YOLCULUKTA NAMAZ |
C. iKAMET HALİNDE
NAMAZLARI CEM ETMENİN ŞARTLARI
Yağmur sebebiyle
namazları cem-i takdim şeklinde birleştirerek kılmak caizdir.
Şafii'nin yeni görüşüne
gore cem-i te'hir şeklinde kılmak caiz değildir.
Cem-i takdim şeklinde
kılmanın şartı yağmurun her iki namazın başlangıcında da bulunmasıdır.
Daha doğru görüşe göre
birinci namazdan selam verirken yağmurun bulunması şarttır.
Şayet eriyorsa kar ve
dolu da yağmur gibi kabul edilir.
Daha güçlü görüşe göre
ruhsat; camiye giderken yolda yağmurdan dolayı sıkıntının söz konusu olacağı
uzak bir camide cemaatle namaz kılan kişiye özgüdür.
A. YAĞMUR SEBEBİYLE
NAMAZLARI CEM EDEREK KILMAK
B. KAR VE DOLU
SEBEBİYLE NAMAZLARI CEM EDEREK KILMAK
C. YAĞMUR, KAR VE DOLU
SEBEBİYLE NAMAZLARI CEM EDEREK KıLMANIN ŞARTI
A. YAĞMUR SEBEBİYLE
NAMAZLARI CEM EDEREK KILMAK
Nevevi yağmur sebebiyle
namazların cem edilmesi konusunu ele alarak şöyle demiştir:
Yağmur sebebiyle namazları
cem-i takdim şeklinde birleştirerek kılmak caizdir.
1. Mukım bile olsa
yağmur sebebiyle namazları cem-i takdim şeklinde birleştirerek kılmak caizdir.
Ruyani'nin aksi yöndeki görüşüne rağmen Cuma namazı ile ikindi namazını
birleştirerek kılmak da caizdir.
Yağmur yalnızca elbiseyi
ıslatacak kadar zayıf bile olsa hüküm böyledir. Yine -birazdan geleceği üzere-
eriyen kar ve doluda ve tipide de hüküm böyledir.
Yağmur sebebiyle
namazları cem-i takdim şeklinde kılmak caizdir.
[*] - Bunun delili Buhari
ve Müslim'in İbn Abbas'tan rivayet ettiği şu hadistir: Resulullah (s.a.v.)
Medine'de öğle ve ikindi namazını birleştirerek kıldırdı, akşam ve yatsı
namazlarını da birleştirerek kıldırdı.
Müslim' de şu fazlalık
vardır: "Herhangi bir korku veya yolculuk durumu söz konusu olmadığı
halde".
İmam Şafii (r.a.) de
tıpkı İmam Malik (r.a.) gibi şöyle demiştir: "Ben bunun yağmur özrü ile
ilgili olduğunu düşünüyorum. "
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: Bu yorum, Müslim'in şu rivayeti sebebiyle reddedilir: "Herhangi
bir korku ve yağmur yağması söz konusu olmaksızın."
Beyhaki bu rivayete
şöyle cevap vermiştir: İlk rivayet çoğunluğun yaptığı rivayet olup onun esas
alınması daha iyidir. İbn Abbas ve İbn Ömer' den yağmur sebebiyle namazların
cem edileceği görüşü rivayet edilmiştir. Bu rivayetler, İmam Şafii (r.a.)'nin
yorumunu desteklemektedir.
Beyhaki dışındakiler ise
şöyle cevap vermişlerdir: "Yağmur olmaksızın" ifadesinin anlamı
"çok yağmur yağmadığı halde" veya "sürekli yağmur yağmadığı
halde" şeklindedir. Yağmur ikinci namazın kılınışı sırasında kesilmiş de
olabilir.
Şafii'nin yeni görüşüne
göre [yağmur sebebiyle namazları] cem-i te'hir şeklinde [ikincisinin vaktinde
birleştirerek] kılmak caiz değildir.
2. Şafii'nin yeni
görüşüne göre yağmur sebebiyle namazları ikincisinin vaktinde birleştirerek
kılmak caiz değildir. Çünkü yağmurun devam etmesi namazları cem eden kişiye
bağlı değildir; yağmur kesilebilir. Bu durumda bir özür bulunmaksızın birinci
namaz vaktinin dışına çıkarılmış olur.
Şafil'nin yeni görüşüne
göre bu caizdir. EI-İmla'da da bu görüş açık olarak ifade edilmiştir. Bunun
delili yağmurun yolculuğa kıyas edilmesidir.
Cem-i takdim şeklinde
kılmanın şartı yağmurun her iki namazın başlangıcında da bulunmasıdır.
