TAHARET / KADIN - HAYIZ |
C. ADET GÖRMEYE İLİŞKİN
HÜKÜMLER
Nevevİ, [adet dönemi ve
temizlik dönemine ilişkin sürelerden bahsettikten sonra] adet görmeye ilişkin hükümler
konusuna başlayarak şöyle demiştir: Adet döneminde, cünüplük sebebiyle haram
olan şeyler haram olur.
[Bunun dışında şunlar da
haram olur]:
1. Şayet kadın adet
kanının camiyi kirleteceğinden korkarsa mescitten geçmesi haramdır.
2. Oruç tutması
haramdır. Orucu kaza etmesi gerekir, namazı ise kaza etmesi gerekmez.
3. Kadının göbek ile diz
kapağı arasındaki bölüm[den kocasının yararlanması] haramdır.
Bir görüşe göre yalnızca
cinsel ilişki haramdır.
Adet kanı kesilince
kadının yıkanmasından önce oruç ve boşama dışındaki şeyler helalolmaz.
A. ADET DÖNEMİNDE YAPILMASI HARAM OLAN
FİİLLER
B. ADET DÖNEMİ YASAKLARININ SONA ERDİĞİ
ZAMAN
A. ADET DÖNEMİNDE
YAPILMASI HARAM OLAN FİİLLER
Adet görme sebebiyle
cünüplükten dolayı haram olan; namaz vb. şeyler haram olur. (1) Çünkü adet görme
cünüplükten daha ağır bir durumdur. Nitekim adet döneminde, cünüplükte haram
olanların ötesinde bazı şeylerin de haram olması bunu gösterir.
(1) Cünüplük sebebiyle haram olan şeyler
için "cünüplükte haram olan fiiller" bölümüne bakınız.
Adet döneminde
cünüplükten farklı olarak şunlar da haramdır:
1. Adet kanının camiyi
kirletmesinden korkan kadının camiden geçmesi
Şayet kadın adet kanının
camiyi kirleteceğinden korkarsa, camiyi necasetten korumak için camiden geçmesi
haram olur. Şayet kanın düşmeyeceğinden emin olursa, tıpkı cünüp şahıs gibi
camiden geçmesi caiz olmakla birlikte el-Mecmu'da belirtildiğine göre bu
mekruhtur.
Bu hüküm yalnızca adet
gören kadına özgü değildir. Üzerinde necaset bulunan ve bunu camiye
bulaştırmaktan korkan herkes için hüküm aynıdır. Örneğin idrarını tutamayan,
istihaza olan, ayakkabısında yaş bir necaset bulunan kimseler böyledir.
Ayakkabısında necaset bulunan kimse camiye girmek istediğinde girmeden önce
ayakkabılarını silkelemelidir.
2. Oruç tutmak
Adet gören kadının oruç
tutması da haramdır. Orucu kaza etmesi gerekir, namazı ise kaza etmesi
gerekmez.
a. Adet gören kadının
oruç tutmasının hükmü
Adet gören kadının oruç
tutmasının haram olduğu ve [tutsa bile] bunun sahih / geçerli olmadığı
konusunda icma vardır. (icma 22)
İmam [Cüveynl] şöyle
demiştir: Kadının orucunun sahih olmaması ifadesinin bir anlamı yoktur. Çünkü
temiz olmak orucun şartı değildir.
Oruç, adet gören kadına
önce farz olup sonradan mı düşmüştür, yoksa hiç farz olmayıp onun kazası yeni
bir emirle mi farz olmuştur? Bu konuda iki görüş vardır. Daha doğru olan ikinci
görüştür.
Gazali el-Basft'te şöyle
demiştir: Bu görüş ayrılığının fıkhi bir anlamı yoktur.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Bu ve benzeri görüş ayrıiıklarının etkisi yeminler ve tasarrufları
şarta bağlama konularında görülür. Örneğin kişi karısına "oruç sana ne
zaman farz olursa o zaman boşsun" dese görüş ayrılığına göre sonuç farklı
olur.
