MUĞNİ’L-MUHTAC

NAMAZ  /  SECDE-İ SEHV

 

4. SEHİV SECDESİNİN SAYISI, YAPILIŞ ŞEKLİ VE ZAMANI

 

Namazda yapılan hatalar çok olsa bile namazdaki secde gibi iki sehiv secdesi yapılır.

Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesinin yapılacağı zaman teşehhüd ile selam arasıdır

 

Kasten selam verirse daha doğru görüşe göre sehiv secdesi yapma imkanı elden gitmiş olur.

 

Yanılarak selam vermişse:

a) aradan uzun zaman geçmişse Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesi yapma imkanı gider.

b) Aradan uzun zaman geçmemişse, Şafii'nin açık ifadesine göre secde imkanı kaçmamış olur. Bu durumda iken secde ettiğinde -daha doğru olan görüşe göre- namaza dönmüş olur.

 

Cuma namazını kıldıran imam yanılsa ve sehiv secdesi yapsalar, sonra cumayı kaçırdıklarını anlasalar, bunu öğle namazı olarak tamamlarlar ve sehiv secdesi yaparlar.

 

Kişi yanıldığını zannederek sehiv secdesi yapsa sonra yanılmadığını anlasa, daha doğru görüşe göre bunun için sehiv secdesi yapar.

 

A. NAMAZDA BİRDEN FAZLA YANILMA DURUMU

B. SEHİV SECDESİNİN ŞEKLİ

C. SEHİV SECDESİNİN YAPILMA ZAMANI

D. BİRDEN FAZLA SEHİV SECDESİ YAPILMASI

 

A. NAMAZDA BİRDEN FAZLA YANILMA DURUMU

 

Namazda yapılan hatalar çok olsa bile namazdaki secde gibi iki se hiv secdesi yapılır.

Namazda ne kadar çok yanılma olursa olsun sehiv secdesi iki tanedir.

 

[*] - Çünkü zülyedeyn hadisinde yer aldığına göre Nebi {s.a.v.) bir sehiv secdesi ile yetinmiştir. Oysa birden fazla yanıimıştır. Çünkü iki rekatta selam vermiş, konuşmuş ve yürümüştü. (Müslim, Mesacid, 1286; Ebu Davud, Salat, 1021; İbn Mace, İkametü's-salat, 1203)

 

Kişi dört rekatlık bir namaza tek başına başlasa, bir rekat kılsa ve bu rekatta yanılsa, sonra namazını kısaltarak kılan bir imama uysa, imam da yanılsa ve secde etmese, imamın selam vermesinden sonra bu kişi dördüncü rekata gelse ve o rekatta da yanılsa bütün bu yanıimalar için iki secde yeterlidir.

 

Bu iki secde;

a) bütün yanılmalar içindir

b) yahut kendisinin niyet ettiği yanılma içindir.

 

İkinci durumda, diğer secdeleri [yani niyet etmediği secdeleri] terk etmiş olur.

Sehiv secdesinin iki secdeden ibaret olması tek secde yaptığında namazın bozulmasını gerektirir. Nitekim İbnü'r-Rif'a'dan bu görüş nakledilmiştir. Ancak Kaffal fetvalarında bu durumda namazın bozulmayacağını tek görüş olarak belirtmiştir. Rafiı'nin "kişi tilavet secdesi yapmak için eğilirken bundan vazgeçse [namazı batıl olmaz]" hükmüne gerekçe olarak şunu zikretmiştir: "Çünkü bu secde sünnettir. Kişi bu secdeye hiç başlamama hakkına sahip olduğu gibi başladıktan sonra tamamlamama hakkına da sahiptir." Rafii'nin zikrettiği bu gerekçe de Kaffal'in fetvasını desteklemektedir.

 

Hocamız Zekeriya el-Ensarı şöyle demiştir: Rafii'nin sözünden anlaşılan karine gereğince İbnü'r-Rif'a'nın görüşü "kişi başlangıçta secde yapmayı kastettiğinde" şeklinde yorumlanır. KaHal'in görüşü ise "kişi bir secde yaptıktan sonra bununla yetinmeye niyet ettiğinde" şeklinde yorumlanır.

 

Bu, güzel bir birleştirmedir.

 

 

B. SEHİV SECDESİNİN ŞEKLİ

 

1. Sehiv secdesi namazın secdeleri gibi iki secdedir.

 

Yani farzları ve mendupları bakımından, diğer bir deyişle; alnı yere koyma, bir süre hareketsiz kalma, yere yüklenme, kalçanın yukarıda başın aşağıda yer alması, iki secde arasında sağ ayağı dikip sol ayağı yayarak üzerine oturma, iki secdeden sonra teverrük oturuşu yapma gibi hususlar bakımından bu iki secde namazın secdeleri gibidir.

Bazıları sehiv secdesinde şunu söylemenin mendup olduğunu belirtmişlerdir:

"Sübhane men la yenamu ve la yeshu" = Uyumayan ve hata etmeyen [Rabbim]i tenzih ederim!

 

Nevevi ve Rafii, bu duanın duruma uygun olduğunu söylemişlerdir.

 

Zerkeşi şöyle demiştir: Bu dua, kişi secdeyi gerektirecek şeyi kasten yapmamışsa uygun olur. Şayet bunu kasten yapmışsa layık olan istiğfar etmektir.

 

Ezrai şöyle demiştir: İki secde arasında yapılacak zikir konusunda alimler bir açıklama yapmamışlardır. Zahir olan bunun namazdaki secdeler arasında yapılan zikir gibi olmasıdır.

 

2. Kişi sehiv secdesi yaparken secdede bulunması gereken şartlara riayet etmezse [ne olur?]

 

İsnevi şöyle demiştir: Namaza muteber olmayan bir fiil eklemesi açısından namazın batıl olması muhtemelolmakla birlikte daha yerinde olan görüş bu namazın sahih olmasıdır. Bu hareketi ile nafileyi tamamlamaktan vazgeçmiş olur.

 

Yukarıda İbnü'r-Rif'a ve Kaffal'in görüşlerini birleştirme konusunda söyledikleri burada da söylenebilir.

 

 

C. SEHİV SECDESİNİN YAPILMA ZAMANI

 

Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesinin yapılacağı zaman teşehhüd ile selam arasıdır.

 

A. SEHİV SECDELERi SELAMDAN ÖNCE MİDİR SONRA MIDIR?

 

[Sehiv secdesinin ne zaman yapılacağı konusunda İmam Şafii'ye ait üç görüş vardır:]

[Birinci görüş]: Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesinin yapılma zamanı teşehhüd ile selam arasıdır.

 

[*] - Bunun delili daha önce geçen Müslim'deki hadistir.

 

[*] - Ayrıca Nebi {s.a.v.) sahabeye öğle namazını kıldınrken ikinci rekatta oturmayıp ayağa kalktı. Sahabe de onunla birlikte ayağa kalktı. Namazın bitmesine yakın insanlar onun selam vermesini beklerken o oturdu ve selam vermeden önce tekbir alıp iki secde yaptı, daha sonra selam verdi. (Buhari, Ezan, 829; Müslim, Mesacid, 1269)

 

[*] - Zühri' şöyle demişti: Nebi {s.a.v.)'in iki uygulamasından en son olanı sehiv secdesinin selamdan önce yapılmasıdır.

 

[Bunun akıl delili de şudur:]

 

Sehiv secdesi namazın yararı içindir, bu yüzden tıpkı namazda bir secdenin unutulması durumunda olduğu gibi selamdan önce yapılır. (Kıyas)

 

Bu görüşü kabul edenler, Nebi {s.a.v.)'in Zülyedeyn hadisinde selamdan sonra sehiv secdesi yapmasını şöyle açıklamışlardır: Nebi {s.a.v.)'in bu secdesi kasdi olmamıştı. Ayrıca yanılma ister namazda bir fiili fazladan yapma, ister bir fiili eksik yapma isterse her ikisi ile gerçekleşmiş olsun bu olay sehiv secdesinin hükmünü beyan etmek için gerçekleşmemiştir.

 

Şafii'nin yeni görüşünün karşısında iki tane eski görüşü vardır: [İkinci görüş]: Şafil'nin eski görüşlerinden birine göre kişi namazda bir fiili eksik yaptığında selamdan önce, bir fiili fazla yapma yaptığında selamdan sonra sehiv secdesi yapar.

 

[Üçüncü görüş]: Şafil'nin eski görüşlerinden bir diğerine göre kişi sehiv secdesini ister selamdan önce isterse selamdan sonra yapabilir. Çünkü Nebi (s.a.v.) tarafından her ikisi de yapılmıştır.

 

B. SEHİV SECDESİ YAPACAK KİŞİ TEŞEHHÜDDEN SONRAKİ DUALARI OKUR MU?

 

Nevevl'nin "teşehhüd ile selam arasında" ifadesinden şu anlaşılır: Kişi teşehhüdü ve onunla birlikte Nebi (s.a.v.)'e ve ailesine salavat okuma ve diğer duaları yaptıktan sonra sehiv secdesi yapar.

 

İbnü'l-Mukri bunu "sehiv secdelerinin zamanı, selamın hemen öncesidir" diyerek belirtmiştir. "Hemen öncesi" diye belirtmesi selam ile sehiv secdesi arasına namaz fiillerinden hiçbir şeyin girmeyeceğini gösterir. Ancak namaza sonradan katılan kişi imam'ın vekili olur ve yerine ve kil olduğu imam da yanılmış olursa bu durumda Mesbuk imamın namazının sonunda iki sehiv secdesi yapar, arkasındakiler de bunu yapar, daha sonra Mesbuk ayağa kalkar ve cemaati terk eder.

 

Kadı Hüseyin teşehhüdde oturuşun şu şekilde olacağını belirtmiştir:

Sehiv secdesi için niyet şarttır; çünkü namaz niyeti bunu içermemektedir.

Sehiv secdesinden sonra teşehhüd yapılması istenmez.

 

C. SEHİV SECDESİ YAPMA İMKANlNIN KAYBEDİLDİĞİ VE KAYBEDİLMEDİĞİ DURUMLAR

 

Kasten selam verirse daha doğru görüşe göre sehiv secdesi yapma imkanı elden gitmiş olur.

 

1. Sehiv secdesi yapmadan kasten selam vermek

 

Kişi, namazda hata yaptığını hatırladığı ve sehiv secdesi yapması gerektiğini bildiği halde kasten [secde yapmadan] selam verirse [bir daha secde yapabilir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe göre secde yapma imkanı elden gitmiş olur. Çünkü selam vermekle namazı bitirmiştir.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre kasten selam vermek yanlışlıkla vermek gibidir. Aradan çok zaman geçmemişse secde eder, çok zaman geçmişse secde etme imkanı elden gitmiş olur.

 

2. Sehiv secdesi yapmadan yanılarak selam vermek

 

Yanılarak selam vermişse:

a) aradan uzun zaman geçmişse Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesi yapma imkanı gider.

b) Aradan uzun zaman geçmemişse, Şafii'nin açık ifadesine göre secde imkanı kaçmamış olur. Bu durumda iken secde ettiğinde -daha doğru olan görüşe göre- namaza dönmüş olur.

 

Kişi yanılarak selam vermişse [iki durum söz konusudur]: [Birinci durum]: Selam verdikten sonra öde göre uzun zaman geçmişse [sehiv secdesi yapabilir mi? Bu konuda İmam Şafii'ye ait iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Şafii'nin yeni görüşüne göre sehiv secdesi yapma imkanı elden gitmiş olur. Çünkü selam verdiğinde artık secde yapacak bir durum kalmamış, aradan uzun zaman geçtiği için önceki namaza devam etme imkanı da gitmiştir.

