Ana sayfa

 

1- Rafizîlerin Tefsirlerinden Örnekler

2- Rafızî Fırkasının Kolları

 

1- Rafizîlerin Tefsirlerinden Örnekler

 

EBU MÜHAMMED:Bu (yukarıdaki) tefsirlerden daha acaib bir tefsir, Rafızilerin tefsirleri ve onların ellerinde bulunan cifr yolu ile Kur'an'ın batın (manas) ını bildiklerini iddia etmeleridir ki, bu cifr hakkmda. Zeydiyye'nin reisi olan Harun b. Sa'd el-İclî şöyle demiştir:

 

Görmedin mi Rafizilerin parçalandığını, Hepsi de Ca'fer hakkında kötü söylediler. Bir taife Ca'fer imamdır dedi.

 

Onlardan diğer bir gurub da ona "mutahhar (temizlenmiş) bir peygamberdir "dediler. Benim kabul etmediğim acaibliklerinden biri de onların cifr derileridir. Onlardan cifr'le uğraşanlarından Rahman'a sığınınm. Bütün Rafîzilerden Rahman'a sığınırim. (O rafızîler ki) küfür kapısını görür fakat dinde ise şaşıdır. Ehl-i hak bir bid'atten el çektikleri zaman, onlar (bidate) devam ettiler.

Onlar (ehl-i hak) hakka müdavim olsalar. bundan geri kalırlar. Eğer fll kelerdir dese tasdik ederler. Eğer zencinin rengi değişti, kırmızı oldu dese (onu da tasdik ederler.) Devenin idrarından dana kararsız (düzensiz) dirler. Zira ileri giderken geri geliverir.  Tıpkı Hristiyanîann İsa'ya (a.s.) iftira ettikleri gibi Cafer'e iftira edenlere de yazıklar olsun.

 

EBU MUHAMMED: Cifr'den maksat, Cifr derisidir.

 

Rafıziler İmam-ı Cafer'in, kıyamete kadar olacak olan ve kendilerinin bilmesi gereken herşeyi bu deriye (cifr) yazdığını iddia etmişlerdir.

 

(Rafızilerin tefsirlerine gelince:) "Ve Süleyman (a.s.) Davud'a (a.s.) varis oldu." (NemI 16) ayetindeki "Süleyman" onlara göre" İmam"larıdir ve Peygamberimizin (s.a.v.) ilmine varis olmuştur.

 

Allahu taalanın "Allah size bir sığır kesmenizi emrediyor.." (Bakara 67) ayetindeki boğazlanması istenen sığırın Hz. Aişe (r.anha) olduğunu, (boğazlanan) sığırın bir parçası ile (katili bilinmeyen) ölüye vurun." (Bakara 73) ayetindeki vuran ve vurulanın Talha ile Zubeyr olduğunu, (Kur'an'da geçen) hamr (şarap) ve meysir (kumar) dan kasdedilenin Ebu Bekr ve Ömer olduğunu...

 

Cibt ve tağut (ruhlu ve ruhsuz putlar) dan maksadın Muavtye ve Amr b. As olduğunu ve bunun gibi -zikretmeyip terkettiğimiz ve bizim bu kitabımızı görenin Okumaktan vazgeçeceği kadar- acaib şeyler söylemişlerdir,

 

Ediblerden bazısı, şöyle derdi: Ben Rafızilerin Kur'an'ı tefsir etmelerini, tıpkı Mekke'li birinin yapmış olduğu şiir teviline benzetirim. Birgün, o, şöyle demişti: "Benu Temîm kabilesinden daha yalancısını görmedim. Onlar şairin: "İçinde Zurara, Mucaşi, Ebu'l-Fevaris ve Nehşel'in bulunduğu bir ev" (Yani:Temim kabilesi öyle bir kabiledir ki,içerisinde urara, Mucaşi, Ebu'l-Fevaris ve Nehşel gibi meşhur adamlar mevcuttur. -Mütercim-) beytinin kendi kabilelerinden bazı adamlar hakkında söylendiğini iddia ediyorlar." dedi. Bunun üzerine kendisine bu beyt hakkında sen ne diyorsun" denilince; el-Beyt (ev) Beytullah (Allah'ın evi Ka'be)dir, Zurare ise Hacer-i Esved'dir, dedi. Peki mucaşi nedir? denildi. "Zemzem"dir, suyu taştığı için mucaşi denmiştir, dedi. "Ebu'l-Fevaris" nedir? denildi, o da (Mekke'deki) Ebu Kubeys dağıdır, dedi. "Nehşel'' nedir? denildi, "nehşel bunların en zoru!" dedi, bir müddet düşündükten sonra, "nehşel" de Ka'be'nin kandilidir. Çünkü uzun ve siyahtır. İşte nehşel budur, dedi.

 

 

2- Rafızî Fırkasının Kolları

 

Rafıziler bid'at fırkalarının en çok parçalananı ve en çok kollara ayrılanıdır. Onların bir kısmına "Beyan" adı verilen bir adama mensub olmalarından dolayı el-Beyaniyye denilmiştir. Bu adam, taraftarlarına: Allah "Bu (Kur'an) insanlara bir açıklama Allah'tan korkanlara yol gösterme ve öğüttür." (Al-i Imran 138) ayetinde -beyan sözü ile- buna işaret etnıektedir, demiştir. Bu adamlar Kur'an'ın mahluk (yaratılmış) olduğunu ilk olarak söyleyen kimselerdir.

 

Mansuriyye kolu ise Ebu Mansur el-Kisf in ashabıdır. Birgün el-Kisf, ashabına: "Eğer gökten bir parça (kisf), düştüğünü görseler.." (Tur 44) ayeti benim hakkımda nazil oldu, demiştir...

 

el-Hannakun ve eş-Şeddahun fırkaları da Rafizilerdendir.

 

Rafızilerden. el-Gurabiyye ise, Hz. Ali'nin, Nebi (s.a.v.)'e bir karganın (el-ğurab) diğer bir kargaya benzemesinden daha fazla benzediğini söyleyenlerdir. Cebrail Ali'ye gönderildiği halde, bu benzerlikten dolayı şaşırıp (vahyi Hz. Muhammed'e getirmekle) hataya düştü, derler.

 

EBU MUHAMMED: Biz bid'at ve heva ehli içinde bir beşere ilahlık isnad eden onlardan başka bir kimse bilmiyoruz. Çünkü Abdullah b. Sebe Ali'nin rububiyetini iddia etmiştir. Hz. Ali de onları böyle söylediklerinden dolayı ateşte yaktırmıştır. Bu hususta Hz. Ali şöyle bir beyt söylemiştir: "Baktım ki iç kötü bir hale varmış, yaktım ateşimi çağırdım Kanber'i"

 

Keza o nlardan başka, kendisi için peygamberlik iddia eden bir kimse bilmiyoruz. Zira el-Muhtar b. Ebi Ubeyd (es-Sakafî) kendisinin peygamber olduğunu iddia etmiş ve Cebrail ve Mîkail'in kendisine geldiğini söylemiş, etrafındakiler de onu tasdik edip ona tabi olmuşlardır. Bunlara el-Keysaniyye denilir.

 

BİR SONRAKİ İÇİN TIKLA: