HAÇLI SEFERLERİ :
Haçlı Seferleri Vikipedi, özgür ansiklopedi
Üstte: Kiliselerin tahrip edilmesi. Ortada: Yahudilerin başlarının
kesilmesi. Altta: Şövalyelerin Hıristiyanları yağmalaması Haçlı Seferleri,
Haçlı Savaşları ya da Haçlı Akınları, 1095-1270 arasında, Avrupalı Katolik
Hıristiyanların, Papanın çesitli vaadleri ve talebi üzeri, Müslümanların
elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi
kontrol kurmak için düzenledikleri askeri akınlardır.
Yaklaşık 2. yüzyıllık bu dönem içinde, değişik amaçlarla bazı
akınlar da düzenlenmiştir. (Örneğin; Bizans'ın elindeki Konstantinopolis
üzerine yapılan Dördüncü Haçlı Seferi, kuzey ve güney Avrupa'daki Katolik
olmayan halklara karşı düzenlenen seferler vs.)
Haçlı Seferleri ve savaşlarına bu adın verilmesi, doğuya yürüyen
Hıristiyanların elbiselerine haç diktirmelerinden kaynaklanır.
Konu başlıkları [gizle]
1 Gelişimi
2 Nedenleri
2.1 Birinci Haçlı Seferi 1096-1099
2.2 İkinci Haçlı Seferi 1147-1149
2.3 Üçüncü Haçlı Seferi 1189–1192
2.3.1 Üçüncü Haçlı Seferinde Almanlar
2.3.2 İngiliz ve Fransızların Üçüncü Haçlı Seferine Katılması
2.4 Dördüncü Haçlı Seferi 1200–1204
2.5 Çocuk Haçlı Seferleri 1212
2.6 Beşinci Haçlı Seferi 1217–1221
2.7 Altıncı Haçlı Seferi 1228–1229
2.8 Yedinci Haçlı Seferi 1248–1254
2.9 Sekizinci Haçlı Seferi 1268–1270
2.10 Dokuzuncu Haçlı Seferi 1271–1272
3 Yakın doğu bölgesi dışındakilere karşı Haçlı seferleri
4 Sonuçları
4.1 Siyasi Sonuçlar
4.2 Ekonomik Sonuçlar
4.3 Teknik Sonuçlar
5 Kaynakça
6 Referanslar
Gelişimi :
Clermont Konsili (1095)11. yüzyıla gelindiğinde Türkler
Müslümanlığı kabul ederek Batı'ya göç etmeye başlamışlar, Büyük Selçuklu
Devleti'ni kurarak Orta Doğu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmişlerdi. O döneme
kadar İslam dünyasıyla büyük çaplı bir çatışmaya girmemiş olan Avrupalılar 1071
yılında Bizanslıların Malazgirt Muharebesi'nda uğradıkları yenilgi üzerine
büyük bir telaşa düştüler. Anadolu'nun kapıları bir kez daha Türklere açılmış
ve Türkler Konstantinopolis'in yakınlarına kadar ilerleyerek Nikaia (İznik)'te
Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuşlardı.
Bizans Imparatoru I. Aleksios Komnenos, Papa II. Urbanus'tan
Türklere karşı yardım istedi. Böylece zaten Kudüs'teki Hıristiyanlığın kutsal
topraklarının Müslümanların kontrolünde olmasından hoşnut olmayan Avrupalılar
arasında haçlı seferi düşüncesi oluştu. Papa II. Urbanus 18 Kasım - 28 Kasım
1095 tarihleri arasında Fransa'nın Clermont kentinde bir Clermont Konsili
toplayarak Avrupa'nın liderlerini Müslümanlarla savaşa çağırdı. Bu çağrıya cevap
veren ordular 1097 yılında ilk defa Anadolu'ya girerek Birinci Haçlı seferini
başlattılar.
Birinci Haçlı Seferi, (1096-1099) Avrupalı Haçlılar açısından çok
başarılı oldu. Avrupalı Haçlıların bu saldırısına hazırlıksız yakalanan
Müslümanlar Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıç Arslan İznik'i haçlılara vermek
zorunda kaldı. Aynı yılın Temmuz ayında Eskişehir yakınlarındaki Dorileon
Muharebesi'nde Haçlılara yenildi. Ekim ayında Haçlılar Antakya'yı kuşattılar.
Bir seneye yakın süren bir kuşatma sonunda Antakya Haçlıların eline geçti. 1099
yılında Haçlılar Kudüs'ü kuşattılar. 15 Temmuz'da Kudüs düştü. Haçlılar
Kudüs'de büyük bir katliamla tüm Müslüman Kudüslüleri öldürdülerr. Birinci
Haçlı seferi sonucunda Haçlılar başta Kudüs'te Kudüs Krallığı olmak üzere Orta Doğu'nun
çeşitli kentlerinde irili ufaklı Haçlı Devletleri kurdular.
Birinci Haçlı Seferi'nden sonra 10'a yakın Haçlı Seferi yapıldı.
Ancak bunlardan hiçbiri başarılı olamadı. Orta Doğu'da güç kazanan çeşitli
Müslüman Devletler zamanla Haçlı Devletleri'ni birer birer ele geçirdiler. 1187
yılında Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü Haçlılardan geri alması büyük bir dönüm
noktası oldu. 13. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Haçlıların Orta Doğu'daki
varlığı sona ermişti. 14. yüzyıldan itibaren Avrupalıların Müslümanlara karşı
saldırılarını Osmanlı Devleti göğüslemeye başlayacaktı.
Nedenleri:
1095-1272 yılına kadar geçen dönemde başlıca sekiz Haçlı Seferi
gerçekleşmiştir. Bunların nedeni, icraat ve sonuçları kısaca şöyledir:
Ticaret: Uzakdoğu ile Avrupa arasındaki ticaretin ana hattı olan
Ortadoğu'da Müslümanların kontrolünü kırmak ve ticaret yollarını ele geçirmek
istemeleri.
Dinsel inanç: Batı Avrupalı Hıristiyanlar'ın, dinlerince kutsal
sayılan Kudüs ve Filistin'i Müslümanlardan geri almak istemeleri.
Papa'nın teşvikleri: Papa'nın Katoliklere, Müslümanlarla
savaşmaları durumunda cennet vaadinde bulunması.
Papa ve din adamlarının güçlerini arttırmak istemeleri.
Fransa'da ortaya çıkan Kluni tarikatının Hıristiyanları
Müslümanlara karşı kışkırtması.
Müslümanlardan kaynaklanan korku ve endişe: Büyük Selçuklu Devleti
ve onun ordularının Bizans ve Avrupayı tehdit etmesi.
Şövalye ve senyörlerin macera ve yeni topraklar istemeleri.
Avrupa'da toprak elde edemeyen soyluların toprak arzusu.
Avrupa'nın içinde bulunduğu yoksulluk: Bu durum insanları Doğu'nun
refah ve zenginliğine sevk etmiştir.
Avrupalıların Doğu'nun zenginliklerini ele geçirmek istemesi.
Bugün pek çok tarihçi ve araştırmacı, ticaret yollarının
kontrolünün, Haçlı Seferleri'nin esas nedeni olduğunu, diğer nedenlerin ise bu
akınların yardımcı nedenleri olduğunu kabul eder.
Birinci Haçlı Seferi
1096-1099 Ana madde: Birinci Haçlı Seferi
Kudüs'ün düşmesiBirinci Haçlı Seferi (1095-1099) katılan orduların
miktarı ve sonuçları bakımından en önemli olan Haçlı Seferidir. Bu sefer 1095
yılında Clermont'da toplanan kilise konsiliinde Papa II. Urban (Urbanus) ve
fanatik Keşiş Piyer (Pierre L'Ermit) tarafından teşvik edilmiştir. Bu sefer
genellikle dalga dalga gelen bazıları sırf din aşkına savaşmayı gözüne alan
çeşitli sınıftan halktan oluşan bir güruh halinde; diğerleri ise çok düzenli
soylu kişiler tarafından profesyonel askerî birlik şeklinde komuta edilen
ordularla gerçekleştirilmiştir.
Birinci Haçlı Seferi'nin genel olarak üç ana safhadan oluştuğu
kabul edilir.
Bunlardan ilkine Halkın Haçlı Seferi denilmiştir ve daha çok din
aşkina savaşmayi göz almişlardan oluşmuştu ve başlarında fanatik dindar Keşiş
Piyer bulunmaktaydı. Bu grup Yalova civarında Selçuklu orduları tarafından yenilip
imha edildi.
İkinci gruba Baronlarin Haçli Seferi adı verilebilir; çünkü Avrupa
soyluları tarafından komuta edilmiş ve profesyonel ağır zırhlı şövelyelerle
donanmıştı. Komutanları arasında Aşağı Loren'li Godfrey de Bouillon, kardeşi
Boulogne'lu Baudouin, kuzeni Bourg'lu Baudouin, Normandi Dükü Robert, Norman
Taranto'lu Boemondo ve kuzeni Tancred, Toulouse Kontu IV. Raymond St Gilles,
Flandra Kontu II. Robert, Fransız kralının kardeşi Vermandois'lı Hugh gibi
Fransa'nın, Burgundi'nin ve Güney İtalya'nın önemli soylulari bulunmaktaydı.