 

[İkinci görüş]: Namazda eksik bir fiil yapma sebebiyle sehiv secdesi yapılacağında kişi secde yapmadan selam verdiğinde secde imkEmı elinden gitmez. Çünkü sehiv secdesi bir ibadeti telafi için yapılmakta olduğundan, hacdaki telafiler gibi ibadetten sonra olması caizdir. (Kıyas)

 

[İkinci durum]: Selam verdikten sonra uzun zaman geçmemişse [bakılır]

 

[a] - Şayet sehiv secdesi yapmak istemiyorsa secde yapmaz. Çünkü buna karşı isteği yoktur. Bu durumda o kasten selam vermiş kimse gibi olup, sehiv secdesi yapma imkanını kendi isteği ile yitirmiştir.

 

[b] - Şayet sehiv secdesi yapmak istiyorsa [secde imkanı kaçmış

olur mu? Bu konuda Şafii'ye ait iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Şafii'nin açık ifadesine göre secde imkanı elden kaçmış olmaz. Yukarıda geçen ve buna yorulan hadis bunun delilidir.

 

[İkinci görüş]: [Zayıf] bir görüşe göre namaza tekrar dönerek selamı ilga etmiş olmamak için burada secde imkanının elden kaçtığına hükmedilir.

 

[Şu durumlarda sehiv secdesi yapma imkanı elden kaçmış olur]

> Kişi cuma namazında selam verse ve peşinden vakit çıksa,

> Namazı kısaltarak kılan kişi selam verse ve ikamete niyet etse,

> Kişinin bindiği gemi ikamet ettiği yere varsa,

 

Bu durumlarda kişi secdeyi kaçırmış olur, bir daha secde yapmaz. Çünkü secde yapacak olursa; birinci durumda bu Cuma namazının koçmasına yol açar. İkinci durumda namazın bir kısmını sebebi yokken kılmış olur. Secdeyi yapmamakla birlikte Cuma namazı ve kısa kıldığı namaz sahih olur.

 

> Teyemmüm yapan kişi selam verdikten sonra su görecek olursa,

> Mesh yapan kişi selam verdikten sonra mesh süresi dolarsa,

> Mesh yapan kişi selam verdikten sonra mestleri yırtılırsa,

> Sürekli abdesti bozulan [özür sahibi] kimse selam verdikten sonra iyileşirse.

> Kişi selam verdikten sonra abdesti bozulursa. Bu durumda kişi su içinde bulunsa ve derhal abdest alması mümkün olsa bile sehiv secdesini telafi edemez.

 

Mesele:

 

Namazda yanılan ve secde yapmadan selam veren kişi;

a) Şafil'nin açık ifadesine göre aradan az bir zaman geçtikten sonra,

b) Şafil'nin eski görüşüne göre aradan uzun bir zaman geçmiş olsa bile secde yapsa [namaza dönmüş olur mu? Bu konuda iki görüş vardır]:

 

[Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre herhangi bir başlama tekbiri söz konusu olmaksızın namaza geri dönmüş olur. Bu, selam verdikten sonra bir rüknü yapmadığını hatırlamak gibidir. (Kıyas)

 

El-Mühimmat'ta belirtildiği üzere bu durumda uygun olan kişinin eğilerek secdeye dönmesidir. Hatta Gazalı ve bir grup alimin sözünden anlaşıldığına ve Hocam Remli tarafından itimad edilen görüşe göre bu durumda kişi secdeyi isteyerek eğilmetidir.

Şayet bu durumda iken;

a) kişinin abdesti bozulacak olsa namazı da bozulur.

b) Namazını kısaltarak kılan kişi secdede iken namazı tamamlamaya niyet ederse,

c) gemisi ikamet ettiği yere ulaşırsa bu durumda namazı tam kılması gerekir. Teşehhüdü tekrarlamaz, selamı tekrarlar.

 

[İkinci görüş]: Bu durumda kişi namaza dönmüş olmaz; çünkü selam vermekle namazdan çıkma gerçekleşmiştir.

 

Not:

1) EI-Hadim'de şöyle denilmektedir:

Alimlerin "namaza dönmüş olur" sözünden iki şey anlaşılabilir:

a) Kişi secdeye döndüğünde biz onun namazdan çıkmamış olduğunu anlarız.

b) Kişi namazdan çıkmıştır, ancak secde edince geri dön-

müştür.