Başka bazıları ise bu
görüş ayrılığının pratiğe nasıl etkide bulunduğuna dair kimi örnekler
vermiştir, ancak bu zayıftıL
b. Adet gören kadının
adet süresince tutmadığı orucu kaza etmesi
Adet gören kadın,
namazın aksine, adet süresince tutmadığı oruçları kaza eder.
[*] - Çünkü Hz. Aişe
(r.a.) şöyle demiştir: [Nebi (s.a.v.) döneminde] biz kadınlardan biri adet
gördüğünde bize orucu kaza etmemiz emredilir, namazı kaza etmemiz ise
emredilmezdi.
Bu hadisi Buhari ve
Müslim rivayet etmiştir.
Bu konuda icma söz
konusu olmuştur.
Bu hükmün aklı gerekçesi
de şudur: Adet dönemi içinde kadının kılmadığı namaz sayısı çoktur. Kadının
bunları kaza etmesi zorluğa yol açar. Oruç ise böyle değildir.
Nevevi "adet gören
kadının namazının durumu" meselesini "namaz" kitabının başında
tekrar zikretmiştir.
Adet gören kadının
namazını kaza etmesi haram mıdır mekruh mudur? Bu konuda el-Mühimmat adlı
eserde zikredildiğine göre [şu şekilde] görüş ayrılığı vardır.
[Birinci görüş]: Orada
İbnü's-Salah'tan nakledildiğine ve Nevevl'nin Beyzavl'den naklettiğine göre bu
haramdıL Çünkü Hz. Aişe (r.a.) bunu kendisine soran kadının namazı kaza
etmesini yasaklamıştır. Ayrıca kaza, yapılması emredilen şeylerde söz konusu
olur.
[İkinci görüş]:
İbnü's-Salah, Rüyani ve 'İdi'den bunun mekruh olduğu görüşü nakledilmiştiL Bu,
deli ve baygın kişinin durumundan farklıdır; çünkü onların namazı kaza etmesi
sünnettir.
Hocamız Zekeriya
el-Ensarl'nin de dediği gibi "kaza etmenin haram olmadığı" görüşü
daha yerinde görünmektedir. Hz. Aişe'nin bunu yasaklamasının bir etkisi yoktur.
Namazın niçin kaza edilmediğini temellendirirken ileri sürülen gerekçe, deli ve
baygın kişinin namazları kaza etmesi meselesinde delinmektedir.
Buna göre kadın namazı
kaza etse namaz yerine gelmiş olur mu olmaz mı? Bu konuda farklı görüşler
vardır. Daha güçlü olan görüşe göre bu namaz yerine gelmiş olmaz. Çünkü namaz
konusunda temel prensip; kılınması talep edilmeyen namazın, sonradan kaza ile
yerine getirilemeyeceğidir. Adet gören kadının orucu sonradan kaza etmesinin
gerekli olması Nebi (s.a.v.)'in başka bir emrinden anlaşılmaktadır. Oruç ona
adet döneminde ve lohusalıkta farz değildi; çünkü kadının bu dönemde oruç
tutması yasaklanmışt!. Bir şeyin hem yasaklanması hem de farz kılınması söz
konusu olamaz.
3. Adet gören kadının kocası
tarafından boşanması
Zifaf yapmış bir kadın
adet gördüğünde kocasının adet döneminde onu boşaması haramdır. Bu konu ileride
ilgili bölümde ele alınacaktır. Bunun delili şu ayettir: "Kadınları
boşayacağınızda onları iddetlerini gözeterek boşayın." [Talak,1]. Yani
kadınların iddet saymaya başlayabilecekleri [temizlik] vaktinde onları boşayın.
