SULTAN 3. OSMAN :
Babası: Sultan II. Mustafa Han
Annesi: Şahsûvar Hatun
Doğum Tarihi: 1699
Vefat Tarihi: 1757
Saltanat Müd.: 1754-1757
Türbesi: İstanbul Yeni Camii.
Sultan 3. Osman, 2. Mustafa'nın 3/1/1699 tarihinde Edirne
sarayında Şehsuvar sultandan doğan oğludur. Yılmaz Öz-tuna bey, "Devletler
ve Hanedanlar"isimli eserinin 2. cildinde yukarıda yazdığımız 3/1/1699
şeklinde doğum tarihini beyan ediyor. Ancak; üzunçarşılı Tarihinde, 1.
Mahmud'un tahta geçişi 1143/1730 olarak kabul edilirken, Sultan 1. Mahmud'un
35 yaşında olduğu beyan ediliyor. 1730'dan 35 yaşı eksilttiğimiz zaman
karşımıza 1695 tarihi çıkar. 3. Osman'ın; 1. Mahmud'dan 2 yaş ufak olduğu
beyanı göz önüne alınırsa, 1697'nin 3. Osuian'ın doğum tarihini teşkil ettiği
görülür. Aynı şekilde; hicri tarih olan, 1. Mahmud'un, tahta çıkış yaşı olan 35
eksiltildiğinde 1108 kalır bu rakama, 3. Osman'ın ağabeyinden iki yaş küçük
olduğunu gözönüne alarak, 1108 sayısına 2'yi ilâve edersek, 1110 tarihini
bulmuş oluruz. Bu hesap; milâdi tarihle Yılmaz Öztuna bey'in bulduğu 3/1/1699
tarihine doğruluk getirir. Biz buna hangi gün olduğunu da beyan ederek bir
nokta koyalım. 3. Osman; 3/ocak/1699 cumartesi günü doğmuştur. Baba bir anne ayrı Ağabeyi; 1. Mahmud'un vefatı üzerine taht'a
27/se-fer/1168-13/aralık/1754 cuma günü çıktı. Osmanlı padişahlarının 25.
sidir. Tahta çıktığında 55 yaşındaydı. En büyük şansı veya devletin büyük büyük
şansı, devrinde hiç bir muharebe yapmayışımızdır. Yine; bu padişahın döneminde
çıkan, iki büyük yangının, İstanbul'un üçte birini yakıp yok ettiği müşahede
olunmuştur. Nûr'uosmaniye Camiini
tamarn-latmıştır. 1. Mahmud Camiyi
yaptırmada pek büyük gayret sarfetmişse de açmak kendisine nasip olmamıştır.
Tamamla-maksa kardeşi 3. Osman'a düşmüştü. Sultan 1. Mahmud, kendisi için
yaptırdığı türbeye, 3. Osman'ın emri yüzünden gömülememişti. Yeni Camii
türbesine gönderilmişti.
Ne varki; kendisine plânladığı Nûr'uosmaniye Câmi'indeki türbeye
de, kendisinin vefatı sonrasında padişah olan 3. Mustafa da, onun defnine
müsaade etmediğinden bu Camie hiç bir padişah defn edilememiştir. "Serir-i
Aray-ı Hilâfet-i İs-lâmiye ve Saltanat-ı Osmaniye" adlı eserde, Savaşsız
ve kayıpsız geçen yıllar; memleketin mâli bakımdan, olsun, asayiş bakımından
olsun, asude bir hayat geçirmesine imkân bulduğu gözlenir. Aslında 3. Osman
tahta geçtiğinde Osmanlı hazinesinin müzayakası mevcuttu. Buna rağmen cülus bahşişinin
ödenmesinde bir sıkışıklığa düşülmemiştir. 3. Osman pek sık sadnazam
değiştirmiştir. Bunun en önemli sebeble-rinden birisi, şehzade katli yolunu
açmak istemesidir. Buna razı olmayan veziriazamları, başka bahaneler bularak ya
öldürmek, yahutda sürgüne yollamak suretiyle cezalandırma yoluna giderdi. Ağabeyi
1. Mahmud'un musiki ve şiirdeki yüksek zevkini 3. Osman'da aramak beyhudeydi.
Aslında 1. Mahmud'a yakıştırılmış kadınların kaçması için ayakabıları-na ses
yapıcı kabaralar koyan 3. Osman olduğu galip ihtimâldir. Çok acele eden bir
kimseydi. Kadın meselesi üzerinde ençok duran padişahlardandır.
Kadınların sokağa çıkmasını yasaklamak ve süslenmelerini
kısıtlama icraatındandır. Rüşvete sevdiğini öldürtecek kadar düşman idi. Silahdarlıktan sadrıazamlığa çıkardığı
ve pek sevdiği Ali Paşayı rüşvet
yüzünden azledip öldürttüğü bilinir.
Müdehaleci Padişah
Sadrazamların en muvaffak olan kısmını yüksek selahi-yetle vazife
yapanlar gösterebilmiştir. Bunlara bilhassa sıkıntılı dönemlerde başvuranlar
arasında bilindiği gibi, 4. Meh-med'in Köprülü Mehmed" Paşası örnek
gösterilir. Daha önce-leride 2. Selimin Sokullu Mehmed Paşa merhumu,
selahiyet-leri ile başbaşa bırakarak padişahlığı müddetince başarılarına alkış
tutması perde arkasında kalmasına medar olmuşsa da, devletin kazancı
azimsanmayacak mertebede olduğu görülür. Böyle yapan padişahlar, işbeceren
vezirleri sayesinde daha az sıkıntıya duçar olmuşlardır. Merzifonlu Kara
Mustafa Paşa da, ondan önce Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa da geniş
selahiyetlerie mücehhezdiler. Bunlardan ilki, Viyana önlerinde uğradığı bozgun
yüzünden, padişahı sarsarken, Fâzıl Ahmed Paşa uzun yıllar seferde kalmasına
rağmen, padişahın rahatına halel gelmemiştir. Bunların; padişah 3. Osman
tarafından bilinmediği iddia olunamaz. Ne kadar tehdit altında yaşarsa
yaşasınlar mahrum olmadıkları derslerin başında dini bilgiler, Kur'an öğrenimi
ve tarih dersi gelen şehzadeler, tahta da koşsalar, ahirete de yürüseler bu
derslerden mahrum edilmezlerdi.
Hasbel kader, devletin başına geçtiklerinde, en muhtaç oldukları
dersler bunların olduğunu her akıl sahibi takdir etmektedir. 3. Osman'ın
şüpheci bir tabiyatı olması, bildiklerini uygulama imkânını tanımamış olsa
gerek. Meselâ; tebdili kıyafet sokaklarda gezmek, bulduğu kimselerle mülakat
en başvurduğu kontrol makanizması olmasına rağmen, yakınları ve hademeler
teftişlerinden haberdar olduğu padişahlarının önüne çeşitli kıyafet vede meslek
erbabı imişçesine çıkarlar, huyunu bildikleri padişahlarının haz edeceği
cevaplan vererek hem mükafatlara nâü olurlar, hem de bu teftişlerden çıkacak
hayırlı sonuçlan saboteye muvaffak olurlardı.
Böylece de millete ve mülke zarar verirler idi. 3. Osman dönemi;
bizim artık avrupa topraklarında sabit kalmaya çalıştığımız dönemi kapsar. Artık
Osmanlı Ordusu şaşaalı zaferlerin mümessili değildir. Bulunduğu kale, palanga
vede tabii hududa sahip çıkmaya çalışan bir dönemin adıdır. Böyle bir dönemde,
3. Osman'ın reisül küttabı yâni bugünkü adıyla dışişleri bakanı Abdi efendi, ne
dinimizin, ne durumumuzun ne de avrupa piyasası âleminin müsaade edip,
kabullenemeyeceği bir davranışın içindeydi. Bu davranışını; ülkemize gelen
elçileri huşunetle karşılaması, bazen de bunları bir güzel dövmesiydi.
Ahmed Rasim Bey, tarafımızca hazırlanmış tarihinde di-yorki;
".bir defasında da İngiliz elçisi Porter'e fena halde hakaret etmiştir.
Mösyö Porter padişahın cülusunu tebrike geldiği sırada; Abdi efendi, elçiye
teklif edeceği fermanı öpmesini söylemiş, sefir kabul etmeyince iki hizmetkâr
çağırarak kollarından sıkı sıkıya tutturduktan sonra, fermanı yüzüne
sürmüştür."
Vehhabiliğin Doğüşu
Bu sıralarda Vehhabi mezhebi parlamaya başlamıştı. Veh-habilik
Mekke'nin takriben onbeş merhale Basra tarafında bulunan "AYNİYYE"
köyünde doğmuş bulunan Muhammed bin Abdulvahhab adlı birinin icat ettiği bâtıl
bir mezheptir. Abdulvahhab Hanbeli mezhebindeyken, adetâ din terk eder gibi
ayrılmış, Ayniyye'den çıkma yoluna gitmiş ve köy köy dolaşarak batıl mezhebini
yaymaya çalışmış ve ikna edecek epeyide muhatap bulabilmiştir. Böylecede islâm
âlemimimi-ze bir belâ daha düşmüştür.
3. Osman'ın devrinde bazı tabii afetlerde zuhur etmiştir. Bunların
arasında önemli yeri olan Hoca Paşa yangını zikre değer, bu yangın zuhur
ettiğinde, sadaret Bıyıklı Ali Paşanın dönemini yaşamaktaydı. Bâb-i âli bu
yangından payını almış bulunduğu için personel Kadırga limanında bulunan, Esma
Sultanın sarayına taşınmıştır.
Bu yangından başka Cibali yangını diye ünlenen bir diğer frlâket
husule gelmiş iki yangının verdiği hasar, İstanbul'un kısm: azamini yok ettiği
devrin tarihçileri tarafından da bildirilmektedir. Halic'in o sene meydana
gelen müthiş soğuklar münasebetiyle donduğu müşahede olunmuş. 3. Osman
ha-tırnaz olup kendisinin üzerinde, Ebû Kof Ahmed Ağa isimli kızlarağasımn
mühim tesiri var idi. Bu Ağa ile şu vakayı yazarak, bahse konu olan şahıs
hakkında, bilgi sahibi olalım ve 3. Osman'ın sadnazamlannın sonuncusu olan Koca
Ragıp Paşa, Ebû Kof Ahmed Ağa İle didişmekteydi. Padişahın o sırada
hastalanarak yatağa düşmesi Ebû Kofa; Ragıp Paşayı azlettirme şansı getirmişti.
Ebû Kof Ahmed Ağa, kafasında yer tutan Kül Ahmed Paşazade Ali Paşayı sadarete
atamak için Ragıp Paşayı saraya çağırtmış, bunu temin içinde baltacılar
kethüdasını göndermişti. Ancak darü'ssade yazıcısı İbrahim efendi de Koca
Ragıp Paşaya bir tezkere göndermişti. Bu tezkerede hülaseten, padişahın sabaha
çıkamayacak kadar ağır hastalığından söz ediliyordu. Padişah şirpençe hastalığının öldürücü
safhasındaydı.
Yazıcı, Ragıp Paşaya kendisini göstermemesini, gelenlere yok
dedirtmesini tavsiye etmekteydi. Ragıp Paşa, bunu yerine getirdi. Böylece gece
yarısı eve dönen Koca Ragıp Paşa, padişahın vefat haberini aldı artık azilden
kurtulmuş oldu. Osmanlı milleti de, Koca Ragıp Paşa gibi kıymetli bir
sadrı-azam görmüş oldu ki Ragıp Paşanın belki hayatta en uzun günü,
16/safer/1171-30/ekim/1757 pazar günü yâni padişahin vefat ettiği gün olmuştur.
3. Osman'ın vefatı dolayısıyla; Osmanlı tahtına çıkan 3. Mustafa, Koca Ragıp
Paşayı görevinde ipka edince, Ebû Kof için tehlike çanları çalmaya başladı,
çok geçmedi, Ragıp Paşa darü'ssaade ağasını azlettirip, önce Rodos'a sürgün
etti. Arkasından ferman yetişti, hacıların urban tarafından saldırıya
uğramasına sebeb olması hasebiyle katline karar verilmesiydi. Böylece de Koca
Ragıp Paşanın bütün zarafetine ve şâir ruhlu olmasına rağmen hayatına kasdeden
adamı, kurduğu tuzağa düşürmekten içti-nab etmedi. İstanbul'un sembolleri
arasında zaman zaman görünen Ahırkapı Feneri 3. Osman'ın hatırasıdır.
Vefatında ağabeyi Sultan Mahmud'u gömdürmediği Nûr-u Osmaniye
türbesine kendi de defnoiunmayarak, Yenicâmi türbesinde ağabeyinin yanına defn
olundu. 3. Osman devrinin diğer ülkelerdeki hükümdarlarına göz atarak bu
devirle ilgili genel bilgileri tamamlayalım.
Almanyada imparator 1 Fransuva, İngiltere de kra! 2. Jorj, İran'da
Şah t Hüseyin Han Kaçar, Papalık da 14. Benuva, Prusya da kral 2. Fredrik,
Rusya da imparatori-çe Elizabet, Fransa da kral 15. Lui gibi kimselerdir.
Ülkedeki meşhur zevat, 3. Ahmed ve 1. Mahmud devirlerinde
yetişmiş kimselerden ibarettir.