 

Doğru olan birincisidir. Çünkü bir namazdan çıkıp da niyet ve başlama tekbiri olmaksızın tekrar o namaza dönmek imkansızdır.

 

İmam Cüveyni de bunu ifade etmiştir.

2) Yukarıda "kişi namazda ne kadar hata yaparsa yapsın iki secde yapması yeterlidir" dedik. Bu secdeler secdeden önceki, secde esnasındaki ve secdeden sonraki hataları telafi eder.

 

Buna göre kişi namazında yaptığı hata için sehiv secdesi yapsa, sonra selam vermeden önce konuşma vb. bir sebeple bir daha hata yapsa veya sehiv secdesini yanlışlıkla iki kere değil de üç kere yapsa bir daha sehiv secdesi yapmasına gerek yoktur. Çünkü tekrar yapacağı sehiv secdesinde de hata yapmayacağının bir garantisi yoktur. Bu ise zincirleme bir şekilde gider [kısır bir döngüye yol açar.]

 

Demiri şöyle demiştir:

 

Bu meseleyi Ebu Yusuf, dilci Kisai'ye sormuştu. Çünkü Kisai bir ilimde derinleşenin başka ilimlerde de yolunu bulacağını iddia ediyordu. Ebu Yusuf, Kisai'ye "sen dilde ve edebiyatta önde gelen birisisin. Fıkıh'ta da yolunu bulabilir misin?" Kisai ona "ne istersen sarı" dedi. Ebu Yusuf "kişi sehiv secdesinde iki secde yerine üç secde yapsa bunun için secde yapar mı?" diye sordu. Kisai şöyle cevap verdi:

"Hayır yapmaz. Çünkü dilde ism-i tasğir küçültülmez."

 

Arap dilinde kelimenin ism-i tasgır formuna sokulması küçültme anlamı ifade eder. Buna göre mesela "esed" kelimesi aslan anlamında iken "üseyd" aslancık anlamına gelir. Normal kelime küçültülür ancak bir ke.re küçültülen isim [isim-i tasgır] tekrar küçültülmez.(çev.)

 

 

D. BİRDEN FAZLA SEHİV SECDESİ YAPILMASI

 

[Yukarıda birden fazla yanılma için bir sehiv secdesi yapılacağını belirttik. Ancak sehiv secdesi suret olarak birden fazla olabilir.]

 

A. CUMA NAMAZI

 

Nevevi bunu şu sözleri ile anlatmıştır: Cuma namazını kıldıran imam yanılsa ve sehiv secdesi yap salar, sonra cumayı kaçırdıklarını anlasalar, bunu öğle namazı olarak tamamlarlar ve namazın sonunda ikinci defa sehiv secdesi yaparlar. Çünkü ilk secdenin namazın sonunda yapılmadığı ortaya çıkmıştır.

 

B. YANILDIĞINI ZANNEDEREK SEHİV SECDESİ YAPMA

 

Kişi yanıldığını zannederek sehiv secdesi yapsa sonra yanılmadığını anlasa, daha doğru görüşe göre bunun için sehiv secdesi yapar.

 

Kişi yanıldığına kanaat getirse veya -Cüveyni'nin dediği gibiyanıldığına inansa ve sehiv secdesi yapsa, sonra yanılmadığı ortaya çıksa [tekrar sehiv secdesi yapması gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]

 

[Birinci görüş]: Daha doğru görüşe göre sehiv secdesi yapar; çünkü yanlışlıkla namaza fazladan iki secde eklemiştir.

 

Bunun ölçüsü şudur: Sehiv secdesi yapılırken yanılmak sehiv secdesini gerektirmez. Ancak yanılmanın gerçekleşip gerçekleşmediğinde yanılmak sehiv secdesini gerektirir.