Bunun aklı delili de
şudur: Kadının adet döneminde boşanması iddet süresini uzatmak suretiyle kadına
zarar verir. Çünkü adet dönemi iddet süresi içinde hesaplanmaz. Şayet kadın
hamile ise adetli iken boşanması haram olmaz; çünkü kadının iddeti doğum
yapmasıyla sona erer.
4. Hadesi
[abdestsizliği] gidermek için taharet yapmak
Adetli kadın, abdest
alması halinde sahih olmayacağını bilerek ibadet kastı ile abdest alırsa,
abdestin hükmü ile oyun oynadığından haram bir şey yapmış olur. Ancak beden
temizliğini sağlamak için yapılan -hac sırasında yapılan gusüller vb.- taharete
gelince adetli kadın bunu yapabilir. Bu konu, ilgili bölümde ele alınacaktır.
5. Adet gören kadının
göbek ile diz kapağı arasından yararlanmak
Kadının göbek ile diz
kapağı arasındaki bölüm[den kocasının yararlanması] haramdır.
Bir görüşe göre yalnızca
cinsel ilişki haramdır.
[Kadın adet döneminde
iken kocası ile ne tür cinsel faaliyetlerde bulunabileceği konusunda iki farklı
görüş vardır]:
[Birinci görüş]: Kadının
adet gördüğü dönemde haram olan fiillerden biri de kocasının -cinselorganının
üzerinde [prezervatif vb.] bir engel bulunsa bile- cinselorganından onunla
ilişkide bulunması ve -şehvetsiz bile olsa- göbeği ile diz kapağı arasından
yararlanmasıdır.
Bununla ilgili deliller
şunlardır:
[1] - Yukarıda
zikrettiğimiz ayetteki "ay halinde olan kadınlardan uzak durun."
[Bakara, 222] ifadesidir.
[2] - Ebu Davud'un iyi
bir senetle rivayet ettiğine göre; Nebi (s.a.v.)'e "kişinin adet döneminde
olan karısı ile neleri yapmasının helal olduğu" soruldu. O da şöyle cevap
verdi: [Cinsel ilişkiye girmeksizin ve kadın soyunmaksızın] Elbisesi üzerinden
yararlanmak [sevişmek] helaldir. (Ebu Davud, Taharet, 213)
Bu hadisten anlaşılan
zıt anlam [hadisin mefhum-ı muhalifi] Müslim' de yer alan şu hadisin genel
ifadesini de sınırlandırmaktadır: Cinsel ilişki dışında her şeyi
yapabilirsiniz. (Müslim, Hayız, 692)
Ayrıca elbisenin
altından yararlanmak [elbiseyi çıkartarak sevişmek] cinsel ilişkiye götürür. Bu
ise şu hadisten dolayı yasaklanmıştır: Bir koruluğun etrafında hayvan otlatan
kimsenin hayvanı her an koruluğa dalabilir. (Buharl, iman, 50)
[İkinci görüş]: [Zayıf]
bir görüşe göre kadın adet döneminde iken yalnızca cinsel ilişki haramdır,
bunun dışındaki [hiçbir sevişme] haram değildir.
Nevevİ et-Tahkik adlı
eserinde yukarıda geçen Müslim'in rivayet ettiği hadis sebebiyle bu görüşü
tercih etmiş, bu hadisin Ebu Davud'un rivayet ettiği hadisin mefhum-i
muhalifini sınırlandırdığını söylemiştir.
Hocamız Zekeriya
el-Ensarı şöyle demiştir: Alimlerimizce kabul edilen [ilk] görüş daha
yerindedir. Çünkü buna uymak -korulukla ilgili hadisin de emri geregince-
ihtiyata riayet etme anlamına gelmektedir.
"Göbek ve diz
kapakları arası" ifadesi ile göbek, diz kapakları ve bedenin diğer
bölümleri dışarıda kalmış olmaktadır. Sevişmede buralardan yararlanma haram
değildir.
Ben et-Tahkik ve
el-Mecmu'daki ifadelere uygun olarak "sevişme" ifadesini kullandım.