Avrupa'nın belirtilen alanlarında bu ordular toplanmaktayken özellikle
Almanya'da Yahudiler aleyhine bir büyük pogrom başlatıldı. Bu Haçlı orduları
iaşe ve hayvan yemi bulmak için yolları yakınlarında bulunan yerleşkelere büyük
zararlar vermeye başladılar. Örneğin Macaristan'da verdikleri zararlar
dolayisiyla iktidardaki güçler bu Haçlı ordularına hucümlar yaptı. Bu Haçlı
ordusu Bizans İmparatoru tarafından Balkanlarda iaşe satın almak için pazarlar,
kamp alanı ve çoğu Türkçe konuşan Peçenek asıllı paralı askerlerden oluşan
Bizans ordusu tarafından refakat sağlanarak kontrol edilmeye çalışıldı. Kafile
kafile Konstantinopolis'e erişen bu grup Haçlı ordusunda bulunan soylu Haçlı
komutanlar Bizans İmparatoru I. Aleksios Komnenos'a sadakat yemini ettiler ve
ellerine geçirecekleri eski Bizans topraklarini tekrar Bizans idaresine
vereceklerine and içtiler. Bu Haçlı ordusu Bizans tarafindan Anadolu'ya
geçirildi ve yanlarına Tatikios adlı bir Turk asıllı Bizans generali
komutasinda bir Bizans refakat ve kılavuzluk ordusu verildi. Bu Haçlı ordusu
mevcudu için çok değişik tahminler yapılmaktadır. İnanılır bir kaynağa göre
30.000 ile 70.000 arasinda askerden ve 30.000 asker olmayan kamp takipçisinden
oluşan bu ordu 10 Nisan'da yürüyüşe başlayıp önce Anadolu Selçuklu Devleti
başkenti İznik'i kuşatıp eline geçirdi ve bu şehri Bizans idaresine terk
etti.Sonra 1 Temmuz'da Eskişehir yakınlarında Anadolu Selçuklu Sultani I. Kılıç
Arslan ile Dorileon Muharebesi'ne girişti ve bu muharebeyi kazandı. Bundan
sonra I. Kılıç Arslan Anadolu'dan geçen Haçlı ordusu ile hiç askeri çatışmaya
girmeden onların Anadolu'dan ilerlemelerini izleme stratejisine uydu. Bu Haçlı
ordusu Anadolu'da Uluborlu (Polybotus), Yalvaç (Antioch-Pisidia), Akşehir
(Philomelium), Ladik (Laodicea), Konya (Iconium), Ereğli (Hereclea), Kemerhisar
(Tyana), Niğde (Augustapolis), Kayseri (Mazacha), Kahramanmaraş (Marash)
yoluyla Antakya'ya indi. Buradan "Boulogne'lu Baudouin" Urfa üzerine
giderek buradaki yörel Ermeni kralının evlatlığı ilan edildi ve hemen sonra onu
öldürüp ilk Haçlı devleti olan Edessa Kontluğu devletini kurdu.Haçlı ordusu
Antakya kuşatmasına başladı ve kale içinden Firuz adlı bir kişinin ihaneti
üzerine, sonunda Antakya dış kalesini ellerine geçirdiler. Hemen sonra Büyük
Selçuklu Devleti Musul Atabeyi Kerboğa'nın büyük ordusunu Antakya önünde
yendiler. Burada da bir Haçlı devleti olarak Antakya Prensliği devletini
kurdular ve Norman Beomondo ilk Antakya Prensi oldu. Haçlı ordusu Antakya'dan
güneye inerek Haziran 1099da Fatimi Devleti'nin elinde bulunan kutsal sehir
saydıkları Kudüs kalesi önüne geldiler ve Kudüs Kuşatmasi'na başladılar. 15
Temmuz'da Kutsal Kudüs'u ellerine geçirip oradaki Müslüman ve Yahudilerin
hepsini öldürdüler.
Orada da bir Haçlı devleti olarak Kudüs Krallığı devletini
kurdular ve ilk Kudüs Kralı olarak Godfrey de Bouillon'u seçtiler.
Askalon Muharebesi'inde Fatimileri yenerek Filistin'e iyice
yerleştiler.
Bundan bir yıl sonra da Trablus-Şam şehrini ellerine geçirerek
Trablus Kontluğu kurdular.
Böylece bu çok başarılı olduğu kabul edilen Birinci Haçlı
Seferi'nin Baronların Haçlı Seferi safhası 1100 yılında Anadolu güneyi, Suriye,
Lübnan ve Filistin'de Frank asıllı hükümdarları olan dört Haçlı devletinin
kurulmasına yol açmış oldu.
Birinci Haçlı Seferi'nin üçüncü safhasında ise Filistin'de
yerleşen Frank Haçlı'larına destek sağlamak için 1101'de Avrupa'dan ek Haçlı
seferleri yapıldı. Bu sefer İstanbul'dan birbiri arkasından yürüyüşe geçen üç
değişik sefer ordusu halindeydi:
Mayıs 1101de Italya'dan Lombardlardan oluşan Îstanbul'a Milano
Piskoposu Anselm idaresinde gelen ve Kudüs'ten İstanbul (Konstantinopolis)'e
donmüş olan sefere deneyimli Raymond St Gilles komutası altına geçen 20.000
kişilik Haçlı ordusu beklenmedik bir şekilde Ankara'ya yöneldi; o şehri eline
geçirip oradan Niksar'a doğru yöneldi. Ağustos'da Merzifonda Anadolu Selçuklu
Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmendoğlu ordusu ile yapılan bir muharebe
sonucunda bu Haçlı ordusunun 4/5u imha edildi ve kadınlar ve çocuklar esir
olarak Türklerin eline geçti.