 

[İkinci görüş]: Bu durumda sehiv secdesi yapılmaz. Çünkü sehiv secdesi namazdaki bütün bozuklukları telafi eder. Başkasındaki bozukluğu telafi ettiği gibi kendisindeki bozukluğu da telafi eder.

 

Bu şuna benzer: Kırk koyun içinden verilen bir koyun hem kendisi hem de diğer koyunların zekatı yerine geçer.

 

Kişi, kısaltarak kıldığı namazın sonunda sehiv secdesi yapsa, sonra namazı tam kılmasını gerektiren bir durum olsa ikinci defa sehiv secdesi yapar.

 

Bu örneklerde sehiv secdesi hükmen değil suretlgörünüş olarak birden fazladır.

Sehiv secdesine dair son sözler:

1. Kişi namazından bir rüknü unutsa, namazı bitirdikten sonra selam verse, ardından tekbir alarak yeni bir namaza başlasa [bakılır:]

 

[a] - Selam vermesi ile rüknü terk ettiğini kesin olarak anlaması arasında uzun zaman geçmeden bunu hatırlarsa -arada az miktarda konuşmuş olsa bile- ilk namaza devam eder, ikinci başladığı namaz başlamamış olur; çünkü birinci namaz devam etmektedir. İkinci olarak başladığı namazda yaptığı fiiller dikkate alınmaz.

 

[b] - Şayet aradan uzun zaman geçmişse ilk namaz bozulmuş olduğundan onu yeniden kılar. İkinci namaza başlamışsa ikinci namaz başlamış olur, çünkü ilk namaz batıl ol

muştur. Bu durumda ilk namazı iade eder.

 

2. Bir kimse

[a] - Cuma namazını unutarak dört rekat kılsa,

[b] - veya kısa kılacağı bir namaza başlayıp unutarak uzun kılsa,

her iki durumda da her rekattan bir secde unutmuş olsa iki rekat namaz kılmış olur, yanılması sebebiyle secde eder. İkinci durumda namazı tam kılması gerekmez; çünkü buna niyet etmemiştir.

 

3. Bir kimse namazda örneğin bir kunut terk ederek yanıldığını zannetse ve bunun için sehiv secdesi yapsa, selamdan önce kunut değil de başka bir yerde hata yaptığını anlasa yaptığı sehiv secdesi yeterli olur.

 

4. Bir kimse öğle namazını kılmaya başlasa, ikinci rekatta kendisinin ikindi namazında olduğunu zannetse, sonra üçüncü rekatta öğle namazında olduğunu anlasa -Beğavi ve İmrani'nin belirttiğine göre- bunun bir zararı olmaz.

 

Zerkeşi şöyle demiştir: Bu meselenin benzeri şudur: Kişi yatsı namazının kazasını kılmaya başlasa, sonra birinci rekatta iken kendisinin sabah namazında olduğunu, ikinci rekatta iken öğle namazında olduğunu, üçüncü rekatta iken ikindi namazında olduğunu, dördüncü rekatta iken akşam namazında olduğunu zannetse selamdan önce yatsı namazında olduğunu hatırlasa bunun bir zararı olmaz.

 

Bunun diğer bir benzeri de şudur: Kişi ertesi gününün pazartesi olduğunu zannederek o gün oruç tutmaya niyet etse, ertesi gün cumartesi olsa niyeti ve orucu sahih olur.

Hocamız Zekeriya el-Ensari'nin dediği gibi yukarıda ZerkeşI'nin "kaza" demesine gerek yoktur.

 

5. Kişi namaza başladıktan sonra başlama tekbirini almadığını zannetse ve namaza yeniden başlasa, sonra ikinci namazı bitirdikten sonra daha önce başlama tekbiri almış olduğunu hatırlasa bununla ilk namaz tamamlanmış olur. Şayet ikinci namaz bitmeden önce durumu anlarsa ilk namazı kaldığı yerden kılar. Her iki durumda da sehiv secdesi yapar. Çünkü kasten yapması halinde namazını bozacak bir şeyi unutarak yapmıştır, ki bu da ikinci defa başlama tekbiri almaktır.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

TİLAVET SECDESİ NEDİR