Böylece şehvetle bakmak da dahil diğer yararlanmalar haramlık kapsamından
çıkmış olmaktadır. Bu haram değildir; çünkü şehvetle bakmak, kadının yüzünü
şehvetle öpmekten daha ötede bir durum değildir. Rafii her iki şerhinde ve
el-Muharrer' de, Müslim'de ona uyarak er-Ravda'da "yararlanma"
ifadesini kullanmıştır. Bu ifade şehvetle bakma ve dokunmayı da kapsamaktadır.
İsnevı şöyle demiştir:
"Yararlanma" ve "sevişme" ifadeleri arasında bir açıdan
genelliközellik ilişkisi vardır. Çünkü sevişme ister şehvetle ister şehvetsiz
olsun ancak dokunmakla olur. "Yararlanma" ise bakmak ve dokunmakla ve
yalnız şehvetli bir şekilde olabilir.
Alimlerimiz adet
dönemindeki kadının kocasının bedenine teması konusundan bahsetmemişlerdir.
Kıyasa göre adet gören kadının kocasının cinsel organına veya göbek ile diz
kapağı arasındaki bölgeye teması ve buralardan yararlanmasının hükmü, kocanın
karısından yararlanmasının hükmü gibidir.
Sonraki alimlerden
birinin dediği gibi burada kıyasın düzenle nmesinde doğru yaklaşım şöyle
olmalıdır: Kocanın, adet döneminde olan karısının bedeninde dokunması haram
olan yerlerin herhangi biriyle kadının kocasının bedenine dokunması yasaktır.
Buna göre koca karısının göbeği ile diz kapağı arasında kalan bölüm dışında
karısının bedeninin tümüne bedeninin herhangi bir yeri ile dokunabilir.
Kocanın, kadının göbek ile diz kapağı arasındaki bir yer ile kendi bedenine
dokunmasına müsaade etmesi haramdır.
Bir kimsenin, haram
olduğunu bilerek, kasten ve herhangi bir zorlama altında kalmaksızın adet
dönemindeki karısı ile cinsel ilişkide bulunması büyük bir günahtır.
EI-Mecmu'da alimlerimizden ve başka mezhep alimlerinden nakledildiğine göre bu
fiili işlemiş olan kimse bunun için keffaret cezasını yerine getirir. Ancak
bunun haram olduğunu bilmeyen, karısının adet döneminde olduğunu unutan veya
zorlama altında bunu yapan kimse ise farklıdır [onun için günah ve keffaret söz
konusu değildir]. Çünkü Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Allah (celle celalühü)
ümmetimden hata, unutma ve zorlama altında yapılan fiilleri[n sorumluluğunu]
kaldırdı.
Bu hasen bir hadis olup
Beyhakı ve başka hadisçiler tarafından nakledilmiştir. (Beyhakı, Hulu
ve't-talak, VII, 356. Hakim, Talak, II, 198)
Adet döneminde cinsel
ilişkinin haram olduğunu bile bile, bunu isteyerek ve herhangi bir zorlama
altında olmaksızın adet döneminin başlangıcında ve kanın kuvvetli olduğu
dönemde cinsel ilişkide bulunan kocanın saf altından bir miskal-i İslamı [bir
İslam dinarı] tasadduk etmesi, adet döneminin sonunda ve kanın zayıf olduğu
dönemde cinsel ilişkide bulunan kocanın ise yarım miskal tasadduk etmesi
sünnettir.
[*] - Bunun delili şu
hadistir: Kişi adet döneminde olan karısı ile ilişkide bulunduğunda şayet kan kırmızı
olarak akıyorsa bir dinar sadaka versin, kan sarı akıyorsa yarım dinar sadaka
versin.