Haziran sonunda Nevers Kontu Giyom'un komutasinda bulunan bir
Fransiz Haçlı sefer ordusu Ankara, Konya üzerinden Ereğli'ye ilerlemeye
başladı. Bu Haçlı ordusu çok geçmeden bu yolu takip etmenin bir hata olduğunu
anladı; çünkü önceki Baronlar Haçlı seferi yol etrafına sanki kıran getirmişti
ve bu ordu iaşe ve hayvan yemi bulamamaktan bitik bir hale düştü. Anadolu
Selçuklu Sultanı I. Kılıç Arslan ve Danişmend Gazi süvari ordularıyla
Merzifon'dan Ağustos sonunda gelip Ereğli'de hemen hücuma geçerek bu orduyu da
hemen imha etmek imkânını buldular. Bu ordunun komutanı Nevers'li Giyom bir
Türk asıllı bir Bizans askerinden (Türkopol) klavuz bularak Antakya'ya erişmeyi
başardı.
Bu orduyu bir hafta zaman gecikmesiyle Akitanya'li Giyom
idaresinde Fransizlar ve Baverya Dükü Wolf komutasina Almanlardan oluşan üçüncü
bir Haçlı sefer ordusu takip etmekte idi. Bu Haçlı sefer ordusu askerleri ve
asker olmayan kamp takipcileri de açlık ve özellikle susuzluktan tam harabe
olarak yine Ereğli (Heraclea)'ya erişebildiler ve orada bulunduğunu gördükleri
bir çaya kendilerin atıp susuzluklarini giderdiler.Ancak bu rezerv Selçuklular
tarafından zehirlenmiş ve I. Kılıç Arslan ordusuyla pusuda beklemekteydi.
Böylece bu üçüncü Haçlı sefer ordusu da, askerlerinin çoğu ölüp, yaşayanlar da
esir alınıp, elimine edildi. Bu ordu komutanlari Akitenya'li Giyom ile Baverya
Dükü Wolf şahsen Antakya'ya kaçabilmeyi başardı.
Bu 1101 tarihli ek Haçlı seferi öyle korkunç ve büyük bir fiasko
sonuçlandı ki, bu seferin Avrupa dünyası tarafından tümüyle hemen hemen
unutulmasına yol açmıştır.
İkinci Haçlı Seferi
1147-1149 Ana madde: İkinci Haçlı Seferi
İkinci Haçlı Seferi 1147-1149 yılları arasında gerçekleşti. Musul
Atabeyi I. İmadeddin Zengi'nin 1144 yılında Urfa'yı ele geçirerek bir Haçlı
devleti olan Urfa Kontluğu'na son vermesi üzerine Haçlılar Avrupa'dan yardım
istediler. Almanya İmparatoru III. Konrad ve Fransa Kralı VII. Louis,
ordularının başına geçerek İkinci Haçlı seferi'ni başlattılar ve Anadolu'ya
girdiler.
Ancak, Anadolu Selçuklu sultanı I. Rükneddin Mesud ve Halep
Atabeyi Nureddin Mahmud Zengi başta olmak üzere her yerde Türk ordularının
direnci ile karşılaştılar. Sonuçta çok küçük bir birlik ile Kudüs'e ulaştılar.
Birinci Haçlı Seferi sırasında kurulmuş bir Haçlı devleti olan Kudüs Krallığı'ndaki
Hristiyanlarla birleşerek Suriye'yi ele geçirmek istediler. Bu girişim başarılı
olamayınca ülkelerine döndüler. İkinci Haçlı Seferi ilkinin aksine Haçlılar
açısından tam bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
Üçüncü Haçlı Seferi
1189–1192 Ana madde: Üçüncü Haçlı Seferi
Üçüncü Haçlı Seferi 1189-1192 yılları arasında gerçekleşti.
Selahaddin Eyyubi'nin 1187 yılında Kudüs'ü tekrar ele geçirmesi üzerine Alman
İmparatoru Friedrich Barbarossa, 100.000 kişilik bir ordu ile Anadolu'ya girdi.
Fransa Kralı II. Filip ve İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard Akdeniz yoluyla
Akka'ya çıktılar ve şehri zaptettiler. Kudüsü ele geçiremediği gibi Selahattin
Eyyubiye esir düşen İngiltere Kralı Aslan Yürekli Richard affedilip ülkesine
geri gönderildi.Bu olay Selahattin Eyyubi'nin İslam aleminde önemini artırıp
sevilmesine neden oldu.
Üçüncü Haçlı Seferinde
Almanlar Alman ordusu, 1189 Mayıs ayında Resenburg'dan yola çıktı. Friedrich
Barbarosso'nun yanında vasalları ve oğlu Schwaben kontu Friedrich von Schwaben
bulunuyordu. Almanların, Macaristan'dan geçişleri sorunsuz oldu. Macar kralı
Bela, onlara her türlü yardımda bulundu fakat Almanlar, 23 Haziran'da Tuna'yı
geçip Bizans arazisine girdiklerinde sorunlar başladı. İmparator, ülkesi içinde
var olan olumsuz şartlar dolayısıyla Almanların gelişinden tereddüt içindeydi.
Kıbrıs'ta ve Çukurova'da sorunlar vardı ve Anadolu'daki Türkler, çok büyük bir
tehlike arz ediyorlardı. Bu yüzdendir ki, II. Isaakios'un Selahaddin Eyyubi ile
anlaşması, Hıristiyanlığa zarar vermek amaçlı değil, Selçuklu yükselişine engel
olmak amacına yönelikti. Fakat Kudüs'teki kutsal yerlerin himayesi Ortodoks
kiliseye geçince imparator, yine de tepkilere maruz kalmıştır.
Almanlar, Alaşehir'e ulaştıklarında halk, önce Almanlara iyi
davranmış fakat sonraları ordunun artçılarını soymaya çalışmıştır. Alman
ordusu, Miryokefalon (Karamıkbeli) mevkiinden geçerken 3 Mayıs'ta Türklerle
küçük bir çatışma yaşandı. II. Kılıcarslan, daha önce Anadolu'dan geçerken
Almanlara yardım vaat etmişti. Fakat Almanları bir miktar yıpratmayı da ihmal
etmedi. Açlık, susuzluk ve Türklerin okları, Almanlara kayıp verdirmeye
başladı. Alman ordusu, 17 Mayıs'ta Konya'ya ulaştıklarında II. Kılıcarslan,
Konya'yı kısmen boşaltmıştı. Sultanın oğlu Kutbeddin ile Haçlılar arasında
şiddetli bir çarpışma yaşandı ve Friedrich Barbarosso, Konya'ya girdi ise de
burada fazla kalmadı. Meram'da biraz dinlendikten sonra Almanlar, yollarına
devam ettiler. Alman ordusu, Toros Geçidi'nden Silifke'ye doğru yol alırken
Almanların yürüyüş haberi, Selahaddin Eyyubi'ye ulaşmıştı ve bu haberi verenler
de Ermenilerdi. 10 Haziran 1190'da Silifke Ovası'na inen Haçlılar, burada büyük
bir felakete maruz kaldılar. Çünkü Friedrich Barbarosso, serinlemek için
girdiği nehirde boğularak öldü.
İngiliz ve Fransızların
Üçüncü Haçlı Seferine Katılması İngiltere ve Fransa yıllarca savaş halinde
olduklarından her iki ülke de yeni bir Haçlı seferini düşünemezdi. Fakat
İngiltere ve Fransa kralları Ocak 1188'de Normandiya sınırındaki Gisors'da
barış müzakerelerinde iken Sur başpiskoposu Josias da oraya ulaşmıştı. Onun
yaptığı etkili konuşmalar sayesinde iki kral ve yüksek rütbeli kimseler, Haçlı
seferine katılma vaadinde bulundular. Her iki kraldan biri, yola çıktığı zaman
birinin, diğerinin topraklarına saldırma ihtimali bulunduğundan kralların aynı
anda sefere çıkmalarına, Fransızların kırmızı, İngilizlerin beyaz ve Flaman
birliklerinin de yeşil haç taşımalarına karar verildi. II. Henry, Alman
imparatoruna, Macar kralına ve Bizans imparatoruna mektuplar yazarak Kudüs'ü
kurtarmak azmiyle yola çıktığı için, içinden geçeceği bu ülkelerde kolaylık
istedi. Daha önce yardım çağrısında bulunan Antakya patriğine de Kudüs'e doğru
yola çıktığı haberini gönderdi. Nihayet sefer kararı alınmıştı. Bundan sonra
İngiltere ve Fransa'da seferin mali yönünü karşılamak için Selahaddin Öşrü
denen ve sefere katılmayanların gelirlerinin onda birini kapsayan vergi
yürürlüğe kondu. Sûr başpiskoposu Josias, Avrupa'daki bu gelişmeler üzerine
büyük umutlarla ülkesine döndü.
Fransa kralı II. Filip , sakin bir yolculuktan sonra 14 Eylül'de
Messina'ya sakin bir giriş yaptı. İngiltere kralı Richard ise donanmadan ayrı,
kara yolunu tercih etmişti ve 3 Ekim'de Messina'ya ulaştı. Richard, İtalya
içlerinden geçerken Sicilya kralı Tancredi'in, kız kardeşine yaptığı haksızlıklar
konusunda bir şeyler duymuştu. Belki bunun da etkisiyle Messina'ya girişi daha
bir gösterişli ve gövde gösterisi şeklinde oldu. Tancredi, iktidara gelince
kralın dul eşi Giovana'nın elinden has arazisini alarak kendisini hapis
tutmuştu. Ayrıca II. 'nin, kayın pederi II. Henry'ye verilmek üzere
bıraktıklarını Richard almak istiyordu. Bu durumda Richard'ın gelişi doğal
olarak Tancredi'yi korkuya düşürdü. Tancredi, Joanna'yı serbest bırakıp
arazilerini geri verdi ve Joanna'yı ağabeyinin yanına gönderdi fakat Richard'ın
öfkesi geçmemiş olacak ki etrafa birlikler göndererek yağmada bulundu. 3
Ekim'de şehir dışında İngiliz askerleriyle bir grup Messinalının arasında çıkan
kavga ise daha büyük olaylara sebebiyet verdi. Philippe Auguste'ün de araya
girmesiyle anlaşmaya çalışılırken halktan bir takım insanın, kral Richard'a
küfretmesi, bardağı taşıran son damla oldu. Sonucunda İngilizler, Messina'yı
zapt edip yağmaladılar. Sükûn ortamı Tankred'in, Richard'a kalan mirası
vermesiyle sağlandı ve 8 Ekim'de Tankred ile Richard arasında anlaşmaya
varıldı.
Kral Richard'ın yolculuğu, fırtına yüzünden daha olaylı geçti.
Şiddetli rüzgâr dolayısıyla donanma birbirinden ayrıldı. Joanna ve
Berengaria'nın bulunduğu gemi, Kıbrıs'a doğru sürüklendi ve karaya oturdu.
Kıbrıs'a hâkim olan ve Bizans'a isyan halinde bulunan Isaakios Dukas Komnenos,
büyük bir hataya imza atarak Joanna'nın ve Richard'ın nişanlısı Berengaria'nın
mallarını müsadere etti. Richard, haliyle bu duruma çok öfkelendi. 8 Mayıs'ta
Kıbrıs'a gelen Richard'a, Isaakios Dukas, mukavemet edemeyeceğini anlamıştı.
Bunun için Kilani Kasabası'na çekildi. Fazla bir direnişle karşılaşmayan
Richard, Kıbrıs Adası'nı zapt etti ve Berengaria ile nikâhı da burada 12
Mayıs'ta kıyıldı. Richard, Kıbrıs'ta bulunurken Philippe Auguste ve Filistin
asilzadelerinin, Akkâ önüne bir an önce gelmesi için gönderdikleri haberler
ulaştı. 5 Haziran 1191'de Magosa'dan yola çıkan Richard, 8 Haziran 1191'de
Akkâ'ya vardı.
Dördüncü Haçlı Seferi
1200–1204 Ana madde: Dördüncü Haçlı Seferi
Dördüncü Haçlı Seferi 1200-1204 yılları arasında gerçekleşti. Papa
III. Innocentius, Kudüs'ü kurtarmak maksadıyla; tüm Avrupa'yı sefere davet
etti. Toplanan ordunun emir komutası İtalyan Bonifacio'ya verildi. Ordunun
Mısır'a çıkması planlandı ve Venedik Haçlı ordusunu ücret karşılığı taşımak
için özel bir filo gemi hazırladı.
Ancak Haçlılar bu nakliye ücretini karşılayamayınca bu sefere
iştirak eden yaşlı Venedik Dükü Enriko Dandolo isteği ile önce Zara'ya ve sonra
da Bizans İmparatorluğu tahtına geçmek isteyen sabık imparator II. İsaakios
Angelos'un genç oğlu Aleksios Angelos imparatorluğa geçince ücreti karşılamak
için yardım etme vaadi vermesiyle Konstantinopolis'e yöneldi. Haçlı orduları
once 1203de sehri kuşattıktan sonra şehre girerek II. İsaakios Angelos ve IV.
Aleksios Angelos'u imparator ilan ettirdiler ve Galata civarına geri çekilip
yeni imparatorların yardımını beklediler.
Fakat yeni imparatorlar mali kaynak bulamadılar ve
Konstantinopolis halkınin da Latinlerin devamlı karışmalarından hoşnutsuzluğu
yüzünden isyan çıktı. Bir komplo ile V. Aleksios Dukas imparator oldu ve
Haçlıların meşru imparator saydıkları IV. Aleksius Angelos öldürüldü. Bu
nedenle ve Enrico Dandolo'nun teşvikiyle Haçlı Ordusu Konstantinopolis'e hücum
ederek 12 Nisan 1204de sehri işgal etti.
Dördüncü Haçlı Seferinin diğer Haçlı Seferlerinden farkı güya tek
elden emir komuta altında olmasıydı ve denizden Mısır'a ve oradan Filistin'e
gitmek hedefliydi. Fakat Venedik Dükü tarafindan Kudüs yerine
Konstantinopolis'e yöneltildi; karışıklıklardan dolayı Konstantinopolis işgal
edildi. Kuşatma sirasinda büyük bir kismi zaten yakılan şehir tümüyle talan
edilip yıkıldı ve şehrin birçok kıymetli eserleri ya Avrupa'ya götürüldü veya
ortadan kayıp oldu. Ortodoks Hristiyan olan Bizans İmparatorluğu yerine Frank
asıllı hükümdarlar altında bir Katolik Hristiyan Latin İmparatorluğu kuruldu.
Bu seferden en kazançlı çıkan Venedikliler oldu ve Akdeniz'in ve Ege Denizinin
önemli liman ve adaları gemilerinin nakliye ücreti karşılığı Venedik'e verildi.
Fakat bu Latin İmparatorluğu fazla yaşamadı (1204-1261).
1261 yılında Bulgarların ve Konstantinopolis'in Latinler eline
geçtikten sonra Nikaia'da kurulan İznik Rum İmparatorluğu'nun hücumları sonucu
yıkıldı. Bu devletin Bizans İmparatoru adını taşıyan hükümdarı VIII. Mikhail
Palaiologos tekrar Konstantinopolis'e gelerek gerçek Bizans İmparatoru oldu.
Çocuk Haçlı Seferleri 1212
Ana madde: Çocuk Haçlı Seferleri
Bunların dışında 1212'de, tam doğru yorumlanmayan, sadece
çocukların katıldığı bir seri Çocukların Haçlı Seferleri adı verilen seferler
düzenlenmiştir. Bu seferler Fransa'da ve Almanya'da yaşayan ve Müslümanlara
karşı kışkırtılıp Haçlı Seferine çıkmaya zorlanan halkın coşkusundan etkilenen
çocukların organize olmalarına atıflıdır. Bu organizasyonlardan haberdar olan
Papa III. Innocentius bu çocuk organizayonlarını Haçlı seferine katılmayan daha
yaşlıların değersizliğini tanrının kınamasının bir nişanesi olarak
yorumlamıştı. Fransa'da organize olan çocukların başında "Stephen"
adlı bir çocuk bulunmaktaydı ve 30.000 kadar sayıda çocuk bu organizasyona
katılmayı kabul etmişti. Almanya'da organize olan çocuk sayısı ise 7.000
civarında olup liderleri "Nicholas" adlı bir çocuktu. Bu organize
olan çocuk grupları Kutsal Toprakların yakınlarına bile varamadan ortadan
kaybolmuşlardır. Bir kısım çocuklar ailelerine geri dönmüşler; diğerleri yolda
bulunan hristiyanların yanlarına yerleşmişler; diğerleri ya deniz kazasından ya
da açlıktan ölmüşlerdir. Bir kısmını bekleyen en fena akıbet ise Venedikli
tacirler tarafından Mısır'a veya Mağrıp'e götürülerek köle olarak satılmaları
olmuştur.
Beşinci Haçlı Seferi
1217–1221 Ana madde: Beşinci Haçlı Seferi
Öncülüğünü yeniden ele alan ve Kutsal Şehrin anahtarlarının
Mısır'ın elinde olduğuna inanan Papa III. Innocentius 1213'te yeni bir Haçlı
Seferi çağrısında bulundu ve bu çağrı 1215 Laterano Konsilinde kabul edildi.
İtalyan bu projeye karşı çekimser, Batılılarsa kararsızdı. Bunun üzerine, Kudüs
Kralı Jean de Brienne, Nil deltasına doğru bir sefere çıktı (1217-1220). Bunu
eski Kudüs krallığını ihya etmek için bir koz olarak kullanmak istedi. Dimyat
1219'da düşünce Kahire üzerine yürüdü. Fakat etrafı sarılınca, 1221'de Dimyat'ı
kurtuluş fidyesi olarak iade etti.
Altıncı Haçlı Seferi
1228–1229 Ana madde: Altıncı Haçlı Seferi
Altıncı Haçlı Seferi Kutsal Roma Germen İmparatoru II. Friedrich
tarafından yapıldı. Fakat Friedrich, Papa'nın aforozuna rağmen Müslümanlarla
muharebeyi kabul etmedi.
Yedinci Haçlı Seferi
1248–1254 Ana madde: Yedinci Haçlı Seferi
Altıncı ve Yedinci Haçlı Seferleri, Fransa Kralı IX. Louis
tarafından sevk ve idare edildi. Mısır'da Dimyat'ı zapteden Louis, Man-sure'de
yapılan muharebeyi kaybetti ve kendisi de esir düştü. Dimyat'ı geri vermek
kaydıyla serbest bırakıldı ve 4 yıl sonra ülkesine geri döndü.
Sekizinci Haçlı Seferi
1268–1270 Ana madde: Sekizinci Haçlı Seferi
Fransa Kralı Sen Lui kardeşinin kışkırtmalarıyla son Haçlı Seferine
çıktı. O sırada Tunus'tan kalkan Arap korsanları doğuya giden Hıristiyan
gemilerine zarar veriyordu. Bu yüzden Tunus'a sefer düzenleyen Sen Lui ve
ordusunun yarısı veba salgını nedeniyle öldü.
Dokuzuncu Haçlı Seferi
1271–1272 Ana madde: Dokuzuncu Haçlı Seferi
Sonradan İngiltere Kralı olacak Prens I. Edwardi Fransa Kralı Sen
Lui'nin Tunus'a karşi Yedinci Haçlı seferine işirak etmis ve bu seferin salgın
dolayısıyla sonuçsuz kalmasından etkilenmişti ve kendi komutanliğı altında bir
diğer Haçlı Seferi yapmaya yemin etmisti. 1271'de Prens I. Edward yeni bir
Haçlı ordusu ile Memluk Sultanı I. Baybars'a karşı Mısır'a bir sefer duzenledi.
Bu sefer de öncekiler gibi başarısız oldu ve bu Haçlıların Orta Doğu'ya
duzenledikleri Haçlı Seferleri'nin sonuncusu oldu.
Bundan sonra da Hıristiyan lideri Papa'nın organize ettiği
Hıristiyan birlikleri Osmanlılara ya da diğer Müslümanlara karşı aynı
zihniyette topluca savaş yapmaya devam etmişlerdir. Bunlara örnek olarak
Niğbolu Muharebesi ya da Osmanlı-Kutsal İttifak Savaşları ya da Osmanlı'ya
karşı Balkan İttifakı (Bakınız: Balkan Savaşları) örnek verilebilir. i
Yakın doğu bölgesi
dışındakilere karşı Haçlı seferleri Ana madde: Yakın doğu bölgesi dışındakilere
karşı Haçlı seferleri
Katolik Kilisesi ve bu kilise hiyerarşisinin kayıtsız şartsız
mutlak güçte olduğu Katoliklerce kabul olan Papalar 11. yüzyıl sonunda Yakın
Doğu'da Müslümanlara karşı Birinci Haçlı Seferi ortaya çıkarttıktan sonra
bunları devam ettirdikleri dönemlerde, Avrupa kıtası içinde de (ta 16. yüzyılda
Protestantlığın ortaya çıkmasına kadar) Katolik kilisesine dahil olmayanları
elimine etmek için bir seri silahlı mücadeleye önayak olmuşlardır. Bu Avrupa
kıtasındaki Katolik Hristiyanların Katolik olmayanlara karşı dinsel nedenle
yaptıkları savaşlara da "Haçlı Seferi" adı verilmiş ve bu mücadeleler
ve savaşlara da dinsel nitelik tanınarak Haçlı Seferi kavramları ve terimleri
kullanılmaya başlanmıştır. Bunlar şöyle sıralanabilir:
Ren Bölgesindeki Yahudilere karşı hücumlar
Baltık bölgesi Haçlı seferleri
Wend'lere karşı Haçlı seferleri
Livonyalı'lara karşı Haçlı seferleri
Prusya'lıların Haçlı seferleri
İberik yarımadası Haçlı seferleri
Albigeois Haçlı seferi
Osmanlı Devleti'ne karşı Balkanlarda Haçlı Seferleri.
Sonuçları Siyasi Sonuçlar
Seferler sırasında binlerce senyör ve şövalye öldü. Sağ kalanların bir kısmı da
topraklarını kaybetti. Böylece feodalite rejimi zayıfladı.
Merkezi krallıklar, güç kazanmaya başladılar.
Feodalitenin zayıflamasıyla köylüler, çeşitli haklar elde ettiler.
Türklerin batıya doğru ilerleyişleri bir süre için durdu.
Bizans, Batı Anadolu'daki toprakların bir kısmını ele geçirdi.
Haçlılar ile yapılan mücadeleler, İslam Dünyası'nı, Moğol
saldırıları karşısında güçsüz bıraktı.
Avrupalılar, İslam Medeniyeti'ni yakından tanıdılar.
Ekonomik Sonuçlar Doğu-batı
ticareti gelişti.
Marsilya, Cenova, Venedik gibi Akdeniz limanları önem kazandı.
Avrupalılar, dokuma, cam ve deri işleme sanatını öğrendiler.
Papaların ve kralların seferlere mali destek sağlamak için İtalyan
bankerlerine başvurmaları, bankacılığı geliştirdi.
Avrupa'da hayat standartları yükseldi. Ticaretle uğraşmaya
başlayan şehir halkı, zenginleşerek burjuva sınıfını oluşturdular.
Anadolu, Suriye ve Filistin, ekonomik bakımdan zarar gördü.
Teknik Sonuçlar Avrupa
pusula, barut, kağıt ve matbaa'nın yanında matematikle de tanışmış ve
dolayısıyla Rönesansın kapısı aralanmıştır.
El-Harezmi'nin özellikle cebir üzerine eserleri Avrupaya
götürülmüş ve bu sayede Avrupalılar ikinci dereceden denklemleri nasıl
çözmeleri gerektiğini görmüşlerdir.
Yine El-Harezmi'nin eserleri sayesinde Avrupalılar sıfır sayısı
ile tanışmıştır ki bu daha sonradan yapısında sıfır'ı barındırmayan Roma
Rakamlarının elenmesini ve bunun yerine bugün bütün dünyanın kullandığı ve Arap
rakamları olarak adlandırdığı (0,1,2,3,4,5,6,7,8,9) rakam sisteminin
kullanılmaya başlanmasını beraberinde getirmiştir (İngilizcedeki
"Zero" ve Almancadaki "Ziffer" ifadeleri Arapçadaki sıfır
ifadesinden türetilmiştir).
El-Harezmi'nin bütün Batı bilim dünyasına etkisi o kadar büyük
olmuşturki ALGEBRA kelimesi bir kitabının başlığındaki "Al-Jabr"
kelimesinden, ALGORİTMA ifadesi ise onun isminin değişik telaffuzundan
türetilmiştir.