalp ters çevrilerek altı
üstüne getirilir."
7178- Cami b. Şeddad der
ki: Abdurrahman b. Yezid el-Farisi'nin yanındayken, Esved b. Yezid'in ölüm
haberi geldi. Taziye için gidince:
"Kardeşim Esved
vefat etti" dedikten sonra şöyle devam etti: Abdullah: "İlk olarak salihler
giderler ve geriye şüphe içinde olanlar kalır" deyince: "şüphe içinde
olanlar ne demektir?" diye sordular. Abdullah: "İyiliği emretmeyen ve
kötülükten alıkoymayanlardır" cevabını verdi.
7179- Huzeyfe der ki:
"İslam dini sekiz bölümün toplamından ibarettir.
Bir bölümü Müslüman
olmaktır, bir bölümü namazdır, bir bölümü zekattır, bir bölümü Ramazan
orucudur, bir bölümü hactır, bir bölümü cihaddır, bir bölümü iyiliği
emretmektir, bir bölümü kötülükten alıkoymaktır. Bu bölümlerden herhangi bir
payı olmayan kişi hüsrana uğramış demektir."
Hadis, mevkuftur.
7180- Bu hadisi Habib b.
Habib, Ebu İshak kanalıyla Haris'ten, o da Hz.
Ali'den, Resulullah'tan
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) merfu olarak: "Bir bölümü Müslüman
olmaktır" şeklinde nakledilmiştir.
Şu'be'nin rivayeti daha
sahihtir. Allah en iyisini bilir.
7181- Ömer b.
el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Ahir zamanda ümmetim idarecilerinden zulüm görecektir. Ondan
sadece Allah'ın dinini bilip inanan, Allah'ın dinini bilip susan kurtulacaktır.
Onda bir iyilik görüp seven, ondaki kötülüğü görünce de buğzeden, sessiz
kalmasına rağmen kurtuluşa erendir. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Hatib, el-Mişkıit (3/1425-14269.
7182- Tarık b. Şihab der
ki: Bir adam Abdullah b. Mes'ud'a gelerek: "İ yiliği emredip kötülükten
alıkoymayan hel ak olmuştur" deyince, İbn Mes'ud: "İyiliği kalbiyle
bilmeyen ve kötülüğü de kalbiyle reddetmeyen helak olmuştur" karşılığını
verdi .
7183- Rabi b. Amile
bildiriyor: Abdullah (b. Mes'ud) bize, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) öyle bir hadis aktardı ki Allah'ın Kitabı dışında ondan daha güzelini
işitmedik. Hadis şudur: "israif oğullarının üzerinden uzun bir zaman
geçince kalpleri katılaştı ve yanlarından bir kitap çıkardılar. Gönülleri bunu
istedi ve dillerine tatlı geldi. Hak ise birçok şeyde onlarınistekleri ile
kendi aralarını ayırıyordu. Onlar sanki Allah'ın kitabını bilmiyormuş gibi omuz
ardı etmiş ve: ''Bu kitabı israil oğullarına arz edin. Eğer size uyarlarsa
onları bırakm, eğer uymazlarsa onları öldürün'' dediler. Bazıları: ''Hayır, bu
kitabı" -aralarında bilgili olan- "filan kişiye gönderin. Eğer o buna
uyarsa, ondan sonra da kimse size karşı gelmez. Eğer bu kişi bunu kabul etmezse
onu öldürün. Yine ondan sonra kimse size karşı gelmez'' dedi. Bunun üzerine ona
bu kitabı gönderdiler. Bu kişi bir kağıt alarak üzerine Allah'ın kitabını yazdı
ve bir boynuzun içine yerleştirip boynuna astı. Sonra da elbiselerini giydi.
israil oğulları bu kişiye kitabı arz ederek: ''Buna iman ediyor musun?'' dedi.