Bu hadisi Ebu Davud ve
Hakim rivayet etmiş, Hakim hadisin sahih olduğunu söylemiştir. (Ebu Davud,
Taharet, 266; Hakim, Taharet, 1, 172)
Lohusalık da bu konuda adet
dönemine kıyas edilir. (Kıyas)
Cinsel ilişkide bulunan
erkeğin; kadının kocası veya başka birisi [cariyenin efendisi] olması arasında
fark yoktur. Koca dışındaki kimseler de hadiste geçen kocaya kıyas edilir.
(Kıyas)
Kan kesildikten sonra
kadın henüz gusletmeden önce ilişkide bulunmak, kanın kesilmesine yakın dönemde
ilişkide bulunmak gibidir. Bu, el-Mecmu'da zikredilmiştir.
Sadaka verecek kişinin
bunu bir fakire vermesi yeterlidir.
Sadakanın farz
olmamasının sebebi şudur: Bu cinsel ilişki, tıpkı homoseksüel ilişkide olduğu
gibi eziyet söz konusu olduğu için haram kılınmıştır. (Kıyas)
Adet dönemini şaşıran
kadınla cinsel ilişkide bulunmak bu kuralın dışındadır; bu ilişki haram olsa
bile keffareti gerektirmez.
Kadın adet gördüğünü
söylese ancak sözünün doğru olması imkansız olsa sözü dikkate alınmaz.
Söylediğinin doğru olması mümkün ise cinsel ilişki haram olur. Koca karısının
sözününün yalan olduğunu söylerse ilişki haram olmaz. Çünkü kadın kocasına inat
olarak bunu söylemiş olabilir. Ayrıca aslolan haram kılınmamış olmasıdır. Şu
durum bundan farklıdır: Koca karısına "adet gördüğünde boşsun" dese,
karısı da adet gördüğünü söylese, koca karısının sözünü yalanlasa bile boşama
gerçekleşir. Çünkü koca, boşama işlemini yalnızca karısının açıklaması ile
bilinebilecek bir şeye bağlamakla kusurlu davranmıştır.
Adet döneminde olan
kadının yemek yapması, dokunduğu su, hamur vb. nesnelerin kullanılması mekruh
değildir.
B. ADET DÖNEMİ
YASAKLARININ SONA ERDİĞİ ZAMAN
Adet kanı kesilince
kadının yıkanmasından önce oruç ve boşama dışındaki şeyler helalolmaz.
Adet kanı ve onun gibi
olan lahusalık kanı, kesilmesi mümkün olan süre içinde kesilince, "kadının
namazia yükümlü olmaması durumu" sona erer.
Kadının yıkanmasından
veya su yoksa teyemmüm etmesinden önceki yasaklar helal hale gelmez. Yalnızca
şunlar helal hale gelir:
1. Oruç tutmak: Çünkü
adedi kadının oruç tutmasının haram olması adet görmesi sebebiyledir,
abdestsizlik sebebiyle değildir. Nitekim cünüp kimsenin orucunun sahih olması
da bunu göstermektedir. Adet dönemi bittiğine göre oruç da helalolmuştur.
2. Boşama: Nevevİ
el-Muharrer'de bulunmayan bu ifadeyi kendisi eklemiştir. Boşama helalolur;
çünkü haramlığı gerektiren sebep, yani "iddeti uzatma" durumu ortadan
kalkmıştır.
3. Temizlenme: Çünkü
adet kanı kesilen kadının temizlenmesi emredilir.
4. Su ve toprak
bulunmadığında farz namazı o haliyle kılma.
Bunun dışındaki haramlar
kadının su ile yıkanmasına, su yoksa teyemmüm yapmasına kadar devam eder.
Cinsel ilişki yasağının
kadının yıkanmasına kadar devam ettiğinin delili şu ayettir: "onlar
[yıkanarak veya su yoksa teyemmüm ederek] temizleninceye kadar onlara
yaklaşmayın" [Bakara, 222]. (88)
Gazalı, adeti biten
kadın yıkanmadan önce onunla ilişkide bulunmanın doğacak çocuğun cüzamlı
olmasına yol açacağına dair bir görüş nakletmiştir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN