ŞUABU’L-İMAN

61. ŞUBE: Dindarlarla olmak...

 

3.BAŞLIK

*********************************************

1- Evinden Çıkan Kişinin Selam Vermesi

*********************************************

 

8459- Katade'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir eve girdiğiniz zaman evahalisine selam verin. Çıkarken de onlara selam vererek ayrılın."

Bu şekilde mürsel olarak gelmiştir.

 

Tahric: İsnadı mürsel ceyyiddir. Abdurrezzak, Musannef 10/389 (19450) Bak: Hatib, et-Tebrizi, el-Mişkat (3/1319).

 

 

*****************************************************************************

2- Kişinin Bir Meclise Girerken ve Oradan Ayrılırken Selam Vermesi

*****************************************************************************

 

8460- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz bir meclise geldiği zaman selam versin. Oradan kalkıp ayrılacağı zaman herkes oturuyarsa selam vererek ayrılsın Zira gelirken verdiği selam, ayrılırken vereceği seiamdan daha önemli değildir."

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı bildirilmiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/386 (5208).

- Tirmizi 5/62 (2706).

 

 

 

8461 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz insanların bulunduğu bir meclise geldiği zaman otururken selam versin Oradan kalkıp ayrılacağı zaman selam vererek aynısın. Zira gelirken verdiği selam ayrılırken vereceği seiamdan daha önemli değildir."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Nesai, Amelu'l•yevm ve'I-leyle (368) ve Buhari, el-EdEbu'I-Müfred (986).

 

 

 

8462- Sehl b. Muaz b. Enes el-Cüheni, babası Muaz'dan bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin oturacağı mecliste bulunanlara selam vermesi görevidir. Kişinin bir meclisten kalkarken orada oturanlara selam vermesi de görevidir" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu şekilde konuşurken adamın biri selam vermeden kalkıp gidince Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Ne kadar da çabuk unuttu!" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Müsned (3/438) ve Taberani, M. el-Kebir 20/186-187 (408) Bak: Heysemi, Mecmau'z-zevaid (8/35).

 

 

*******************************************************

3- Çadırlara veya Dükkana Girerken İzin İstemek

*******************************************************

 

8463- İmran b. Hudeyr der ki: İkrime'ye: "İbn Ömer izin almadan dükkanlara girmezdi" denilince: "İbn Ömer'in yaptıklarını kim yapabilir ki?" karşılığını verip şöyle devam etti: "İbn Ömer üzerinde haç desenleri bulunan giysiler giymezdi. Kendini devamlı aç bırakırdi. Ailesi yemek yapıp da onu davet ettikleri zaman oruçlu olmadığı halde ''Siz yiyin, ben oruçluyum'' derdi."

 

İsnadı hasendir.

 

 

Buradan ikrime'nin dükkana girmek için izin istemeyi gerekli görmediğini anlıyoruz. Hasan Basrı ve ibrahım en-Nehaı de bu konuda aynı görüştedir. Zira dükkan sahipleri insanlar gelip alışveriş yapsın diye bu mekanları açmışlardır. Bu da girmeleri için izin yerine geçmektedir. Ancak ibn Ömer ihtiyaten girerken yine de izin isterdi.

 

 

 

8464- Nafı' bildiriyor: "İbn Ömer sahiplerinden izin almadan çarşıdaki dükkanlara girmezdi."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Halimi, el-Minhac (3/323).

 

 

 

8465- Nafı' bildiriyor: "İbn Ömer sahiplerinden izin almadan çarşıdaki dükkanlara girmezdi."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

Halimi der ki: "Bu şekilde sanki ibn Ömer çarşıdaki dükkanları ev konumunda görmüş gibidir. Ancak bu dükkanlar ortasında yolun geçtiği tezgah şeklinde ise bunu normal bir yol gibi görmüştür. Böylesi bir yerden geçmek için de izin istemenin bir anlamı yoktur. Doğrusunu da Allah bilir.''- Halimi, el-Minhac (3/323).

 

 

 

8466- İbn Avn anlatıyor: "Mücahid ile birlikte Kufe'deyken karşılıklı çadırların kurulu olduğu bir yere geldik. Mücahid şöyle dedi: "İbn Ömer böylesi yerlerden geçeceği zaman: ''es-Selamu aleykum! Geçebilir miyim?'' der ve bu şekilde yoluna devam ederdi.''

 

Tahric: Halimi, el-Minhac (3/323).

 

İbn Sirin de çarşıda bir dükkana geldiği zaman ''es-Selamu aleykum!'' der ve öyle girerdi. - İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

Halimi der ki: "Burada izin istemenin çadır veya tezgah sahibinin içini rahatlatmak için olması muhtemeldir. Zira izin alması gerektiğini düşünecek olsaydı yoluna devam etmez, izin verilmesini beklerdi.''- Halimi, el-Minhac (3/323).

 

Şa'bi der ki: "Dükkan sahibi kapıyı açıp kumaşları da serdiği zaman gelene girme iznini vermiş demektir."

 

 

 

8467- A'meş bildiriyor: "İbrahim et- Teymi ile İbrahim en-Nehai çarşıdaki dükkanlardan birine girerken selam verdiler. Oradan ayrılırken de selam verdiler.''

 

İsnadı hasendir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Kısa Bir Süre de Olsa Yanından Uzaklaşılan Kişiyle Tekrar Karşılaşınca Selam Vermek