3. Osman'ın Hanımları
3. Osman, ağabeyi 1. Mahmud gibi çocuk sahibi olmadan vefat etmiş
bulunmaktadır. Leylâ hanım ilk hanımıdır. Bu hanım 3. Osman'dan sonra, 38 yıl
daha ömür sürdü. 1757 senesi içinde Hacı Mehmed Emin bey adlı biriyle izdivaç
yaptı. 28 yıl süren bu evliliğinden Feyzullah isimli bir çocuk sahibi oldu. 3.
Osman'ın 2. hanımının adını tesbit edememiş bulunuyoruz. Kocasından sonra öldüğü bilinmekte, 1756 senesinde Fındıklıda yaptırdığı
çeşmeden bildiğimiz Zevki kadın, 3. kadını oluyor 3. Osman'ın. 4. kadını ise
1791 tarihinde vefat eden Ferhunde Emine kadındır.
3. Osman'ın Sadrıazamları
Çorlulu Köse Bahir Mustafa Paşa, Sultan 1. Mahmud'ün son, 3. Osman'ın
ilk sadrazamı idi. İlk sadaretinin 1/7/1752'de başlamış olduğunu görüyoruz.
Sona eriş tarihi 15/şubat/1755 olup, sebebi ise, 3. Osman'ın şehzade katli için
tertibat alması emrini vermiş olduğu ve Bahir Paşa'nın rıza göstermediği
rivayeti yayılmıştır. Bu istifadan sonra sadarete Naili Abdullah Paşa gelmiş
ve 3 ay, 7 günlük hizmeti tamamlandığında tarihler 24/ağustos/1755'i
gösteriyordu. Nişancı Bıyıklı Ali Paşa 2 ay, 2 gün süren hizmetini bitirdiğinde,
takvim 25/ekim/1755 tarihini göstermekteydi. Yoksul bir ailenin çocuğu olup,
sarayda baltacı sınıfından, müezzinliğe geçmiştir. Sadarete silahdarlıkdan
gelmişse de rüşvetin müthiş düşmanı bulunan 3. Osman, kendisini epeyce
sevmesine rağmen yaptırdığı tahkikat, rüşvetçiliğini tescil ettiğinde tereddüt
etmeden de idamını emretmiş ve îhfaz yaplımıştı yaşı ise kırkbeş civarındaydı.
136. sadrazam olarak Yirmisekiz Çelebizâde Mehmed Sâid Paşayı 3. Osman'ın 4.
sadrazamı olarak görmüş oluyorsak da, bunun hizmetinin, 5 ay, 7 gün olduğunu
görüyoruz. Bu zâtın arkasından da Bahir Mustafa Paşanın 2. sadareti başlar ki,
3. Osman'ın 5. sadnazamını temsil etmektedir. 9 ay, 10 gün süren bu sadaret
nihayetinde 1757/1 l/ocağında, Dâmad Koca Ragıp Paşa 3. Osman'ın sonuncu, 3.
Mustafa'nınsa ilk sadnazamı olarak göreve gelir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi 3. Osman, Ragıp Paşa bir oyunla
alaşağı edileceği sırada hastaydı. Saraydan gelen davete icabet etmiyerek azli
önlemiş idi. 3. Mustafa ise, tahta cülus ettiğinde bu fevkalâde kıymeti hâiz
sadnazamı görevinde ipka etti. 8/nisan/1763 tarihinde vefatı münasebetiyle
sadaretten ayrıldı. Ülkeyi uzun bir sulh devresi içine sokan politika takip
etmiştir. Şairliği ve edibliği pek mârufdur. Üzerinde çok tetkikat yapılması
gereken nâdir hizmet sahiplerindendir.
3. Osman'ın Şeyhülislâmları
Feyzullahzâde Murtaza Efendi, 3. Osman'ın şeyhülislâmlık makamında
bulduğu zattı ve vazifesinden, 12/ocak/1755'de istifa etti. Yerine; Abdullah
Vassaf efendi geçmiş ve makam-ı meşihattaki müddeti 4 ay, 27 gün devam
edebildi. Onun yerine ifta makamına Damadzâde Feyzullah Efendi, 1 sene, 1 ay,
18 gün sürecek vazifesine başladı. Nöbeti bittiğinde, takvimler 26/temmuz/1756
tarihini haber vermekteydi. Ancak araya 6 ay, 23 günlük meşihatıyla Dürrizâde
Mustafa Efendi girdi. Dürrizâdeyide Damadzâde Feyzullah Efendi takip etti,
Damadzâde 96. Osmanlı şeyhülislâmı olmuş idi. Böylece 3. Osman 3'yılhk
saltanatı esnasında beş tane şeyhülislâm atamış oldu. Bunlardan; Damadzâde
Feyzullah efendi iki defa meşihata gelmiş oldu.