3. Yolculukta namazların
cem edilerek kılınması için daha önce geçen şartların yanında yağmurda
namazları cem-i takdim şeklinde kılmanın şartı, -birleştirmenin bir özürden
kaynaklandığının kesinleşmesi için- [birleştirilerek kılınan] her iki namazın
başlangıcında da yağmurun bulunmasıdır.
Daha doğru görüşe göre
birinci namazdan selam verirken yağmurun bulunması şarttır.
4. [Birinci namazdan
selam verirken yağmurun devam etmesi şart mıdır? Bu konuda mezhep içinde iki
görüş vardır]
[Birinci görüş]: Böylece
yağmurun yağması ikinci namazın başlangıcına bitişmiş olmaktadır.
Bu şarttan
"yağmurun iki namaz arasında devam etmesinin dikkate alındığı"
anlaşılmaktadır ki zahir olan görüş de budur. Bunun dışında yağmurun
kesilmesinin bir zararı yoktur.
[İkinci görüş]: Rükıl ve
secdede olduğu gibi birinci namazın selamını verirken de yağmurun devam etmesi
şart değildir.
B. KAR VE DOLU
SEBEBİYLE NAMAZLARI CEM EDEREK KILMAK
Şayet eriyorsa kar ve
dolu da yağmur gibi kabul edilir.
Şayet eriyorsa kar ve
dolu da yağmur gibi kabul edilir. Yağmurla birlikte esen şiddetli rüzgar [tipi]
da böyledir. (kişiyi ıslatan yağmur, dolu vb. şeylerin bulunduğu şiddetli
fırtına)
C. YAĞMUR, KAR VE DOLU
SEBEBİYLE NAMAZLARI CEM EDEREK KıLMANIN ŞARTI
Daha güçlü görüşe göre
ruhsat; camiye giderken yolda yağmurdan dolayı sıkıntının söz konusu olacağı
uzak bir camide cemaatle namaz kılan kişiye özgüdür.
[Kimler yağmurda
namazlarını birleştirerek kılabilir? Bu konuda İmam Şafii {r.a.)'ye ait iki
görüş bulunmaktadır]
[Birinci görüş]: Daha güçlü
görüşe göre yağmurda namazları birleştirerek kılma ruhsatı, camiye giderken
-meşakkatin olup olmamasına bağlı olarak- yolda yağmurdan dolayı sıkıntının söz
konusu olacağı derecede örfen evinin kapısından uzak bir camide veya başka bir
yerde namazı cemaatle kılan kişiye özgüdür.
Namazı evinde tek başına
veya cemaatle kılan yahut bir barınakta [yağmurdan korunan bir yerde] kılan
kimse yahut yakın bir namazgahta namazı kılan kimse [yağmur sebebiyle]
namazları birleştirerek kılamaz; çünkü bir sıkıntı söz konusu değildir.
Nebi {s.a.v.}'in
eşlerinin evi mescidin bitişiğinde olduğu halde onun namazları birleştirerek
kılması konusunda alimler şunu söylemişlerdir: Nebi {scillallahu aleyhi ve
sellem}'in eşlerinin evleri farklı yerlerde idi, çoğunluğu da mescitten uzakta
idi. Onun birleştirerek kıldığı sırada kendisi yakında değildi. Ayrıca İbn Ebu
Hubeyre ve diğer alimlerin de belirttiği üzere imamın kendisi yağmurdan dolayı
bir sıkıntıyla karşılaşmasa bile kendisine uyanlar için namazı birleştirerek
kılabilir.
Tek başına namazgahta
namaz kılan kimse de birleştirerek kılamaz; çünkü söz konusu yerde cemaat
bulunmamaktadır.
Muhibbu't-Taberi şöyle
demiştir: Mescit ve benzeri bir yerde iken üzerlerine yağmur yağan kimseler
namazı birleştirerek kılabilir, aksi takdirde ikindi namazına kadar veya yatsı
namazına kadar cemaati beklemek zorunda kalacaktır. Bunda ise evine gidip daha
sonra namaz için yeniden dönme veya mescitte iken bekleme konusunda zorluk
bulunmaktadır.
Başkalarının
görüşlerinden de bu sonuç çıkmaktadır.
Diğer görüşe göre ise
kişi [yağmur yağması durumunda] mutlak olarak namazları birleştiterek
kılabilir.
Yağmur ve yolculuk
durumları dışında namazları cem ederek kılmak
Kişi yağmur yağması
durumunda ikindi namazını Cuma ile birlikte kılabilir. Hutbe esnasında yağmur
yağmasa bile bunu yapmak caizdir; çünkü hutbe namazdan değildir.