Bu kişi göğsünü ima ederek: ''Ben buna iman ettim'' karşdığını verdi. Yine
boynuzu kastederek: ''Ben buna niye iman etmeyeyim ki?'' dedi. Bunun üzerine
onu bıraktılar. Bu kişinin yanına gidip gelen arkadaşları vardı. Öldüğü zaman
içinde Allah'ın kitabının yazdı olduğu boynuzu üzerinde asdı buldular ve: ''Ben
buna iman ettim, ben buna niye iman etmeyeyim dediğini görmediniz mi? O, bu
kitabı kastetmiştir'' dediler. Bunun üzerine israil oğulları yetmiş küsur fırkaya
ayrıldı. onlarınen hayırlı fırkası, boynuz sahibi olan fırkadır. "
Abdullah: "Muhakkak
ki, sizden hayatta kalacak olanlar hoş olmayan kötü şeyler görecektir. Kişinin
kötü bir şey görüp de onu değiştirememesi durumunda, kalben o kötü şeye
buğzettiğini Allah'ın bilmesi bu kişi için yeterlidir" diye ekledi,
7184- Ebu't-Tufeyl der
ki: Huzeyfe'ye: "Yaşayan ölüler ne demektir?" diye sorulunca:
"Kötülüğü ne eliyle, ne diliyle ne de kalbiyle reddetmeyenlerdir"
cevabını verdi.
7185- Said b. Cübeyr der
ki: İbn Abbas'a: "Valime iyiliği emredip kötülükten sakındırayım mı?"
diye sorunca: "Seni öldürmesinden korkarsan hayır" cevabını verdi.
7186- Said b. Cübeyr der
ki: İbn Abbas'a: "Valime iyiliği emredeyim mi?" diye sorunca:
"Seni öldürmesinden korkarsan hayır. Eğer yapacaksan da baş başa olduğunuz
da yap" cevabını verdi.
Ebu Avane: "Valini
ayıplama" ibaresini eklemiştir.
7187- Tavus der ki: Bir
adam İbn Abbas'a gelerek: "Şu idareciye gidip kendisine iyiliği emrederek
kötülükten sakındırayım mı?" diye sorunca, İbn Abbas: "Hayır, bu
senin (ilahi) imtihana düşmene sebep olur" cevabını verdi. Adam:
"Bana, Allah'a isyan etmemi emrederse ne yapayım?" diye sorunca, İbn
Abbas: "Sen bunu istiyorsun, işte o zaman adam ol" cevabını verdi
7188- Malik der ki:
Allah bir köye azab edilmesini emredince melekler feryad ederek: "Orada
falan (salih) kulun var" dediler. Allah: "Onun feryadını bana
duyurun. Onun yüzü haramlarım işlendiği için kızgınlıktan değişmiyor"
buyurdu.
Malik b. Dinar'ın
sözünden hıfzedilen budur. Bu, zayıf olan başka bir yolla aşağıda geçtiği
şekilde merfu olarak nakledilmiştir.
7189- Cabir'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Yüce Allah Cibril'e: ''Falan şehri halkıyla beraber yerle bir et'' diye
vahyedince, Cibril: ''Ey rabbimi Aralarında sana bir an bile isyan etmeyen
falan kulun vardı'' dedi. Allah: ''Onları yerle bir et. Onun yüzü (işlenen
günahlara karşı) bir an bile değişmedi'' buyurdu. "
7190- Malik b. Dinar der
ki: "Dünya sevgisi konusunda anlaştık ve artık birbirimize iyiliği
emretmiyor, kötülükten alıkoymuyoruz. Allah bizi bu durumda bırakmaz. Acaba
bize hangi azab inecek."
7191- İbn Abbas: "
... Eğer Allah'ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü
bozulurdu ... ''[Bakara 251] ayetini açıklarken şöyle dedi: "Yüce Allah,
namaz kılan kişinin hürmetine namaz kılmayanın, hacca giden kişinin hürmetine
hacca gitmeyenin zekat veren kişinin hürmetine de zekat vermeyenin üzerinden
belayı def eder."
Derim ki: Bu, Allah'ın
dilediği kadar böyle devam eder, sonra fesat çoğalınca onları bırakır ve hepsi
helak olurlar. Hadiste geldiği üzere sonra Allah onları niyetlerine göre
diriltir.
7192 - Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Zeyneb der ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yüzü kızarmış bir şekilde şöyle diyerek uykusundan uyandı:
"La ilahe illallah.
La ilahe illallah. La ilahe illallah. Yaklaşan şerden dolayı Arapların vay
haline! Bu gün Yecuc ve Mecuc'un seddinden şu kadarı açıldı" diyerek
uyandı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle derken parmağını halka
şeklinde yaptı. Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Aramızda salih kişiler bulunduğu
halde helak mi olacağız?" dediğinıde: "Evet, pislik çoğaldığı zaman"
buyurdu.
Buhari ve Müslim bu
hadisi Sahih'te Süfyan b. Uyeyne'den rivayet ettiler.
7193- Hz. Aişe der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü!
Aralarında salihler
olduğu halde Yüce Allah yeryüzü halkına azabım indirip onlarla birlikte helak
eder mi?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Ey Aişe! Allah günahkar kullarına azabını indirince bunu
salihlerin eceline denk getirir ve onlarla birlikte vefat ederler. Sonra da
niyetlerine ve amellerine göre diriltilirler. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Hibban, Sahih 9/210 (7270), İbn Adiy, el-Kamil (5/1790), Ahmed, Müsned
(6/259) ve Ebu Nuaym, Hilye (5/11).
7194- Hz, .Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yeryüzünde kötülük yaydınca
Allah yeryüzü halkına azabını indirir"' buyurunca: "Ey Allah'ın
Resulü! Aralarında itaat ehli olmasına rağmen mi?" diye sorunca:
"Evet. Sonra (ahirette) Allah'ın rahmetine kavuşurlar" buyurdu .
7195- Cafer der ki: İbn
Dinar; ''Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk
yapıyorlar ve ıslaha çalışmıyorlardı"[Neml 48] iyetini okuduktan sonra:
"Bugün her kabilede ve toplulukta yeryüzünde fesat çıkaran ve ıslah
etmeyen niceleri var" dedi.
7196- Bilal b. Sa'd der
ki: "Günah gizli kaldığı zaman sadece sahibine zarar verir. Ancak açıktan
işlenince ve kimse bunu değiştirmezse herkese zarar verir."
İbn Bişran'ın
rivayetinde ibare: "Günah gizli kaldığı zaman sadece sahibine zarar verir.
Ancak açıktan işlenince herkese zarar verir" şeklindedir.
7197- Ömer b. Abdilazız
der ki: Şöyle denirdi: "Allah bir kısım insanın günahıyla herkesi
cezalandırmaz. Ancak kötülük açıktan yapılınca hepsi azaba müstahak olur."
7198- Amr b. Şuayb'ın,
babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Hz.
Peygamber (sallallahu
alayhi vasaliBm): "iyiliği emreden kişinin hali de iyi olsun"
buyurdu.
7199- Zeyd b. Vehb der
ki: Abdullah (b. Mes'ud)'a: "Velid b. Ukbe helak oldu. Sakalından şarap
damlıyor" denilince: "Allah kusurları araştırmamızı yasakladı, ancak
bir suç bize açıkça görünecek olursa gereğini yaparız" karşılığını verdi
7200- Ebu Bekr b.
Numeyr'in bildirdiğine göre Ebu Ma'mer, (Zalim lakaplı vali) Haccac'ın
karşısına dikilip: "Öldürmede meşru ölçüleri aşma. çünkü ona yardım edilmiştir"
deyince Haccae: "Allah senin kanını akıtma imkanını da vermiştir"
karşılığını verdi. Ebu Ma'mer: "Yerin içindekiler, üstündekilerden daha
fazladır" dedi.
Tahric: İsnadı hasendir.
SuyUtı, Dürrü'l-Mensur (7/574).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
53. Şube İyilik ve
Takvada Yardımlaşmak