Geçenlerden
anlaşılmaktadır ki yolculuk ve yağmur dışında; hastalık, rüzgar, karanlık.
korku, çamur vb. sebeplerle namazlar birleştirerek kılınamaz. Mezhepte meşhur
olan görüş budur. Çünkü söz konusu durumlarda namazların birleştirilerek
kılınmasına dair bir rivayet söz konusu değildir. Ayrıca açık bir delil
olmadıkça namazların hangi vakitlerde kılınacağını gösteren rivayete aykırı
davranılmaz.
EI-Mecmu'da alimlerimizin
bir grubundan yukarıda sayılan durumlarda da namazların birleştirilerek
kılınabileceği görüşü rivayet edilmiştir. Nevevi şöyle demiştir: "Hastalık
ve çamur durumunda namazların birleştirilebileceği görüşü gerçekten çok güçlü
bir görüştür.'• O, er-Ravda' da da bu görüşü tercih etmiş, ancak meseleyi
hastalık durumunda namazları cem etme ile ilgili ele almıştır. ibnü'l-Mukrı de
bu görüşü kabul etmiştir.
[İsnevı] el-Mühimm6t'ta
şöyle demiştir: Bu görüşün Şafil'den rivayet edildiği ne de rastladım.
İslam şeriatının
güzellik [ve kolaylığına] uygun olan görüş de budur. Nitekim Yüce Allah "O
din hususunda size hiçbir güçlük kılmadı" [Hac. 78] buyurmuştur. Buna göre
hasta olan kimsenin kendisi için en kolay hükme riayet etmesi müstehaptır. İkinci
namazın vaktinde sıtmaya tutulan kimse cem-i takdimin şartlarına riayet ederek
namazlarını cem ederek kılar. Birincinin vaktinde sıtmaya tutulan kişi de
yukarıda geçen iki durum [hastalık ve çamur] sebebiyle iki namazı cem-i tehir
şeklinde kılabilir.
EI-Mecmu'da nakledilen
meşhur görüşe göre alimler Cuma namazı ve cemaat konusunda çamuru bir özür
olarak kabul ettikleri halde namazları birleştirerek kılmada bunu bir özür
olarak kabul etmemişlerdir; çünkü Cuma namazını kılmayan veya namazı cemaatle
kılmayan kişi bunların bedelini yapabilir. Oysa namazları cem ederek kılan
kimse herhangi bir bedelolmaksızın "namazı vaktinde kılma"yı terk
etmiş olmaktadır. Ayrıca Cuma namazı ve cemaatle namazda özür özel değildir.
Aksine şiddetli zorluğun söz konusu olduğu durumlar içinde çamur da vardır.
namazları cem ederek kılmak, sünnette geçen özür durumları ile sınırlıdır,
sünnette çamurlu iken cem etmeye dair bir rivayet yer almamaktadır.
Cem edilerek kılınan
namazların sünnetleri
Kişi öğle ve ikindi namazını
cem ederek kıldığında öğle namazının ilk sünnetini kılar. İster cem-i takdim
ister cem-i tehir şeklinde birleştirerek kılsın öğlenin ilk sünnetini daha
sonraya bırakabilir. Şayet cem-i tehir şeklinde kılıyorsa-ister öğleni ister
ikindiyi önce kılsın- iki namazın ortasında da kılabilir.
Akşam ile yatsıyı
birleştirerek kıldığında ikisinin sünnetlerini erteler. Şayet cem-i tehir
şeklinde kıldığında akşam namazını önce kılıyorsa akşam ın sünnetini arada
kılması mümkündür. Şayet cem-i tehir şeklinde kılarken yatsıyı önce kılıyorsa
yarada yatsının sünnetini kılabilir.
Bunun dışında sünnet
namaz kılması yasaktır.
Akşam ve yatsı namazının
ilk sünnetlerinin bulunduğu şeklindeki görüş de yukarıda belirtilen bilgilere
göre değerlendirilir.
Bu bilgiler doğrultusunda
öğle ve ikindi namazlarının cem-i takdim ve cem-i tehir şeklinde
birleştirilerek kılınmasında sünnetlerin nasıl kılınacağı artık gizli kalmayan,
açıkça anlaşılabilecek bir durumdur.
Yolculuğa özgü hükümler
Nevevi er-Ravda'da uzun
yolculuğa özgü olan ve olmayan hükümleri zikrettikten sonra şöyle demiştir:
Uzun yolculuğa özgü
ruhsatlar dört tanedir:
1) namazları kısaltarak
kılmak,
2) Oruç tutmamak,
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN